Planlama Ne Kadar Önemli? / Psikolojik Sorunlar
Planlama, hayatın her safhasında gerekli ve önemli olan bir kavram. Hedef tespitinin ardından o hedefe ulaşmak için uygun bir planlama yapma, başarının temel koşularından birisi. Peki, planlama nasıl yapılmalı, hazırlanacak olan yol haritası herkes için aynı mı?
İlk olarak şunu belirtmem gerekiyor; yapılacak planın ana hatları aşağı yukarı herkes için aynıdır. Farklılıklar kişisel özelliklere göre ortaya çıkmaktadır. Örneğin birisi için günde üç saat çalışma yeterli olabilirken diğer bir öğrenci için bu rakam beş-altı saati bulabilmektedir. Bir öğrencinin matematik çalışması gerekirken diğer bir öğrencinin fen derslerine ağırlık vermesi şart olabilir. Peki bu kadar farklılık niye? Öğrencilerin zeka potansiyeli, bilgi birikimi, çalışma alışkanlıkları, çalışma koşulları vb faktörler bu farklılığı oluşturuyor. O nedenle herkes için % 100 genel geçer olabilecek bir ders çalışma planından söz etmek yanlış olacaktır.
Şimdi gelelim planlamanın genel hatlarının nasıl olacağına. İlk olarak planlamanın hangi periyotları içermesi gerektiğinden bahsedeyim. Planlamanın periyotlarını saatlik, günlük, haftalık ve aylık olarak düzenleyebiliriz. Bunun yanında kişinin durumuna göre iki ya da üç ayda bir olmak üzere bir başka periyot dilimi de belirlenebilir.
Saatlik periyodu değerlendirirken dikkat edilmesi gereken nokta, çalışma süresinin bir saat içinde ne kadar olacağı, dinlenmeye ne kadar süre ayrılacağıdır. Yapılan araştırmalar -her ne kadar kişilerin konsantrasyon eşikleri % 100 birbirini tutmasa da bir öğrencinin eğer çalıştığı ortamda, fiziksel ve ruhsal durumunda bir anormallik yoksa 20 ila 40 dakika arasında dikkatini bir konu üzerinde yoğunlaştırabildiğini ortaya koymuştur. Bu rakam kişinin derse olan ilgisine, dersin zorluk ya da kolaylık düzeyine vb unsurlara göre az da olsa farklılık gösterebilmektedir. Bu araştırmaları göz önünde tutarak ideal bir çalışma süresinin 40-45 dakikanın altına inmemesinde fayda olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar araştırmalar 40 dakikayı üst limit olarak ortaya koysa da, kısa aralıklarla yapılan molalar dikkatin sık sık dağılmasına sebebiyet verecek, bu durum da konsantrasyonun bozulmasına zemin hazırlayacaktır. O nedenle 40 ya da 45 dakika ders çalıştıktan sonra 5 dakika çalışılan konunun tekrarına, 10 ya da 15 dakikayı dinlenmeye ayırmak doğru bir yol olacaktır. Tekrar yapmaktan amaç, unutmayı asgari düzeye indirmektir.
Peki, bu rakamlar herkes ya da her ders için genel geçer mi? Genel geçer demek çok keskin bir ifade olur. Öğrencinin konu çalışmasına ya da soru çözmesine göre bu rakamlar değişiklik gösterebilir.
Günlük planlamada dikkat edilecek temel nokta, kaç saat çalışılacağı ve bu çalışmanın hangi saatlerde ola-cağı konusu. Günde kaç saat ders çalışılacağı konusu öğrencinin durumuna göre farklılık gösterir. Ancak çalışmanın esası değişik branşların aynı gün içinde çalışılmasına dayanmalıdır; çünkü insan beyni aynı tür konular üzerinde uzun süre yoğunlaşmak istemez. Benzer dersler aynı gün içerisine yığılırsa beyin bundan yorulur. Örneğin sayısaldan sınava hazırlanan bir öğrencinin günde dört saat ders çalıştığını varsayarsak, bu dört saatin tamamını sayısal derslere ayırması beyni monotonluğa itecektir. O nedenle yapılması gereken, sayısal derslerin arasında sözel branştan bir dersin de çalışılmasıdır. Günlük çalışmalarda dikkat edilmesi gereken temel noktalardan birisi de uyumadan önce yapılan son etüdün o gün çalışılanların genel tekrarına ayrılmasıdır. Daha önce de belirttiğim gibi tekrar, unutma oranını azaltacaktır. Özellikle uyumadan önce yapılan tekrarlar, beyin uyku sırasında dış uyarıcılara kapalı olduğundan, unutma oranını düşürecektir. Son senelerde yapılan araştırmalar sonucunda uyku sırasında beynin bilgileri yeniden düzenlediği ortaya çıkmıştır.
Uyumadan önce bir sonraki gün nelerin çalışılacağını, hangi kaynaklardan yararlanılacağını, kısaca ertesi günün planını kafada yeniden hazırladıktan sonra uykuya dalmak faydalı olacaktır. Çünkü beyin sürpriz yaşamak istemez.
