Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Yüksek Duygusal Zeka Belirtileri / Psikolojik Sorunlar
YÜKSEK DUGUSAL ZEKA BELİRTİLERİ
Duygularını açıkça ve hissediyorum diyerek ifade eder. gibi hissediyorum veya şöyle hissediyorum ki... gibi düşünce belirten sözcüklerle duygularını gizlemez.
Duygularını ifade etmekten çekinmez.
"Korku, kızgınlık, suçluluk, mahcubiyet, zorunluluk, hayal kırıklığı, çaresizlik, güçsüzlük, bağımlılık, aldatma, cesaretsizlik" gibi olumsuz duyguların esiri olmaz.
Sözsüz iletişimi de kavrayabilir.
Hayatı boyunca duygularının kendisine yol göstermesine izin verir.
Duygularını sebep, mantık ve gerçeklik ile dengeler.
Görev, suçluluk, güç kullanımı veya zorunluluk gibi nedenlerden ötürü hırstan uzak durur.
Bağımsızdır ve kendine güvenlidir.
Kendi kendisini motive edebilir.
Duygusal olarak esnektir.
İyimserdir.
Başarısızlığı içselleştirmez.
Diğer insanların duygularına ilgi gösterir
Korku veya kızgınlık onu hareketsiz bırakmaz.
Duyguları hakkında konuşurken rahattır.
Birden fazla duyguyu bir arada tanımlayabilir.
DÜŞÜK DUYGUSAL ZEKÂ BELİRTİLERİ
Duygusal zekâsı düşük kişi;
Saldırır, suçlar, emreder, eleştirir, araya girer, hor görür, azarlar, öğüt verir, herkesi yargılar
Niçin o şekilde hissettiğini açıklayamaz veya bunu başka bir kimseyi suçlamaksızın yapamaz.
"...hissediyorum" sözcüklerinden oluşan iki kelimeyi bir arada kullanamaz
Duyguları için sorumluluk almaz, aksine diğer kişileri sorumlulukları yüzünden suçlar
Duygularınızı ifade ettiğiniz zamanlarda sizi çözümlemeye kalkar.
Cümlelerine sık sık ?Sanırım sen.....? diye başlar.
Sizin üzerinizde suçluluk duygusu oluşturmak ister.
Bilgiyi saklar veya duyguları hakkında yalan söyler (Duygusal sahtekarlık).
Duygularını abartır veya asgari düzeyde gösterir.
Olayların gelişip daha sonra da yok olmasına seyirci kalır veya kendisine oranla daha küçük olan şeylere karşı güç kullanarak karşılık verir.
Uyum sıkıntısı ve bilinç eksikliği gösterir.
Kin tutucu ve acımasızdır.
Onunla gerçekten anlaştığınız konuları bile anlatmaz.
Ortalıkta olmaktan huzursuzluk duyar.
Duyguları hakkında konuşmaktansa onları hareketleri ile açığa vurur.
Oyun oynar; kaçamak ve aldatıcı davranır.
Başkalarının duygularına karşı hassas değildir.
Empati kurmaz, sevecen ve hoşgörülü değildir.
Dik kafalıdır ve esnek değildir.
Kendini güvende hissetmesi için kurallara ve kalıplara gereksinim duyar.
Duygusallıktan yoksundur; duygusal mahremiyete pek fazla şans tanımaz.
Harekete geçmeden önce duygularınızı göz önüne almaz.
Harekete geçmeden önce kendisinin ileriye dönük duygularını bile hesaba katmaz.
Güven telkin etmez ve savunucudur.
Yanlışlarını kabullenmek, pişmanlık duymak veya samimiyetle özür dilemek zoruna gider.
"Ne yapmamı bekliyordunuz ki?", "Başka şansım yoktu" gibi ifadelerle sorumluluktan kaçar.
Kötümserdir ve çoğu zaman dünyanın adaletsiz olduğuna inanır.
Sık sık kendini yetersiz, hayal kırıklığına uğramış, gücenik, hüzünlü ve aldatılmış olarak görür.
Genel olgulara karşı gelmeye kendini mecbur hisseder veya tehlike anında gemiyi terkeden ilk kişi olur.
İnsanlarla haşır neşir olmaktan kaçınır ve onun yerine evcil hayvanlar, bitkiler veya hayali şeylerle kendisine alternatif oluşumlar seçer.
Bir olayın detaylarından ve diğer kişilerin söz konusu olay hakkındaki düşüncelerinden size bahsedebilir ancak kendi duygularını ifade edemez.
Mantıksal gücünü diğerlerini yargılamak ve eleştirmek için kullanır. Bunu yaparken emredici, yargılayıcı ve eleştirel davranır ve hareketlerinin, karşısındaki insanların duygularını nasıl etkilediğinin ayırdında değildir.
Kötü bir dinleyicidir. Sözünüzü keser.
Hor görür. İletişim halindeki duyguları görmez.
Duygulardan ziyade ?gerçekler? üzerine yoğunlaşır.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi