Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Bilinçaltı-Bilinçüstü 2. bölüm / Psikolojik Sorunlar

Bilinçaltı-Bilinçüstü 2. bölüm

Bilinç altını Kavramını ortaya atan herkesin bildiği üzere Meşhur Freud' dur kimdir bu adam neyin nesidir neyin fesidir önce bunu bilmek lazım gelir ki ona göre bilinç altı denilen farazanın neden alt tarafta arandığının bilebilelim.

Konumuz gereği kavramlar anlamların anahtarlarıdır. Kavramları ortaya atan bilim adamı, madamı her kim olursa olsun elbette kendi biriktirdiği anlam haritasına göre ortaya attığı konuları insanlığa sunacaktır. Sunduğunun kabul edilebilirliği bazı mihrakların dünyayı hegomanyasına aldıkları gibi bilimi de almaya çalıştıkları gerçeklerini bilmeden nasıl başladığı konusunda bilgi sahibi olunmadan, doğru yön ve yöntem konusunda doğru araçları da bulabilmemiz mümkün görünmemektedir.
Araştırmalarımı okurtaclarımın taktirlerine sunarken elbette konumuzun ilerleyen safhalarında da daha pratik çözümleri de sonunda eklemeyi bilgimizin zekatına vesile yapmaya çalışacağım.
O halde kim bu yolun yolcuları önce ona bakalım...

Freiberg'te 1856 tarihinde bir yün tüccarının çocuğu olarak dünyaya gelen ve o gündeki Yahudi halkı hareketleri ile birlikte önce Leipzig'e ve daha sonra Viyana'ya taşınan Freud'un asıl ismi Şlomo Freud'dur [01]. Tıp tahsilini bitirdikten sonra önce Viyana hastanesinde çalışır ve daha sonra Paris psikiyatri kliniğinde psikiyatri çalışmalarına devam eder. Psikiyatrist olarak Viyana'ya döner. Doçent ünvanını aldıktan sonra çocuk hastalıkları enstitüsünde çocuk psikolojisi ile ilgilenir. Fransa'da Hippolyite Bernheim'dan manyetizma dersleri ( bu dersler o yıllarda ilk olarak insandaki enerjinin varlığına işaret olmasından çok insanların üzerindeki etkileri üzerine yoğunlaştırılmış mağnetizma dersleri) aldıktan sonra ?şuuraltı? meselesi üzerinde durur. 1900 yıllarında rüya meselesinde kendisine göre teoriler geliştiren Freud'un bütün çalışmalarında semavi din karşıtı unsurlar dikkatimizi çeker. Daha sonra meşhur olacak ?psikoanaliz? metodunu da bu günlerde ilan eder. Cinsiyet nazariyesini geliştirirken bütün yollar cinsel tatminsizliğe çıkar [01]. Demektedir.

Aslında çok zor ve çetin bir süreçten geçen Psikoloji bilimine Faydalı! gibi görünen en berbat çiviyi P harfine vurduğu darbelerle yıllar sürecek yanlış anlamayı da beraberinde sürüklemiştir.
Freud ve ekibinin temel düşüncüleri bir kaç noktada merkezileşir: Evvela otoriteye karşı çıkarlar. Bilhassa semavi dinlerden gelen Allah ve ahirete imanın psikolojik hastalıklara sebep olduğunu ve vicdanın tahakkümünden ruhun mutlaka kurtarılmasının şart olduğuna inanırlar [02]. Vicdan ve vicdanın sürüklediği Allah inancının, toplumsal hayattaki faşizm kadar kişinin hürriyetini esir ettiğinden dolayı mutlaka fert hayatının dışına çıkarılmasının lüzumuna inanırlar [02]. İnancın ve geleneğin, cinsel hürriyeti engellemesiyle tatmin olamayan insan hastadır bunların nazarında. Yani hiçbir sınır tanımaksızın cinsel hürriyete sahip ve tüm inançlardan kurtarılmış bir insanın mutlu olacağına inanırlar.
Bu istikametteki - hamamlarda kadın-erkek beraber çıplak girmeleri gibi - ilk laboratuvar çalışmalarını Sovyet Rusya'da Troçki'nin gözetimi altında tatbike koyarlar [03], [04]. Bu çalışmalarında kendisine yardımcı olan ve takipçisi durumunda bulunan bir çok başka Yahudi alimi de dikkatimizi çekiyor. Bilhassa Viyana Rusya arası mekik dokuyan ve Troçki Rusyası'nda Freud'un çalışmalarını cinsel çerçevede enstitülerde sistemleştirmeye çalışan sözde psikiyatristler dikkatimizi daha fazla çekiyor. İlginç olan tarafı psikiyatri ile ilgilenen bu insanların hiçbiri tıp tahsili görmemiş ve temelde insan bilimi ile ilgisi olmayan kişilerdir.
Freud'un çalışmalarını yeni bir ahlâk, yeni bir insan, yeni bir dünya ve daimi bir ihtilalde kullanmaya çalışan bu grubun başında meşhur Leon Troçki ve çevresindeki filozoflar gelir. Semavi ve geleneksel ahlâkı dışlayan insanı maddileştiren ve o¬nun ruhunu molekül ve partiküllere indirgemeye çalışan bu grubun amacı dinsizlik ve ahlâksızlıktır. Bunlara göre cemiyet hayatını menfi etkileyen en büyük amil dini ahlâk ve ailedir [03], [04], [05]. Bilhassa ailenin ortadan kaldırılmasına yönelik Troçki'nin nezaretinde Vera Schmidt'in açtığı enstitüde Stalin'in oğlu Wassiliy'nin oluşu çok ilginçtir [03]. En büyük hedefleri tüm hayallerinin önünde engel gördükleri aileyi ortadan kaldırmaktır. Bu noktada Freud gerek Avrupa'da ve gerekse Sovyet Rusya'da ahlâksızlığın teorisyeni olarak çıkar. Cinsel ahlâksızlığı kitap olarak genel ahlâkı tahrip etmeye başladığı bu dönemde baş aktör Freud ve Freud'dan ilham alan meşhur ?Cinsel İhtilal? kitabının yazarı Wilhelm Reich'tır [05].

