Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Başarının Düşmanı: KAYGI! / Psikolojik Sorunlar
Kaygı düzeyi yüksek öğrencilerin, az olanlardan, daha çok ders çalışmasına rağmen başarısız oldukları bildirildi. Türkiye'nin, öğrenci sayısı açısından en kalabalık üniversiteleri arasında yer alan Selçuk Üniversitesi, öğrencilerinin sınav kaygısı ve stresiyle başa çıkabilmeleri için internetteki ?www.selcuk.edu.tr? adresli sitesinde uzman psikologlar tarafından hazırlanan çözüm önerilerini yayınlıyor.
KAYGIYA YENİK DÜŞMEMEK
Hem üniversite sınavlarına hazırlanan hem de üniversitede öğrenimini sürdüren öğrenciler için önemli ayrıntıların verildiği sitenin ?Öğrenci Psikolojik Danışma Merkezi?nde yer alan bilgilere göre, yaşamdan gereken doyumun alınabilmesi için mutlaka bir miktar kaygıya ihtiyaç var. Bu nedenle insan yaşamından kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak yerine, kaygıya yenik düşmemek ve yaşanılan kaygıyı belli bir düzeyde tutarak kişinin kendi yararına kullanması gerekiyor.
Normal düzeydeki kaygı, kişiye istek duyma, karar alma, alınan kararlar doğrultusunda enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını artırma açısından yardımcı oluyor. Bir sınava çalışma, konferans veya bir konuşma hazırlamak için yaşanacak orta düzeydeki kaygı, başarılı sonuç verirken, hiç kaygı yaşanmayan faaliyetlerde işi elden geldiğince iyi yapmak için kişinin içinde bir istek oluşmadığından, sonuç genellikle başarısız oluyor.
FİZİKSEL SORUNLAR
Ancak, yaşanan kaygı çok yoğun ise kişinin enerjisini verimli bir biçimde kullanması, dikkatini ve gücünü yapacağı işe yönlendirmesi mümkün olmadığı gibi, potansiyelini de tamamen etkisiz duruma getiriyor. Kaygı düzeyi yükseldiğinde, beden bunu kalp atışlarında hızlanma, terleme ya da üşüme, yorgunluk, solunumda güçlük, kalp çarpıntısı, titreme, mide ağrısı, baş ağrısı gibi fiziksel sorunlarla açığa vuruyor.
Sınav kaygısı yüksek olan öğrencilerin sınav gününden önce ve sınav günü uykusuzluk, gerginlik, çarpıntı, sinirlilik, karamsarlık, kabus görme, korku, iştahsızlık, durgunluk gibi belirtiler göstermesi de elde edilecek başarısız sonucun habercisi sayılıyor. Sınav sırasında başarısız olacağına inanan öğrenci, dikkatini toplamakta ve soruları anlamakta zorluk çekiyor ve bildiği soruların cevaplarında bile ciddi hatalar yapabiliyor.
ÇOK ÇALIŞMAK DA SONUCU DEğİŞTİRMİYOR
Kaygısı yüksek olan öğrenciler, düşük olanlara oranla ders çalışmaya daha çok zaman ayırmalarına rağmen, diğerlerinden daha başarısız oluyor. Elde edilen bulgular, düşük performansın nedenini bu öğrencilerin ders çalışma sürelerindeki yetersizlikle değil, olumsuz düşüncelerinin kendilerinde yarattığı, başa çıkılamaz derecedeki kaygıyla açıklıyor. Kaygı seviyesi yüksek öğrenciler sınav öncesinde, ?Zaman kalmadı. Hiç bir şey bilmiyorum, herkes çalışmasını bitirmiştir. Sınav günü geldi ve ben çalışmış olsam da nasıl olsa her şeyi birbirine karıştıracağım?, ya da sınav sırasında ?Benden daha iyiler olduğuna göre neden sınav kağıdını ilk ben veriyorum? Sorular bu kadar kolay olamaz. Ben yanlış anlamış olmalıyım...? gibi düşüncelerin etkisi altına girerek kendilerini sıkıntı altına sokuyor. Öğrencilerin sınav öncesinde öğrendiği bilgiyi, sınav sırasında etkili bir biçimde kullanmasına engel olan sınav kaygısının etkileri, ?endişe? ve ?yoğun duygulanım? başlıkları altında ifade ediliyor.
EGZERSİZ VE OLUMLU DÜŞÜNME
Kaygının zihinsel süreci olan ?endişe? ile başa çıkmak için gerçekçi ve olumlu düşünme biçimini benimsemeye çalışmak, bedensel süreci olan ?yoğun uyarılma? ile başa çıkmak için de gevşeme egzersizleri yapmak gerekiyor. Öğrencilerin kendi zihinlerinde ürettiği bu olumsuz düşüncelerin tutsağı olmaktan kurtulmaları halinde, endişeleri azaldığı ve artık bedenden gelen sinyaller eskisi kadar olumsuz yorumlamadığı için ?yoğun uyarılma? ve ?endişe? sürecinin aşama aşama yok olacağı belirtiliyor. Öğrencilerin potansiyellerini kullanabilmeleri ve öğrendiklerini kağıda doğru ve sistemli bir şekilde dökmeleri için endişe verici sürecin etkisinden uzak ve huzurlu ortamlarda kendilerini rahat hissettikleri pozisyonlarda ders çalışmaları öneriliyor.
Kaynak : www.ntvmsnbc.com
Okunma Sayısı:
2859
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi