Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Poligami, Evlilik ve Boşanma / Psikolojik Sorunlar

Poligami, Evlilik ve Boşanma

EVLİLİK

Kadın evlilik teklifini kabul veya reddetme hakkına sahiptir. Peygamberin (uygulamaları) öğretilerine göre evlilik sözleşmesinin geçerli olması için onun rızası önceden gereklidir. Eğer izni olmaksızın bir kadını evlendirmek üzere evlilik sözleşmesi yapılmışsa dilerse kadın bu sözleşmeyi feshedebilir.
?İbn Abbas bir kızın Allahın peygamberine gelerek, babasının, izni olmaksızın kendini evlendirmeye zorladığını bildirdiğini, Allahın peygamberinin de (evliliği veya reddetme) seçimini ona verdiğini rivayet etmiştir. (İmam Ahmed, hadis no: 2469) hadisin diğer bir rivayeti de kızın: ?Gerçekten ben bu evliliği kabul ediyorum fakat, bütün kadınların babalarının onlara herhangi bir kocayı zorlama haklarının bulunmadığını bilmelerini istiyorum? (İbh Mace) dediği rivayet edilmiştir.
Koca müzakere ve şefkat çerçevesinde ailenin nafakası, koruması ve reisliğinden (kıvame) sorumludur. Müştereklik ve kadın ile kocanın bir birini tamamlaması her bir parçanın diğerine ?uşak? olmasını ifade etmez. Peygamberimiz, sorumluluğunun ve toplumdaki görevinin çok geniş olmasına rağmen kendi ailesine günlük işlerinde yardımcı olmuştur.
Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde, sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan baba da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumululuk yoktur. Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek iserseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde öderseniz, size sorumluluk yoktur. Allah'tan sakının, yaptıklarınızı gördüğünü bilin. 2,227.
Peygamberimiz Müslümanlara kadınlarla ilgili olarak: ?kadınlara iyi davranmayı size tavsiye ediyorum' buyurmuştur. Yine ?sizlerin en iyisi ailesine (eşine) en iyi olanınızdır? buyurmuştur. Kuran kocaları, eşleriyle kavga etseler veya kendi içlerinde onlara karşı bir isteksizlik olsa da onlara iyi davranma ve düşünceli olma yönünde teşvik etmektedir. Yine Kuran, İslam öncesi Arap uygulaması olan ölen babanın üvey çocukları, ölen kimsenin mirasıymış gibi hanımlarını miras edinme uygulamasını kaldırmıştır.
Ey İnananlar! Kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkamanız size helal değildir. Apaçık hayasızlık etmedikçe onlara verdiğinizin bir kısmını alıp götürmeniz için onları sıkıştırmayın. Onlarla güzellikle geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, sabredin, hoşlanmadığınız bir şeyi Allah çok hayırlı kılmış olabilir. Kuran: 4,19
Evlilikle ilgili problemler ortaya çıkması durumunda, Kuran çiftleri adalet ve doğruluk ruhuyla kendi kararlarını kendilerinin vermelerini teşvik eder. Hiçbir şekilde Kuran aile de şiddeti, fiziki teması teşvik etmez, izin vermez veya göz yummaz. İstisnai durumlarda, ve boşanma gibi büyük bir zarar ihtimali varsa kocaya, herhangi bir yara izi veya fiziki zarara sebep olmayacak şekilde eşine hafifçe vurma izni verir. Hafif bir tokat bazı durumlarda kadının mantıksız hareketlerinin farkına varmasına neden olabilir. (refraction kırılma-dönme, ancak dipnotta tartışılan diğer merhaleler bittiğinde başvurulabilir) Eğer yumuşak tedbirler evliliği çökmekten önleyemezse son çare olarak tokata baş vurulmamalıdır. Gerçekten Kuran evlilik hayatlarında kadın ve kocaya kendi problemlerini çözmeleri için mantıklı ve makul yaklaşımlar çıkarmaktadır. Eşler arasında tartışmalar çözülmezse, Kuran eşler adına ailelerinin arabuluculuğunu bir çözüm olarak önerir.
Son çare olarak boşanmaya izin verilir fakat teşvik edilmez. Çünkü Kuran sadakatin ve fertlerin mutlu olma haklarının korunmasına değer verir. Evliliğin sona erme şekilleri; kocanın teşebbüsü, kadının teşebbüsü (eğer evlilik sözleşmesinin bir parçasıysa) kadının girişimi üzerine mahkemenin karar vermesi (yasal bir nedenden dolayı) evlilik hediyelerini (kocasına geri göndermek şartıyla kadının ?bir sebep' olmaksızın teşebbüsü...
Gerçeğin özü, islam var olanlar içinde en insani ve hakkani boşanma sistemine sahiptir. İlk önce boşanma kararına varmadan önce bir çok seçenekler alınır ve uygulanır. Erkek ve kadın artık başarılı birşekilde birlikte yaşayamayacaklarsa, koca (çoğu durumda fakat her zaman değil) ?seni boşadım? diyerek boşamayı teleffuz eder. bu noktadan itibaren iddet bekleme başlar. İddet süresi kadının hamile olmadığının anlaşılabilmesi için üç hayz dönemidir. Bu zaman eşlere ne yaptıklarını ve gerçekten yapmak istediklerinden emin olmalarını sağlamak için fırsat verir. ?????????????
Kadının hamile olduğu anlaşılırsa iddet hamilelik boyunca devam eder. Kadın hamile olsun veya olmasın erkek boşama teleffuzundan önce olduğu gibi onun giyecek yiyecek ve barınak ihtiyaçlarını karşılamk zorundadır. Eğer eşler boşanmayı çocuk doğuncaya kadar devam ettirmişlerse kadın çocuğu emzirir, erkekte boşandığı eşinin yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını çocuğu emzidiği sürece (en çok iki yıl) vermek zorundadır. Sütten kesilince çocuğun ihtiyaçları desteğe ihtiyacı kalmayıncaya kadar babası tarafından temin edilir.
Amerika gibi ?gelişmiş bir toplum?da kadınların eşlerine boşanma durumunda nafaka ödemeye zorlanmaları çok ironiktir. Bu ve Amerikanın boşanma sistemine dair bildiğimiz nice şey islamın boşanma sistemi ile kıyaslanabilir mi?
Küçük çocukların (yedi yaşına kadar) vesayet hakkında öncelik anneye verilmiştir. Sonraları çocuk vasi olarak anne veya babasını seçebilir. Vesayetle ilgili sorular ebeveynlerin çıkarlarını ve çocuğun iyiliğini dengeleyecek bir tarzda sorulmalı.
POLYGAMY
Şimdi de Poligaminin çok önemli bir meselesini halledelim.
İslam çok eşle evliliği tamamen yasaklamaz, fakat sınırlandırır. Bir taraftan bir kimsenin alacağı eş sayısını dörtle sınırlandırırken diğer taraftan da belli şartlar koşar ve herkesin birkaç eş almasına izin vermez.
Ortaçağ boyunca anti-İslam propagandası zirvedeyken İslam karşıtları çok eşle evlilik adetini icat edenin İslam Peygamberi olduğunu tekrarlamaları şaşırtıcıdır. Onlar bu adetin islamın temeli olduğunu ve islamın değişik insanlar arasında yayılışının bundan kaynaklandığını ileri sürdüler. Aynı zamanda, onlar Poligaminin Doğu insanınn düşüşünün de sebebi olduğunu iddia ederler.
Will Durant ?History of Culture? sayı 1, isimli kitabında Orta çağ kilisesi, çok eşle evliliğin İslam Peygamberinin icadı olduğuna inandıklarını söyler. Halbu ki bu gerçek değil. Bildiğimiz gibi ilkel toplumların evlilik hayatında, erkekler daha çok avlanma ve savaşla meşguldüler ve ölüm oranı onlar arasına daha yüksekti. Kadın sayısı erkek sayısından fazlalaşınca bu sistemi uygulamak esas oldu. Kadınların evlenmeksizin kalmaları imkansızdı. Çünkü ilkel toplumlarda ölüm oranı fazlaydı ve her kadının çocuk doğurması gerekirdir. Şüphesiz bu sistem sadece kadınların erkeklerden fazla olmasıyla değil onları sayı bakımından arttırdığı için bu toplumlara uygundu. Modern zamanlarda daha güçlü ve sağlıklı erkekler hayatlarının geç dönemlerinde evlenir ancak birkaç çocuk sahibi olabilirler. Eski çağlarda ise güçlü erkekler en iyi kadınları alır ve çok çocuk sahibi olurlardı. Bundan dolayıdır ki bu uygulama sadece ilkel insanlar arasında değil medeniler arasında da çok uzun bir zaman devam etti. Ancak yakın bir zamanda bu uygulama doğu ülkelerinde kaybolmaya başladı. Tarımsal hayat erkeğin hayatını düzenleyip sıkıntıları ve eski zamanların tehlikelerini azalttı. Bunun sonucunda erkekle kadın sayısı neredeyse eşitlendi. Şimdilerde ise ilkel toplumlarda bile poligami az sayıdaki varlıklı azınlığın ayrıcalığı olurken büyük çoğunluk tek eşle yetinmek zorunda ve ek bir zevki ancak zina yoluyla oda mümkün olursa gerçekleştirebilirler.
Gustav Leabeon'da kendi kitabı ?History of Culture'de; hiçbir doğu adetinin poligami kadar adının kötüye çıkmadğını, Avrupa'nın da hiçbir adeti bu derece saptırmadığını söylüyor. Avrupalı yazarlar poligaminin islamın temeli oduğunu ve yayılışının en büyük sebebi olduğuna inanırlar. Onlar bu adetin Doğu insanını düşüşünden sorumlu olduğuna da inanırlar. Bunun haricindeki diğer itirazlar doğu kadınına sempati göstererek, kötü talihli kadınların dört duvar arasına hapsedildiğine dair iddiaların ileri sürülmesi. Onlar, kadınlar tarafından yerine getirilipte aile reisinin beğenmediği bir eylemden dolayı onların ölüme maruz kalabileceğini de söylerler. Bu tür fikirlerin hiçbir temeli şüphesiz yoktur. Tarafsız Avrupalılar şunu bilmelidirler ki, ailevi ilişkileri güçlendiren ve uygulayan insanların ahlaki canlılığıda sağlayan bu çok eşle evliliktir. Bu adetten dolayı Doğu kadını batı kadınından daha saygındır. Bu noktayı ispat etmeden önce bu adetin islamla asla ilişkilendirilmeyeceğini açıklamak gerekir. İslamdan önce bile Yahudiler İranlılar araplarda dahi bütün doğu halkı tarafından poligami uygulanmaktaydı. Doğuda islamı seçen insanlar bundan bir fayda sağlamadılar. Şimdiye kadar poligami gibi bir adeti icad edecek veya ortadan kaldıracak güçte bir din gelmedi. Hiçbir din tarafından ilk olarakta tanıştırılmadı. Poligami iklim ve ırk karakteristiği ile Doğunun yaşam tarzıyla ilgili diğer sebeplerin oluşturduğu bir şeydir. iklimin böyle bir adetin oluşmasına uygun olmadığı batıda bile monogami sadece hukuk kitaplarında bulunur gerçek hayatta izine bile rastlanmaz. Doğunun insanları arasında bulunan yasal poligaminin batının insanları arasındaki gizli poligamiden nasıl ve hangi yolla küçük görüldüğü bilinmemektedir. Görünüşte, önceki daha şerefli ve güzel. Doğunun insanları bir Avrupa ülkesini ziyaret ederlerken kendi adetlerinin Avrupalılarca eleştirildiğinyle karşılaştıkları zaman doğal olarak şaşırık sıkılıyorlar.
İslamın poligamiyi icat etmediği bir gerçektir. İslam sadece onu sınırlandırmış ve onun için üst sınır koyarak katı şartlar vaz etmiştir. Bu adet İslamı kabul eden insanların çoğu arasında vardı. Onlar sadece islam tarafından vaz edilen şartlara uymak zorundaydılar.
Christenson kendi kitabı ?İran Durin şe Sassanian Perio? isimli kitabında; Poligami ailenin temeli olarak düşünülürdü. Alacağı kadın sayısı kısmen erkeğin varlığına bağlıydı. Genel bir kural olarak fakir insanlar birden fazla kadına bakamazlardı. Aile reisinin bu tür özel hakları vardı. Eşlerden birisi gösde olarak tüm haklardan faydalanırdı. Diğer hanımlar ise sadece köle muamelesi görürlerdi., bu iki sınıfın hakları tamamen farklıdır. Köle kızlarda hizmetci kadınlar arasında dahil edilirdi. Tek bir erkeğin kaç tane gözdesinin olduğu bilinmezdi. Fakat değişik hukuki yazılardan iki tane gösde hanımın bulunduğu anlaşılıyor. Her ikisi de evin sahibesi olarak isimlendirilir ve ayrı evlerde yaşarlardı. Kadın yaşadığı sürece koca gözdelerin rızkını temin etmek zorundaydı. Ergenlik çağına kadar her erkek çocuk evleninceye kadarda her kız çocuğu aynı haklara sahipti. Fakat yalnızca hizmetçi-eşlerin erkek çocukları babanın ailesine dahil olrudu.?
?Social History of Iran from şe fall of şe Sassanians to şe fall of şe Omayyads' isimli kitabında Merhum Said Nafisi: ?Erkeğin evlenebileceği kadın sayısı sınırsızdı ve Grek belgelerinde bir erkeğin yüzlerce kadını evine alabileceği zamanlar müşahede edilmiştir. Montesqieu bir roma tarihçisinden alıntı yaparak Hristiyanlığı kabul etmediklerinden dolayı kimi Romalı Filozofların Romadan kaçarak İran Şahı Khusro Prviz'e sığındıklarını yazar. Onlar poligaminin meşru olmasıyla birlikte İranlı erkeklerin diğerlerinin eşleriylede samimi oldukları görünce şaşırmışlardır.
Romalı filozofların sadece Fars kralı Anushirwan'ın, Khusro Praviz'in adaletine sığınmadıklarınada işaret etmek gerekir. Montesqieu ikincisini sadece yanlışanlaşılmadan dolayı zikretmiştir.
İslam öncesi dönemde de Araplar sınırsız sayıda eş alabilirlerdi. Üst limiti emreden İslamdır. Tabiatıyla bu dörtne fazla hanımı olanlar için bir problem teşkil etmekteydi. İstisna idurumlarda bazıları on tana bile alabilirdi. Onların altısını bırakmak zorunda kaldılar.
Yukarıdaki açıklamalardan Poligaminin İslamın icadı olmadığı açıktır. İslam sadec onun sınırlandırmış fakat tamamen de yasaklamamıştır. Gelecek bölümlerde bu adetin yükselmesinin sebeplerini ve İslamın niçin Onu ortadan kaldırmadığını açıklayacağız. Yine biz modern zamanların kadın ve erkeği bu adete karşı kışkırtmak zorunda kaldığının sebeplerini araştıracağız.

