Tedaviye Dirençli Depresyon / Psikolojik Sorunlar
Antidepresan ilaçlara hiç cevap vermeme ya da yetersiz cevap depresyonu olan hastalarda sık karşılaşılan problemlerdendir. Antidepresan ilaç tedavisine başlayanların %30'unda ilk ilaç denemesinde bu sorun izlenir. Kimi zaman da ilaç kullanılırken depresyon belirtilerinde alevlenme olabilir.
İlk ilaç tedavisindeki başarısızlığın hastalığın ilaca gerçekten de dirençli olması dışında çeşitli sebepleri olabilir. Öncelikle tanının doğru olduğundan emin olunmalıdır. Kimi zaman tiroid fonksiyonlarındaki bir bozukluk (guatr gibi) ya da kansızlık gibi tıbbi sorunlar depresyon olarak değerlendirilmiş ve Antidepresan ilaç başlanmış olabilir. Bu durumda ilaca cevap alınamaz. Ya da bazı antihipertansif ya da Parkinson hastalığı ilaçlarının kullanımı depresyon tablosuna yol açmış olabilir. Depresyonu tetikleyen bu ilaçların kullanımında düzenleme yapılmadan depresyon tedavisine cevap almak çok zor olacaktır. İlaç tedavisinin yanı sıra devam eden alkol ve madde kullanımı da depresyonun ilaçlara cevabını güçleştirir. Yine tedavinin yetersiz kalmasının en sık rastlanan sebebi ise önerilen ilaç tedavisine hastanın uymamasıdır. İyi hissedilen günlerde ilacın alınmaması, dozların atlanması, önerilen dozda alınmaması, aksi önerilmedikçe bir kutu kullanılıp ilacın kesilmesi, tedavinin etkinliğinin ortaya çıkması için gereken 3-4 haftalık sürede ilacın etkisiz olduğu düşünülerek tedavinin bırakılması tedaviye cevapsızlığın en önemli sebepleridir. Kimi zaman ilaçlar yan etkileri sebebiyle bırakılır. Unutulmaması gereken nokta ilaçların çoğu yan etkilerinin bir iki hafta kullanımdan sonra ortadan kalkacağıdır. Şiddetli yan etkiler için kişi doktoruna danışılırsa bazı pratik çözümler önerilebilir.
Tedaviye dirençte stratejiler
Yeterli doz ve süre (genellikle 4?6 hafta, yaşlı hastalarda daha uzun süre) kullanılan bir antidepresana hiç yanıt yoksa farklı etki mekanizmasına sahip başka bir ilaca geçilebilir. Eğer iki farklı ilaca yeterli süre ve dozda kullanıma cevap alınamıyorsa tedaviye dirençten söz edilir. Bu durumda lityum tuzları, tiroid hormonu gibi bir ilaçla antidepresanın birlikte kullanımı (güçlendirme tedavisi), birden fazla antidepresanın bir arada kullanımı (kombinasyon tedavisi) denenebilir. Elektrokonvulsif tedavi ya da transkranyel manyetik uyarım tedavisi yapılabilir. Elektrokonvulsif tedavi manyetik uyarım tedavisine göre daha etkili olmasına rağmen hastaneye yatış gerektirmesi, anesteziye bağlı yan etkilerinin olması, hafızada geçici bozulmalara yol açması, tedavide kişinin kontrollü biçimde nöbet geçirmesinin gerekmesi sebebiyle çoğu zaman daha ağır olgularda tercih edilir.
Manyetik uyarım tedavisi ise kişinin başı çevresinde manyetik akım oluşturulan, kısa süreli ve elektriksiz bir tedavi biçimidir. Hücre zarı geçirgenliğinin değişmesi ile beyindeki elektrik iletisine müdahale edilerek etki gösterir. 10?15 gün boyunca her gün uygulanır, seanslar 10-20 dk uzunluktadır. Kişinin saçlarının temiz olması dışında herhangi bir ön hazırlık gerektirmez. İlaca alternatif değil, ilaç tedavisine ek olarak kullanılan bir yöntemdir. Bilinç kaybı, ağrı ya da başka önemli bir yan etkisi yoktur. Tedaviye dirençli depresyonlarda etkinliği kanıtlanmıştır. Gebelik, emzirme, ağır kalp hastalıkları gibi ilaç kullanımının sakıncalı olabildiği durumlarda depresyon tedavisinde tek başına da kullanılabilir.
Uyku yoksunluğu tedavisi, ışık terapisi de tedaviye dirençli depresyonda etkili olabilen, ilaç tedavilerine ek olarak kullanılabilecek tedavi yöntemleri arasındadır.
Uzm. Dr. Gökben Hızlı
Okunma Sayısı: 7163 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?