Kendi kusurlarını affetmeyen adamın bütün kusurları affedilebilir.
Ara

Kilo Aldıran 'Suçlular' / Psikolojik Sorunlar

Kilo Aldıran 'Suçlular'

Şişmanlık sadece 'beslenme'yle bağlantılı bir sorun değil. Genetik ve psikolojik sorunlar, hareketsizlik, iç salgı bezlerinin yanlış çalışması, doğum kontrol haplarının aşırı kullanımı, menopoz ve hamilelik de 'kilo aldıran suçlular' arasında önemli yer tutuyor
Şişmanlığın, dengesiz beslenme ve yaşam tarzının dışında çeşitli nedenleri de var. Bunlar başta genetik faktörler olmak üzere, psikolojik nedenler, beslenme biçimi, büyük plazalarda genelde hareketsizliğe alışılan çalışma ortamları diye sıralanıyor. Dr. Haluk Saçaklı'ya şişmanlığın nedenlerini sorduk.
Size göre şişmanlığın ana nedenleri nedir?
Öncelikle, Şişmanlığın 'Kilo Aldıran Şuçlular' başlığı altında birtakım nedenleri var ya da buna 'Şişmanlığa Etki Eden Olumsuz Faktörler' diyebiliriz. Bunları açacak olursak, ilk etapta genetik faktörler çok önemli. Anne ve babanın her ikisi de kilolu olduğu zaman, çocukların kilolu olma riski yüzde 80. Biri kilolu olduğu zaman yüzde 40. Annenin genetik olarak çocuklara olumsuz etkileri olduğu, bilimsel açıdan saptanmış durumda. Sadece anne- baba değil, daha uzak kesimlerdeki anneanneler, babaanneler, dedelerde de genetik olarak kilo problemi varsa, torunlara geçme riski de söz konusu.
Bilimsel olarak bu nasıl saptandı?
Tek yumurta ikizleri alınmış, ayrı kültürde ve ekonomik yapıdaki ailelere evlatlık olarak verilmiş. O evlatlık olarak verilen kişilerdeki beslenme alışkanlığı çok daha dengeli olmasına rağmen ikizlerin gerçek anne babaları kilolu olduğu için şişmanladığı görülmüş.
Şişmanlıkta genetik yapının etkileme derecesi nedir?
Genetik yapı güçlü ise çocuk 0-1 yaşları arasındayken etkili oluyor. Eğer etkisi orta ise ergenlik çağındaki çocuklarda kilo sorunu görülebiliyor.
Eğer çok hafif ise gelişim çağında veya orta yaş döneminde, hamilelik, menopoz gibi bir takım olumsuz etikler birleştiği zaman şişmanlık ortaya çıkıyor. Bunun tersi de söz konusu. Bazı kişiler ne yiyiyorlarsa yesinler kilo almıyor. Bazıları da az yemelerine rağmen hemen bir iki haftada kilo alabiliyor. Bu durum da genetik yapı ile ilgili.
Şimanlığa etki eden diğer etmenler nedir?
30 yaşından itibaren her yıl 250 gram kas kaybederiz. Buna karşılık 750 gram yağlanırız. Bu durum, kişilerde belli yönde kilo almaya neden olur. Yine, 27 yaşından itibaren her 5 senede bir metabolizma yüzde 3 yavaşlar. 47 yaşınıza geldiğiniz zaman yüzde 12'lik bir yavaşlama söz konusudur. 47'den sonra da aynı düzeyde kalır. Bu durumda aldıklarını yakamadığı için yağlanarak kilo alır.
Hareketsizliğin etkileri neler?
İlk çağlarda insanoğlu yüzde 96 kas gücü ile işlerini yaparken, şu an teknoloji ilerlediği için bu oran tamamen tersine döndü. Artık kullandığımız bütün aletler otomatik. Hele hele evde yardımcı hanımlar devreye giriyor. Bilgisayar çağına geldik. Kentlerde yaşadığımız için ne bir arsa ve ne de oyun sahaları kalmadı. Çocuklar da bilgisayar başından ayrılmıyor ve büyüklerinin uyarıları ile koşup zıplamıyor. Halbuki çocuk, gelişimini sağlayabilmesi için hareketlilik döneminde yediklerini yakmak zorunda. Dolayısıyla daha ilk yaşlarda hareketsizlikten kaynaklanan kilo sorunu oluyor.
Bunların dışında şişmanlığa etki eden olumsuzluklar neler?
Mesela kadınların özel günleri, yani adet dönemi, doğum kontrol hapları, hamilelik dönemi, menopoz evreleri de şişmanlığa etki eden olumsuz faktörler olarak sıralanabilir. Adet dönemi yaklaştığı zaman kadınlarda, bir hafta önceden östrojen hormonu artmaya, buna karşılık progestoron azalmaya başlar. Bunun sonucunda da kadında bir su toplama dönemi başlar. Bu dönemde de beyindeki iştah merkezleri hareketlenerek, aşırı bir şekilde yeme hissi oluşur. Yenilmemesi gerekenleri yediği için de kilo artışı oluyor.
Doğum kontrol hapları, şişmanlığa nasıl yol açıyor?
Eğer doğum kontrol hapları aşırı dozda kullanılıyorsa, içeriğindeki birtakım iştah açıcı özelliği olan maddeler kadınları aşırı yemeğe yönlendiriyor.
Başka hangi nedenlerle şişmanlıyoruz?
Örneğin hamilelik dönemi. Anne adayı bir canlı dünyaya getireceği için büyükleri tarafından, "Aman kızım ye. İçeride bir canlı var" diyerek iki kişilik yemeye yönlendiriyor. Eğer anne adayı ideal kiloları ile doğuma girdiyse en fazla 8-12 kilo almalıdır. Bazıları bunun 4- 5 kilo fazlasıyla doğuma giriyor ve hatta 20-25 kilo alanlar da var. Unutulmaması gereken, anne adayının her yediği şey, bebeğin beslenmesini ortadan kaldırıyor. Normal doğum bile yapamıyor, sezaryene yöneliyor. Ne kadar kilo alırsa, bebeğin sağlıklı dünyaya gelmesi de azalıyor. Halbuki, bir anne adayının en fazla hamileliğin son üç ayında kalorilerini artırması gerekir.