Polygamy in şe Judeo-Christian tradition
Kitabı Mukaddes çok eşle evliliği yasaklamaz. Aksine Eski Ahit ve Rabbilerin yazmaları çok eşle evliliğin meşru olduğunu kabul eder. Hz Süleymanın 700 hanımı ve üz yüz cariyesi olduğu rivayet edilmektedir (1. Kırallar 11:3). Yine, Hz. Davud'un çok sayıda hanımı ve cariyesi olduğu rivayet edilir (2.Samuel 5:13). Kitabı Mukaddes te terekenin murisin diğer eşlerinden olma erkek çocukları arasından pahlaştırılacağına dair emirler yer alır (Sayılar 22:7). Poligami üzerindeki tek sınırlama kız kardeşlerin aynı anda bir kimsenin nikahı altında bulunamamasıdır (Levililire 18:18) Talmud en fazla dört kadını tavsiye eder . Avrupa Yahudileri onaltınca asra kadar çok eşliliği devam etkirdirler. Doğu Yaudileride çok eşliliğin yasak olduğu İsraile göçünceye kadar bu uygulamayı devam ettirdiler. Fakat, bazı durumlarda sivil hukuku geçersiz kılan dini hukuk altında çok eşle evliliğe izin verilir .
Yeni ahit çok eşlilik hakkında ne söyler? Papaz Eugene Hillman nın açıklayıcı kitabına göre çok eşle evliliği yeniden inceler; ?İncilin hiç bir yerinde evliliğin tek eşle olacağına veya çok eşle evliliğin yasak olduğuna dair hiçbir emir yoktur? . Dahası, Hz İsa kendi toplumu Yahudilerde çok eşlilik uygulaması olmasına rağmen çok eşle evliğe karşı çıkmaz. Peder Hillman Roma kilisenin Grek-Roma kültürüne (cariye ve fahişeliğe müsaade ederken tek eşle evliliği emreder) uymak amacıyla çok eşle evliliği yasakladığının altını çizer. O St. Augustine'nin ?Şimdi bizim zamanımızda Roma adetlerine uymak için başka bir eş almaya artık izin verilmemektedir' sözünü nakleder. Afrika kiliseleri ve Hristiyanları Avrupalı kardeşlerine sık sık Kilisenin çok eşle evliliği yasaklamasının kültürel bir adet olduğunu Hristiyanlığın emri olmadığını hatırlatırlardı.
Kuranda çok eşle evliliğe izin verdi fakat bunu bir takım kısıtlamalarla kayıt altına aldı:
?Şayet öksüzler hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, hoşunuza giden başka kadınlarla ikişer, üçer ve dörder tane evlenebilirsiniz; şayet, aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane alın. 4,3
İncilin aksine Kuran, eş sayısını eşlere eşit ve adil muamele gibi sıkı şartlar altında dörtle sınırlandırır. Kuranın çok eşle evliliğe zorladığı veya çok eşle evliliği ideal olarak düşündüğünün çıkarılamayacağını da belirtmek gerekir. Diğer bir deyişle, Kuran çok eşliliği ?müsade etti? veya ?izin verdi? fakat niçin? Niçin çok eşliliğine izin verilsin? Cevap basit: çünkü çok eşle evliliği zorlayıcı sosyal ve ahlaki sebeplerin olduğu zaman ve durumlar vardır. Yukarıdaki Kuran ayetinin de işaret ettiği gibi İslamda çok eşlilik konusu yetim ve dullara karşı toplum görevinden ayrı bir şekilde anlaşılamaz. bütün zaman ve mekana uygun olana bir din olarak İslam, bu mücbir sorumlulukları görmezlikten gelmez.
Bir çok toplumda kadın sayısı erkek sayısından fazladır. Amerikada erkeklerden en az sekiz milyon fazla kadın var. Gueana gibi ülkelerde her 100 erkeğe 122 kadın düşmektedir. Tanzanya da her 100 kadına 95,1 erkek düşer . Böyle bir dengesizliğe karşı toplum ne yapmalı? Değişik çözümler olabilir: bazıları müzmin bekarlığı tavsiye edebilir, diğerleri de kız çocuklarının diri diri gömülmesini (bu gün dünyada bazı toplumlarda olduğu gibi!). daha başkaları da bütün: fahişelik, evlilik dışı ilişki, homoseksüellik gibi yollara izin verilmesini bir çıkış olarak görebilir.
Bu günkü Afrika toplumları gibi bir çok toplumda kültürel olarak kabul edilmiş, sosyal yönden saygın bir kurum olarak çok eşle evliliğe izin verilmesi en şerefli çıkıştır. Batıda çoğu zaman yanlış anlaşıldığı gibi diğer kültürlerde kadın çok eşle evliliğe kadının alçaltılmasının bir işareti olarak bakmamaktadır. Örneğin bir çok Afrikalı gelin ?Hristiyan olsun, Müslüman veya başka bir dinden,- sorumlu olarak bilinen evli birisiyle evlenmeyi tercih etmektedirler. Bir çok Afrikalı kadın kendilerini yalnız hissettiklerinden dolayı kocalarını tekrar evlenmeye zorlamaktadırlar . Nijeryanın en büyük ikinci şehrinde yaşları 15 ile 59 arasında değişen altıbin kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre kadınların yüzde altmışı eşlerinin başka bir kadınla evlenmelerini memnuniyetle karşılamaktadır. Sadece yüzde yirmi üçü, eşini başka bir hanımla paylaşma fikrine kızmıştır. Kenyada yapılan bir araştırmaya görede kadınların yüzde yetmiş altısı çok eşle evlilik hakkında olumlu görüş bildirmişlerdir. Kenyanın kırsal kesiminde gerçekleştirilen bir araştırmaya görede yirmi yedi kadından yirmi beşi çok eşle evliliğin tek eşle evlilikten daha iyi olduğunu düşünmüşler. Bu kadınlar, eşler birbirleriyle işbirliği yaparlarsa çok eşle evliliğin mutlu ve faydalı bir tecrübe olduğunu hissederler .
Afrika toplumlarında poligami o kadar saygın bir kurum haline geldi ki, bazı Protestan kiliseleri ona tolerans göstermeye başladılar. Kenya'daki Anglikan kilisesi piskoposu: ?eşler arasındaki sevginin ifadesi olarak monogamı daha ideal olabilir, fakat kilise çok eşliliğin sosyal olarak kabul edildiği toplumlarda, monogominin Hıristiyanlığa ters olduğu fikrinin artık makul olmadığını düşünmeye başlamalı? . Afrika'daki poligamiyi çalıştıktan sonra Anglikan kilisesinden Peder David Gitari terkedilmiş kadınlar ve çocuklar düşünüldüğünde ideal olarak uygulanırsa, çok kadınla evliliğin boşandıktan sonra yeniden evlenmekten daha Hristiyanca olduğu kanaatindedir . Bende şahsen Batıda yüksek eğitim görmüş Afrikalı kadınlar, yıllarca batıda yaşamalarına rağmen çok eşliliğe karşı çıkmazlar. Amerika'da yaşayan bir tanesi ciddi olarak kocasını çocukların yetiştirilmesinde kendine yardımcı olacak ikinci eş almaya zorlamıştır.
Cinsiyet oranlarındaki dengesizlik savaş zamanlarında daha fazla problem olur. Amerikanın yerli Kızıldereli kabileleri savaş sırasındaki cinsiyet oranlarındaki dengesizlikte çok fazla sıkıntı çekerler. Bu kabilelerde yüksek satutüye sahip kadınlar, poligamiyi gayri ahlaki faaliyetlere karşı en iyi koruma olarak görürler. Avrupalı yerleşimciler (göçmenler) herhangi bir alternatif göstermeksizin Kızıldereli ailelerin çok eşliliğini ayıplarlar . İkinci dünya savaşından sonra Almanyada erkeklerden 7300000 fazla kadın vardı (bunlardan 3.3 milyonu duldu). 20-30 yaşları arasındaki her yüz erkeğe yine aynı yaşlarda 162 kadın düşmekteydi . Bu kadınlardan çoğu erkeğe bir arkadaş olduğu için değil de, eşi benzeri görülmemiş sefalet ve zorluk döneminde aile halkının rızkını temin etmek için ihtiyaç duymaktaydı. Muzaffer Müttefikler ordusunun askerleri bu kadınların zafiyetinden faydalandılar. Bir çok genç kız ve dul işgal kuvvetleriyle evlilik dışı ilişkiye girdiler. Bir çok Amerikan ve İngiliz askeri kendi ihtiraslarını sigara, çikolata ve ekmek karşılığında gerçekleştirdiler. Yabancıların getirdiği bu hediyelerden dolayı en çok çocukları sevinirirdi. Diğer çocuklardan bu hediyeleri on yaşındaki bir çocuk bütün kalbiyle annesine bir ?İngiliz' isterdi ki, bundan sonra artık açlık sıkıntısı çekmesinler . Biz bu noktada kendi vicdanımıza sormalıyız: bir kadın için hangisi daha şerefli? Yerli Kızıldereli kabilelerinde olduğu gibi kabul edilmiş, saygı duyulan bir kadın mı? Yoksa ?Medeni' Müttefiklerin yaklaşımında olduğu gibi gerçek bir fahişemi? Başka bir deyişle, Kuranın önerisi mi, yoksa Roma İmparatorluğu teolojisi mi bir kadın için daha şereflidir?
1948 yılında Münih'te düzenlenen Uluslar arası gençlik konferansında Almanya'daki cinsiyet oranlarındaki aşırı dengesizliğin tartışılması dikkat çekicidir. Hiçbir çözüm üzerinde anlaşılmadığı zaman bazı katılımcılar poligamiyi önerdi. Diğer katılımcıların ilk tepkileri nefret ve şok karışımıydı. Fakat, teklifi dikkatlice tartıştıktan sonra bunun tek çıkar yol olduğu kabul edildi. Sonunda poligami konferansın kapanış bildirgesine dahil edildi .
Dünya bugün daha fazla kitle imha silahına sahip ve Avrupa kiliseleri er yada geç poligamiyi tek çıkış yolu olarak kabul edebilirler. Peder Hillman bu gerçeğin düşünceli bir şekilde farkına vardı:
?Bu soy kırım tekniklerinin (nükleer, biyolojik, kimyasal...) cinsiyetler arasında çok önemli oranda dengesizliğe sebep olabileceği ve bunun sonucunda çok eşli evliliklerin hayatın devamı için gerekli olabileceği düşünülebilir... o zaman önceki gelenek ve hukukların aksine, çok eşle evlilik lehine önemli tabii ve ahlaki eğilimler ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda ilahiyatçılar ve kilise liderleri çokeşle evliliği haklı çıkaracak önemli nedenler ve kitabı Mukaddesten metinleri hızlıca bulmalılar.?
Günümüzde de, çok eşle evlilik modern toplumların sosyal problemlerinin çözümü için pratik bir çözüm olmaya devam etmektedir. Poligamiye izin verilmesiyle ilgili Kuranın zikrettiği toplumsal yükümlülükler, Afrika'dan çok Batı toplumlarında görülebilir. Örneğin bu gün Amerika da siyah toplumda aşırı bir cinsiyet krizi var. Her yirmi siyah gençten biri yirmi bir yaşına gelmede ölüyor. Cinayet, Yirmi ile otuz beş yaşları arasındaki bu gençlerin başlıca ölüm sebebidir . Bunun yanında bir çok siyah genç işsiz, hapiste veya uyuşturucu kullanıyor . Sonuç olarak 40 yaşındaki her dört siyah kadından biri, -her on kadında bir olan beyazlarla kıyaslandığı zaman- hiç evlenmiyor . Dahası, bir çok siyah kadın yirmi yaşına ulaşmadan yalnız yaşayan anne oluyorlar ve nafakasını temin edecek birine ihtiyaç duyuyor. Bu trajik durumun nihayi sunucu, hızla artan sayıdaki siyah kadın şimdi ?erkek paylaşımı'na giriyor . Bundan dolayı bir çok talihsiz siyah kadın evli erkeklerle ilişkide bulunuyor. Çoğu zaman da hanımlar kendi kocalarını başka bir kadınla paylaştıklarının farkında bile değiller. Afrika-Amerika toplumunda erkek paylaşımını gözlemlemeyn kimseler, Amerikan toplumunda daha geniş çapta hayati değişiklikler yapılıncaya kadar siyah erkek azlığına bir çözüm olarak çok kadınla evlilik üzerinde anlaşmayı önerirler . Onlar üzerinde anlaşılmış poligami'den, toplumun onayladığı ve katılan bütün tarafların anlaştığı genellikle hem kadına geniş anlamda da topluma zararı olan gizli erkek paylaşımına karşı poligamiyi kastediyorlar. Afrikan-Amerikan toplumunda erkek paylaşımı 27 Ocak 1993 yılında Philadelphia'nın Temple Universy'de düzenlenen panelin konusuydu . Bazı konuşmacılar poligamiyi krizden çıkmamın elde mevcut bir yolu olarak önerirken özellikle fahişelikle metresliğe müsaade eden toplumlarda poligaminin kanunla yasaklanmamasını önerdiler. Bir dinleyici kadının Afrikan-Amerikalıların sorumluluk duygusu içinde uygulandığı Afrikadan poligamiyi öğrenmesi gerektiği yorumu büyük alkış topladı.
Amerikalı Roma Katolik mirası antropologu Philip Kilbride kışkırtıcı kitabında zamanımızın çok evliliğini Amerikan toplumunun bazı dertlerine çözüm olarak önermektedir. Çok eşle evliliğin, bir çok vakada çocukların üzerindeki olumsuz tesirlerini önlemek için makul bir alternatif olarak hizmet göreceğini ileri sürüyor. O, bir çok boşanmaya Amerikan toplumunda yaygın olan evlilik dışı ilişkilerin sebep olduğunu iddia eder. Kilbride'ye göre çok kadınla evlenerek, evlilik dışı bir ilişkiyi son vermek çocuklar için boşanmadan daha iyidir. Ayrılık veya boşanmanın seçenek olarak düşünüldüğünde aile sayısının artması çocuklar için daha uygundur dahası, o çok eşle evlilikten kronik erkek azlığı sıkıntısı çeken yaşlı kadınlar ile erkek paylaşımına giren Afrika-Amerikalılarndan daha iyi fayda göreceğini söyler.
1987 yılında Berkley'deki California üniversitesinde öğrenci gazetesi tarafından gerçekleştirilen anket öğrencilere, California'daki muhtemel damat adayı kıtlığına karşılık, erkeklerin birden çok eşle evlenmesinin kanun tarafından izin verilmesini kabul edip etmediklerini sordu. Hemen hemen ankete katılan bütün öğrenciler çok eşle evliliğe izin verilmesini onayladı. Bir bayan öğrenci çok eşle evliliğin, tek eşle evlilikten çok daha fazla özgürlük verdiği için duygusal ve fiziki ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacağını ifade etti . Aslında, aynı tez Amerikada poligamiyi uygulayan çok az miktardaki fundementalist Mormon kadını tarafından da ileri sürülmekte. Onlar, eşlerden her biri diğerine yardım ettiği için poligaminin hem kariyer hemde çocuk bakımı açısından bir kadın için en ideal yol olduğuna inanırlar .
İslamda poligaminin bir karşılıklı rıza meselesi olduğunu da eklemek gerekir. Hiç kimse bir kadını evli bir erkekle evlenmeye zorlayamaz. Bunun yanında bir kadın kocasının başka bir kadınla evlenmemesini şart koşabilir . Diğer taraftan Kitabı Mukaddes bazen zorla poligamiye başvurur. Çocuksuz dul kadın evli olsa bile kendi rızası gerekmeksizin, kocasının kardeşiyle evlenmek zorundadır. (Tekvin 38:8-10)
Erkeklerle kadın sayısı arasındaki farkın az olmasından dolayı bu gün Müslüman toplumlardaki poligami uygulamasının az olduğuna işaret etmek gerekir. Bir kimse, İslam toplumundaki çok eşle evliliğin batıda evlilik dışı ilişkiden çok daha az olduğunu rahatça söyleyebilir. Başka bir deyişle, İslam dünyasında erkekler, Batıdaki erkeklerden çok daha sıkı monogamicidir.
Meşhur Hristiyan Evangelist Billy Graham şu gerçeğin farkına vardı: ?Hristiyanlık poligamiyle uzlaşmaz. Eğer günümüz Hristiyanlığı poligamiye izin vermezse kendi zararınadır. İslam sosyal problemlerin bir çözümü olarak poligamiye katı kurallar çerçevesinde insan tabiatına uygun olacak şekilde izin verdi. Hristiyan ülkeleri büyük bir monogami şovu yapıyorlar fakat gerçekte onlar poligamiyi uyguluyorlar. Hiç kimse Batı toplumunda metresin rolünü bilmiyor. Bu açıdan İslam temelden şerefli bir dindir. Eğer kendisini zorunlu hissediyorsa ikinci bir kadın almasına izin verir. Fakat toplumun ahlakını korumak için bütün gizli ilişkileri şiddetle yasaklar.
Bu gün dünyada gayrı müslim veya Müslüman bir çok ülkenin poligamiyi yasaklaması ilginçtir. Kadının rızası olsa bile ikinci bir eş almak kanunlara aykırıdır. Diğer taraftan bilgisi ve rızası olmaksızın hanımını aldatmak tam anlamıyla kanunidir. Bu tür çelişkilerin arkasındaki meşru hikmet ne? Kanun aldatmayı ödüllendirmek dürüstlüğü cezalandırmak için mi yapılır? Bu ?medeni' dünyamızın sırrına erilmez çelişkilerinden biridir.

