Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Sosyal Fobinin Nedeni Çocukluk Dönemi / Psikolojik Sorunlar

Sosyal Fobinin Nedeni Çocukluk Dönemi

Utangaçlık çoğu zaman bir problem halinde algılanmayabilir. Ancak bu kişiler, sosyal ortamlardaki sıkıntıları nedeniyle bu ortamdan kaçmaya başlayabilirler ki bu durum "sosyal fobi"nin oluşmasına zemin hazırlar.

Tedavi edilebilir
Sosyal fobi psikiyatride tedavi gerektiren önemli sorunlardan biridir. Yarattığı anksiyete (sıkıntı) nedeniyle birçok psikolojik rahatsızlığa yol açabilir. (Depresyon, panik atak, agorafobi, alkol ve uyuşturucuya yönelim ve hatta intihar.)

Sosyal fobi her toplumda görülüyor
Genel nüfus içinde % 4 ile % 6 arasında değişik derecelerde "sosyal fobi " ye rastlanmaktadır. Ancak hastalığın ortaya çıkmasında ve tanınmasında kültürel farklılıklar, toplumsal değerler ve tedavi beklentilerindeki farklılıklar ile açıklanabilir. Örneğin doğu toplumlarında sosyal fobiye sık rastlanmakta ancak tedavi edilebilir bir bozukluktan çok kişilik özelliği olarak ele alınmaktadır. Japonya' da aşırı utangaç birinin "Shinka Shitsu" kişilik yapısında olduğu söylenir. Bu şekilde tanımlanan pekçok kişi aslında sosyal fobik olabilir. Türk toplumunda ve doğu toplumlarında bu belirtileri birçok insanda görebiliriz. Çünkü doğu toplumları insanın bireyselleşmesine tepki gösterir. İnsanların hep biz demesini, toplumun isteklerini kendi çıkarlarının her zaman üstünde tutması gerektiğini vurgular. Kişilerin bağımsızlık ve bireysellik duyguları bastırılarak kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu da kişilerin utandırılarak büyümelerine, girişimcilik duygusunun elinden alınmasına, pasif ve utangaç insanlar haline gelmelerine neden olur.

Yeni bir ortama girrmekte ve o ortama uymakta zorlanır
Sosyal fobikler yeni bir ortama girmekte ve o ortama ayak uydurmakta zorlanırlar . Sosyal ilişkiler geliştirme konusunda başarılı değildirler. Çünkü temelde bir güven eksikliği içindedirler. Kendilerini birçok konuda yetersiz hisseden bu kişilerin kendi akranlarıyla kıyaslama yapıldığında, kendisini sürekli suçlayan, eleştiren ve değersizlik duyguları yaşayan insanlar oldukları görülür. Başkalarıyla konuşmak, rekabet etmek veya tartışmak istemezler. Bunun sebebi ise, herkesin kendisini yenebileceği korkusudur. Kendi haklarına saldırıda bulunulsa dahi seslerini çıkarmazlar. Sosyal fobik insanların içlerinde sanki dış dünyadan herkesin kendisini izlediği ve değerlendirdiği inanışı hakimdir. Bunun için topluluk önünde konuşmaları gerektiğinde, yeni insanlarla tanıştırıldıklarında, bir işle uğraşırken başkaları tarafından seyredildiklerinde tedirgin olurlar.

Sosyal fobi çocukluk yıllarına dayanıyor
Sosyal fobinin temeli çocukluk yıllarında atılmaktadır ve toplum içinde de geliştirilmektedir. Çocukluk döneminin 1-3 yaşları arası "özerklik evresi " olarak bilinir. Bu evre çocuğun anne bağımlılığından uzaklaşıp kendi ayakları üzerinde durabildiğinde başlar. Bu dönemde çocuklar bağımsızlık gereksinimi duyarlar ve bu ihtiyacın karşılanabilmesi için de bağımsız olmak isterler. Eğer bu dönemde sürekli cezalandırılır, aşırı korunur ya da anneye bağımlı biçimde yetiştirilirse çocuk bu baskı sonucu oluşan ezikliğin kızgınlığını ve utancını yaşamaya başlar. Utanç duygusu kişiye yerleştikten sonra artık yaptığı seçimlerin doğruluğu konusunda suçluluğa kapılır ve haklarını savunamaz. Utangaç çocuklardaki suçluluk duygusu, çocuğun hareketlerini kısıtlar. Çevresinde huzursuzluk doğuracağı ve cezalandırılacağı endişesiyle sadece kendisine verilenlerle yetinir. Yeni bir işe girişmekte ve başlamakta zorluk çeker. Yeteneklerini geliştirmekten, hakkı olan şeyleri istemekten kaçınır. Böyle bir çocukluk yaşayan kişinin girişimcilik ya da bağımsızlık duygusunun geliştiği söylenemez. Bu koşullarda büyüyen çocuklar büyük ihtimalle pasif, çekingen ve utangaç yetişkinler olurlar. Sosyal fobinin tedavisinde bilişsel-davranışsal psikoterapilerden yararlanılır. Ayrıca tedavinin ilaçla desteklenmesi etkiyi arttırır.

