Güven Duygusu İletişimin Yönünü Belirler! / Psikolojik Sorunlar
Eğitimde karşılıklı güveni sağlamak ve bunu eğitimin her aşamasında sürdürebilmek çok önemlidir. Güvenmek, inandığını açıkça ifade etmek ve buna uygun biçimde davranmaktır. Bireyler kendilerini doğru ifade edebildikleri sürece güvenilir olurlar. Güven sağlamak uzun ve sabır gerektiren bir süreçtir.
Güven duygusu zayıf olan insan, karşısındaki insanlara güvenmez ve benzer şekilde onlardan da kendisine güvenmelerini beklemez. Bu kısır döngü zamanla korku, endişe ve sinirlilik davranışlarıyla gelişir. Böylelikle kişi düşüncelerini açıklamaz, kendini savunamaz. Sürekli tedirgindir ve temkinlidir. Her an bir şey olacak, bir sorun çıkacak endişesiyle yaşar. Yalnız kalmanın, kimseyle konuşmamanın, içe kapanık ve aciz bir görüntü sergilemenin kendisini daha mutlu ettiğini düşünür. İçinde büyüttüğü korkuları sürekli onu takip eder; ?Ya yanlış bir şey yaparsam, başarısız olursam, rezil olacağım v.b...' Bazen de sokakta yürürken herkesin ona baktığını, kendisi hakkında konuştuklarını ya da zarar göreceğini düşünür.
Öğrenciler güven sorunu yaşıyorsa...
Öğrencilerde zaman zaman kendilerine güvenemezler. Tahtaya kalktıklarında arkadaşlarının kendisiyle alay edeceğini, öğretmenin azarlayacağını düşünürler. Öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini kazanmalarına yardımcı olunmalıdır. İlk aşamada, çocukların arkadaşlarının önünde konuşmaları, iletişim kurmaları teşvik edilmelidir. Tartışma konularında her öğrenciye söz hakkı vermek ve bu konuda sıkıntı çeken öğrencilerin daha sık konuşmalarını sağlamak faydalı olacaktır. Güven duygusunun gelişmemesi ya da zarar görmesinde aile, çevre, arkadaşlar, değer yargıları ya da eğitimin etkisi olabilir. Bu konuda öğrenciyle konuşulmalı, yaşadığı sosyal çevre ile içsel duyguları arasında bir çatışmanın olup olmadığı belirlenmelidir. Çocuğun, arkadaşlarıyla iletişim kurması teşvik edilmeli, grup çalışmalarında etkin görev alması sağlanmalıdır. Ona sorumluluk vermek, empati kurmayı öğretmek ve kendisine güvendiğinizi hissettirmek çok önemlidir. Özgüveni güçlü insan, kendine daha yüksek hedefler koyar ve bu hedeflere ulaşmak için neler yapabileceğini planlar. Kendini kısıtlayan davranışlardan kaçınır ve çevresiyle daha fazla iletişim kurup, kendini anlatmaya çalışır.
Öğretmenler, çocukların motivasyonunun sürekli en üst düzeyde tutmalıdır. Onlara farklı zamanlarda güven veren öyküler anlatmak, yüreklendirici konuşmalar yapmak, olumlu sonuç verecektir. Konuşmak için söz alan öğrencinin tahtanın önünde konuşmasını sağlamak, düşüncelerini ifade ettiği için onu övmek, sonraki söz alışında daha istekli olmasını sağlar. Ortak çalışmalar, arkadaşlarıyla konuşmayan, içe kapanık öğrencileri daha fazla iletişim kurmaya zorlar. Öğrencileri sürekli gözlemlemek ve iletişim sıkıntısı çekenlere yardımcı olmak eğitimin kalitesini artırır.
Öğretmen de öğrencilerin güvenini kazanmalıdır
Öğretmen, öğrencilerden beklentilerini net olarak ortaya koyduğunda ve onlara nasıl yardımcı olabileceğini anlattığında, öğrencilerin güvenini kazanması kolaylaşır. Eğitimci, çocuklara söz verdiği konularda mutlaka sözünü yerine getirmeli, söz ve davranışları tutarlılık göstermelidir. Onların sırlarını saklamalı, diğer öğretmenlerle ya da öğrencilerle paylaşmamalıdır. Sınav sonuçlarını açıkladıktan sonra, sınav kâğıtlarını tekrar dağıtarak nerelerde yanlışlık yaptıklarına bakmalarına izin vermek, güven duygusunu tazeleyecektir. Bu davranış sizin öğrencilerinize güvendiğinizi gösterir. Böylece öğrenciler karşılaştıkları sıkıntıları, sizinle paylaşmak için tereddüt etmezler.
Çocuğun anne-babası, onun davranışlarını fark edememiş olabilirler. Toplumumuzda sakin ve uslu çocuklar sevilir ve desteklenirler. Uslu olmakla, içe kapanıklık ya da güvensizlik aynı şey değildir. Uslu çocuklar gerektiğinde kendilerini çok rahat ifade eder, toplum önünde konuşabilirler ve başarılıdırlar. Oysa özgüveni zayıf çocuklar kendileriyle ilgili olaylarda bile görüş bildirmekten, sorumluluk almaktan kaçınırlar. Öğretmen çocuğun ailesiyle de iletişim kurmalı, onları neler yapabilecekleri konusunda bilgilendirmelidir.
Mustafa OğUZ
Okunma Sayısı: 0 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?