Çocukta Okuk Problemleri / Psikolojik Sorunlar
Çocuklarda okul problemleri her yaşta görülebilecek problemlerden biridir. Okul la ilgili problemler çocukluk döneminde anaokulu ile başlar ergenlik-ilk gençlik döneminde liseye kadar devam edebilir. Her yaş ve her sınıf için ayrı problemler olabilir. Bu problemlerin genel olarak ne olduğu ve bunlarla başa çıkmak için nasıl davranılması gerektiğini her dönem için ele alacak olursa.
Anaokulu ve Çocuk
Okulların ve yuva faaliyetlerinin yavaş yavaş başladığı bu dönemde size çocuğunuzu yolladığınız anaokulunun ne gibi faydaları olduğundan, yuvaya giden ve gitmeyen çocukların gelecekte nasıl bir farkı olabileceğinden, yuva ya gitme ile birlikte çocuğunuzun ilk dönemler vereceği tepkiler ile nasıl başa çıkabileceğinizden bahsetmek istiyorum.
Yuva denilince ilk olarak 3 ? 6 yaş arası çocuklar gelir aklımıza. İlk olarak kısaca bu yaştaki çocukların neler yapıp neler yapamayacağından bahsetmek istiyorum.
Bu dönemdeki tüm çocukların en büyük özellikleri bu çocuklar oyun çocuklarıdır. Bu çocuklar cıvıl cıvıl, hareketli, daima ilgi ve oyun isteyen çocuklardır. Genel olarak bu yaş çocuğunun yürüme, yemek yeme, uyuma gibi ihtiyaçlarını kendi başına gidermesi beklenir.
Tuvaletini tutmayı kontrol altına alması, kendini anlatabilecek şekilde konuşmayı öğrenmesi gerekir. Çevresini, etrafındaki nesneleri sürekli tanımak, onların ne olduğunu öğrenmek ister. Bunun için sürekli olarak sorular sorar ve bilgi dağarcığı hızla gelişir. Çocuklar toplumsal kurallarla ilk olarak bu dönemlerde tanışırlar. Sevmeyi, paylaşmayı öğrenmesi, diğer insanlar ile iletişim kurması gereklidir.
3. Yaş:
- Küpler ile kule kurabilir
- Düğmesini ilikleyip, ayakkabısını giyebilir.
- Bakarak bir yuvarlağı çizebilir
- Erkek ve kız ayrımını yapıp kendi cinsiyetini söyler.
- Adını ve soyadını söyler.
- ?ben çizgi film seyredicem? gibi kısa cümleleri söyler.
4. Yaş:
- Kağıdı köşesinden katlayabilir.
- Dört nesneyi veya parmağını sayabilir.
- Az parçalı bir yap-boz u yapabilir.
- Acıktığında, üşüdüğünde ne yapması gerektiği ile ilgili soruları yanıtlayabilir.
- Söylenen sayıyı tekrarlayabilir.
- Kalemle bir kareyi kopya edebilir.
- Dört nesne veya parmağını sayabilir.
5. Yaş:
- Bir üçgen çizebilir.
- Çöpten insan resmi çizebilir.
- Sabahı akşamı ayırt eder, yaşını bilir.
- Ana renkleri yanlışsız bilir.
- On küple bir kule yapabilir.
6. Yaş:
- Paraları tanır.
- Sağını solunu vücut organları olarak ayırt edebilir (sağ elini, sol gözünü, sol kulağını vb. gösterebilir.)
- On parmağını yanlışsız sayabilir.
- Başı, kolları, gövdesi, bacakları olan bir insan resmi çizebilir.
