Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Hipnoz Nedir? / Psikolojik Sorunlar
Hipnoz uyku değildir, uyanıklık değildir, farklı bir bilinç ve algılama durumudur. Gevşemeyle başlayan hipnoz, kişinin kasları üzerindeki kontrolünün kaybolmasıyla devam eder. Sonrasında ise bilinç ve iradi güç gittikçe azalmaya başlar. Derin evrede ise danışanlara birçok olay yaşatılabilir. Olan birşeyin görülmemesi olmayan birşeyin gördürülmesi gibi. Beyinin bilgi işleme merkezine doğrudan bir müdahale yapılabilir. Seansta olup bitenler ya kısmen yada tamamen unutulmuştur.
Bilimsel bir uygulama olmasına rağmen, hala ne olduğu tam olarak aydınlatılabilmiş değildir hipnozun. Dünyada yaygın bir kullanımı vardır. Tıp literatürüne geçmiş,hipnoz altında yapılan birçok ağrısız cerrahi operasyonlar vardır. Bu tür operasyonlar ülkemizde de büyük başarılarla yapılmıştır.
Hipnoz derinleştikçe kişi gördüğü olayları aynen yaşamaya ve hissetmeye başlar. Bu terapiste büyük kolaylık sağlar. Terapist, olayları yaşandığı andaki sıcaklığı ile terapi odasında gözlemleme imkanına kavuşmuştur. Psikolojik sorunlarda psikoterapi süresini önemli ölçüde kısaltır.
Hipnozun tek başına hiçbir tedavi edici özelliği yoktur. Psikoterapi ile birlikte kullanıldığında çok başarılı sonuçlar verir.
KLASİK TANIMLARIN DIŞINDA HİPNOZ NEDİR?
--Hipnoz varolmaktır, yaşadığını bu dünya üzerine bir basınç uyguladığını hissetmeye başlamak ve varlığını bütün gürültüsü ile olabildiğince duyabilmektir.
--Yolculuktur, Nuhun gemisi gibi, tüm varlığınla birlikte bir bilinmeze yolculuk yapmaktır.
--Değişimdir, sınırları dışına çıkmak ve kendin olmaktır.
--Uyanmaktır, sahte avuntularla kendini uyutmakla ve makineleşmeyle devam eden süreci durdurmaktır.
--Özgürlüktür, kendimizi hapsettiğimiz zindanı görmek, bileklerimizdeki prangaları fark etmektir.
--Birliktir, parçalara ayrılmış, reddedilmiş benlik parçalarını hedefler doğrultusunda birleştirmektir.
HİPNOZ VE VAROLUŞ
Gündelik yaşama ayak uydurmak için gün boyu değişik maskeler takarız. Evde ayrı, alışverişte ayrı, iş veya okulda ayrı bir maske. Yaşamın sahnesinde farklı farklı birçok role girer çıkarız. Bu bizi yorar, tüketir bazen. Hipnoz esnasında ise bu sahneden iner, oyuncusu olmayı bırakır, seyircisi oluruz yaşamımızın.
Hipnoz esnasında kişi, çağdaş yaşamın dayattığı maskelerden kurtulur, öz benliğine biraz daha yaklaşır. Sınırlı bir ömrün yanısıra sonsuz bir iç zenginliğinin olduğunu fark eder. Kendine, doğasına yabancılaşmış bir bireyin, kendini tanımasında eşsiz bir araçtır hipnoz. Hipnozla bilinçdışı içeriklerini keşfeden birey, hapsolduğu maskelerden sıyrılıp bilinçdışı içeriklere doğru genişler. Bilinçdışına doğru genişleyen bilinç, kişinin varoluş yolunda bir basamak daha yukarı evrilmiştir.
