Aldatmanın En Çok Olduğu Dönem Andropoz / Psikolojik Sorunlar
Uzmanlar, erkeklerdeki andropozun aldatma ve boşanmaların en çok gündeme geldiği dönem olduğunu belirtiyorlar. Yaşadığı sorunlar nedeniyle özgüvenini kaybeden erkek, kendine güvenini yeniden kazanma yollarını dışarıda arıyor
Andropozu erkekliğin sonu olarak görüp, korku duyanlar, paniğe kapılmanıza gerek yok! Andropozun bütün belirtilerini üzerinizde taşısanız bile, uygun tedavi yöntemi ile ondan kurtulmanız mümkün. Türkiye'de bu konuda uzman doktorlar; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat size andropoza girmeden yaşamanın formülünü veriyor. Prof. Dr. Hasan İnsel antiaging ile hangi yaşta olursanız olun, 35 yaşında kalabilmenin yollarını gösteriyor. Prostat sorunlarından kurtulmanın formülünü uzman doktorlar veriyorlar. Andropoz korkusundan kurtulmak için bu yazı dizisini okuyun!
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Androloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat, cinsel fonksiyondaki azalmanın en önemli andropoz belirtilerinden biri olduğunu söylüyor. Erkeğin eşini aldatma ve boşanmak istemesinin de en çok andropoz dönemine rastladığını belirten Prof. Dr. Halim Hattat, bu dönemle ilgili sorularımızı yanıtladı...
Andropoz nedir?
Latince'de erkekliğin sonu anlamına gelen 'ando' ve 'pause' kelimelerinden oluşan andropozun kelime anlamı aslında tam olarak doğru bir tanımlama sayılmaz. "Andropoz" için erkekliğin sonu diyemeyiz; hormonlardaki azalma, cinsel fonksiyonun gerilemesi yanında, cinsel arzu ve zihinsel fonksiyonlarda da düşme diye tanımlayabiliriz.
Ne tip belirtilerle kendini gösterir?
Cinsel fonksiyonlardaki azalma en önemli belirtisidir. Bunun yanı sıra; uyku problemleri, duygusal değişiklikler, iktidarsızlık, depresyon, osteoporoz yani; kemik erimesi, meni kalitesi ve kaslarda olumsuz etki, yine erkeklik yani androjen hormonlarının eksikliği, vücut yapısı değişikliğine sebep olarak, bilhassa karında 10-15 kg yağ tutulmasına yol açıyor. Bu sorunlar erkekleri yeni hayat arayışına itiyor. Örneğin; saçlarını boyamaya başlıyorlar. Bazıları parlak kıyafetler giyip, estetik yaptırıyor. 50 yaşında bir erkek 30'lu yaşlarda gibi yaşamak istiyor. Çökümden kurtulmak için bir gayrete giriyor. Kendisine yatırım yapıyor. Çevresini değiştirmek istiyor. Daha genç insanlarla birlikte olmak istiyor. Bu andropozun bir tablosu sayılıyor. Pire için yorgan yakmak gibi... Kendi çözüm aradığı zaman ailesini, işini her şeyini kaybetme noktasına geliyor.
40'LI YAŞLARDA BAŞLIYOR
Kadınlar nasıl menopoza giriyorlarsa, erkekler de zamanı gelince andropoza girerler mi?
Menopoz kadınlarda doğurganlığın sona ermesi anlamını taşıyor. Ancak, andropoz erkeklik fonksiyonunun sona ermesi anlamına gelmez. Her ikisi de 40'lı yaş dönemine rastladığı için müşterek yaşamda sorunların daha da artmasına neden olabiliyor. Cinsel fonksiyon uyuşmazlığı arttığı için menopoz ve andropoz sorunları tırmanıyor.
Andropoz hangi yaşta başlar?
40'lı yaşlardan sonra erkeklik hormonunda kısmen azalma dönemi başlar. Bu miktarın derecesi, şikayetin oluşmasında bir rol oynayabilir. Ancak 40'lı yaşlardaki bütün erkeklerde hormonal azalma görüldüğü halde andropoz görülmeyebilir. Burada yapılan araştırmalarda andropozu oluşturan faktörlerin yalnızca hormonal olmadığı, sosyal ve psikolojik faktörlerin de etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyimle; insanlar 40 yaşından sonra 50'li yaşlarda kendi konumlarını kontrol etmeye başlıyorlar. Geldikleri noktada kendileri için yeterince zaman ayırmadıkları korkusuna kapılırlarsa, bunları çözebilmek için yeni bir yol arayışı içine giriyorlar. Bu noktada hormonal faktörler veya cinsel fonksiyonu etkileyecek diğer organik faktörler de mevcutsa, tam bir andropoz oluşuyor. Türkiye'de 40 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 52'sinde cinsel performansta ve istekte azalma olur. 39-70 yaşları arasındaki erkeklerde, serum serbest testosteron seviyelerinin yılda yaklaşık yüzde 1.2 oranında düştüğü gösterilmiştir. 65 yaş üstü erkeklerin yaklaşık yüzde 25-50'sinde biyo-yararlanılabilir testosteron düzeylerinde düşüş gerçekleşmekte ve androjen replasman tedavisi gerektirecek belirtiler ortaya çıkmaktadır. Elbette yaştan bağımsız olarak, genetik bozukluklar, şişmanlık, çeşitli hormonal dengesizlikler, alkol, stres ve kronik hastalıklar da kan testosteron düzeylerinde düşmeye sebep olabilmektedir.
Okunma Sayısı: 0 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?