Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Otistik Çocuklarda Konuşma / Psikolojik Sorunlar

Otistik Çocuklarda Konuşma

Biz psikologlar, bir insanı değerlendirirken genellikle 5 yönden inceleriz. Zihinsel gelişimi , dil gelişimi, sosyal gelişimi,fiziksel gelişimi ve duygusal gelişimi Normal çocuklar bu gelişim evrelerinden aynı zamanlarda geçerler. Otistik çocuklarda ise;sosyal,duygusal,zihinsel ve dil gelişimi alanında belirgin farklılıklar vardır.
En çok dikkat çeken özellik ;ilişki kurmaktan kaçınma ve kendi istediğini yapmakta ısrar etmektir.Bu yüzden kendi davranış kalıpları içinde yalnız hareket etmeyi seçerler.Konuşma karşılıklı etkileşim gerektirdiği için de, hemen hemen bütün otistik tanısı almış çocuklarda ,dil gelişimi gecikmiş,sosyal ve duygusal ilişkiler tıkanmıştır.
Çocuklarda konuşma 1 yaşında başlar. 2-2.5 yaşında da tamamlanır. Bu devre zihinsel gelişimin de en hızlı olduğu evredir. Her çocuk eğer kendisi ile çok bilinçli şekilde konuşularak ilgilenilirse bu yaşlarda konuşmayı öğrenir.Yapılan araştırmalar;dil öğrenme yetisinin doğuştan geldiğini ve anneyle kurulan duygusal bağ nedeniyle öğrenildiğini doğrular niteliktedir.Bazı araştırmalarda;bebeğin 18 aya kadar kendisini annesinin bir uzantısı gibi gördüğünü incelemişlerdir.
2 aylıkken ''agulama''ya başlayan çocuk önce işaretleri taklit eder sonra konuşmayı dinler, taklitle tekrar eder ve çevresindekilerin pekiştirdiği seslerle ana dilini kazanır.3 yaşından sonra da dilin gramer yapısına uygun cümleler kurarak konuşmaya başlar.
Konuşmanın gelişebilmesi için ; çocuğun işitme engelinin olmaması;zihinsel süreçlerinin iyi işlemesi,konuşma organları dediğimiz dudak,dil,damak,gırtlak, larenks, küçük dil,ses telleri ve solunum sisteminin gelişmiş olması, psikomotor gelişimini tamamlamış olması gerekir.
Otistik çocuklarda , fiziksel bir engel görünmemesine karşın,duyan ama işitmeyen,bakan ama görmeyen bir tavır görülür. Bu yüzden normal dediğimiz insanların otistiklerle birlikte yaşamaları zordur. Bunun sebebi iki taraf da birbirini anlayamaz çünkü bazı otistikler sözlü dili kullanmazlar ,bildiğimiz anlamda konuşmazlar,ve bizim çoğunluğun oluşturduğu normaller en çok dil yoluyla anlaşmaya çalışırız.onları anlayamadıkça zorlanırız,şaşırırız, öfkeleriniz,onların da bizi anlamadığını sanırız oysa bu izlenim yanıltıcıdır.Onlar dilimizi çok iyi anlarlar,sadece kendi istedikleri zaman ve istedikleri biçimde kullanırlar.Eğitimlerinde de karşılaşılan en büyük zorluk,kendi ihtiyaçlarıyla ilgili olmayan şeylere tepki vermemeleri,zorlandıkları zaman bazen kendilerine bazen de çalıştırıcılarına zarar verebilmeleridir.Bu yüzden konuşma eğitimini veren kişinin empati özelliği çok gelişmiş olmalı,onun ihtiyaçları ve duygularını anlamalı, ortamı onun kendini ifade edebileceği şekilde düzenlemelidir.
Otizmin nedenleri değişiktir. Doğum öncesi nedenler arasında
? Annenin aile içi huzursuzluklar nedeniyle yaşadığı duygusal karmaşa.
? Korku, panik yaşaması
? Ruhsal sorunlar geçirmesi
? Çocuğun istenmemesi
Doğum sonrası nedenler:
? Annenin aşırı meşguliyeti sonucu çocuğu ihmal etmesi
? Çocuğun aşırı televizyon izlemesi ve yalnız bırakılması
? Müzik ve televizyonun bağımlılık haline gelmesi.
? Aileden gelen duygusal bir miras

Bu tip otizmli çocuk konuşmaktan zevk almadığı için konuşma sesleri onu rahatsız eder. Konuşmalara tepki olarak eliyle kulağını kapatır. Bazı çocuklar da ise; 1-1.5 yaş civarındaki şoklar, korkular otizme,
2 yaş ve sonrası şok ve korkular kekemeliğe neden olabilirler.
Sonradan otistik olan çocuklar o şok anıyla konuşmaya kendilerini kapatırlar . Susarlar. Konuşurlarsa tekrar şok anını yaşama korkusu vardır. Bazıları hiç ses çıkarmaz, aile ile işaret dili ile iletişim kurar. Konuşmaya ihtiyaç duymadığı için konuşmaz .Bu tip otistik çocukların bebekliği normal seyir takip etmiş,anlamsız sesler heceler çıkarıp konuşmanın ön hazırlıklarını yapmış,baba ,anne ,dede gibi anlamı kelimeleri söylerken, şoktan sonra susmuşlardır.Takıntı şeklindeki davranışlar görülür.Örneğin;ışığı açıp kapamak,bir oyuncağı sürekli evirip çevirip oynama,onu yanından ayırmama,sürekli bir şey yeme ihtiyacı,otururken birden kalkmak veya hiç hareket etmemek,istekleri hemen karşılanmazsa çığlık atmak ,sevinince çığlık atmak,göz göze gelmekten sürekli kaçınmak,ağlama krizleri.Bu durumlar en büyük iletişim engelleridir.Asla aile tarafından hoş görülmemeli pekiştirilmemelidir.Dikkatini başka alanlara dağıtmak ,ilgi alanlarını genişletip çoğaltmak,çevreyi görmesini sağlamak gerekir.Otistik çocukların da istek ve ihtiyaçlarının diğer çocuklar gibi olduğunu bilmeliyiz.Farkına varmadan,yanlış davranarak,çocuğun uygunsuz davranışını pekiştirmemeliyiz.Konuşmadan ihtiyaçlarını karşılamamalıyız.Çok az otistik çocuğun hiç konuşmadığı görülmüştür.Konuşma organları tembel kaldığı için konuşmazlar.Eğer dil öğretmek için bilinçli bir çaba gösterilirse onlar da öğrenirler.önce sözcüklerden,sonra basit emirlerden kurulan basit cümlelerle, her çocuğun konuşması kolaydır.Konuşma organları karmaşık da olsa kullandıkça gelişir.

Uzm. Psk. Leyla Arslan

Okunma Sayısı: 4963  / Yorum Sayısı: 1
 

izmeil 22.10.2009 10:20:19 Tarihinde yorumlamış

ÇALIŞMANIZ YÜZEYSEL VE GENEL OLMUŞSADECE OTİZİMDDE KONUŞMAYI İÇERMESİNİ BEKLERDİM İYİ ÇALIŞMALAR
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...