Okunma Sayısı: 8061  / Yorum Sayısı: 1
 

08.07.2007 02:49:20 Tarihinde yorumlamış

SOSYAL FOBİ NASIL YENİLİR BİLİYOMUSUNUZ OKUYUN ÖYLEYSE şimdi burada anlatacaklarım biraz uzun olabilir ama mutlaka sonuna kadar okuyun ve bu sosyal fobi illetinten ebediyen kurtulun. öncelikle bendeki sosyal fobinin derecesini anlamanız açısınsan biraz bahsetmek istiyorum benim babam çok otoriter biridir hani öyle derler ya ne otoritesi cahil biri yani çocuk yetiştirmesinden zerre kadar anlamayan bağırıp çağırmaktan başka hiç birşey bilmeyen biri yani kendimi bildim bileli yani çocukluğumdan berli babam beni toplum içinde rencide etti oturduğumuz yer kalabalık olduğu için hep birileri vardı yani babamın bu davranışları benim öz güvenimi tamamen bitirdi .çocukken öz güvenim olmadığı için ve acaba yanlış bir kelime söylerimde babamdan dayak yerim fırça yerim diye sessiz içine kapanık bir kişiliğim oldu mahalledeki diğer çocuklarla oynarken hep geri planda kaldım.bana haksızlık yaptıklarında hiç birşey diyemedim çünkü babamın bana davranışlarından o kadar kendimi degersiz hissediyordumki anlatamam.bu özgüvensiz içine kapanık kişiliğim yavaş yavaş artık bende oturmaya başladı derken ilkokula başladım. okulda öğretmenimiz birşey sorduğunda ben o konuyu çok iyi bildiğim halde tahtaya kalkıp anlatamazdım çünkü bilinç altım bana şunu söylüyordu sen değersiz işe yaramaz birisin tahtaya çıkıp birde rezil olma sakın ve ilkokul yıllarım belkide hiç tahtaya kalkamadan geçti sonra biraz daha büyüdüm orta okula başladım orta okulu 4 yılda zorla geçtim çünkü okuldan kaçıyordum derslere girmek bana o kadar zor geliyodiki anlatamam ya öğretmen bana birşey sorarsa ne olacak o zaman kıyametin kopması bile insanı bu kadar korkutmaz.ve işte hayatımın en zor dönemi yeni başlıyo lise ah ah o güzel yılları şu sosyal fobi yüzünden ne kadar kötü geçirdim bir bilseniz, okumaktan sıkılmadıysanız anlatayım birazcık anlatayım çatlıyacam yoksa.velasıl kerem liseye başladım tabi biraz daha büyüdük ön sıramda oturan bir kıza aşık oldum adı üveyda köken lise aşkı işte şimdi kim bilir nerde benim unutulmaz lise aşkım üveyda aşık olduk olmasınada okula nasıl gidecez ya öğretmen bir soru sorarsa ya beni tahtaya kaldırırsa ve en kötüsü ben tahtaya nasıl kalkacam hocam diyelimki kalktım elimin titremesi kalbimin o korkunç çarpmasını yüzümün kızarıklığını,su gibi terlemiş bedenimi nasıl saklayacağım hocam birde öğretmenimin beni fark edip sen niye terliyon niye titriyon derse işte ben bittim abi.tek çare okuldan kaçmak ama üveydayı nasıl görecektim ve bir plan yaptım okula gitmeyecektim okul dağılırken üveydaya yazdığım mektubu ona verecektim mektubu yazdım ve aynen planladığım gibi okulun kapısında gizlice lise aşkım üveydayı beklemeye başladım üveyda okuldan çıktı evine doğru yürümeye başladı tabi bende onu takip ettim tahmin etmişsinizdir mektubu veremeden üveyda tek katlı ara sokaktaki evine girdi .gel zaman git zaman bu mektubu verme işi tam 2 yıl sürdü benim gibi kendini degersiz bir hiç olarak düşünen öz güveni hiç olmayan bir insan o mektubu vermesi kolaymı sanıyosunuz .sonunda mektubu bir arkadaşım vasıtasıyla verdim ve mektuptan cevap beklemeye başladım çünkü o mektubu o kadar güzel duygularla yazdımki kesin cevap yazacaktı en sonunda yine bir okul çıkışı üveydayı takibe başladım oda beni fark etti biraz yürüdükten sonra yere bir kağıt attı hemen aldım bu bir mektupdu sevinçten deliye döndüm hemen okumak istemiyorum .bu mektubu okuyacak sakin güzel bir yer bulmalıydım en sonundan bir bahçeye benzer sakin biryer buldum etrafa baktım kimse yok oraya oturdum ve mektubu okumaya başladım mektubta kısa bir yazı vardı neydi biliyomusunuz::: kaç yıldır beni takip ediyosun senin gibi okula gitmeyen serseri birinin beni takip ettiğini ailem anlarsa seni öldürür bidaha beni takip etme..o an ölüm bana ne kadar basit geldi biliyomusunuz .ölmekten beter bir duyguyu nasıl anlatırım bilmiyorum .işte benim lise hayatım sonra babam okula gitmediğimi anladı anlamazdıda eve devamsızlık kağıdı geldi bütün devamsızlık kağıtlarını ben daha gelmeden postaneden alıyordum ama bunu a
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...