Batıda Poligami
Orta çağlar boyunca Avrupadaki poligaminin kısa bir hikayesini meşhur bir batılı yazar tarafınan belirtildiği şekliyle arzetmeyi önemli görüyoruz. Bu kısa hikaye Batıyı poligamiden dolayı eleştirenleri, bütün kusurlarına rağmen Batıda olandan çok daha şerefli olduğuna ikna etmeli.
Will Duran Hstory of Civilization isimli kitabının 17. Cildinde Rönesans boyunca İtalyanın ahlaki durumuna dair ilginç bilgiler aktarır. Onun ?Morals in Sexual Relations? başlığı altında söylediklerinin kısa bir özetini vereceğiz.
Kısa girişinde o cemaatin ahlaki durumunu belirtmeden önce insanların doğal olarak poligam olduğuna işaret etmek gerekir. Oncak katı ahlaki sınırlamalar, yeterli derecede ağır iş ve fakirlik ile hanımın sürekli tetikte bulunması ancak kocayı monogam bir hayat yaşamaya zorlayabilirdi.
Rönesans'tan önce orta çağ boyunca zinanın yaygın olmadığını söyler. Orta çağ boyunca zina suçu ancak chivalry tarafından extenuated yapıldığı gibi Rönesans boyunca da ???????????????????. saygın ailelerin kızları bir yere kadar erkeklerden ayrılır, kendi aileleriyle görüştürülmez ve evlilik öncesi iffetin faziletleri öğretilirdi. Bazen bu talimaktlar aşırı derecede etkiliydi. Genç birkadının tacize uğradıktan sonra kendini boğduğu bildirilmiştir. Bu istisnai bir durum olmalıdır. Çünkü piskoposun biri onun iffetini anmak için ölümünden sonra heykelinin dikme zahmetine katlandı.
Evlilik öncesi ilişki önemli ölçüde olmalı, çünkü İtalyanın her kasabasında yasak ilişkilerden meydana gelme sayısız çocuk vardı. Gayrı meşru çocuk sahibi olmak gurur kaynağıydı, fakat bir tane saihp olmak utanç meselesi de değildi. Koca, genellikle evlilik zamanında gayrı meşru çocuklarının kendi çocuklarıyla birlikte yetişmesi için eşlerini ikna ededi. Gayrı meşruluk hiç kimsenin şöhretinde bir leke değildi. Dahası, papaza rüşvet vererek meşruluk belgesi kolayca abınabilirdi. Hukuki veya meşru (eligable) bir varisin bulunmaması durumunda, Naples Kralı Alfanso I'ün yerine Frante I'in geçtiği gibi kırallık dahil terekeye varis olabilirdi. 1459 yılında Pius II Bavaria'a geldiğinde hepsi de gayrı meşru olan yeti prenses tarafından karşılandı. Meşru erkek evlatlarla gayrı meşru erkek evletlar arasındaki rekabet Ronesans dönemi karışıklıklarının en önemli sebeplerindendi. Homeseksüellik açısından bakıldığında bu sadece eski Yunan geleneklerinin canlandırılmasıydı.
San Bernakdino bu tür sapıklıkların Naples'te okadar yaygın olduğunu gördü ki Sodomo'un akibetiyle tehdit edileceklerini düşündü. Artino Roma'da sapıklığın aynı çapta yaygın olduğnu buldu. Aynı şeyler fahişelik içinde geçerli. 1490 yılında Romada toplam 90000 kişinin 6800'ü kayıtlı fahişeydi. Elbette ki bu rakama gizli veya kayıtlı olmayan fahişeler dahil değildir. 1509 yılında yapılan istatistiklere göre 300000 bin kişilik şehir halkının 11654 tanesi fahişeydi. On beşinci asırda bir kız 15 yaşına kocası olmadan basarsa ailesinin temiz isminde bir leke kabul edilirdi. On altıncı asırda ?leke-rezalet yaşı' 17ye çıkarıldı ki kız çocukları yüksek eğitim alabilsinler. Geniş çaptaki fahişeliğin nimetlerinden faydalanan erkekler anca ilgili kadın önemli miktarda mehir vermeyi kabul ederlerse evliliğe meylederlerdi. Orta çağ sistemine göre koca ve kadının birbirlerin sevmeleri ve diğernin neşe ve üzüntüsüne ortak olması beklenirdi. Görünüşte çoğu vakalarda bu beklinti doğru çıksada zina hala yaygındı. Üst tabakanın evliliklerinin çoğu ekonomi veya politik kazançlar için düzenlenirdi. Çoğu erkek bu evliliği metres alma hakkları olarak düşünürdü. Kadın keyifsiz olsada duruma göz yumardı.
Orta tabakadan bazı kimseler zinanın hukuki bir eğlence olduğunu düşünürlerdi. Machiavelli ve onun arkadaşları bir birleriyle değişerek yaptıkları sadakatsizlik hikayesi hakkında bile rahatsızlık ihssetmezler. Bu tür vakalarda hanımı intikam almak için kocası gibi yapsada kocası onun davranışlarına göz yumar ve kıskançlık veya rahatsızlık hissetmezler.
Bu poligamiyi Doğunun affedilmez suçu kabul eden ve kanaatlerine göre bu insanlık dışı adetten dolayı zaman zaman onun climate'sini suçlayan kimselerin örneği... kendi climateleri söz konusu olduğunda eşlerine karşı sadakatsiz olmaya ve monogaminin sınırlarını aşmaya izin vermezler!...
Yeri gelmişken, iyi veya kötü Avrupalılar arasında hukuki bir poligaminin bulunmamasının Onu yasaklamayan İsanın diniyle hiçbir ilişkisi yoktur. Diğer taraftan bu, poligamiyi açıkça tanıyan Eski Alid'in kurallarınada uygundur. Böylelikle, biz aslında Hristiyanlığın poligamiye izin verdiğini ve eski Hristiyanların bunu uyguladığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla Avrupalıların yasal poligamiden uzak durmalarının başka sebep veya sebepleri olmalı...

