Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Sabır Diliyle İstemeyenler / Psikolojik Sorunlar

Sabır Diliyle İstemeyenler

Sabırsızlık yoluyla güvensizliğimizi gösteririz. Dahası, sabırsızlık bizi istemekten vazgeçirir. Başarılar sabır diliyle isteyenlere sunulmuştur.

Hayata birlikte atılıp birlikte çabalayan insanların ilerleyişle-rindeki farklılıklar dikkatinizi çekecektir. Kimileri yerlerinde sayarken, kimilerinin bir tepeden diğerine adım attığını görürsünüz. Başarılarımızı bu denli farklılaştıranlann başında sabırlı isteme yeteneğimiz gelir.
Sabredemeyenler Yaratıcının plânlarına razı olmayanlardır. Elinden geleni yaptıktan sonra, Yaratıcının takdirine sığın-mayanlar, İlâhî destekten mahrum kalıyorlar.
Evrene hükmeden Sınırsız Sabır, birer zerre tohumdan, sayısız ağaç ve bitki inşa ediyor. Sabır, uzaydaki toz bulutlarının sıkıştırılarak yıldızlara dönüştürülmelerinin ardına gizleniyor.
Sabır diliyle istemekten, zorluklara sabretmeyi ve güçlüklere dayanmayı kast etmiyoruz. İnsan elbette musibetlere dayanma-
lı, ahlâklı yaşamakta ısrar etmeli ve Evrenin Yaratıcısına bağlılıkta direnç göstermelidir.
Sözünü ettiğimiz, "sabır psikolojisiyle ve hissiyle" istemektir. Sürekli istemek; ama, sonuçların zamanı konusunda İlâhî takdire güvenmektir. Sabretmek, sonuçlar hakkında endişelenme-mektir.
Kimi girişimciler "Denedim, önce heyecanlandım; ama, sonrasını getiremedim." diyor. Sonunu getirememenin sebebi sabırsızlıktır; sonucun zamanı hakkında endişelenmektir. Endişelendiğinizde, geçen zaman enerjinizi tüketecek ve sonunda yıkılıp gideceksiniz. Bu yarışı yarın kazanmayı hedefleyebilirsiniz; ama, yarın olamadıysa, üzülmemeyi öğrenmelisiniz.
Kimileri sabırsız duaları yoluyla kendilerine beddua ediyor. Sabır dilini terk etmek, çoğu zaman İlâhî yasaların ihlâl edilmesini istemektir. Yeryüzünü bizimle paylaşan diğer varlıkların bir anlamda göz ardı edilmesini dilemektir.
Bir genç, girdiği sınavın birincisi olmayı çok istiyor. \ raxl oimayan-Fakat, başka bir genç de aynı içtenlikle çalışıp istiyor. Hak \ iardır. eden birinci olursa, olamayan üzülmemelidir. Birincilik için çırpınan herkes, kendisini birincilik onuruna taşıyacak bir gelecek yaşayacaktır. Zamanını, kaderi plânlayan Kudret bilecektir. O, şöyle söz vermiştir: "Sabret. Gerçekten Allah iyilik yapanların, iyiliklerinin karşılığını yok etmez." 88
İlim, zekâ, hafıza, güzel ahlâk gibi kişisel isteklere çok daha hızlı ulaşabiliriz. Ancak, makam, zenginlik, aile, statü gibi sosyal boyutlu isteklerimizde, isteklerimizin tarafı olan diğer insanların da durumları hesaba katılır.
Sabır diliyle bir istek dile getirdiğimizde, tüm evren "aramızda buna yer var" diyebilmelidir. Bir isteğin evrende yer edinebilmesi, evrenin diğer varlıklarının da dikkate alınması suretiyle yapılan plânlama sayesinde mümkündür. Bize düşen, harekete geçmek ve lâyık olmaya çalışmaktır.
Sabır diliyle isteyebilmek için hayatımızı toptan hissedebilir; dünyevî ve sonsuz boyutlarıyla tüm ömrümüze bir paket hâlinde bakabiliriz. Bize sunulacak hayat paketi, isteklerimizin karşılığı olacaktır. Ancak 0 paketin bir kesiti, tümünü açıklayamaz.