Bunun dışındaki nedenler...
Mesela menopoz. Türkiye'de kadınlar, genellikle 40'lı yaşlardan itibaren menopoza giriyor. Bu dönemde de kadınsı hormon' dediğimiz östorojen azalıyor. Buna karşılık progesteron ile 'erkeksi hormon' dediğimiz testesteron artıyor, yağ yüzdes çoğalıyor. Beslenme biçimi aynı kalsa da enerji tüketimi günde 400-500 kalori azalıyor. Bu da yağ olarak geri dönüyor.
Psikolojik etmenlerin şişmanlıktaki rolü nedir?
Şişmanlığa neden olan psikolojik faktörlere baktığımızda, zihinsel çöküntü büyük ölçüde kilo alınmasına neden oluyor. Sevdiği birini ya da yakınını kaybediyor. Yemek yiyerek bu
olumsuz duygulardan kendini arındırmak gibi bir yola yönleniyor. Burada cinsiyet faktörü de önemli. Kadınların bu durumlarda erkeklere nazaran kilo alma riski daha fazla.
Bunların dışında şişmanlığa yol açan fizyolojik faktörler neler?
Bunlar troid, hipofiz, böbrek üstü ile cinsel bezlerin hormon yapımındaki ve salınımındaki bozuklukları şişmanlıkta rol oynuyor. İç salgı bezlerinin az ya da çok çalışması sonucu ortaya çıkan hastalıklarda metabolizma bozulur, yağ yapımı hızlanır ve kişide özel bir şişmanlık söz konusu olur, ama altını çizerek vurgulayacağım ki; yüzde olarak çok az. Yüzde 3'ün üzerine geçmiyor. Yüzde 90-95 yapısal ve birtakım sosyo-kültürel olumsuzluklardan kilo alıyoruz. Troid bezleri organizmanın termostatıdır. Eğer yavaş çalışıyorsa, 'hipotroid' adı veriliyor. O zaman 'bazal metabolizma' dediğimiz 24 saat boyunca insanların iç organlarının çalışması için harcanan enerji miktarında azalma oluyor. Yakamadığı için kilo alıyor.
Beslenme bozukluğunun şişmanlıktaki rolü nedir?
Kilolu olan bir bireye baktığımızda, sabah kahvaltı yapma alışkanlığının olmadığını görürüz. Öğle yemeğini de geçiştirir. Onun en sevdiği yemek, akşam yemeğidir. Yapılan bilimsel araştırmalar, 2000 kaloriyi sabah kahvaltıda yiyelim, akşama kadar aç kalalım zayıflarız. Yine aç kalıp akşam 1500 kalori tüketelim, kilo alırız. İnsan
uyurken enerji rezervlerini tüketir. Pili bitmiş şarj edilmemiş bir alet hiçbir işimize yaramıyorsa, insan organizması da güne kahvaltısız başladığında hiçbir şekilde iş verimini alamaz. Şişmanlığa yol açan alışkanlıklarının en büyüğü vücuttaki insülin artışıdır. Biraz açacak olursak, ana öğünü atladığımızda metabolizmamızda insülin miktarı çoğalır. Çünkü, 'İç Ayarlama Sistemi' dediğimiz bir sistem var ve yemek atladığımızda kıtlık modunu devreye sokar. Eğer 2.5 saatte bir içeriye bir şeyler atmazsak, kan şekeri düşer ve ara 5 saate çıkarsa, insülin artar. İnsülin kanda ne kadar artarsa, o derece şeker yağa dönüşür.
Sanırım yanlış beslenme de şişmanlığa neden oluyor.
Evet, son yıllarda anne babanın çalışması, yeme kültüründe Türk mutfağından büyük oranda uzaklaşmaya neden oldu. Batı toplumundaki 'fast-food' yani hızlı yemek anlayışı bizim yaşamımıza da girdi. Çocuk harçlığını alıyor, okuldan çıkar çıkmaz hızlı yemek üreten yerlere yöneliyor ve kilo alıyor.