Modern İnsan ve Poligami
Modern insan poligamiye bir kadına razı olduğu için değil de, /////////////////////////////karşdır. Günah ve sadakatsizlik poligamibinin yerini aldı. Bundan dolayı modern insan mali ve diğer.. kendine yeni sorumluluklar yükleyen çok eşliliğe karşı çıkmaktadır. Geçmişte, şehvet düşkünü bir erkek için günah imkanları sınırlıydı. Bundan dolayı o poligamiye başvurmak zorundaydı ve bir çok görevden kaçınmak yerine kadın ve çocuklarla ilgili belli sorumlulukları omuzlamak zorundaydı. Yeterli derecede eğlenme fırsatı bulan modern insan en küçük sorumluluklarını bile yerine getirme gereği duymaz. Bundan dolayı o poligamiye karşıdır.
Kendi eğlencesi için modern insan kadınları sekreter daktilograf olarak kendi arzuları için kullanmakta, masrafları cebinden bir kuruş ödemeksizin devletten ,kendi firması veya çalıştığı başka bir organizasyondan karşılar.
Modern insan bir, boşanma, nafaka veya mehir formalitesine maruz kalmaksızın birkaç günde bir metres değiştirir. M. Tshombe şiddetle poligamiye karşı çıksa da o her zaman yanında yılda bir defa değiştirdiği güzel ve genç kadınları bulundururdu.
Poligaminin şiddetli bir karşıtı olan Bertrand Russell'in hayat hikeyesinde büyük annesinin yanında iki kadının onun hayatında önemli bir rol oynadığını okuruz. Bri hanımı, Alice diğeri de sevgilisi Morrel. ?????????????????????????
Görünüşte Alice ile olan ilişkisine son veren Russell'in evlilik dışı aşkıydı. .. bir öğle üzeri bisikletle yazın dinlenme mekanına giderken artık Alice'yi sevmediğini hissettiğini de yazan bizzat odur.

