Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Stres ve Stresle Baş Etme Yöntemleri / Psikolojik Sorunlar
STRES HASTALIKLARI
İnsan her an iç ve dış ortamdan uyaran iletileri alır. Gerek doğal, gerekse ruhsal ve toplumsal uyumu bozan etkenler insanın dış yada iç dünyasından kaynaklanabilir. Başka bir deyişle,bu etkenler insanın dışında bulunan doğal ve toplumsal yada içinde bulunan fizyolojik ve ruhsal ortamdan gelir.
Hava sıcaklığının artması, nem oranının yükselmesi, gürültü insanın dışında bulunan doğal ortamlardan kaynaklanan etkenlerdir. İşyerinde aşırı çalışma, şiddetin artması, sürenin uzaması türlü ruhsal ve bedensel hastalıklara yol açabilir. Hormon dengesinin bozulması insanın iç ortamından kaynaklanan fizyolojik; kaygı, öfke , sıkıntı da aynı ortamdan kaynaklanan ruhsal etkenlerdir. Stres faktörünün algılanması ve hipotalamustan kortikotropin salgılatıcı faktörün salgılanmasına yol açmasıyla başlanan bir nöroendokrin süreçte son basamak glukokokortikoidlerin salgılanmasıdır. CRF hipofizden kortikotropin salgılanmasına yol açmaktadır. Glukokokortikoidler beyinde ve hipotizde bulunan resöptörleri uyarmakta ve böylece CRF ve kortikotropin salınımını inhibe ederek eksinin düzenlenmesini sağlamaktadır. Bu kapalı devre feedback sisteminin aktivesini büyük oranda mineralokortikoid ve glukokokortikoid reseptörleriyle kontrol edilmektedir.
Canlı organizma yeni uyumu sağlamak ve sürdürmek için yapılarından kaynaklanan tüm işlevleri kullanır. İnsan, doğal ortama uyum sağlamasa bedensel ve ruhsal belirtiler yakınmalar ortaya çıkar. Bunlar insanın toplumsal uyumunu da bozar. İnsan bu ortamda ve koşullarda ortaya çıkan değişikliklere uyum sağladığı sürece, dengesini düzenini, mutluluğunu ve sağlığını korur.
Organizma dış ve iç ortamdan kaynaklanan etkenlerle sürekli iletişim-etkileşim durumundadır. Belirli bir ölçü ve sınırdan sonra bu etkenler organizmanın uyumunu bozar. Uyumun bozulması organizmanın değişik yapılarını ve işlevlerini etkiler. Onları denge , düzen, uyum arama çabasına zorlar. Bu duruma tıp dilinde ?stres? adı verilir.
Sözlüklerde fiil olarak, baskı yapmak, bastırmak, germek, önem vermek, yüklemek, zorlama olarak geçer.
Stres alanında sürekli araştırma ve yayın yapan SELYE, 1950'li yıllarda stresi ?organizmayı zarar veren uyaran? olarak tanımlamış, daha sonra ?organizmada zorlama sonucu ortaya çıkan tepki ?olarak kabul etmiştir.
Günümüze dek stres kavramı zararlı etkenlere karşı organizmanın tepkisi olarak kabul edilmiştir. Başka bir deyişle stres kavramı zararlı etken karşısında organizmanın. dengesinin, düzeninin , uyumun bozulduğunu gösteren durumu anlatmak için gösterilmektedir. Örnek olarak aşırı sıcakta insanın bayılması gibi.
STRESİN BELİRTİLERİ
Genel uyum belirtileri , zararlı etkenlerin organizmayı zorladığı, organizmanın bedensel ve ruhsal tehdit ve tehlike karşısında bulunduğu zaman ortaya çıkar. Organizma zararlı etkeni değerlendirirken savaşma yada kaçma kararı alırken, eskiden kazandığı, öğrendiği davranış kalıplarını kullanır. Savaşmaya karar verirse, önce bilinç durumundaki haberdarlık ve uyanıklık artar. Durumluk kaygı düzeyi yükselir. Sempatik sinir sisteminin çalışması etkinlik kazanır. Bu değişmeler doğrudan ve dolaylı olarak kandaki adrenalin düzeyini yükseltir.
Kalp vurum sayısının artması
Kan basıncının yükselmesi ve solunum sayısının artması
Kas gerilimin artması
Sindirim sisteminin çalışmasının yavaşlaması
Göz bebeklerinin büyümesi
Depolanmış şekere ve yağın kana geçmesi
Kanı pıhtılaştıran mekanizmaların işlerlik kazanması gibi belirtileri vardır.
Tehlike evresinden durumluk kaygı düzeyinin yükselmesine bağlı olarak endişe, karamsarlık, öfke, korku, sinirlilik tedirginlik artar. Bunlara bağlı olarak da bilişsel işlevler olumsuz yönde etkilenir. Dikkati toplama, odaklaşma, hatırlama , karar verme zorlaşır.