Meşhur Mordehay Marx Levi, yani Karl Marx'ın talebeleri de Freud'un psikoanaliz metoduyla insana yaklaşmışlardır. Psikoloji ve psikoanaliz noktasında 20.yüzyıl dinsizliğin rehberi olan Freud'un fikrini yaymak için tüm Avrupa ülkelerinde enstitüler açtırması ve beş defa üst üste uluslar arası psikoloji konferansı düzenlemesi o¬nun bu yoldaki cehdini gösterir. Fert olarak ortaya attığı, dinsizlik ve ahlâksızlık doğuran teorisini kısa zamanda cemaatleştirmesi o¬nun bu yolda yalnız olmadığını gösterir [01]. Günümüz Psikiyatrist Alimlerinin bir çoğu ?sapık psikolojik mezhep? diye nitelendirdikleri Freud'u; dinsiz, ahlâksız ve kilise karşıtlarınca hala müdafaa edilmesi toplumun cehaletinden başka bir şey değildir. Veya organize olmuş materyalistlerin karşısındaki dindarların dağınıklıklarıdır.
1938 yılında kanser hastalığına müptela Freud'un İkinci Dünya savaşı arifesinde apar topar Londra'ya giderek, hastalığının şiddetine dayanamaz ve orada intihar eder [01]. Freud'dan insan, ruh, insanın terbiyesi ve cinsel hürriyet meselesinde Freud'dan ilham alanın sayısı pek çoktur. Bunlar arasında Berlin doğumlu Yahudi asıllı Friedrich Salomon Perls (Fritz Perls) konumuz açsından dikkat çekicidir.

Perls ?Protestan? bir Freudçu sayılmaktadır. Psikoanalizde ?Ortodoks? kalmamış, tahribat noktasında geliştirmiştir. Temelde Freud'un ürettiğı kavramları ve fikirleri kullanmakla beraber teferruatta ayrılıklar olmuştur. Perls'e göre insan bir organizmadır ve sürekli çevreyle ihtiyaçlarını tatmin için alışverişte bulunmaktadır [02]. Bir insanda bir noktada tatminsizlik olduğunda o tatmin insanın ruhunda tamamlanmamış bir bütünün eksik parçasıdir [02]. O vakit, adeta herşeyi ile o insan tatminini hedeflemektedir ve tatmin başarı ile sağlandığında bunu Perls Gestalt'ın tamamlanması olarak ifade etmektedir [02].

İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD'ye kaçan bir çok Yahudi alimi gibi bu Perls de Yeni Dünya'ya taşınmıştır. Bu çerçevede hadiseyi tüm boyutlarıyla anlayabilmek için Perls'in dava arkadaşları; Erich Fromm, Wilhelm Reich ve Laura Perls gibi şahsiyetleri de bilmek gerekir.
Avrupa'daki projelerini daha geniş bir coğrafyada yeterli imkânlarla yenilik iştahına kapılmış insanlara kabul ettirmeye çalışan Galiçyalı psikiyatristler zaman zaman kilisenin itirazlarıyla karşılaşırlar. Hatta şehevani duyguları tahrik ile hürriyet perdesi altında insanları yoldan çıkaran cinsel ihtilalin mimarı hapishanelerde sürünür ve orada can verir. Hırıstiyanlık ahlâkını ve Avrupa geleneğini temelden sarsan bu ekibin eserleri büyük tüccarlarca yüksek sayıda basılmış ise de Avrupa ve ABD hükümetleri kısmen yakmıştır [06].

Fakat buna rağmen, semavi ve geleneksel ahlâka karşı hayvani bir hürriyet peşinde koşan Perls, heva ve hevesin tatminini Gestalt terapi olarak 1950'lerde ABD'de ortaya koymuştur ve 1968 öğrenci olaylarında öğrencilerin nazarında bir idol konumunu korumuştur [07]. Bilhassa gençleri her türlü otoriteye karşı kışkırtmak için ?Gestalt Duası? adını verdiği şiirini 1960'larda neşretmiştir (Perls: ?Gestalt Prayer?) [07]:
Anlatılacak o kadar çok materyal ve malzeme var ki esasında tüm bunları daha önce de belirttiğimiz üzere kalanına devam etmek üzere ?bilinç? ?biliçaltı? ?bilinçüstü? denilen işleyişi anlayabilmenin Laboratuar şartlarına gerek olmadığının pratik yönünü sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Ve insanın kendi ruh'u üzerindeki tesirleri incelemesi için psikolog olmasına gerek olmadığını ve aslında daha doğuştan birer Sevgipolog olarak dünyaya geldiğimizin temellerini sizlerle paylaşmaya devam etmekten hep mutlu olacağımızı bilmenizi isteriz...
P harfinin esaretine son verilip yara almış psikoloji biliminin de Kavramsal beyin haritalarının değiştirilme zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir...

Kemal KOÇAK
Kaynak: yorumsuz.awardspace.com

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...