Poligami yasak, Homoseksüellik serbest
İngiliz hükümeti Lord Russell'in tavsiyelerine göre hareket edip evlenmemiş kadınların problemini çözmek yerine tam zıt bir istikamette adım attı. Dahası, Homoseksüelliği yasal hale getirerek kadınları erkeklerden mahrum ettiler.
İngilizlere göre ikinci bir eş almak gayri insani bir davranıştır. Eğer ikinci hanım erkek olursa bunun bir mahzuru yok. Homoseksüelliğin yirminci yüzyılın gereklerine uyan şerefli bir uygulamadır. İngiliz etkililerinin kanaatine göre birinci eşin haricindekiler bıyık sahibi olduğu müddetçe hanımların çokluğuna itiraz edilmez. Batı dünyası cinsel ve ailevi problemleri çözdüklerini ve bizim onları takip etmemiz gerektiği söylendi. Bu, problemleri nasıl çözdüğünü gösterir.
Batının bu eylemi hiç şaşırtıcı değil, çünkü bu Batının gittiği yolun mantıki sonucudur.
Şaşırtıcı olan, bizim insanlarımız, özellikle de okumuş kimseler, özgür düşünce ve problem analiz etme gücünü kaybettiler. Onlar şahsiyetlerini kaybettiler. Onlar çok saf..eğer ellerinde elmas olsa ve dünyanın diğer tarafından birisi ceviz olduğunu söylese elması atarlar. ????????????

İSLAM VE POLİGAMİ
İslam poligamiyi icat etmediği gibi, bazı sosyal problemlerin çözümü olmadığı için yasaklamadı da. İslam sadece bu eski adeti ıslah etti.
Sınırları
İslamdan önce bir kimse sınırsız sayıda hanım alabilir ve bir harem kurabilirdi. İslam bir maksimum limit getirdi ve dörtten fazla eş almasını yasakladı. İslamı kucakladığı dönemde dörtten fazla hanıma sahip olanlar fazla hanımlarını boşamaları istendi.
İlk öslam tarihinde bu türinsanlarla karşılaşırız. Ghaylan bin Aslamah isminde bir adamın on hanımı vardı.. Nawfal bin Muaviyah'in beş hanımı vardı. Allah Rasulü dörtten fazlasını bırakmasını emretti.
Şia geleneğide İmam Sadik zamanında bir Zoroastrianın İslamı seçtiğini yazar. Yedi tane hanımı vardı. İmama hanımlarına ne yapacağı soruluncaİmam üçünden ayrılması gerektiğini söyledi.

Adalet ve eşit muamele
İslam tarafından getirilen diğer bir reform ise bütün eşlere eşit muameledir. İslam hanımlara veya çocuklarına karşı herhangi bir ayırım yapılmasına izin vermez. Kuran açıkçı: ?Eğer adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız o zaman biriyle yetinin? (Nisa 4:3)
İsalm öncesi dünya ne çocuklar ne de eşler arasında eşit muameliyi gözetirdi. Biz Christenson ve diğerlerinin Sasanian döneminde poligaminin mutat olduğuna dair sözlerini aktardık. Eşlerden biri veya birkaçı gözde olarak isimlendirilir ve bütün haklara sahipti. Hizmetçi-hanımlar olarak isimlendirilen diğerleri daha az yasal haklara sahipti. ???????????????
İslam bu tür adet ve gelenekleri yasakladı. İslam kocanın eşlerinden veya çocuklarından her hangi brinin küçük görülmesine izin vermez
Will Durant Hstory of Culture Sayı !'de şunları söyler:
?bir insan servet biriktirdiğinde bütün çocukları arasında paylaştırılacağından, onların her birinin küçük bir parça alacağından karkardı. Bundan dolayı, gözdeleri ile diğer metreslerinin çocukları arasında bir ayrım yapıp gerçek hanımlarının çocuklarının kendisine mirasçı olması hpususunda endişelenirdi?
bu da gösteriyor ki eski dünyada eşler ve çocukları arasında ayrım yaygındı. Fakat Wull Duran şaşırtıcı olarak ekler: ?Bu uygulama Günümüze kadar Asyada devam etti. Tedricen gerçek hanım biricik hanım statüsünü aldı. Diğer kadınlar ya kayboldu veya gizli metresler haline döndü?
Will Durant İslamın 4 asır önce çocuklar arasında ayrımı kaldırdığını farkına varamadı veya varmak istemedi. Bir gerçek hanım ve birkaç gizli concubineler almak bir Asya değil Avrupa adetidir.
İslamın poligami sahasında tanıştırdığı ikinci reform kadınlar ile çocukları arasında her hangi bir ayırımın kaldırmasıydı. Eşler arasında her hangi bir tercihe izin verilmez. Bu konuda bütün fakihler ittifak halindedir. Sadece birkaç küçük fıkıh ekolü kadın haklarını ayrım kokacak şekilde tefsir etmişlerdi. Fakat onların görüşlerinin Kuran metinlerinin doğru bir tefsiryle çeliştiği de inkar edilmez. Şia ve Sünniler tarafından rivayet edilen bir hadiste Yüce Peygamber şöyle buyurmuştur: ??????????????????????
Adalet en büyük ahlaki erdemdir. Adalet ve eşit muamele şartını istemek kocanını en yüksek ahlaki özelliklere sahip olmasını gerektirir.
Biz hepimiz Yüze Peygamberin Medinedeki son on yıllık dönemde birkaç kadınla evlendiğni biliriz. Bu dönem İslami savaşlar dönemiydi ve bu dönemde kendilerine bakacak kimsesi olmayan kadınların sayısı fazlaydı. Peygamberin hanımlarının çoğu dul veya yaşlıydı. Onlardan birçoğununda önceki kocalarından çocukları vardı.
Onun sadece bakire olarakevlendigi kadın Ayşeydi ki, O sürekli kendisine peygamberden başka hiçbir kocanın değmemesiyle diğerlerine karşı övünürdü.
Yüce Peygamber kendi hanımlarına katı bir eşit muamelede bulundu ve onlar arasında hiçbir ayrım gözetmedi. Urve b. Zübeyr Ayşenin yeğeniydi (kız kardeşinin oğlu). O teyzesine Yüce Peygamberin hanımlarına karşı nasıl muamele yaptığını sordu. Hz.Aişe hanımlarına karşı adalet ve tam bir eşitlikle muamele ettiğini söyledi.
O eşlerinden hiç birini diğerine tercih etmedi. Hemen hemen her gün eşlerine uğradı ve onların hal ve hatırlarını sordu. Gecelerin nöbetleşe olarak hanımlarından birinin yanında geçirdi. Eğer kazara başka bir hanımıyla geçirmek istediyse, sırası olan hanımına geldi ve onun iznini aldı. Eğer izin verilirse gider yoksa gitmezdi. ???????????????????
Vefat edeceği son hastalğında, yürümeye mecali yokken bile Hz. Peygamber eşlerine karşı eşit muamele prensibinine uymaya özen gösterdi. Yatağı günlük olarak bir odadandiğerine taşındı. Sonunda bütün hanımlarını çağırdı ve onlartan bir odada kalmak için müsaade istedi. Onların izniyle Hz Aişenin odasında kaldı.
İki eşinin olduğu zaman Hz Ali ????????????
İslam adalet ve eşit muamele ilkesine o kadar önem verir ki, kocanın ve ikinci hanımının evlilikleri sırasında, ilk eşle aynı şartlarda yaşamayı kabul eden ikinci eşin şartlı evlenmelerine eğgel olur. Bunun manası sıkı bir eşitliğin kocanın vazifesi oldu ve eşlerinde birisiyle önceden yapmış olduğu anlaşmayla bu sorumluluğundan vazgeçememesdir. İkinci hanımın yapacağı bütün şey politik sebeplerden dolayı kendi haklarından bazısını forego etmektir.onun gibi, ilk eşte politik sebeplerden dolayı kendi haklarından vazgeçe bilir fakat formally o haklarından vaz geçemez.
İmam Bakır' bir defasında karşılıklı anlaşarak kocanın eşlerinden birisini haftada veya ayda bir defa ziyaret etmesi veya eşlerden birinin nafakasının diğerine eşit olmaması şart koşulup koşulamayacağı sourldu. İmam eşlerden birinin izni dahi bulsa bu tür şartların geçersiz olduğunu bildirdi. Evlilik faziletiyle eşlerden herbiri evlilikten doğan hakların hepsine sahiptir., kocasını menmun etmek veya başka sebeplerden dolayı olsun, Onun bütün yapacağıevlilikle oluşan haklarından bazılarını forego etmektir.
Bütün bu katı ahlaki şartlarla poligami zevklerin peşinde koşma aracı olmaktansa bir vazife haline geldi. Zevk ve zamparalık mümkün olsada ??????????. disiplin adalet ve grev meseleri olan yerde müstehcenliğe yer olmaz.
??????????

