Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Psikoloji ve Psikanaliz Penceresinden Türk-Ermeni Meselesi: Mağduriyet Psikolojisi ve Büyük-Grup Kimliğinin Etkisi / Psikolojik Sorunlar

Psikoloji ve Psikanaliz Penceresinden Türk-Ermeni Meselesi: Mağduriyet Psikolojisi ve Büyük-Grup Kimliğinin Etkisi

Toplumsal olaylarda aslında çok aşina olduğumuz ama bir türlü adlandıracak kadar uzaktan bakamadığımız bazı olgular vardır ki, alttan alta değil, aslında ayan beyan etkilemektedir olayları, algılamaları, davranışları, hisleri, ilişkileri, siyaseti ve hatta dünyayı. Bazı soruların cevapları ise bu olguları anlamadan verilemez. Örneğin, neden bazı toplumlarda bireyler kendilerini daha ziyade bağlı oldukları cemaatlerle, gruplarla, uluslarıyla tanımlarlar da, bazı topluluklarda bu çok yoğun olarak görülmez... Neden bazı toplumlar kolayca hareketlenip bir ideoloji, lider ya da olgu etrafında kenetlenebilir de, bazıları ancak gerçekten savaş ya da benzer bir tehlike ortaya çıktığında refleks gösterir... Kuşaklar öncesinde yaşanan toplumsal olaylar, nasıl olur da o olayları hiç yaşamamış bireylerde, sanki kendilerinin başına gelmiş gibi canlı duygular uyandırabilir... Ya da kilometrelerce uzakta yaşayan grup üyeleri, nasıl olur da hiç tanımadıkları, muhtemelen hiç görmeyecekleri diğer grup üyelerinin rahatsızlıklarına sanki kendilerinin başına geliyormuş gibi tepki gösterirler de, başka gruptaki bireylerinin acılarına duyarsız kalıp acımasız olabilirler... Bazı grupların kurgusal ya da baştan verili inançları -gerçekliğe ne kadar uzak olursa olsun- nasıl olur da bireylerin sorgusuz sualsiz kabullenip ona göre davranmalarına neden olur... Dünya üzerindeki iki ulus arasında ortaya çıkmış bir çatışma, askerî, siyasi, ekonomik, hukuki önlem ve müdahalelere rağmen, neden kolayca çözümlenemez ve yıllarca canlılığını korur... Çözümlense bile, nasıl olur da daha sonraki ufak bir kıvılcımla, sanki her zaman ordaymış gibi capcanlı bir şekilde yeniden ortaya çıkar...

Bunlara benzer soruların arkasındaki olgular, çoğu zaman uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi, ve bazen de sosyoloji kuram ve modelleriyle açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak tümünü birden yanıtlayabilecek kapsamda kuramlar hiçbirinde ortaya çıkmamıştır. Oysa dünya üzerinde yaşanan pek çok çatışma, bu soruların yanıtları bilinmeden anlaşılamaz. Bu yazıda, Türkiye için önemli bir çatışma olan Ermeni meselesi, yukarıdaki soruların yanıt alanlarının yardımıyla, yani psikolojik dinamikleri ile anlaşılmaya çalışılacaktır. Bu bakış açısı, hem uluslararası toplumun, hem de her iki tarafın, politika ve stratejilerini belirlemede yararlanacağı bir pencere sağlamaktadır.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...