Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Zeka Kalıtsal Mıdır? Yoksa Çevrenin de Etkisi Var Mıdır? / Psikolojik Sorunlar

Zeka Kalıtsal Mıdır? Yoksa Çevrenin de Etkisi Var Mıdır?

Kalıtım
Araştırmacılar kalıtımın insanlardaki etkilerini ölçmek için ikiz çalışmalarından yararlanmaktadır. Zekayla ilgili ikiz çalışmaları birlikte büyüyen özdeş ikizlerin zeka puanlarını karşılaştırmayla başlamıştır. Tabloda görüldüğü gibi özdeş ikizlerin puanları arasındaki korelasyon oldukça yüksektir.

Akrabalık İlişkileri ZB Korelasyonları
-Ayrı yetişen ve kan bağı olmayanlar .0
-Kan bağı olmayıp birlikte yetişenler .25
-Koruyucu ana baba ve çocuk .20
-Birlikte yaşayan ana baba ve çocuk .40
-Ayrı yetişmiş kardeşler .25
-Bir arada yetişmiş kardeşler .45
-Farklı cinsiyette özdeş olmayan kardeşler .50
-Aynı cinsiyette özdeş olmayan ikizler .57
-Ayrı yetişmiş özdeş ikizler .75
-Bir arada yetişmiş özdeş ikizler .88

Ancak bu ikizler aynı çevrede büyümüştür. Ana babaları, evleri, öğretmenleri, tatilleri ve büyük olasılıkla arkadaşları ve elbiseleri de aynıdır. Bu ortak yaşantılar zeka puanlarındaki benzerliği açıklayabilir. Bu olasılıkları kontrol etmek amacıyla araştırmacılar erken yaşlarda ayrılmış ve farklı ana babalar tarafından büyütülmüş ikizler aramışlardır. Tabloda görüldüğü gibi farklı aileler tarafından büyütülmüş özdeş ikizler yine de oldukça benzer zeka puanlarına sahip olmaktadırlar. Dahası bu benzerlik aynı evde büyüyen ve ikiz olmayan kardeşler arasındaki benzerlikten büyüktür.
Bu durumda, kalıtımın etkisi saptanmış gibidir: Birlikte büyümeyen ikizler oldukça benzer zeka puanına sahiptirler. Ancak bazı nedenlerle ikiz çalışmaları kesin kanıt sağlamamaktadır. Öncelikle doğumdan ya da doğumdan hemen sonra ayrılmış özdeş ikizler bulmak oldukça zordur. Dolayısıyla bu durumda pek az ikiz üzerinde çalışılabilmiştir. Böylesine küçük bir örneklemeden yola çıkarak sonuçlara varmak en azından tehlikelidir. İkinci olarak, evlat edindirme kuruluşları doğal ana baba ile evlat edinen ana baba arasında denklik sağlamaya çalışmaktadır. Eğer ikizler eğitimli orta sınıf bir ailede dünyaya geldiyse bu ikizler büyük olasılıkla eğitimli orta sınıf aileler tarafından evlat edinilmektedir. Son olarak, ikizler büyük ölçüde farklı çevrelerde büyüymüş olsalar bile aynı annenin karnında 9 ay yaşamışlardır. Doğum öncesi yaşantıları tamamen aynıdır. Bu durumda paylaştıkları bu yaşantıların, benzerliklerine ne ölçüde katkı sağladıklarını belirlemek güçtür. Dolayısıyla özdeş ikizler arasındaki benzerliğin bir kısmı çevre benzerliğinden kaynaklanıyor olabilir. Çevrenin etkilerini incelememiz gereken nokta budur.

Çevre
Zekanın çevresel etkenler tarafından biçimlendiği görüşünü ileri sürenler bile zekanın bir dereceye kadar kalıtsal olduğunu kabul eder. her birimiz belirli vücut şekillerimizi ana babalarımızdan alırız.Ancak gerçek ağırlığımız ne yediğimiz ve ne kadar egzersiz yaptığımızla ilgilidir. Aynı şekilde bazı zihinsel kapasiteleri kalıtsal olarak almış olsak bile zihinsel yeteneklerimizi nasıl geliştirdiğimiz bebekken etrafta ne gördüğümüze, ana babalarımızın ilk konuşma çabalarımıza nasıl tepki verdiğine, gittiğimiz okullara, okuduğumuz kitaplara, izlediğimiz televizyon programlarına, hatta ne yediğimize bağlıdır.
Çevre daha doğumdan önce çocukları etkiler. Araştırmalar doğum öncesi beslenmenin zeka puanını etkilediğini göstermektedir. Bir çalışmada ekonomik yetersizlik içindeki hamile kadınların yarısına ek gıda sağlanmış diğer yarısına ise plasebo verilmiştir. Üç ve dört yaşlarında zeka testi uygulandığında ek gıda alan annelerin çocuklarının zeka puanları diğer çocuklara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.

