Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Dinamik Psikoterapi-2 / Psikolojik Sorunlar

Dinamik Psikoterapi-2

Bu bilgilerin ışığında yap-bozun ikinci parçası da netleşmektedir. Notalar ortaya çıktıkça bestenin ahenkli melodileri de duyulmaya başlamaktadır. Fakat hastalarımız bir kısmı hala karşımızda direnmekte, davranışçı gayretler, kognitif tekniklerle açığa çıkarılan otomatik olumsuz düşünceler, temel kabuller ve şemalar hasta tarafından garip bir şekilde bertaraf edilmekte, dışlanmakta kabul edilmemektedir. Hasta size iyileşmek için gelmekte, ancak verdiğiniz programları uygulamamakta yani kısaca direnç göstermektedir. Direnç için kognitif terapinin yapabileceği hiç bir şey yoktur. Çünkü direnç bilinçdışı dinamiklerle işleyen psikodinamik yapının temel bir kavramıdır. Hastayı ne kadar bilgilendirirseniz bilgilendirin, hastaya ne kadar kognitif iç görü kazandırırsanız kazandırın, hasta çocukluk dönemindeki yaşantıladığı anne, baba, çocuk üçgenindeki temel yapıları bu günkü yaşantısında hep tekrarlamaktadır. Bu yapıyı kognitif tekniklerin yöntemi doğrultusunda akılla, mantıkla ve bilgiyle değiştirmek mümkün değildir. Bu yaşantılama tekrar sahneye konmalı, bir mastır kalıp üzerinden geçilerek yeni bir biçime/kalıba dökülmelidir. Tedavi ancak o zaman mümkün olabilmektedir. İşte bu yeni gruba psikodinamik yaklaşım modeli denmektedir.

Psikodinamik model kaynağını Sigmund Freud'dan alarak bu güne kadar bir çok değişme, gelişim ve farklılaşma göstermiş ve geniş bir dinamik yelpazede bir çok ekolün kurulmasına öncülük etmiştir. Bu model, insanı en geniş bir şekilde tanımlamaya çalışmakta, insanın ruhsal yapısının gelişim evrelerini ortaya koymakta, bu gelişim evrelerinde meydana gelebilecek zararlı etkilere bağlı olarak ortaya çıkabilecek hastalıklı sonuçlar hakkında öngörülerde bulunabilmektedir. Böyle bir insan modeli bu evreleri detaylı bir şekilde izah etmekte, bu evrelerde meydana gelebilecek, hata, arıza, bozukluk ve yanlışlıkların nasıl ortadan kaldırılıp tedavi edebileceği ile ilgili bir standart program ortaya koymaktadır. Bu programın uygulanmasında değişik psikodinamik modeller arasında çeşitli teknik farklılıkların bulunmasına rağmen, insan ruhsal model anlayışları aynı, fakat tedavi stratejileri açısından yaklaşımları farklıdır. Davranışçı ve kognitif modellerle izah edemediğimiz, izah etmeye çalışsak bile tedavi edemediğimiz vakalarımıza dinamik bir formülasyonla yaklaştığımızda olayın çözümlendiğini görüyoruz. Psikodinamik yaklaşım insanı sadece bir davranış, bir kognitif süreç değil; onu davranışı; düşüncesi, duygulanımı, sosyal yapısı, ailesi, coğrafi yapısı kültürel özellikleri ile bir bütün olarak almakta, buradaki dinamik yapıyı ve etkileşim sistemlerinin nasıl oluştuğunu ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda da normal bir bireyin gelişimden bireysel patolojinin oluşuma, tarihsel belirleyicilikten dini inançların oluşumuna, siyasetten edebiyata geniş bir yelpazede kendisine ilgi alanları bulmuş, tartışmaya açılmış ve böylece psikodinamik yapı bir çok alana eklemlenmiştir. Siyaseti, sanatı, edebiyatı, kısacası insanı ve insanın ürettiklerini etkilemiştir.

Tüm bu bilinenlere rağmen insan ruhsal yap-bozunda bilinmeyen o kadar çok şey vardır ki. Yüzyıl önce bildiklerimize baktığımızda, bu gün bildiklerimiz muhteşem ve harikulade bir noktada. Bildiklerimiz arttıkça cehaletimizin boyutunu ve derinliğini kavramaktayız. O kadar çok şey bilinmedik ki! Psikoterapi ve psikoterapistler cahilliğin cesurluğunu yaşamaktadırlar. Uğraştığımız ve düzeltmeye çalıştığımız yapı o kadar komplike, karmaşık ve kaotik ve ama bir o kadar kendi içinde düzenli, tutarlı, determinal bir yapı içermektedir. Milyonlarca faktörün bir araya getirdiği ruhsal aygıtın bir faktörünün değişmesiyle diğer faktörlerin hepsi etkilenmekte ve ortaya çok farklı sonuçlar çıkmaktadır. Ruhsal yapıda müşiş bir rölativite (görecelik) vardır. Ruhsal yapı zaman kavramını geçmişi ve geleceği bugüne taşıyarak yaşayabildiği gibi, bu günün yapısını geçmişi örtmek ve geleceği belirlemek için de kullanabilmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi insanın ruhsal yapısı katman katmandır. Bazı bilim adamlarına göre ruhsal aygıtın en basit, en anlaşılabilir kısmı ve katmanı dışta gözlemlediğimiz davranışsal kalıplardır. Davranışsal kalıplar en kolay çözümlenebilen, anlaşılabilen, bozukluğu varsa tedavi edilebilen yapılardır. Onun altındaki katman bilişsel katmandır. Burada işler biraz daha karmaşıklaşmakta; davranışla etkileşerek, davranışı etkilemekte ve davranıştan etkilenmektedir. Daha derin katmana indiğimizde psikodinamik bir yapıyla karşılaşıyoruz. Burada işler daha da karışmakta sistem daha da komplike olmakta, girdiler çoğalmakta, girdilerin şekil değişikliği çeşitli kılıklara bürünebilmektedir. Bu temel girdiler bilişsel süreçleri etkilemekte, bilişsel süreçler davranışı etkilemekte, davranış ve bilişsel süreçler dinamik yapıyı değiştirebilmekte, farklı kılıklara sokabilmektedir.

Tahir Özakkaş - 11 Ekim 2004

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...