Hipnoz deneyimi yaşayan kişilerde gözlemlediğimiz ortak yön, sezgi ,hissetme ve empatik yeteneklerindeki artıştır. Gözlemlediğimiz başka bir yön ise ,bu yetenekleri gelişen bireylerin sorunlarını kendiliğinden bulmakla kalmayıp, çözümlerini de üretebiliyor olmalarıdır.
İnsan zihni o kadar karmaşık ve hayranlık uyandıran bir yapı ki, bir yandan sorunları üretirken, diğer yandan çözümlerini de bir yerlerde barındırıyor.
Zihnin önce sorun üretip sonrada çözüm üretmesi saçma gibi görünebilir. Ancak insanın sürekli değişen dış dünyaya uyum sağlayabilmesi için bu gereklidir.
Zihin, değişim için gerekli itici gücü, bu karşıtlık ve dialektik süreçten alır. Yani bu karşıtlık zihinsel evrimin temel dinamiğini oluşturur. Nevrozların temelinde de yatan budur zaten. Mevcut durumla ,zihnin içinde bulunduğu durum arasındaki çelişki ,nevrozların temelini oluşturur.
Bu ruhsal sorunlara doğru yaklaşıldığında, sorunlarla belki de dibe vurmuş olan birey, çok daha hızlı bir ivmeyle yukarı doğru sıçrayabilir. Bu, bireyde yeni bir varoluşun ,değişimin gereğidir. Tabii ki her değişim gibi biraz sancılı olur.
HİPNOZLA İLGİLİ ÇOK SORULAN SORULAR
SOR:Hipnozdan çıkamama diye bir durum var mı?
CEV:Hayır böyle bir durum yok. Hipnozda bırakılan bir kişi ya bir süre uyur yada kendiliğinden hipnozdan çıkar. Literatürde böyle bir durum yoktur.
SOR:Herkes hipnoza girebilir mi?
CEV: Bu konuda %95 ile % 20 arasında değişik görüşler mevcuttur. Ancak genel düşünce %70 -80 gibi bir rakamın hipnozla tedaviye uygun olduğu yolundadır. Zeki ,hayal gücü ve empatik yeteneği yüksek , öz güvenli kişiler derin seviyelerde hipnoza girebilir. Şüpheci, antisosyal ,narsis ve sınır kişilikler içinse hipnoz uygun değildir.
SOR:Hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
CEV:Ders veya iş motivasyonunu artırmada,uyku ve yeme bozukluklarında,sigara ve alkol bağımlılık terapisinde,fobiler ve panik bozukluklarda,disosyatif kimlik ve konversiyon bozukluklarında,cinsel problemlerde,günlük sıkıntıların giderilmesinde,ağrıyla baş etmede,ve tabii ki varoluşsal problemlerde.
SOR:Kimler hipnoz uygulayabilir?
CEV:Psikologlar ,psikiyatristler ,diş hekimleri ve doktorlar, kendi alanları ile ilgili hipnoz uygulayabilirler.
SOR: Hipnozda kişi neler yaşar , görür.
CEV: Hipnozu yaşayan kişiye bağlıdır, hipnozda yaşanan mucizeler, hipnozun veya terapistin değil, kişinin mucizeleridir.
SOR:Hipnozdaki kişiye herşey yaptırılabilir mi?
CEV: Hipnoz da kişinin ahlak anlayışına dünya görüşüne ters telkinler geri teper. Çok derin hipnozlarda bile kişinin ahlak anlayışına ters telkinlerde, kişi hipnozdan kendiliğinden çıkar.
SOR:Reankarnasyon var mıdır hipnozda ortaya çıkar mı?
CEV:Bu soru psikolojinin alan sınırlarından çıkar , din ve felsefenin alanına girer. Konu ile ilgili ortaya çıkan fenomenlerin ,genetik yolla atalarımızdan aktarılan bilgi şifrelerinden mi, yoksa ikinci hayatlar mı olduğuna (şimdilik) bunlar karar verebilir.
SOR:Bilinçdışı sadece hipnozda mı iletişim kurar bizle?
