Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Aneroksiya Nervoza'nın Tedavisi / Psikolojik Sorunlar
Anoreksik bir hastanın tedavisinin birincil amacı, beden ağırlığının düzeltilmesidir. Tedavide ikincil önemli amaç, hastanın zayıflamayla uğraşısının azaltılması, güvenin ve bireyselliğin sağlanmasıdır. Üçüncü büyük amaç, hipokalemi veya dehidratasyon gibi fiziksel komplikasyonların ve büyük depresyon gibi psikiyatrik semptomların tedavisidir. Tedavide dördüncü amaç ise hastalığın tekrarlamasının önlenmesidir. Başarılı tedaviden sonra bile hastaların %50'sinden tekrarlar olabilir.
Anoreksiklerin hastaneye yatırılarak tedavileri bazen hayat kurtarıcı olmaktadır. Hastane tedavisinin önemli amacı hastanın sağlıklı biçimde kilo alması için yemeyi öğrenmesini sağlamaktır. Bunun için:
1- Hemşire bakımı, yüksek kalorili diyet, yatak istirahati,
2- Tüp ile beslenme ve hiperalimentasyon gibi zorunlu tedaviler
3- Davranış değiştirme teknikleri,
4- Psikoterapi
5- Farmokoterapi gibi tedavilerden birkaçı birlikte uygulanabilir.
Kilo kazandırma bireysel ve aile tedavileri gibi tedavilerle birlikte olmalıdır. Böylece hasta, tedavideki amacın yalnız yemek ve kilo almak olmadığını hissetmelidir. Hasta tedavi ekibine güvenmeli ve aşırı kilo almasına izin verilmeyeceğine inanmalıdır. Hastanın kontrolü kaybetme korkusu giderilmelidir. Tedrici ağırlık kazanma muntazam bir şekilde izlenmeli ve hasta sonucu öğrenmelidir. Yatak istirahati ve aktivite gibi bazı olumlu ve olumsuz pekiştireçler kullanmak hastanın yalnız davranışını kontrol etmesini değil, davranışının sonuçlarını da öğrenmesini sağlar. Hastanın kusma veya purgatif kullanma gibi savunucu davranışları yüzleştirilir ve kontrol edilir. Hasta ile ailesi arasındaki yeme ve beslenme ile ilgili çatışmalar hastanede tekrarlanmamalıdır.
Ağır kilo yitimi olmayanlar ayakta tedavi görebilir. Fakat hızlı kilo yitimi, aşırı perhiz, kusma ya da ishal yapıcı, idrar söktürücü ilaçlarla zayıflama, kaşektik olduğu halde fazla hareketli olma, doğal beden kilosunun %30 ya da daha fazlasını vermiş olma ve başka tıbbi komplikasyonlar varsa hastanede tedavi zorunludur.
Psikoterapi
Ağır tıbbi bozukluk göstermeyen, bir başka deyişle daha hafif düzeydeki AN hastalarının tedavisi ayaktan psikoterapi yürütülebilir. Bunun dışında yatan hastalarında taburcu olduktan sonra psikoterapilerinin devamı gerekir. Ayrıca hastalığın genellikle ergenlik döneminde başlaması aynı zamanda aile terapilerinin de uygulanmasını gerektirir. Her ne kadar klasik psikanaliz AN'da etkili değilse de hasta uyugun bir düzeye geldiğinde içgörü kazandırmaya yönelik psikoterapi bazı vakalarda etkili sonuç vermektedir.
Terapinin başlangıç dönemi hastanın direnç göstermesi nedeni ile oldukça güçlük gösterir. Bu aşamada terapist hastanın tedaviye katılımını sağlamayı amaçlamalı ve yeme tutumunu değiştirmeye yönelik girişimlerden kaçınmalıdır. Terapist, yardım çabalarına dirençle tepki gösteren hastaya karşı esnek fakat tutarlı olmalıdır.
AN tedavisinde davranışsal-bilişsel tedaviler özellikle hastanın tekrar yemeye başlamasında ve kilo almasında etkili bir tedavi yöntemidir. Bilişsel ve kişiler arası stratejiler bozuklukla ilişkili diğer konuların da bulunmasında yardımcı olur. Aile tedavisi, aile üyelerinin arasındaki etkileşimi ve hastanın bozukluk sonucu geliştirdiği sekonder anlamakta yardımcı olur.
Anoreksiya Nervozada İlaçla Tedavi
Anoreksiya nervozalı hastaların ilaçla tedavilerinde amaç gıda alımını sağlamak ve ağırlığı düzeltmektir. Bilinen birçok psikotrop ilacın kullanılması ağırlıkta artış meydana getirme şeklinde bir yan etki yapar.
Anoreksiya nervozalı hastaların ilaçla tedavilerinde klorpromozin ve pimozid gibi nöroleptikler, amitriptilin ve klorpromazin ve pimazid gibi nöroleptikler, amitriptilin ve klomipramin gibi seratonin geri alımını bloke eden trisiklik antidepresenlor, lityum karbonat ve bir seratonin antagonisti olan siproheptadin kullanılabilir.
Son zamanlarda daha çok antidepresan ilaçlar (amitriptilin, imipramin) kullanılmaktadır. Doz hastanın toleransına göre arttırılır. Kontrollü çift-kör araştırmalarda amitriptilinin plaseboya göre etkili olduğu saptanmıştır.
Okunma Sayısı:
12838
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi