Mum dibine ışık vermez.
Ara

Yaşadığımız Kent Ve Stres / Psikolojik Sorunlar

Yaşadığımız Kent Ve Stres

Kentlerin mimari yapısında hava koridorlarının bulunmaması, gürültü, ses, görüntü ve çöp kirliliği gibi çevre sorunları, "strese" neden oluyor.

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, çevreyle ilgili sorunların insanlık üzerindeki etkilerinin son 20 yıldan beri anlaşılmaya başlandığını söyledi.
Önce su ve hava kirlenmesi olarak görülen ve daha çok sanayi bölgelerinde rastlanan çevre sorunlarının, toksit atıklardan, ozon tabakasının incelmesine, doğadaki biyolojik zenginliğin yok olmasına ve diğer bir deyişle bazı canlı türlerinin geri dönüşümü olmayacak şekilde yok olmasına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaş, iklim değişiklikleri, deniz ve okyanusların kirlenmesinin de olumsuzluklar zincirinin diğer halkalarını oluşturduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Ortaş, medeniyet ve kültürel varlıkları tehdit eden kirliliğin, insanların da ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ifade ederek, "Globalleşen çevre sorunları, tüm canlılarla beraber insanları da etkilemekte. Toprakların amaç dışı kullanımı da çevre sorunlarını teşkil eden başlıklar arasında yer almaktadır" dedi.

Yeşil alanlar amaç dışı kullanılıyor
Tarım ve yeşil alanların başta belediyeler olmak üzere amaç dışı kullanıldığını öne süren Prof. Dr. Ortaş, şöyle konuştu: ?Büyük kentlerdeki vatandaşların karşılaştığı birçok sorunun temelinde, toplumun sağlık ve sosyal hakkı olan bu tür yeşil alanların değerlendirilmemesinin de büyük etkisi bulunmakta. Artan çevre kirliliği ve stres ile baş etmenin yollarından biri de insanın yeşil ve temiz atmosferde dinlenmesinden geçmekte. Her türlü çevre kirliliği, çağımızın hastalıkları arasında yer alan strese neden olmakta. Sağlıklı kalmanın yolu, öncelikle sağlıklı ortamda yaşamaktan geçmektedir. Bu ortamlar da gerekli düzenlemeler yapması gereken kent yöneticileri tarafından sağlanmalı."

İstanbul'da yeşil alan miktarının yok denecek kadar az olduğunu belirten Prof. Dr. Ortaş, bu tür ortamlarda yaşayan insanların "ruh sağlığının", iyi olmasının beklenemeyeceğini söyledi.

Hava koridorları
Prof. Dr. Ortaş, Adana gibi düz ve düze yakın tarım toprakları üzerinde kurulan kentlerdeki mimarı yapının "hava koridoru" olacak şekilde planlanması gerektiğine dikkati çekerek, "Adana, hava koridoru düşünülmeden yanlış kurulmuş bir kent. Hava koridoru olmayan şehir merkezlerindeki hava sıcaklığının kent dışına oranla 4 ve 8 derece daha fazla olması, bu konunun ciddiyetini göz önüne seriyor" dedi.

Uydu kentlerin, büyük parkları, yeşil alanları ve çocuk oyun alanları düşünülerek ve kişi başına düşecek yeşil alan miktarının dikkate alınarak planlanmasının, çağın gerekliliği olduğunu bildiren Prof. Dr. Ortaş, şunları kaydetti:

Hava koridorları ferahlık getirecek
"Hava koridorlarının açılması kentleri ferahlaştıracak ve o ortamlarda yaşayan insanların sağlığını olumlu yönde etkileyecektir. Vatandaşların hafta sonları kentten adete kaçar gibi yazlıklara gitmesinin tek nedeni, farkına varsalar da varmasalar da kentin bunaltıcı sıcaklığı, yoğun stresi, gürültü, ses, hava, görüntü ve çöp kirliliği gibi nedenlerden kaynaklanmakta. Bu olumsuzluklar, vatandaşların doğa ile baş başa kalma ihtiyacını zorunlu kılmakta. Bu nedenle doğru bir planlama ve doğru bir yönetim anlayışıyla hem insanın, hem de doğa sağlığının birlikte düşünülerek sürdürülebilir bir planlama yapılması gerekir."

Prof. Dr. Ortaş, çevre psikologları, psikiyatrisler, sosyologlar ve diğer ilgililerin bu konu üzerinde araştırma yapmasının, sağlıklı sonuçlar alınmasında önemli adım olacağını bildirdi.

ekolay.net

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...