Adaleti gerçekleştirememe endişesi
Adil olmak gerekirse, Poligamiyle ilgili İslamın koymuş olduğu şartlar içinde letter ve spirit arayanların sayılarının az olduğunu söylemek gerekir. İslam hukukuna göre, bir kimse su kullanmanın kendisine zarar vereceğine karar verirse namaz için yıkanmasına gerek olmadğı gibi eğer oruş tutmanın kendisine zarar vereceğine inanırsa oruç tutmaya devam edemez. Gusletmek veya oruç tutmak kendilerine zarar verdiği için gusletmesi gerekip gerekmediğini veya oruç tutup tutmayacağını soran bir çok insanla karşılaşmıssındır. ???????????. bu tür insanlar gusletmemeli ve oruç tutmaya devam etmemeli.
???????????????

BOŞANMA

Çağımızdan başka hiçbir çağ ailenin parçalanması tehlikesi ve kötü sonuçları üzerine çok önem göstermedi ve yine hiçbir çağ böyle bir parçalanmasını sonuçlarıyla bu denli yüz yüze gelmedi

Modern hayatta boşanmaların artması
Geçmişte boşanma problemine, onun sebepleri ve zararlı sonuçları yeterli önem verilmediği gibi onun önlemek için hiçbir plan kurulmasada boşanma olayları few and far between'di. Geçmiş günümüz arasında fark şüphesiz poşanmayla sonuçlanan sebeplerin artmasıdır. Sosyal hayat öyle bir dönüş yaptı ki aile bağnı koparma ihtimali fazlalaştı. Bundandolayı da aydınların ve duyarlı insanların çabaları sonuçsuz kaldı. Maalesef gelecek daha çok tehlike vaad ediyor.
Ameri dergisi ?Nwsweek' ?Amerikada boşanma' ismindeki ilginç makalesinde; Amerikada boşanmanın taksi tutmaktan daha kolay olduğunu yazar.
Newsweek boşanmaya dair iki atasözünün Amerikalılar arasında daha iyi bilindiğini de yazar. Bunlardan biri 400 yaşında olan; ?karı koca arasındaki en zor uzlaşma boşanmadan daha iyidir? atasözü, diğeride taban tabana zıt görüşü temsil eden yirminci yüz yılın ikinci yarısında ivme kazanan ?ikinci aşk ilkinden daha hoştur? atasözü.
Makale ikinci atasözünün Amerikada daha işler olduğunu gösteri. Boşanma hayali sadece yeni evlileri değil hatta annelerini ve uzun zaman önce evlilire bile cezbetmekte. İkinci dünya savaşından bire boşanma vakaları yıllık 400000'den az olmadı. Boşanmayla sonuçlanan evliliklerin %40'ı on yıldan fazla dokunulmadan kaldı ve %13 ü ise 20 yıl. İki milyon boşanmış kadının ortalama yaşı 45'tir. Onlardan %62 boşanma zamanında 18 yaşından küçük çocuğa sahipti. Gerçekte bu kadınlar özel bir nesli teşkil eder.
Gerçi boşandıktan sonra Amerikan kadını daha özgür hissetse de genç veya orta yaşlı, boşananlar menmun değil. Onların mutsuzluğu psikologlara giden veya alkole başvuran kadınların sayısının sürekli artmasıyla ölçülebilir. Boşanan her dört kadından biri alkoliktir. Bu kadınlar arasındaki intihar oranları kocası olan kadınlardan üç kat fazladır. Bir kadın boşandıktan hemen sonra hayatın gül yatağı olmadığını anlar. İnsan ilişkilerinin en güçlü şekli olan evlilik bağına son veren kadınlar hakkında dünyanın iyi fikir beslemesi çok zor. Toplum böyle bir kadına saygı duyar hatta onu kıskana bilir fakat başkasının hayatına girip ona mutluluk getiren birisi olarak bakmaz.
Makalede sürekli artan boşanma vakalarının eşler arasındaki mizaç uyuşmuzluğundan mı yoksa diğer nedenlerden olduğu soruldu. Yazar yeni evli çiftlerin ayrılmasına mizaç uyuşmazlığının sebep olduğu kabul edilse bile uzun zaman evli bir hayat sürmüş çiftlerin durumlarının nasıl açıklanamayacağını söyler. Boşanmayla ilgili Amerika kanunlarının sağladığı kolaylıklar göz önünde bulundurulduğu zaman 10 veya 20 yıl sürmüş evliliklerin ayrılıkla sona ermesinin sebebinin uyuşmazlık olduğu söylenemez. Gebelik önleyici haplar döneminde, onlarla ilgili cinsel devrimler ve ilerlemeler, ----- bir çok kadın evlilik hayatının istikrarı için keyif ve haz tercih edilebileceğine inanmakta. Yıllarca birlikte yaşamış, çocuk sahibi olmuş ve birbirlerinin neşe ve üzüntülerini paylaşmış kadınların, kocanın durumunda mali veya konvensiyonal bir değişiklik olmasa bile kadınların boşanmaya uğraştıklarını görürsün. Bunun sebebi kadın daha düne kadır hayatın sıkıntısına tahammül etmeye istikli iken artık isteksizlemşmesidir.
Boşanma vakalarındaki artış Amerikayla sınırlı değil. Her nerde modern Batı yaşam tarzı önemli ölçüde nüfuz etmişse, boşanma vakaları artmıştır. Doğuda bile büyük modern şehirlerdeki boşanma oranı küç kasabalar ve kırsal kesimden çok daha yaygın.
BirFransız gazetesi California'daki 200 den fazla restoran ve cabaret house'lerin üstsüz kadın garson çalıştıdığını yazar. Los Angeles ve San Franciscoda üstsüz yüzme takımlarının iş elbisesi olarak kabul edilmiştir. NewYork'ta bir çok Cinema slanlarının sadece sex filimlerini göstermekte ve girişlerinde çıplak kadın posterleri sergilenmekte. Flimlerin isimleri şu türdün; ?Eşlerini değişen erkekler?, ?Ahlaksız kızlar? ?hiçbir şeyi gizlemeyen elbise?. Kütüphanelerde kapağında çıklapk kadın resmi bulunmayan bir ka kitap ancak vardır. Kılasikler bile istisna teşkil etmez. ?Amerikan kocalırn seksüel tutumları?, ?Batı erkeğinin seksüel eğilimleri?, ?20 yaş altı genç erkeklerin seksüel eğilimleri?, ?en son bilgilere dayalı yeni seksüel metodlar? türü başlıklar çok yaygın.. Fransız gaztesindeki makalenin yazarı şaşkınlık ve endişeyle soruyor: ?Amerika nereye??
Bu tr ortamlarda eğer bir amerikalı kadın itidaliden ayrılıp zevk ve eğlence peşinde koşmayı ailesine ve kocasına sadakate tercih ederse suçlanacak kendisi değildir. Suçlanması gereken bizzat kutsal aile sisteminin köklerini sarsan bu sosyal atmosferdir.
Çağımızın liderleri bir taraftan boşanma vakalarını teşvik edip aile birliğinin dağılmasına taraftar olurken hızla artan boşanma oranlarındanda yakınmaları çok şaşırtıcıdır.