Acaba insan zihni, hangi saat dilimlerinde verimli öğrenmeye daha elverişlidir? Araştırmalar, uyanıklık veren hormonların yoğun olarak sabah saatlerinde salgılandığını ortaya koymuştur. Özellikle sabah saat 8 ile 11 arasında bu hormonlardan biri olan ?kortizol? miktarında artış görülmektedir. Buradan çıkarılacak sonuç; günlük çalışma programında, çalışma yoğunluğunun ya da daha fazla zihinsel efor gerektiren derslerin bu zaman dilimlerinde çalışılmasının daha uygun olacağıdır. Bunun dışında verimli öğrenmenin olabileceği başka bir saat dilimi yok mu diye aklınıza bir soru gelmiş olabilir. Tabi ki var... Öğleden sonra 4-6 aralığı da zihinsel aktivitenin yüksek olduğu dilim. Bu iki zaman dilimine denk gelecek biçimde çalışma programında düzenleme yapmak çalışmayı verimli kılar.
Peki, beynin algılama ve düşünme gücünün zayıfladığı zaman dilimleri hangileridir? Uzmanlar, öğle vakitlerinde bedenin dinlenme ağırlıklı hormonların etkisi altına girdiğini, bu nedenle bu saatlerin uyku ya da dinlenme vakti olarak ayrılması gerektiğini ifade ediyorlar. Bunun dışında gece saat 10 -11 aralığında vücudun uykuya hazır bir yapı aldığını söyleyebiliriz. Verdiğim bu rakamlar genel-geçer rakamlar. Tabi, kişi senelerden beri farklı çalışma alışkanlıkları kazanmış ve onu devam ettiriyor olabilir. Örneğin gece, daha rahat çalışıyor olabilir ya da çalıştığı mekan o saatlerde her açıdan ideal bir mekan haline gelebilir (Küçük kardeşi olanlar için gece çalışma olanağı daha fazladır). Bu tip öğrenciler, çalışma programını kendi koşulları içerisinde düzenleyebilirler.
Şimdi gelelim haftalık ve aylık çalışma programı yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiği konusuna. Haftalık çalışma programı yapılırken her öğrenci kendi pozisyonuna, alışkanlıklarına göre çalışma saatlerini belirlemelidir. Örneğin, çalışma alışkanlığı olmayan bir öğrencinin sene başında ütopik bir anlayışla günlük 6-7 saatlik bir çalışma programı oluşturması son derece yanlıştır. Çünkü öğrenci bu programı birkaç gün uygulasa bile belli bir süre sonra teklemeler, aksaklıklar başlayacaktır. Bu olayı peş peşe birkaç defa yaşayan bir öğrenci zamanla "başaramayacağım" duygusuna kapılarak kendine olan özgüvenini kaybeder. Ondan sonra dikiş tutturması oldukça zor olur öğrencinin.
Haftalık ders çalışma programı hazırlarken dikkat edilmesi gereken bir başka nokta, çalışma programında derslere ne kadar ağırlık verileceğidir. Burada öğrencinin alan durumuna, kazanmak istediği bölüme, branşlardaki bilgi seviyesine göre bu ağırlık değişiklik gösterebilir. O nedenle daha önce de belirttiğim gibi, çalışma programı kişiye özel hazırlanmak zorundadır. Bütün bunlara rağmen genel bazı tavsiyelerde bulunmakta bir sakınca yok. Sayısal puan türüyle sınava girip bu alandan bir bölümü tercih etmek isteyen adayların, programında ağırlıklı olarak matematik ve fen derslerine; eşit ağırlıktan girecek ya da bu alandan bir bölümü tercih edecek olanların Türkçe ve matematik derslerine; sözel alandan sınava girecek olan adayların sosyal ve Türkçe derslerine; yabancı dilden bir bölüme yerleşmek isteyen adayların ise gireceği yabancı dil, Türkçe ve sosyal bilimlere daha fazla zaman ayırması gerekir. Bu her ne kadar dersin konu çokluğuna, öğrencinin kişisel durumuna göre değişse de, kendi alanında fazla puan getirecek derslere, toplam çalışma süresinin yaklaşık 3'te 2'sini ayırmasında öğrenci adına fayda vardır. Belli derslere yoğunluk verip diğer dersleri çok sonra çalışma amacı güden bir öğrenci zamanla çalışmadığı derslerden soğuyacaktır. Mantıklı olan, ÖSS'de soru gelen bütün derslere soru gelme durumuna göre programda yer vermektir.
Haftalık program hazırlarken, tekrar yapmak için belli bir zaman dilimini ayırmak da önemlidir. Haftada yarım ya da bir gün tekrarlara ayrılmalıdır. Bu tekrarlar özellikle pratiğe dönük olarak, yani soru çözümüyle yapılmalıdır. Haftalık program, uygulanma durumuna göre yeniden gözden geçirilmeli, bazı aksaklıklar varsa değişikliğe gidilmelidir. Yani problem yaşanıyorsa, program realize edilmelidir.
Her ay mutlaka bir deneme çözerek öğrenci çalışma programının verimliliğini ölçmelidir. Program düzenlerken aylık olarak birkaç günü, o ay çalışılan konuların genel tekrarına ayırmakta yarar vardır. Çünkü öğrendiğiniz bilgiler uzun bir zaman diliminde size lazım olacağından unutmayı en alt düzeye indirmek zorunluluğu söz konusu. Aylık tekrarların dışında 2-3 ayda bir, öğrenilen bütün konuların yeniden gözden geçirilmesi bilgilerin hafızada tazelenmesini sağlayacaktır.
Okunma Sayısı: 3093 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?