'Karnımda altı bebek taşıyordum'
İhalatçılıkla uğraşan Alain Chevau, eskiden spor yaptığını belirterek, "Futbol oynadım ve squas yaptım. Futbol oynarken dizimden sakatlandım ve ameliyat geçirdim. Daha sonra 10 yıl spor yapmadım ve çok kilo aldım" diyor. Yürürken tüm ağırlığı dizinde hissetmeye başladığını anlatan Chevau, "Bir sabah kalktım ve 'artık yeter' dedim. O zaman 108.5 kiloydum. Psikolojik açıdan mutsuzdum. Giysilerim üzerime uymamağa başlamıştı ve Dr. Saçaklı'ya gitmeye karar verdim" diyor.
Üniversitede iki yıl biyoloji eğitimi aldığını kaydeden Chevau, "Doktorun anlattıkları bana bilimsel ve mantıklı geldi. Doktorumun da dediği gibi daha önceden karnımda altı bebek taşıyordum. Onun verdiği özel diyet programı ve spor ile dört ayda 19.5 kilo verdim. Şu anda 89 kiloyum. Bir yıl bu kiloyu korumak zorundayım. Biraz daha vermem de gerekiyor. Vücudum yağ kaybetti ve adalelendi. Artık kendimi rahatlamış ve mutlu hissediyorum. Bu bir yaşam biçimi haline geldi" diye konuşuyor.
Zayıflama kararı aldığında eşinin de kendisine destek olduğunu söyleyen Chevau, "Bu bir aile projesi. Bence bu programın yüzde 30'unu aile oluşturuyor. Diyet, spor ve kararlılığın yanında eşinizin de size destek olması gerekir. Benim zayıflayacak olanlara tavsiyem, bu programın en önemli yanı karar alabilmektir. Bunu yürekten istemeleri gerekir. Bir karar alın ve sonuna kadar arkasında durun. Gerisi zaten gelecektir. Çünkü uzun soluklu bir proje ve sabırlı olmak gerekiyor" diyor.


2. ay beslenme listesi
Günde 1713 kalori
Günlük toplam gıda planlaması
1- Süt grubu: 2 porsiyon
2- Et grubu: 6 porsiyon
3- Sebze grubu: 2 porsiyon
4- Meyve grubu: 5 porsiyon
5- Ekmek/tahıl grubu: 10 porsiyon
6- Yağ grubu: 4 porsiyon
7- Şeker: 0 porsiyon


Öğünlere göre tüketeceğiniz yiyecekler:
n Bir bardak oda sıcaklığında su içiniz.


* 1 porsiyon mevsim meyvesi

* 2 ince dilim kepek ekmeği

* 1 kibrit kutusu yağsız beyazpeynir

* 3/4 kibrit kutusu yağsız diyet kaşarpeyniri

* 4 adet yağsız yeşil zeytin

* Şekersiz limonlu açık çay

* Bir porsiyon mevsim meyvesi

* 4 köfte büyüklüğünde yağsız etten hazırlanmış köfte, tavuk ya da balık

* 2 ince dilim kepek ekmeği

* 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1 porsiyon mevsim salatası

* 1 su bardağı diyet yoğurt

* 1 porsiyon mevsim meyvesi

* 4 adet grisini ya da 2 porsiyon tahıl değişimi (tüm kepekli ve lifli kuru gıdalardan her gün birini seçmek)

* 1 porsiyon mevsim meyvesi

* 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1 porsiyon (4 yemek kaşığı) sebze yemeği

* 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 2 su bardağı makarna ya da pilav veya 16 yemek kaşığı kuru baklagil

* 1 porsiyon mevsim meyvesi

* 1 su bardağı diyet süt ya da yoğurt

* 1 bardak oda sıcaklığında su içiniz.
Günde 8-12 bardak su içilmesi öneriliyor.

radikal.com

Okunma Sayısı: 5864  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...