Yukarıda sıraladığımız davranışlar genel olarak çocukların yapabilmesi gereken davranışlardır. Yetiştirildiği sosyal çevre, arkadaş ilişkileri vb. etkenlerden dolayı kimi zaman davranışların daha erken veya daha geç yaşta gelişmesi mümkün olabilir. Genel bir bakış açısı ile yuvalar çocuklarımıza, paylaşım duygusunu, belirli sosyal ortamlar içinde nasıl davranılması gerektiğini, sosyal kuralları, özdisiplini geliştirirler. Çevresinde iletişim kuracağı yaşıtları bulunmadığı için, yaşıtlarıyla iletişimde sorun çeken çocukların sosyalleşebilmelerini sağlarlar, belli başlı kurallara uyulması gerektiğini idrak ederler. Kişiliklerinin oturmaya başladığı daha bu ilk dönemde yuva uzmanları tarafından en iyi biçimde yönlendirilirler. Bazı temel ihtiyaçlarını kendileri karşılamayı öğrenir ve özgüvenlerini geliştirirler.
Yuvaya ilk başlandığı dönemlerde pek çok çocukta ilk olarak anneden ayrılmanın endişesi, yeni bir ortama girme endişesi baş gösterir. Bunun sonucu kimi zaman ağlayarak, kimi zaman yemek yemeyerek, kimi zamanda uyumakta direnerek tepki verirler. Bu tepkilere annelerinin vereceği davranış çok önemlidir. Kimi anneler bir bakıma gereksiz yere kendilerini suçlayarak çocuklarına daha fazla ilgi gösterme ihtiyacı içine girerken, bazıları çocuğu okuldan almaya gidecek boyutta endişelenirler. Burada çocuğun verdiği bu tepkilerin normal olduğunun ve bir süre sonra yavaş yavaş çocuğun alışacağının unutulmaması gerekir. Annesi tarafından aşırı itina ile büyütülmüş, ve her ihtiyacı anında karşılanmış çocuklarda bu anneden ayrılma daha zor olmaktadır. Burada çocuğun verdiği tepkilere göre anneler ile kademeli alıştırma çalışması yapılabilir. Bazı çocuklar inatçıdır ve her şeye direnç gösterirler. Bu tip çocuklarda okula gitmeyişler ayrılma, yeni bir ortama girme endişesinden çok her şeye karşı inatçı huylarından kaynaklanmaktadır.
Bu Durumlarda Neler Yapılabilir?
Okula gelmekte direnen çocuklarda okula gitmemenin getireceği problemler göz önüne alınarak bir an önce okula dönmelere sağlanmalıdır. Bu çocukların yuvada daha az endişe duymalarını, daha huzurlu olmalarını sağlayacak özel çalışmalar yapılmalı, yuvayı çocuğa tekrar sevdirme, özendirme girişimleri ile gerekirse önce bir saat, sonra yarım gün, daha sonra da tam gün olarak devam etmeleri sağlanmalı, gerektiğinde annelerinin de okula gelmelerini ve çocuk kendini rahat hissedinceye kadar kısa bir süre sınıfta oturmalarını sağlamakla, ve nihayet anne babaları eğitip aşırı koruyucu tavırlarını gidermekle, okula gitmeyi, evde kalmaktan daha eğlenceli hale getirmekle bu sorunun üstesinden gelmek mümkün olunabilir.
35 yaşındaki bir endüstri mühendisi terfi ettiği yeni işinde sık sık hava yoluyla seyehat etmesi gerektiği için uçma korkusu nedeniyle tedaviye başvurmuştu. Terfi etmesi, uzun yıllar firmasındaki masabaşı işini başarılı bir şekilde yürütmesi sonucunda gerçekleşmişti. Aile seyahatleri trenle ya da otomobille yapılıyordu, ona yakın kişiler bu korkusunu göz önünde bulundurarak davranıyorlardı. Başarısının terfi ile ödüllendirildiği zamanki karmaşık duygularını tahmin edebilirsiniz. Kendine olan saygısı ve hırsı, yakınlarının da yüreklendirmesiyle, tedavi aramasına yol açmıştı. Ve tedaviye başladıktan sonra sistematik duyarsızlaştırma yöntemi ile tedavi oldukça başarılı bir şekilde tamamlandı. Artık rahatça uçağa binebiliyordu.
Okunma Sayısı: 3253 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?