CEV:Hayır, bilinçdışı her an bizle iletişim ve etki halindedir. Örneğin bir arkadaşımızla konuşurken,bilinç sözcükleri kullanırken, bilinçdışı içerikler de kendi aralarında alışverişe başlar.
SOR:Tedavi olmak için ne kadar derin bir hipnoz deneyimi yaşamalıyım?
CEV:Tedavi için çok derin seviyelerde hipnoza gerek yoktur.Danışanın tedaviye ve uygulayıcıya olan inancı derinlikten çok daha önemlidir.
SOR:Ne kadar bir sürede tedavi olabilirim?
CEV:Hipnoz psikoterapi süresini kısaltan ve psikoterapiyi derinleştiren bir araçtır.Tedavi süresi hastalığa ve danışanın tutumuna göre değişir.
HİPNOTERAPİ
Hipnozla sorunlara yaklaşımda danışan ve terapistin iş birliği önemlidir.Danışanın gerçekten fayda görmeyi istemesi tedavi için şarttır.
Ayrıca hipnozu uygulayacak kişiye karşı açık olmalı ,en küçük bir tereddüdünü veya şüphesini sormalıdır.
Danışanla olan ilişkimizde, bakış ve konuşmalar da onu hissetmeye, anlamaya gayret ederiz
Bazen otobüste giderken veya bir arkadaşımızla sohbet ederken söylediğimiz bir sözün, en derin hipnozda verilen telkinden daha derin ve güçlü olabileceğini bilir, ve bunun da gücünden yararlanmayı ihmal etmeyiz.
En kısa sürede ve en etkili biçimde kalıcı bir terapi için çalışırız, bu gayrete danışanlarımızı da dahil eder, onlara küçük ödevler vererek tedavideki sorumluluğunu sahiplenmelerini sağlarız.
Danışanlarımıza sorunu ile ilgili mutlaka bilgi verir, bozukluğa neden olan eksik bilgilenme ve suçluluk duygularından kurtulmasını sağlarız. Hipnozla da bunu destekleyerek bilinç ve bilinçdışı arasında sağlıklı bir ilişki ve dayanışma kurulmasını, böylece danışanımın ruhsal bütünlüğe ulaşmasını hedefleriz.
HİPNOZA YATKINLIK
Hipnoza yatkınlıkla ilgili birçok test olmasına rağmen bu testlerin objektif sonuçlar vermediğini söyleyebiliriz. Ancak hipnoterapistin artan deneyimi ve sezgi gücü ile beraber bu testler önem kazanır.
Derin hipnozdaki bir süje ile , uyanık bir insanın beyin dalgalarının aynı olması , hipnozun ve hipnoz esnasında oluşan fenomenlerin ölçümünün ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Hipnoza yatkınlığını ölçmeye çalıştığımız birçok danışanımızın, süjebilitesi düşük çıkmasına rağmen hipnoza girebildiğini gözlemledik. Hipnoza girmekle de kalmadı, hipnoz seansı sonunda, aynı testleri uyguladığımda yatkınlığının çok büyük oranda arttığını gördük. Bu da gösteriyor ki hipnoza yatkınlık birçok faktöre dayalı olarak değişen bir durum.
Danışanla yaptığımız konuşma, onu hissettiğimizi anlaması, korkularının giderilmesi, bunların sonucunda güvenin ve saygısının kazanılması. Sonraki aşamalarda süjeyi yatkın hale getiriyor.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
1
selcom 30.07.2007 01:31:57 Tarihinde yorumlamış
Arkadaşlar yukarıda yazanlara aynen katılıyorum. Bunları yapan insan öğrenme yönündan kavrama yönünmden çoğu şeyi çok çabuk öğrenir kavrar ve bağdaştırı. bu şekilde daha iyi olur. Ben bir grafiker olrak bunları zaten yapıyorum...
Yöneticiye Bildir
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi