Testosteron Hormonu Hastalığa Davetiye / Psikolojik Sorunlar
Andropoz döneminde doktor kontrolü olmaksızın alınan hormon, kanserin vücutta çok hızlı bir şekilde yayılmasına neden olabiliyor
Üroloji Uzmanı Aziz Peker erkekte andropoz döneminde görülen değişiklikleri tümden testosteron hormonlarındaki azalmaya bağlamanın doğru olmadığını bunların asıl nedeninin yaşlanma olduğunu belirtiyor. Peker'e göre yaşlanmanın yanısıra sistemik hastalıklar da andropoza giriş sürecini hızlandırıyor. Bütün bunların ötesinde, doktor kontrolü olmaksızın alınan testosteron hormonu kanserin vücutta çok hızlı bir şekilde yayılmasına yol açabiliyor.
Andropozdaki hastaların kesinlikle 'iyi gelir' düşüncesiyle doktora danışmadan testosteron ilacı alıp kullanmaması gerekiyor. Çünkü testosteron içeren ilaçlar kişide gizli prostat kanseri varsa hastalığın seyrinin hızlanmasına, kanserin vücuda hızla yayılmasına yol açıyor.
Peker, ancak bir üroloji uzmanına danışıp gerekli testleri yaptırdıktan sonra bu ilaçların kullanılabileceğini belirterek, "Testosteron almasında bir mahsur olmayan kişiler de 6 ayda bir kontrol yaptırmalıdır. Başlangıç aşamasında fark edilmeyen kanserle birlikte bu ilaçlar kullanılırsa kişinin hayatı tehlikeye girer" dedi.
Diğer nedenler
Bu dönemde her cinsel işlev bozukluğunun andropoza ve testosteron hormonlarındaki azalmaya bağlanmaması gerektiğini, hormon azalmasına bağlı bozuklukların yüzde 10'ların altında seyrettiğini ifade eden Aziz Peker, "Erkekte cinsel işlev bozukluğuna sosyal ve psikolojik olumsuzluklar, vücuttaki sistemik bir rahatsızlık, kullanılan herhangi bir ilaç da neden olabilir. Sorunların nedenleri bunlarda da aranmalıdır. Kişiler şikayetleri ne olursa olsun mutlaka bir uzmana gitsinler ve gerekli tahlilleri yaptırsınlar" dedi.
ANDROPOZ: ERKEK MENOPOZU MU?
Dünyada 1940'lı yılların başında orta yaşla birlikte bir takım fiziksel değişimler geçiren ve alışılmışın dışında davranışlar sergileyen erkeklerin bu durumunu anlatmak için "erkek menopozu" deyimi kullanılmaya başlandı. Bu deyimin yerini daha sonra, menopoz kelimesine benzeyen, eski Yunanca ando ve pause kelimelerinin bileşiminden oluşan ve erkekliğin sonu anlamına gelen andropoz kelimesi aldı.
Kelime anlamı düşünüldüğünde andropoz hala uzun yıllar tartışmaya aday bir konu gibi görünüyor. Çünkü erkekte kadında olduğu gibi bir takım fonksiyonlarda ani bir duruş hayatın hiç bir evresinde söz konusu değil. Bununla birlikte yaş ilerledikçe erkeğin cinselliğinde değişmeler olduğu da tartışmasız kabul edilir bir gerçek. Erkekte 16'lı yaşlarda başlayan cinsel yaşantı yaşın ilerlemesiyle giderek kaybolur. Cinsel arzu eski şiddetini kaybeder, penisin sertleşmesi için daha uzun zaman ve uyarı gerekir. Cinsel birleşmeye her zaman hazır olma şansı yavaş yavaş yok olur. Hatta ereksiyon eskisi kadar sert olmaz ve boşalırken meni eskisi gibi fışkırmaz. Cinsel birleşmeden sonra bir daha denemek için her seferinde biraz daha uzun bir zaman aralığına ihtiyaç duyulur. Orta yaştan itibaren birçok erkek, cinselliğine ilişkin bu farklılıkları gözlemler. Bu döneme bir isim koymak gerekirse psikolojik sosyal ve fizyolojik olayların etkisi altında oluşan bir 'orta yaş dönemi' söz konusudur. Bu belirtiler 30'lu yaşların sonlarından itibaren hemen her erkekte görülür. Ancak çıta oldukça çok yavaş bir biçimde eğildiğinden ancak 50 yaş civarında kendini açıkça belli etmeye başlar.
Hatta bazı erkeklerde bu belirtiler 65 yaşına kadar görülmeyebilir. Erkekteki bu değişim testosteron hormonunun kanda azalmasına bağlanmaktadır ve testosteron hormonu takviyesi çözüm olabilir.
Ancak psikolojik ve sosyal boyutları olan bir durumla karşı karşıya olunduğu unutulmamalıdır. Testosteron hormonu azlığının yanı sıra andropozu hazırlayan nedenler arasında alkol ve sigara kullanımı, şişmanlık, ilaçlar, yüksek tansiyon,kötü beslenme alışkanlıkları, egzersizden uzak bir yaşam ve depresyon yer alır. 1940'lardan beri sözü edilen bir konu olmasına rağmen, andropozda belirtiler çok silik olmakta ve kişiler arasında büyük farklılıklar görülmektedir.
Dünyada ortalama ömür uzadıkça ve insanlar daha fazla yaşam kalitesi elde etme arayışına girdikçe, andropoz daha çok ilgi görmekte, ve tedavi arayışları gündeme gelmektedir.
Şikayetler en aza inebilir
Andropozda iyi bilinmesi gerekenlerin başında bunun bir hastalık değil yaşın ilerlemesiyle yaşanan doğal bir süreç olduğu geliyor. Üstelik bu süreçte eksilen testosteron hormonu dışarıdan kolayca takviye edilerek şikayetler en aza indirilebiliyor.
Andropozda erkek vücudu cinsel, psikolojik ve fiziksel olarak bir takım değişiklikler gösteriyor. Cinsel yönden isteklerde azalma ve sertleşme problemi, psikolojik yönden depresyon, sinirlilik, konsantrasyon zorluğu, fiziksel yönden kemik erimesi, çabuk yorulma, karın çevresi ile göğüste yağlanma, kas güçsüzlüğü ve uyku problemleri görülüyor. İstatistikler andropoz döneminde erkeklerde depresyona ve intihara olan eğilimin de arttığını ortaya koyuyor.
Hormon takviyesi şart değil
Yaşlanan sağlıklı bir erkekte testosteron hormonu kaybı tanısının konulmasının ardından hormon tedavisi yapılabilir. Andropozun temel tedavisi, eksilen testosteronu yerine koymaktır. Andropozdaki hiçbir erkek yerine koyma tedavisi için geç kalmış sayılmaz. Prostat, meme kanseri ve uykuda geçici nefes alamama nöbetleri olanlar dışında hormon tedavisi herkese uygulanabilir. Testosteron ilaçları ağızdan tablet, kas içi enjeksiyon, cilde yapıştırılan flaster şeklinde kullanılabilmektedir. Andropozdaki her erkek hormon tedavisi alacak diye bir kural yoktur. Bazı erkekler hayatlarının sonuna kadar hiç hormon takviyesi almadan da bu dönemi yaşayabilir.
Doğru teşhis ve özel tedavi
Uzmanlara göre andropoz dönemindeki hastalar, yalnızca içinde bulundukları yaş gruplarına bakılarak kategorilere ayrılmamalı. Kişilerin aynı yaşta olsalar da sosyal, kültürel, genel sağlık ve beklentiler bakımından çok farklı özelliklerde olabileceğine dikkat çeken Aziz Peker, "Kişiler tek tek ele alınmalı. Bireysel olarak değerlendirilmeli. Andropozda herkes hormon takviyesi alacak diye bir durum söz konusu değil. Önemli olan bireylerin kendilerine özel koşullarının, beklentilerinin, sağlık durumlarının tam olarak ve doğru bir biçimde ortaya konması. Doğru teşhisten sonra günümüz tedavi olanakları ile sağlıklı ve mutlu yaşamamak için hiçbir engel yok" dedi.
Okunma Sayısı: 0 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?