Mum dibine ışık vermez.
Ara

İkna Edici İletişim / Psikolojik Sorunlar

İkna Edici İletişim

Toplumsal bir varlık olarak insan,pek çok nedenlerden dolayı sürekli bir iletişim içerisindedir. Bilgi vermek,bilgi almak,yardım istemek,söz vermek kendi duygu ve düşüncelerini anlatmak ya da başkasının duygu ve düşüncelerini öğrenmeye çalışmak vb. nedenlerden dolayı belli bir yapı ve düzen içerisinde iletişim kurar.
Bu bağlamda iletişim kavramına bakarsak, Toplumun içinde yaşayan insanın kendisini ve çevresini daha iyi tanımasına ve başkaları ile uyumlu ilişkiler gerçekleştirmek için etkileşim kurabilme,yaşayan ve artık yaşamayan kişilerin miras olarak bıraktıkları bilgilerden yararlanılmasına yardım eden özel bir becerisi vardır. İşte bu beceri iletişimdir.

İletişim tanımına barksak basit konuşmanın bile bir ikna olduğunu düşünmek mümkündür. Günlük hayatta da görülebileceği gibi ,iletişimin gerçekleştirdiği pek çok durumda insanlar ya birisini verdikleri bilginin doğruluğuna,ya davranışın değiştirmesine ya da başka bir konuda ikna etmeye çalışırlar. Çünkü iletişim için ikna etmek önemli ve ortak bir nedenidir. Hatta ünlü düşünür Aristo iletişimi ? ikna etmenin bütün uygun anlamları? biçiminde tanımlamaktadır.
İkna kavramı ise sözlükte tanımı ?kanaat ettirme,kanaat verebilme;kandırma,razı etme;inandırma.?

İletişimde başarı ve başarısızlığa katkıda bulunan faktörlerin en büyüğü ikna olarak ortaya çıktığını görürüz. İkna edici tekniklerin iyi anlaşılmasıyla bir Sosyal Hizmet Uzmanı,bir eğitimci,bir reklamcı yada politikacıyı başka deyişle amacı başkaların düşüncelerini ve yaptıklarını değiştirmek olan her kimseyi açıkça değerlendirmek mümkün olur.
Sosyal Hizmet Mesleğinde kullanılan insanı yönlendirme tekniklerinde,ikna edici iletişim en önemli yöntemlerden biridir. Örneğin;yaşlı bir müracaatçımız yaşlılık psikolojisinde getirdiği özellikler nedeni ile birlikte kaldığı gelinine,yada oğluna onların farkında olmadığı bir davranışı kendisine karşı yapıldığını düşünerek alına bilir. Bu alınganlıkla Huzurevi müracaatında buluna bilir. Eğer Sosyal Hizmet Uzmanı görüşmede, yaşlının müracaatının bu davranışın gerekçesinde alınganlık olduğunu görmüşse, bu durumda ikna edici iletişimi kullanacaktır. Bu iletişim tekniği ile yaşlı müracaatçının sorunu bir bütün olarak çözülecektir.
İkna edici iletişimde zeka bağıntısı önemlidir. Bu konuda bir çok araştırmalar mevcuttur. 2.Dünya Savaşı sırasında yapılan bir araştırma ikna ve zeka bağıntısını göstermesi acısından ilginçtir. Savaş sırasında ABD askerlerine ? Neden Savaşıyoruz?? adlı bir dizi belgesel gösterilmiştir. Bu filimde ana tema olarak savaşı ve Almanya ve yandaşı ülkelerin başlattığı öne sürülmüştür. Yapılan araştırmayla,askerlerin eğitim ve zeka düzeylerine göre,daha yüksek zeka düzeyindeki askerlerin filimler den daha çok kolay etkilendikleri ortaya çıkmıştır.
Bu örnek,zekanın ikna edilebilirliği arttırdığını göstermesi bakımında önemlidir. Aslında,zeki insanlarda ikna edilebilirliğe karşı bir direnç olacağı düşünülmesine karşın,ikna edici iletiyi kavrama ve dikkat etmenin artırılmasıyla ikna edilebilirlik de artmaktadır.
Bunları değerlendirdiğimizde ikna etmek sorununun,kabul etme direncinin üstesinden gelme sorunuyla da yakından ilintili olduğunu vurgulamak istedim.
İkna edici iletişimde daha çok olumlu unsurlarla başvurulmasının yararlı olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda çok azı dışında ikna edici iletişim kampanyalarında korkuya başvurulması yeğlenmez. Örneğin herhangi bir politikacıya oy verilmese o politikacının verebileceği olumlu hizmetlerden yoksun kalınacağı bağlamında korku kullanıldığında olumlu sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu örnekleri artırabiliriz. Şu Tv gösterilen bir takım reklamları hatırlayalım. Özellikle çocuklara yönelik çikolata,dondurma reklamlarında eğer bu çikolatayı almasanız bu güzel tatlardan mahrum kalacaksınız vs..

İkna edici iletişim kampanyalarında en sık ve en çok korkuya başvurulan konu halk sağlığı ile ilgili çalışmalardır.Korku olgusunu ikna edici iletişimde kullanmakta tozu çok önemlidir. Sevgi gibi diğer bazı olguları da birlikte kullanılmadır. Korkuya başvurmada ki temel bu davranışını sürdürdüğün takdirde yada alışkanlığını ileri ki yaşamında şu olumsuzlukları görebilirsin temelinde kullanılmalıdır. Örneğin, dişini fırçalamasan ,dişlerin ileriki yaşlarında çürüyecektir vb .
İkna edici iletişimde en önemli olan bilgi edinme sürecidir. Bu süreçle karmaşık olarak görülebilen bir çok sorun tanımlanmasında,tanımlanan soruna çözüm üretmede etkilidir. Bu süreci Uyum yaklaşımı takip etmelidir. Uyum,Bireyin kendi davranışları,gerçekler hakkındaki bilgiler ve üzerinde varolduğunu his ettiği toplumsal baskılar doğrultusunda kendi inançlarını kullanarak belirtmektir. Bu yaklaşım,bilgi edinme süreci ile birlikte kullanılmalıdır. Uyum yaklaşımı kişinin ilk yaklaşımında ayrılarak kendi geliştirdiği yeni davranışlarla nasıl tepki göstermeye başlayacağı konusunda bilgi vermektir. Bu konuyu dikkatli irdelersek mantığa aykırı gibi gelebilir.

İkna edici iletişimde bir önemli yaklaşımda Algılama Yaklaşımıdır. Bu yaklaşım temelde bilgi yaklaşımına ters düşen,korkulara karşı kimin tutumunun değiştireceği öngörür. Buna göre kişi tutumunu değiştirecek farklı bir değeri algılamasıdır.İkna edici iletişimde temel birey ikna edilerek bir davranış değişimi oluşturmaktır. Davranış verilen yönde karşılık verme eğilimidir. Daha bilimsel olarak davranış ? bir bireyin kendi dünyasının bazı sembollerini,nesnelerini ya da görüşlerini uygun olan ya da uygun olmayan tarzda değerlendirme eğilimidir? şeklinde tanımlana bilinir.

Özetlersek,ikna edici iletişimde olayı kavrama,tanımlama ve dikkatin önemini gösterir. İkna etme sorunu,kabul etme direncinin üstesinden gelme sorunuyla yakından ilgilidir. Günümüzde ikna edici iletişim en çok reklamlarda kullanılmakta olup,korku olgusu ön plana çıkartılmaktadır. Bu sevgi yaklaşımı ile pekiştirilmeli ve dozu ayarlanmalıdır. Halk sağlığı konusunda ikna edici yöntem daha çok kullanılmalıdır. İkna edici iletişimde bilgi,uyum,algılama ,objektiflik,denge ve davranış değiştirme yaklaşımları esastır.

Kemal GÖKCAN
info@sosyalhizmetuzmani.org
http://www.sosyalhizmetuzmani.org
kemal gökcan
13 Ağustos 2006 Pazar

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...