Bebeklikte aşırı yetersiz beslenme, zeka puanını düşürebilir. Örneğin Güney Afrika'da aşırtı ölçüde beslenme yetersizliği çeken çocukların zekası yeterli gıda alan akranlarına göre ortalama 20 puan daha düşük bulunmuştur. Bu bulgu çocukların erken dönemde yeterli gıdadan yoksun kalmaları halinde hem bedensel hem de zihinsel gelişmelerinin geri kaldığını göstermektedir. Daha sonra İngiltere ve Kaliforniya'da yapılan çalışmalar, A vitamini desteğinin yetersiz beslenmeye maruz kalmayan çocuklarda bile zeka testi puanlarında artışa neden olduğunu göstermiştir.

Psikolog H.M. Skeels 1930'lu yıllarda rastlantı sonucu çocukların ZB sonuçlarının çevresel uyarılmadan da etkilendiğini buldu. Skeels, Iowa eyaletinde yetimhaneleri incelerken şunu fark etti: Çok kalabalık yatakhanelerde kalan çocuklarla az sayıda bakıcı ilgilenmekteydi ve bu bakıcıların çocuklarla oynamak, konuşmak ya da öykü okumak için neredeyse hiç zamanları yoktu. Bu çocukların çoğu zeka bakımından normalin altı olarak sınıflanmıştı. Skeels iki kız çocuğunu izlemeye aldı. Bu çocuklar yetimhaneye geldikten 18 ay sonra önemli ölçüde zeka geriliği olan yetişkin kadınların yatakhanesine alındı. Başlangıçta çocukların zeka puanı gerilik düzeyindeydi. Ancak bir yıl sonra bu çocukların zekası mucizevi bir şekilde normal düzeye yükselmişti. Skeels bu çalışmaya ?yavaş? olarak tanımlanan 13 çocuğu daha yetişkin bölümlerine yerleştirerek devam etti. Yine 18 aylık bir dönem sonunda bu çocukların ortalama zeka puanları 64'ten 92'ye (normal aralığa) yükseldi. Bu şaşırtıcı sonuçlar nasıl açıklanabilir? Skeels şu sonuçlara varmıştır: Başlangıçta yoksunluk içinde bulunan çocuklar kendileriyle oyun oynayan, kendilerine kitap ya da öykü okuyan, konuşmalarını teşvik eden, ilk adımlarını attıklarında onların sevinçlerine katılan kişiler bulunduklarında, aslında potansiyellerini gerçekleştirme fırsatı bulmuş olmaktadırlar. Öte yandan bu süre içinde yetimhanede bırakılan çocukların ortalama zekaları 86'dan 61'e düşmüştür.

Skeels'in bulgularını destekleyen daha yeni bir çalışma Fransa'da Capron ve Duyme tarafından yapılmıştır. Bu çalışmadaki çocukların yarısı sosyo-ekonomik düzeyi (SED) yüksek ailelerden gelen çocukların yarısı SED'i yüksek aileler tarafından diğer yarısı ise düşük aileler tarafından evlat edinilmiş ve büyütülmüştür. Aynı şekilde SED'i düşük ailelerden gelen çocukların yarısı SED'i düşük aileler tarafından diğer yarısı ise yüksek aileler tarafından evlat edinilmiş ve büyütülmüştür. Sonuçlar, evlat edinen ailelerin SED'inin çocukların zekası üzerinde etkili olduğunu göstermiştir. Biyolojik ana babaların SED'ine bakmaksızın, SED'i yüksek aileler tarafından evlat edinilen çocukların zeka puanları SED'i düşük aileler tarafından evlat edinilen çocuklardan daha yüksektir. Niçin? Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan aileler çocuklara daha iyi beslenme ve daha fazla uyarıcı bulunan bir çevre sağlayabilmektedir. Bu sonuçlar yeterli gıda almanın ve zihinsel olarak uyarıcı bir çevrenin zeka üzerinde etkili olduğunu gösteren daha önceki çalışmaların sonuçlarıyla uyuşmaktadır.

kaynak: "Understanding Psychology"

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 1
 

esma76 28.10.2007 01:16:40 Tarihinde yorumlamış

çok güzel ama sadece bu yönle değil de farklı ve daha çok bilimsel olmasını beklerdim yani zeka kalıtsaldır
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...