Kompleksler Hayata Karşı Direncimizi Kırıyor / Psikolojik Sorunlar
Bayanlar, ?Off çok kilom var. Ne giysem yakışmıyor. Güzel bir elbise giyemedim. Boyum da kısa.? diye iç geçirir. Erkekler ise ?Okul ve askerlik biteli çok oldu; ama hâlâ iyi bir evlilik yapama-dım.? diyerek kompleksli hale gelebilir. Halbuki komplekslere takılmadan hayatla barışık yaşama imkanı bizim elimizdedir.
Yaşadığımız toplumun genel kabullerine uygun olmayan her şey kompleks haline gelebiliyor. Hayata karşı direnci kıran, insanı mutsuz eden kompleksleri aşmanın en iyi yolu; yapamadıklarına takılmadan kendini geliştirmekten ve hayatla barışık olmaktan geçiyor.
Gözleri bozuk; ama doktorun verdiği gözlükleri kullanmak istemiyor; çünkü kendisini çirkin gösterdiğini düşünüyor. Ortalamanın altında bir boya sahip olduğu için kendini hiç beğenmiyor ve sürekli topuklu ayakkabı, dikine çizgili elbiseler giyiyor. Yaşı otuzu geçti, şakaklarında beyazlar oluşuyor. Her aynaya bakışında daha da yaşlandığını düşünerek dertleniyor.
Okul ve askerlik biteli çok oldu; ama hâlâ iyi bir evlilik yapamadığı, işinden de çok para kazanamadığı için kendine güvenmiyor. Saçları dümdüz; ama kıvırcık saçın kendine daha çok yakışacağını ve böylece daha fazla beğenileceğini düşünüyor. Boyunun uzun olmasından memnun; ama ayakkabılarının 40 numara olduğunu söylemek hoşuna gitmiyor. İşyerindeki yeni şefi bir kadın olduğu için onun istediklerini yapmak zor geliyor. Yeni başladığı işinde çok tecrübeli olmadığı için yaptığı hatalar yüzünden bu işi hiçbir zaman diğerleri kadar iyi yapamayacağını düşünüyor.
Her insanın hayatının her anında küçük de olsa kendine kompleks yaptığı bir şeyler oluyor. Aynı özellikleri taşıyan milyonlarca insan varken eksikliklerini sorun haline getirmek insanın mükemmellik arayışından kaynaklanıyor. İçinde yaşanılan toplumun genel kabullerine uygun olmayan her şey kompleks haline gelebiliyor. Uzman psikolog Alanur Özalp, insanın yaşamında önemli yer tutan kompleksleri ?İnsanı rahatsız eden, hayattan keyif almasını engelleyen kontrol edemediği hatalı davranış biçimleri? şeklinde tanımlıyor. Kompleksler, insanın yaşına, eğitim durumuna, yaşam standardına, kadın erkek oluşuna göre değişiyor ve herkese göre değişen yüzlerce sebebi bulunuyor. Bir insanda genellikle başarısızlık yaşadığında, mutsuz olduğunda, deneyimsiz olduğu bir durumla karşılaştığında, kendini baskı altında hissettiğinde ortaya çıkabiliyor.
Tüm dünyada hakim olan anlayışa göre kadınlardan güzel ve bakımlı olması, modaya uygun giyinmesi bekleniyor. Beklentilere göre hareket etmek zorunda olduğunu düşünen çoğu kadın, bunları gerçekleştiremediği zaman huzursuz oluyor, kendisini mutsuz hissediyor. Özellikle genç kızlarda marka kompleksi daha çok yaygın. Markalı bir kıyafet giyemediği, markalı bir eşyayı kullanamadığı için sokağa bile çıkmak istemiyor. Çünkü, marka beraberinde beğeni ve statüyü de getiriyor. Yine genç kızların dış görünüşleri ve boylarıyla ilgili yoğun korkuları var. Çünkü Türk kadınları dünya standartlarına göre biraz kısa kalıyorlar. Ayrıca şişmanlık kadınların en büyük komplekslerinden biri.
30 yaş civarında kompleksler farklılaşmaya başlıyor. Hoş ve güzel görünme, daha başarılı ve kendileriyle barışık olma konusunda kompleksler oluşturuyorlar. 40-50 yaş arasında yaşlanıyorum kompleksi başlıyor ve çoğu kadın bu yüzden 39 yaşını hiç bitiremiyor. 50 yaş sonrasında kompleksler daha azalıyor; çünkü kişilikler yerine oturuyor ve kendilerinden emin oluyor, sorunlarını daha kolay çözüyorlar. Eksikliklerinin yerine iyi oldukları taraflarını ortaya çıkarmaya başlıyorlar.
Özalp, kadınların, eşit şartlara sahip olsa da oylama yaparken bir kadını değil de erkekleri tercih ettiklerini vurguluyor. Çünkü bir kadının erkeklerle mücadele edemeyeceğini, cesur olamayacağını, erkeklerin onu üzeceğini, ağlatacağını düşünüyorlar.
Erkeklerin de genel beklentilere göre birçok kompleksleri var. Hayatta başarılı, zengin ve iyi bir iş sahibi olamama, güzel bir eşe, iyi bir aileye sahip olamama, kel kalma, vücudunun güzel olmaması, boyunun kısalığı, göbeğinin ve gözlüğünün olması, belli yaşlardan sonra kulaklık takması gibi çok çeşitli kompleksleri var güvenlerini kaybettiren.
?Ne yazık ki ben böyleyim ve ancak bu kadarını yapabiliyorum.? diyerek komplekslerin altında ezilmek yerine, yeni şeyleri yapabilmek için gayret gösterilmesi gerektiğini söylüyor Özalp. Tavsiye edilen ?Pollyannacılık? oynayıp her şeyi kabullenmek değil, yapılamayan şeylere takılıp kalmadan ?Onu yapamadım; ama bunu yaptım.? diyebilmek. Hayattan zevk almayı, mutlu olmayı, hayatla ve kendiyle barışık olmayı, kendine güvenmeyi öğrenmek, kendini geliştirmek sorunları aşmanın en güvenilir yolu.
Şemsinur Bektaş
Okunma Sayısı: 5299 / Yorum Sayısı: 1
|
suzi 08.02.2008 03:26:23 Tarihinde yorumlamış
Hayattaki koplrksleri takıntıları iyi analiz etmişiniz ama bunu aşma yöntemleri üzerinde daha fazla durulabilirdi. İyi çalışmalar
Yöneticiye Bildir
|