Savaşmak zararlı etkeni ortadan kaldıramassa, direnç evresine bağlı genel uyum belirtileri ve yakınmalar ortaya çıkar. Direnç devresinde bedensel ve ruhsal olarak zararlı etkene direnilir. Parasempatik ve sempatik sistemin gerilimi değişir. Yeni gerilim düzeyi her iki sistemle ilişkili kimyasal ileticilerin düzeyini de etkiler. Bunlara ek olarak bedensel belirtiler ve yakınmalar da görülür. Ağızda boğazda kuruluk, bitkinlik, iştahsızlık, zayıflama , çok yemek yeme baş ağrısı, ellerde titreme, uykusuzluk , bulantı gibi.
Direnç evresinden sonra gelen çöküntü evresinde , bir önceki evrede ortaya çıkan, hastalıklara bağlı geri dönüşü olmayan, organik bozukluklar başlar. Sonuçta şoka ve ölüme kadar gidebilir.
UYARAN MODELİNE GÖRE STRES
Bireyin dışında çevresinde onu etkileyen, zorlayan bir durumun varlığı ile ortaya çıkar. Çevredeki değişiklikler hoş olsun yada olmasın stresin düzeyi doğrudan doğruya bireyin uyum sağlayacağı düzeneklerinde değişiklik oluşturan gereksinimlerinin miktarı ile ilgilidir.
Yapılan araştırmalar gerilimin bireylerde kaygı, depresyon, baş ağrısı, diyare , yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkarttığını göstermektedir. Bu modele göre ortaya çıkan tüm etkileirn nedeni aynı olup, bunların farklı bireyler üzerindeki etkileri benzerdir.
TEPKİ MODELİNE GÖRE STRES
Bu yaklaşıma göre stres yaşayan birey buna karşı fizyolojik, heyecansal ve zihinsel yanıtlar verir. Bu modeli ele alarak açıklamaya çalışan SELYE'nin görüşü büyük bir kabul görmüştür. SELYE'ye göre stres dinamik bir durum olup oluştuğu anda bireyin vücut direncini tehlikeli ve tehtitkar objeye karşı artırır. Stres sendromunun babası olarak kabul görülen SELYE genel adaptasyon sendromu (GAS) ve k-lokal adaptasyon sendromundan (LAS) söz eder.
Genel Adaptasyon Sendromu:
Üç aşamadan oluşur. Alarm aşaması, direnç aşaması ve bitkinlik aşamasıdır. Birey stres yaratan herhangi bir olay yada durumla karşılaştığı zaman alrm reaksiyonu yaşar. Bunun iki aşaması vardır. İlk aşama şok aşaması olup taşikardi , kas tonusünde azalma, kan basıncı ve vücut ısında düşme gibi belirtilerle ortaya çıkar. İkinci aşamada şoka karşı tepkiler oluşur. Stresle mücadele edebilmek için vücudun biyolojik mekanizmaları harekete geçer. Böylece direnç aşamasına girilmeye hazırlanır. Stres yaratan uyarının var olmaya devam etmesi GAS'ın direnç aşamasına geçmesine neden olur. Eğer birey başa çıkamasa bitkinlik aşamasına geçilir. Bu aşamada halisilasyonlar, depresyon hatta ölüm oluşabilir.
Lokal Adaptasyon Sendromu:
Selye, aynı zamanda Lokal Adaptasyon Sendromundan söz eder. Bu, vücudun belli bir bölgesi yada dokusu ile ilgilidir. Buna en güzel örnek, yüzde çıkan bir sivilce yada bedenin herhangi bir yerinde çıkıp sonradan yayılan abseler verilebilir. Üç düzey vardır. Bunlar: Enflamasyon düzeyi - Dejenerasyon Düzeyi - Hücre ölümüdür.
LAS, GAS'ın oluşumuna neden olabilir.
Selye, stresin her zaman zararlı olmadığını da açıklayarak zevk ve strese ?eustrees? derken istenmeyen strese ?distress? adını vermiştir.
Transaksiyonel Modele Göre Stres:
Lazarus (1966) bireylerin düşünme, hatırlama, olaylara verdiği anlama, değer ve bu değerlere çevre arasındaki etkileşime bağlı olarak stres yaşadıkalrını ileri sürer. Dolayısıyla Lazarus strese kognitif, fenomenolojik ve transaksiyonel yönden bir yaklaşım getirir.
Stresle Başa Çıkma Yöntemleri:
Stres yaşayan birey eğer içinde bulunduğu durumun farkında ise, davranışlarının değişmesi gerektiğine inanıyor ve bunun için çıkış yollarını arıyorsa stresle başa çıkabilir.