İnsan başarıyı gelecekte sanır ve sabırsızlıkla gelecekte göreceklerine ulaŞmay ister- Simdi bu vadide Seziniyoruz; gelecekte başka bir vadiye göç edeceğiz. Oysa gerçek başarı tam şimdiki anın içeı isindedir; bu vadide yaşadıklarımızda gizlidir. Şimdi başına gelenlerden mutsuzluk duyan, gelecekte yaşayacaklarından mutluluk duyacağını mı sanır? Oysa başarı ve mutluluk insanı gittiği yerde karşılamaz; insanla birlikte gider.
Birisi ı*rarla taleP ett1§' sonuc iç,n acele ed,vor- Kalbl "Hemen *'mdi olsun, artık bir gün bile dayanamıyorum" diyor. Mamurdu ve şimdi amir mi olmak istiyor? Amirlik onu çok mu mutlu edecek? Belki de müdür olduğunda, şaşkına dönecektir. Eskiden bir müdürü vardı, şimdi herkes müdürii olmuş. Milletvekilleri arar, genel müdürler arar valiler «rar. Eskiden çocuklarıyla ilgilenebilirdi; akşamları kendine aitti ve bol bol doğayla iç içe yaşayabilirdi. Şimdi çocuklarının yürünü göremez, gecelerinde bile evraklarından kurtulamaz oldu.
Elbette iyiliğ1 istemekten vazgeçmek insana yakışmaz; ama, iyiliği hırsla ve sabırsızlıkla istemek de insana yakışmaz. İnsan üzerine düşeni apmakta acele etmeli; bir saniye bile boş durmamalıdır. Ancak, insan, isteklerini sınırsız bir sabır hissiyle dile getirmekte direnmelidir.
Sabırsız istekler kısa süreli isteklerdir. Sabırsız istediğimizde, acıktığında miY.,vlayan, karm doyunca başını çevirip giden kedilere benzeriz. Sabırla istediğimizde ise, yaydığı tohumlanyla zemini sonuna kadar güzelleştirme mücadelesi veren çiçekler gibi oluruz. Zira, "İnanan insanın silâhı, sabır ve duadır." 89
İsteklerimizin sonucunu, tezkereye gün sayan asker gibi beklemeyeceğiz. Askerin sabırsızlıkla saydığı her gün, kalbini gerginleştirecektir.
İsteklerimizi hemen dünyada elde etmek istiyoruz. Oysa kimi isteklerimiz bizim iyiliğimizi plânlayan Yaratıcı tarafından dünyada verilmeyecektir. İsteklerimizi dünyada alamayacağımızı öğrenmek, onları istemekten bizi neden vazgeçirsin? Dünyada istediğimiz güzelliklere, sonsuz hayatımızda da muhtaç değil miyiz? Dünyada istemekten vazgeçtiklerimizi sonsuz hayatta da alamayacağız.
Ağır hasta, kanserden öleceğini öğrenirse, kitap okumayı bırakmalı mı? Dikeceği bir fidan varsa, ondan vazgeçmelı mı? Hırsla ve sabırsızlıkla isteyenin yapacağı buur. Ölümü gördüğünde çalışmayı terk eden, sonsuz hayatı için istemeyendir.
Oysa Evrenin Sahibi başarıyı yalnızca çabalarımızda ve sabrımızda aramamızı öğütlüyor: "Yoksa siz, Allah, içinizden çaba harcayanları belirtip -ayırdetmeden ve sabredenleri de belirtip- ayırt etmeden Cennete gireceğinizi mi sandınız?" Peygamberine de (asm) şöyle diyor: "Sen sabredenleri müjdele!"91
Sabırsızlık, insan için büyük bir yenilgidir. Zira sabırsız dua, güvensiz ve tevekkülsüz duadır. Sabırsız istekler içtenlikten, ruhsal enerjiden yoksundur. Sabırsız istekler insanı hırsa, gerginliğe sürükler; tüm ruhsal enerjiyi tüketir ve kısa sürede sönüp gideri. Kalbimizde bir çırpıda parlayıp kısa sürede yitirdiğimiz isteklerimiz, gizli sabırsızlıkların eseridir.

88 Kur'an; 11: 115
89 Câmiü's-Sağîr, Hadis no: 9277
90 Kur'an; 3: 142
91 Kur'an; 2: 155

Dr.Muhammed Bozdağ

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 1
 

muratbulbul 12.05.2008 11:38:22 Tarihinde yorumlamış

Allah razı olsun.
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...