Kamuoyunda Tartışılan YÖK Yasası Ve ÖSS İle İlgili Düzenleme Öğrencilerin Sınav Kaygısını Arttırmaktadır / Psikolojik Sorunlar
Yaşamda var olma mücadelesi sürdükçe kaygıda beraberinde gelecek fakat bu belli bir dozu aşıp ulaşılmak istenen hedefler önüne engel oluşturmaya başlarsa sorunlu hale gelmiş demektir. Belli bir dozda olması ilerlemek için itici güç oluşturabilir ama fazlası ileriye gitmek için engel.
Ülkemizde geleceğini arayan gençlerin toplandığı adres ise ÖSS . Ülkenin koşulları gereği, eğitim sistemi gereği gençlerin koşulları gereği yol buradan geçmektedir. Yol buradan geçtiğinden de hem gençler hem aileleri uzun soluklu bir maratona hazırlanmaktadırlar. Bu hazırlık süreci telaşlı, karmaşık, yoğun ve sıkıntılı olabilmektedir. Çoğu kişi için de kaygıyla geçen daha doğrusu geçmek bilmeyen günler demektir.
ÖSS'ye hazırlanan gençler çoğu zaman kendi beklentilerinden daha ziyade ailenin ve çevrenin beklentileri altında sıkışıp kalmaktadırlar. Durumu biraz daha ileriye götürüp çevreye karşı, akrabalara karşı, aileye karşı kendini kanıtlama savaşına dönüştürenler olmaktadır. Durum böyle olunca ailenin prestijinin sorumluluğunuda sınava giren gençler üstüne almaktadırlar. Bunlar her zaman farkında olarak geliştirilen durumlar değil ama ailelerin yanlış tutumlarıda bunu beslemektedir. Ve sınav bir kabus olmaya başladıkça kişideki gerilim artmakta, bir süre sonra kaygı kontrol edilmekten çıkmaktadır.Hükümetin sınavla ilgili düzenleme yapmak amacıyla kamuoyuna yansıyan tasarı ÖSS'ye hazırlanan gençlerdeki kaygıyı tetiklemektedir. Çünkü öğrenciler yaklaşan bir sınava bir sürü belirsizlikler içinde gireceklerdir. Belirsizlik ise kaygıyı dahada arttıran bir durumdur. Eğer tasarı yasalaşırsa kişilerin hazırlıklı olmadığı bir durum ortaya çıkacağından tedirginlik artacaktır. Bu kaygılı dönemde zaten ÖSS sınavı ile ilgili bir çok şeyi abartılı olarak algılama eğiliminde olan gençler bu tartışmalı ortamdan olumsuz olarak etkileneceklerdir. Her olumsuz etkileniş ise onların motivasyonu ve ilerleyişi önünde engeldir.Burada aslında kaygı yaratan durum tabiki sınav değil kişinin sınava yüklediği anlam ve sınavı algılayış biçimi. 300 Bine yakın insanın girebildiği ve bir buçuk milyon gencin ise açıkta kaldığı bir sınavda gençlerin ister istemez bu sınava yükledikleri anlam değişiyor. Kaygı ise kişilerde konsantrasyon zorluğu, unutkanlık,karar verme zorluğu ve karamsarlığa neden olduğundan yeteneğin altında performansa neden olmaktadır. Hazırlanma sürecindede zaman kaybına yol açmaktadır. Kaygı ilerlediğinde bir uzmandan yardım alınarak bu durumla başa çıkmaya çalışılmalıdır. Kaygı kişinin kontrolünden çıktığında kendi başına bunu yenmesi zorlaşmaktadır. Nasıl algılarsak, nasıl düşünürsek öyle hissederiz. Sınava yüklediğimiz anlam işi sınav olmaktan çıkardığından bir çok fiziksel şikayetlerde bu kaygılı duruma eşlik etmeye başlıyor. Cücudun hormon salgısı değişir, solunum bu durumdan etkilenir, kaslar gerginleşir, bağırsak hareketlei etkilenir, nabız hızlanır, terleme,titrreme,mide bulantısı, halsizlik, aşırı tedirginlik gibi durumlar ortaya çıkabilir. Kaygısı yüksek kişiler çoğunlukla sinirli, gergin, yorgun, tedirgin ve kendilerini yalnız hissedebilirler.
Bütün bu belirtiler ise kişinin çevreyle olan ilişkilerini etkilediğinden ve sınava hazırlanma sürecini olumsuz etkilediğinden uzun sürede umutsuzluğa ve karamsarlığa yol açabilir. Kişi bütün bildiklerini unutmuş gibi hissedebilir ve kafasında sürekli olumsuz senaryolar üretebilir yada kendisini çaresiz hissedebilir.
Yapılması gereken şey öncelikle kişinin bu düşünceyi sorgulamasıdır. Sınav benim için ne anlama geliyor, ailem için ne anlama geliyor, çevrem için ne anlama geliyor. Sınav benim kişiliğimi ,değerimi, hayattaki önemimi belirleyen bir şeymi? Ben mi böyle algılıyorum diye kendi düşüncelerini sorgulayıp geliştirdiği düşünce kalıbını değiştirmesi önemli. Çünkü bu konu ile ilgili geliştirdiği düşünce kalıbı bir çok şeyi olumsuz hissetmesine ve güvensizliğe neden olmaktadır. Gerçekçi düşünmekten ve değerlendirme yapmaktan kişi koptukça kendisinide olduğu gibi algılayamıyor ve olduğundan daha değersiz olduğundan daha yeteneksiz ve beceriksiz olarak algılamaya başlıyor. Düşünce bazındaki bu olumsuz gidiş hemen duygularına ve tavırlarına yansıyor ve kişi kaygının olumsuz bir ürünü olmaya başlıyor.
Ailelerle sınav konusunun konuşulması ve endişelerin paylaşılması oldukça önemlidir. Ailenin, gencin değerini sınava bağlamadığını, sınavın sadece bir yarış olduğunu , kişilik meselesi olmasığını ve sonucun ne olursa olsun kabul edilebilir olduğunu hissettirmesi gerekir.
Nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri ile kaygıyı azaltmak mümkün. Asıl yapılması gereken kaygıdan kaçmak yerine üstüne gitmek, sorgulamak farkında olunmayan yanları bilinir hale getirmektir. Olumsuz beklenti ve düşüncelerle mücadele etmek , önemli oluşunu ve kendi değerini şartlara bağlamamak ve kendini kabul etmek önemlidir.
Bütün gençlere geleceklerini arama ve kurma yolunda başarı ve umut diliyorum.
Ali Rıza Erdoğan
Okunma Sayısı: 3299 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?