Beş teori
Şimdi de prensip olarak boşanmanın iyi veya kötü olduğu üzerinde duralım.
Sorun aile hayatının dağılması pahasınada olsa sonuna kadar kapıyı boşanmaya açmanın iyi veya kötü olduğudur... Eğer iyiyse, o zaman boşanmaların artmasının hiçbir zararı yoktur. Eğer tavsiye edilmezse boşanmaya tam bir yasak konulması ve evlilik birliğinin ebedileştirilmesi tavsiye edilirmi? Üçünçü bir seçenekte bazı durumlar kaçınılmaz olduğundan boşanma hukuken yasaklanmamalı fakat eşler arasındaki ayrılık ve anlaşmazlığın sebeplerini kaldırmak ve çocukların evsiz kalmalarını önlemek için toplumun elinden geleni yapması... eğer toplum bizzat kendisi boşanmayı netice verecek sebepleri teşvik ediyorsa hukukun bir şey yapamayacağı aşikardır.
Eğer boşanma tamamen yaaklanmayacaksa ne şeilde ona izin verilmeli? Boşanma hakkını kim kullanmalı, sadece kadın mı, erkek mi veya her ikisidemi? Son seçenek olarakta hem kadın hemde erkek evlilik bağını sona erdirmek için aynı prosedürümü kullanmalı, yoksa her bir cins ayri bir prosedürümü kullanmalı?
Boşanmayla alakalı hepsi bu beş teori:
1-Kanuni veya ahlaki bir sınırlama olmaksızın sınırsız şekilde boşanabilme. Evililğe ancak zevklerin peşinde koşma olarak bakan ve ona her hangi bir kudsiyet atfetmeyip ev ve ailenin sosyal değerini göz önüne olmayanlar var. Evlilik bağı sona erip yenisiyle değiştirildiği zaman kadın ve erkeğin daha çok zevk alma imkanına sahip olduğunu düşünenler var. İkinci aşkın daha zevkli olduğnu söyleyenler bu teoriyi desteklerler. Bu teoride sadece ailenin sosyal değeri unutulmayıp, evlilik birliğinin sağladığı zevk ve tatminin istikrarıda unutulmuştur. Bundan dolayı bu teori çok çocukca ve olgunlaşmaşıtır.
2-evlilik kutsal bir girişimdir... güven ve intact bulunması gereken kalp ve ruhların biriliğidir. Boşanma kelimesi insan toplumunun sözlüğündün çıkarılmalıdır. Birbiriyle eğelenen kadın ve erkek ölümden başka kendilerini hiçbir şeyin ayıramayacağını bilmeliler.
Bu yüz yıllar boyunca Katolik rahibeler tarafından savunulan ve halada savunulmakta olan aynı teoridir.
Bu teoriyi savunanlar azalmaktadır. Şimdi İtalya ve Katolik İspanya ona bağlı kalmaktadır. İtalyada bile çoğu zaman kadın ve erkeklerin seslerine bu kanuna karşı yükselttiklerin resmen boşanmanın kabul edileceği birkanun için çaba sarfedildiğini işitiriz. Bir çok insan artık başarısız olmuş evliliklerinin sıkıntılarını daha fazla çekmeye tahammül edemekte.
Birkaç yıl önce şe Daily Express ?Marriage in italy means bondage for woman? isimli bir makale yayınladı günümüzde boşanmanın olmamasından dolayı italyada birçok insanın gayrı meşru cinsel ilişkiye başvurduğunu yazdı
Bir italyan gazetesi de boşanmanın yasaklanmasının İtalyanlar için büyük porblemler çıkardığını yazdı. Aynı sebepten dolayı onların bir çoğu İtalyan vatandaşlığından çıktı. Bir İtalyan ajansı kamu oyu yoklaması yaptığında kadınların %97si boşanmanın dini ilkelere ters olmasına rağmen olumsuz görüş beyan etmiştir.
Kilise hala kendi görüşüne yapışmakta ve desteklemek için kanıt sunmakta.
Evliliğin kutsal bir olduğunda ve sürekli olması gerektiğinde şüphe yoktur. Evlilik ancak eşler birbirleriyle işbirliği içinde olursa devam eder. kadın ve koca arasında karşılıklı anlayışın mümkün olmadığı durumlar vardır. Bu durumlarda evlilik bağı adına kanun gücü eşleri birbirine bağlı kılmak için kullanılmamalı. Kilesinin teorisi tam bir başarısızlıkla sonuçlandı. Kilisenin kendi görüşünü gözden geçirmesi imkansızdır. Bundan dolayı bu teorinin üzerinde daha fazla durmayacağız.
3-Evlilik birliğinin ancak erkek taraından sona erdirilebilir. Eski dünyada bir çok insan böyle düşünceye sahipti ama artık taraftarlarının olduğunu zannetmiyoruz.
4-Evlilik kutsal bir kurumdur ve saygındar, fakat belli şartlarda boşanma her iki eşede açık olmalı ve boşanma prosedürü ehr iki eş içinde aynı olmalı.
Ailevi hakların benzerliği kanaatinde olanlar, yanlışlıkla erkek ve kadınların haklarının aynı olduğunu savunanlar bu görüşü desteklerler. Bunlara göre aynı şartlar aynı sınırlar ve aynı kısıtlamalar hem kadın hem de erkek için geçerli olmalıdeadloktan çıkmak için aynı yollar erkeğe açık olduğu kadar kadına da açık olmalı. ????????????
5-Evlilik birliğinin kutsal olduğu ve evlilik hayatının saygınlığında, boşanmanın kötü bir şey olduğunda ve boşanmaya götürecek sebepleri ortadan kaldırmanın toplumun bir görevi olduğunda şüphe olmamasına rağmen, boşanma tamamen yasaklanamaz ve deadlok'tan çıkış kadın ve erkek için açık bırakılmalı. Fakat evliliği sona erdirecek prosedürler birbirine nazaran farklı olmalı. Boşanma erkek ve kadınının haklarının farklı olduğunun örneklerinden biridir.
Bu İslamın görüşünü temsil eden teoridir ve müslüman ülkeleri kısmen bunu takip ederler.

BOŞANMA (II)
Çağımızda boşnma bir dünya problemi haline geldi. Çünkü bütün şikayet ve yakınmalar onun hakkındadır. Kendi hukuk sistemlerinin boşanmayı tamamen yasakladığı kimseler başarısız ve uygunsuz bir evlilikten çıkış yolu olmadığı için şikayete ederken kadın ve erkek için boşanmayı sonuna kadar açanlarda boşanma vakalarının artamında, evlilik hayatının sarsılmasından ve boşanmanın zararlı sonuçlarından şikayet ederler. Sadece boşanma hakkını erkeklere verenler ise hoşnutsuzlukların iki şekilde açıklarlar:
İlk olarak bazı mean insanlar yıllarca süren bir evlilik hayatından sonra gençliklerin en güzel günlerini birlkte geçirdikleri eski karısını sadece yeni bir hanım alma isteğinden dolayı beklenmedik bir şekilde boşuyorlar.
İkinci olarakta bazı unchivalrous kimseler aralarında karşılıklı anlayışın bulunmadığı ve birleşik hayatı devam etme imkanı olmamasına rağmen hanımların boşamayı reddediyorlar.
Bazı sebeplerden dolayı kadın ve erkek arasındaki farklılık o tereceye ulaşıpta uzlaşma imkanının kalmadığı, pratikte ayrı bir hayat yaşadıkları çok sık olur. Bu durumlarda tek makul çıkış yolu pratikde ayrı olan ilişkilerinin yasal olarakta ayrılması ve her ikisine de yeni bir hayat arkadaşı seçmesine imkan tanımaktır. Fakat bazı erkekler hanımlarını taci edip onların evlilik hayatından mahrum etmek için onları boşamayı reddediyor Kuranın deyimiyle onları ?muallakta' bırakıyorlar.
Bu insanlar kendi uygunsuz davranışları için İslami kanunları kullansalarda İslamın öğretilerinden çok uzaktalar. İslam öğretilerinin derinliği ve ruhuyla tanışık olmayan kimselere bu tür kimselerin davranışlar, islamın boşanmanın böyle olmasını istediği izlenimini verir.
Münekkitler islamın gerçekten erkeğin eşlerini istedikleri gibi taciz etmesini, bazan onulaı boşamakla bazende boşamayı askıya almakla ve aynı zamanda sadece kendi hukuki ve kanuni haklarını kullandıkları yönünde zihni tatminliğe sebep olup olmadığnı istihza ile soruyorlar.
Münekkitler bu tür eylemlerin adaletsizlik ve şiddetin göze çorpan bir örneği olarak tevam ettiğini söylerler ve ?eğer müslümanların iddia ettikleri gibi İslam hüküku adalet ve hakkaniyet üzere tesis edildiyse bu tür adaletsizliği önlemek için İslamın ne tür önlemler aldığını? sorarlar.
Bütür zulüm ve adaletsiz eylemleri olduğuda şüphe yoktur. Göstereceğimiz üzeri İslam bu tür durumlara önem verdiği gibi önlemek için de gerekli önlemleri öğretti. En önemli soru: ?Bu adaletsizlik ve zülmü önlemenin en uygun yolu nedir? Adaletsizlikler boşanma hukukunun yetersizliğinden mi kaynaklanma yoksa gerçek nedenleri başka yerlerde mi aranmalı? Künuni düzenlemelerle veya gerekli tedbirleri alarak bu tür adaletsizlikler önlenebilirmi?
İslam sosyal problemlerin çözümü ile ilgili kendine ait görüşü var. Bazıinsanlar yeni bir hukuki düzenleme veya olanların birini değiştirmek suretiyle problemin çözüleceğine inanır.ar. fakat İslam her kanunun bir sınırı olduğunun farkındadır. Ancak bu kanunlar dry contractual ilişkiler sınırında yaılırsa tesirli olur. Duygusal ilişkilerde olduğu gibi o tek başına çok bir şey yapamaz, biz başka önlemlerede başvurmak zorundayız.
Sonraları da işaret edeceğimz gibi, İslam kanun gücünü etkili olabileceği kadar kullanmıştır. Bu açıdan başarısızda olmamıştır.