Kendimizi Tanıma:
Stresle başa çıkmada ilk adım kendimizi tanımamızdır. Nasıl bir kişiliğe sahibiz? Bizi etkileyen stresörler nelerdir? Stres yaşadığımız zaman heyecansal, fizyolojik, zihinsel ve davranışsal olarak hangi tepkiler veriyoruz? Stresimizle baş etmede hangi yolları kullanıyoruz? O halde öncelikle kendimizi analiz etmemiz ve tanımamız gerekir.
İnsanlarla iyi İlişki Kurabilme:
Her bireyden iyi ilişkiler içinde bulunması beklenemez. Ancak iyi ilişki yollarını öğrenmek, bunları davranışımızın bir parçası haline getirmek stresle mücadelede son derece yararlıdır. Böylesi bir ilişkide ilk adım ?gülümsemek?dir. Stres hormonları devamlı üretilip arttığı zaman , immün sistem yeterli bir biçimde çalışamaz, iç organlar her tür enfeksiyona açık olur. Oysa gülümseme bireyleri sakin ve rahat tuttuğu kadar aynı biçimde de çevreyi olumlu yönde etkiler, rahatlatır.
Gevşemeyi Öğrenme:
Kanda artmaya başlayan şekeri ya da kalp vurum sayımızı azaltmak kolay değildir. Ancak kaslarımızı gevşetmeyi ve gevşek tutmayı öğrenebiliriz. Gevşeme olayı ile stres sonucu oluşan olaylar gerilemeye başlar. İyi bir gevşemeyi sağlamada ilk adım derin solunum egzersizi yapmayı öğrenmektir. Bunu şöyle gerçekleştirebilirsiniz.
Önceden sakin sakin nefes veriniz.
?Bir? ?iki? diyerek iki seferde akciğerlerinizi temiz hava ile doldurunuz.
İki saniye akciğerlerinizi dolu tutunuz.
?Bir? ?iki? diyerek iki seferde akciğerlerinizi boşaltınız.
4-5 normal solunum arası verdikten sonra günde 40-60 kez yapabileceğimiz bu uygulama sonucunda stres sırasında ortaya çıkan hormonlar azalır yada yok olur ve kişi rahatlar.
Progresif Gevşemeden Yararlanma:
Yüzden başlayıp, ayatkta bitirmek üzere bazı kas gruplarının sistematik biçimde kasılıp gevşemesini içerir. İşlemin başlangıç ve sonunda yada işlem sırasında derin nefes egzersizlerinden yararlanılır. Süre 15-30 dakikadır.
Egzersizi aşağıdaki gibi uygulayabilirsiniz.
Rahat, gevşek bir elbise giyiniz, ayakkabı ve gözlüklerinizi çıkarınız.
Arkaya dayanarak , boyun ve dizlerinizi destekleyecek biçimde oturunuz.
Yavaş, derin nefes egzersizi ile başlayınız (Bu sırada ya gözlerinizi kapatınız ya da belirli bir noktaya bakınız).
Derin nefes egzersilerinize devam ediniz. Her solunumdan sonra geriliminizin azaldığını hissediniz.
Şimdi kas gruplarınızın progresif gevşemesine başlayınız.
Derin soluk alırken kaslarınızı kasınız. Nefes verirken gevşetiniz.
Aşağıdaki gerilim-gevşeme döngüsünü gerçekleştiriniz. Parantez içerisinde gerilim teknikleri yer almaktadır.
-Boyun (çenenizi ensenize doğru çekiniz).
-Sağ el (bir yumruk hareketi yapınız).
-Sağ omuz (dirseği kasarak içe doğru çeviriniz).
-Sol el (bir yumruk hareketi yapınız).
-Sol omuz (dirseği kasarak içe doğru çeviriniz).
-Sırt, omuzlar, göğüs (omuzları kasarak yukarıya doğru kaldırınız).
-Karın (mideyi içe çekerek hafif öne doğru eğiliniz, sıkıştırınız)
-Sağ üst bacak (bacağı aşağıya doğru itiniz).
-Sağ alt bacak ve ayak (parmakları vücuda doğru geriniz).
-Sol üst bacak (bacağı aşağıya doğru itiniz).
-Sol alt bacak ve ayak (parmakları vücuda doğru geriniz).
-Derin solunum egzersizi yaparak (3 kez) ?ben gevşedim? deyiniz ve tekniği tamamlayınız.
Düşünceyi Durdurma:
Sizi üzen, strese sürükleyen düşüncelere kapıldığınızı hissettiğinizde ?Dur buna henüz hazır değilim? diyerek ne düşünüyorsanız, onu düşünmekten vazgeçiniz. 15-30 saniye ara verdikten sonra tekrar aynı işlemi yapınız.
Savunma Düzeneklerinden Yararlanma:
İnsanlar kendilerini hoş olmayan tepki, fikir ve güçlü duygulardan kurtarmak, gerilimden uzaklaşıp rahatlamak ve homeostazisi sağlamak için bazı davranışlardan yararlanıyorlar ki bunlara savunma düzeneği diyoruz.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi