Kendi kusurlarını affetmeyen adamın bütün kusurları affedilebilir.
Ara

Uyutma Taktikleri ve Bilinçaltı İkna / Psikolojik Sorunlar

Uyutma Taktikleri ve Bilinçaltı İkna

İnsanlarımızın boş mesele üzerine tartışma keyfiler yüzünden herhalde dünyada psikolojik harekatlara en kolay hedef olan millet bizizdir...

Neredeyse bir aydır okumuşu,cahili, erkeği,kadı nı oturduk evlilik dışı seks yapanları asalım mı yoksa madalyamı verelim gibisinden aptallık zirvesi tartışmalara giriyoruz. Ülkenin her yanı genelev ve randevuevi doluyken ve gecenin bir saatinden sonra büyük şehirlerimizin merkezleri fuhuş pazarı haline dönüşürken bundan zırva bir konu tartışılamazdı herhalde.Zaten bu meselede tartışılması için AKP tarafından bilerek ortaya atıldı ki tartışma kolikler birbirini yerken perde arkasında işler döndürülsün ha birde AKP'nin oy tabanı olan muhafazakar ve çok mutaasıp insanların yüreğine su serpilsin.
Bizim politikacıları n en iyi öğrendikleri şey seçmen takımının karnının boş lafla doyabildiğidir. Boş laf karın doyurmaz derler ya yalandır bizim seçmenin karnı boş lafla öyle güzel doyarki. Mesela şimdi AKP'li kardeşlerin kalplerine sevgili partilerinin İsrail ve Amerika'ya son efelenmeleri ve zina tartışmaları bolca su serpmiştir.
Bizim insanımız sonuca bakmaz,lafı duydu mu kanıverir. Okumayan ve yazmayan insanların lafa kanmasından daha doğal bir şeyde yoktur.
Geniş insan kitlelerini bu tip propaganda ve kandırma tekniklerine karşı mutlaka uyarmamız lazım. Mesela eğer benim elimde imkan olsaydı en azından milletin etkin kesimlerini psikolojik saldırı ve bilinçaltı ikna tekniklerine karşı eğitecek kısa dönemli kurslar açardım. Bu tür tekniklerin nasıl işlediğini anlamak ve bunlara karşı kendini korumak o kadar zor değildir sadece sistemin nasıl çalıştığını temel olarak kavramanız yeter. Mesela basit bir örnek vereyim.
Diyelimki ailece sinemaya gittiniz ve çok popüler,herkesin kafasına "git" diye kakılan bir film seyredeceksiniz. Bu tür "popülerleştirilen" filmler genelde siyasi ve tüketime yönelik bilinçaltı ikna teknikleri içerirler. Eğer siz ve aileniz bilinçliyse bunlardan etkilenmeden filmi keyifle izlersiniz yok eğer bilinçli değilseniz hem beyniniz yıkanır hem de üste para ödemiş olursunuz.
Popüler bir filmden örnek vereyim isterseniz. Mesela Matrix. Bu filmin siyasi,ezoterik ve dini anlamlarını bir kenara bırakırsak ( aslında bu film hakkında bir yazı dizisi yapmayı düşünüyorum çünkü inanmayacağınız kadar bilinçaltı saldırı öğeleri bulunan bir film serisi) sadece ilk filmde bile pek çok Amerikan şirketinin bilinçaltınıza yönelik onlarca reklamı bulunmakta. Bu şirketler (Fed- ex , Nokia, Panasonic ve Hewlett Packard ) firmalarının reklamları. Siz film seyrettiğinizi sanırken bilincinize bu ürünlerin birer beyinsel sinyali kopyalanıyor ve mesela cep telefonu almak istediğiniz zaman nedense telefon markalarından birine büyük bir sıcaklık duyuyorsunuz. Matrix konusunu kapayalım yoksa bu köşe yazısı bitmez kitap olur.
Aynı teknikleri siyasettede kullanırlar. Bu tekniklerden biride "sequence programming" denilen yöntemdir. Buna göre diyelim bir parti liderinin televizyonda konuşmasını izliyorsunuz ve kişisel olarak sevmediğiniz halde nedense bu konuşma esnasında lidere bir yakınlık duymaya başlarsınız. Bunun sebebi sizin gözünüzün algılayamayacağı ama beyninizin sünger gibi emeceği imajların bu konuşma görüntüsü içine mikro saniyelik "sequence"lerle yayılmasıdır.Siz liderin görüntüsüne bakarken beyniniz ve bilinçaltınız verilen bu imajları alır. Bir örnek verelim : diyelim ki Türkiye'de bir anket yapıldı ve halkın yüzde doksanının Mustafa Kemal Atatürk'e sevgi beslediği ortaya çıkarıldı. Halka sevdirilmek istenen liderin televizyondaki konuşmasının görüntü aralarına mikro saniyelerle ölçülecek zaman aralıklarında Atatürk'ün resmini verirler.Bu şekilde sizin beyniniz o siyasetçiyi Atatürk ile ilişkilendirir ve birde bakarsanız önceden sempati duymadığınız bir adamı sevmeye başlamışsınız. Sohbetlerde sıklıkla duyduğunuz "Bu adamı önceden hiç beğenmezdim ama fena adam değilmiş"laflarının sebebi budur. Tabi tam ters imajlar kullanarak çok iyi bir insanın topluma canavar olarak gösterilmesi de olasıdır.
Bu teknikler bilinen tekniklerdir. Mesela askerlik yapan dostlar eğer şöyle bir geriye dönüp bakarlarsa askerde en sık yaptıkları işin marş söylemek olduğunu hatırlayacaklardı r.Askerde sık söylenen bir laf vardır "burada mantık aramayın"diye. Bu tabi sivillerin düşüncesidir aslında ordular dünyanın en mantıklı yerleridir ve size mantıksız gelen şeylerin sizin bilmediğiniz çok iyi sebepleri vardır. Mesela marş söyletilmesinin temel amacı bireyselliğe alışmış bireylerin üzerinde grup psikozu oluşturmak,cesaret ve takım ruhu yaratmaktır. Bu süreçte herhangi bir marş vatan sevgisi ile ilişkilendirilirse ve askerliği boyunca kişiye o marş en az yüz kere söyletilirse bu kişi hayatının iler ki bir safhasında mesela otuz sene sonra bile bu marşı duyduğu anda anında motive olacak ve kendisinden istenen hareketi sorgulamadan yapacaktır. Bu sebeple bence bazı marş ve motiflerin kesinlikle siyasi partiler tarafından kullanılmasının yasaklanması lazım.
Evet çok uzun ve detaylı bir konuyu ufacık bir makaleye sığdırmak tabii ki imkansız o yüzden diyorum ya halkı eğitmek için bu konularda kurs verilmelidir diye. Biz dönelim yazının ana fikrine. Dostlar hiçbir zaman size gündem olarak dayatılan konularda tartışmalara girmeyin ve bundan özellikle kaçının çünkü eğer size bir cambaz gösteriliyorsa görmemeniz istenen çoraplar başınıza örülüyor demektir. En dikkatli olmanız gereken zaman herkesin bir yöne bakması istenilen zamanlardır.

Serdar Kuru

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...