İgnoble divorces (hoşolmayan boşanma)
Biz ilk önce günümüzün ignoble divorces problemini ele alalım.
Prensip olarak islam boşanmaya şiddetle karşıdır. Kullanışlı olmadığı müddetçe boşanmanın vuku bulmasını istemez. Ancak son çare olarak ayrılığın kaçınılmaz olduğu durmuda izin verir. Sık sık yeni bir hanım alıp eski hanımlarını boşayanlar İslam tarafından Allahın düşmanları olarak denounce olmuşlardır.
Yüce Peygamber Allahın sürekli hanımlıranı değiştiren erkeklerden ve kocalarını değiştiren kadınlardan hoşlanmadığını buyurmuştur. Bu tür insanlar Allahın düşmanıdırlar.
Yüce Peygambere Ebu Eyyub el-Ensarinin hanımını boşamaya karar verdiği söylenmişti. Peygamber kadını şahsen tanıyordu. Ebu Eyyub'un düşüncesinin haksız olduğunu da biliyordu. Şöyle buyurdu: ?Ummü Eyyub'u (Ebu Eyyub'un hanımı) boşamak deadly sin'dir?.
Hz Peygamber Cebarilin ????????????????/
İmam Sadk Hz. Peygamberin?Allahı evliliğen gerçekleştiği evden daha hoşnut eden, boşanmanın vaki olduğu evden daha kızdıran bir şey yoktur? dediğini rivyat eder:
Ebu Davud Süneninde Peygamberin ????????????????????? dediğini rivayet eder. diğer bir ifade ile Allah boşanmaya izin verdi, O en çok boşanmadan nefret eder.
İmamlarda mümkün olduğu kadarıyla boşanmadan çekinmişlerdir. Onların hayatlarında boşanma vakaları çok azdır. Onlar boşanmaya ancak çok muteber gerekçeler olduğunda başvurdular. İmam Bakır bir kadınla evlenmişti. Kadın onun gözdesi de olmuştu ancak, bir defasında kadının Hz Ali b. Ebi Talib'e düşman olduğunu ve kalbinde ona karşı kötü duygular beslediğnin farkına vardı ve onu boşamak zorunda kaldı.
O kadar sevmesine rağmen neden boşamak zorunda kaldığı şeklindeki bir soruya cevabende imam yanında Cehennem ateşinden bir parça olmasını istemediğini söylemiştir.

Natural laws in respect o marriage and divorce
Medeni bir toplumda bütün sosyal kuralların tertip edilmesinde esas alınacak tek tabii hukuk, özgürlük ve eşitlik hukukudur. Evlilik sözleşmesi açısından özgürlük ve eşitliğin genel ilkelerinin yanında tabiat, evlilik, dower, nafakat ve son aşama, boşanma durumunda göz önünde bulundurulması gereken kanunlar önermiştir. Tabiatı pas geçmenin hiçbir faydası yoktur. Alexis Carrel'inde işaret ettiği gibi biolojik ve diğer kanunlar astronomik kanunlar gibi katı, acımasız ve karşı konulamaz.

Marriage means attachment and union, and divorce means separation
Doğa evlilik kanunu erkeğin uygun bir kadın, kadınında büyüleyeceği ve saptıraccılğı şeklinde dizayn etmiştir. Erkek kadının vücuduna sahip olmak??????????????
?????????????????
????????????
?????????
??????
?????w
Natural position of man in şe domestic life
İslamın başkış açısından bir kadının sevmediği bir kocayla birlikte yaşamaya zorlanması çok altalcıdır. Kanun bir kadını sevmediği bir adamla birlikte olmaya zorlar fakat ????????????. hukuk bir adamı eşini desteklemeye zorlayabilir fakat sadık bir koca olmasını isteyemez.
Böylece erkeği sevgi ve bağlılığı azalında tabii açıdan evlilik hayatı etkisiz hale gelir.
Burada başka bir soru ortaya çıkar. Eğer kadının sevgisi azalırsa, evlilik hayatı etkilenirmi? Olduğu gibi devammı eder veya sona mı erer? Bozulmadan devam ederse segnini bulunmayışı koca açsından anısl evlilik hayatını bitirir de kadın açısından bitiremez?
Kadınla erkek arasında bir farklılık varmı? Eğer kadın tarafındaki sevgi eksikliği evlilik hayatını sona erdirirse, kadınlar da erkekler gibi boşanma hakkına sahip olabilirler.
Aslında evlilik hayatının başarılı olması karşılıklı attachment'e bağlıdır. Fakat önceden de zikrettiğimiz gibi erkeğin düşüncesi ile kadının düşüncesi arasnda fark var... biz bilim adamlarının bu konuya dair görüşlerini önceden zikretik. Doğa, kadının gerçek ve ebedi sevgisinin ancak erkeğin ona bağlılığının sonucunda ortaya çıkacağı şekilde ayarlamıştır. Kadının bağlılığı, erkeğin ona bağlılğı sonucunda olur. Doğa onların karşılıklı sevgisinin anahtarını kocanın kontrolüne vermiştir. Eğer erkek kadını sever ve ona sadık olursa, kadın da erkeği sever ve ona sadık kalır. Fakat bir kadının ?????????
Elbette ki bu kadının ilgisizliği ahlaksızlğından veya erkeğin zulmünden kaynaklanıyorsa... eğer erkek zülme gösterirse durum değişir. ?????????
Her halükarda erkek kadının vücuduna kadında erkeğin kalbine ihtiyaç duyar. İkisi arasındaki fark budur. Eğer kadın kocasının samimi koruyuculuğundan ve içten sevgisinden hoşlanmıyorsa evlilik onun için çekilmez olur.

Views of a lady psychologist
Yakın zamanlarda psikoloji doktorasına sahip, Pariste bir hastanede Psikiyatrist olarak çüalışan bir bayan Fransız psikologunun bir makalesi yayınlandı. Kadın üç çocuk annesi.
Bu makalesinde o nasıl bir halime veya nursing kadının kocasının şefkat ve sevgisine ihtiyaç duyduğunu güzel bir şekilde açıklar:
O şöyle söyler:
Bir kadın anne olacağını hissettiği andan itibaren kendi vücudunu incelemeye başlar. Özellikle ilk çocuğunu beklediğinde kendi vücuduna bakar ve onu koklar. Sanki kendisine yabancıymış ta kendini ilk defa keşfediyormuş gibi çok meraklı hisseder. Kardında küçük çocuğunun ilk hareketlerinin hissettiği zaman vücudunun sesini dikkatle dinlemeye başlar. Kendi vücudunda başka bir varlığın olması onu o kadar mutlu eder ki inziva veya emekliliğe ayrılmış gibi hisseder... daha dünyaya gelmemiş minnacık yavrusuyla başbaşa kalmayı ister.
Eşlerinin hamileliği süresince erkeklerin yapması gereken önemli görevler vardır, fakat maalesef onlar çoğunlukla bu görevlerinden kaytarırlar. Geleceğin anneleri, eşlerinin kendilerini anladığını, sevdiğini ve koruduğunu hissetmek ister. Aksi taktirde, karnının şiştiğini, çekiciliğini kaybolduğunun, sabah bulantılarının başladığında çocuk doğurmanın acılarından korkarak, bütün sıkıntı ve rahatsızlıklardan dolayı kendini hamile bırakan kocasını suçlamaya başlar. Hamilelik boyunca her zamankinden daha fazla eşinin yanında bulunması kocanın vazifesidir. Bütün aile, hanımın ve çocukların kendi porblemlerini açabileceği, üzüntü ve sevinçlerinı baylaşabileceği şefkatli ve anlayışlı bir baba bekler.konuşmaları manasız hatta sıkıcı bile olsa çok önemlidir.?
?Bir hamile kadın başkalırının kendi çocuğu hakkında konuşmasını çok ister. Bir kadın anne olmanın gururunu duyar. Fakat kocasının çocuğuna ilgisizliğinin farkına vardığı zaman, onun gurur duygusu pişmanlık duygusuna döner. Annelik ve hamilelik hastası olur ve onun için utanç kaynağı olabilir. Bu kadınların çocuk doğurmanın acılarını fazla çektikleri bilinmektedir. Anneyle çocuk arasındaki ilişki iki taraflı bir ilişki değil, üç taraflı bir ilişkidir... anne, çocuk ve baba. Babası hazır olmasa bile (boşanmada olduğu gibi), annenin ruh dünyasında önemli role sahiptir... annelik duygularında olduğu kadar onun düşünce ve tasavvurlarında da...
bunlar hem psikolog hem de anne olan bir aydının söyledikleri.

Duygu üzerine kurulmuş bir yapı
Bir kadın kocasının samimiyet, şefkat ve korumasına okadar bağlıdır ki onun ciddi işbirliği olmaksızın çocuk bile annesine karşı olan duyguları azalır. Kadın hayatın zorluklarına ancak kocasının yardımıyla katlanabilir. Böyle durumlarda, kadını kanun zoruyla kendini kabul etmeyen kocasına bağlı kalmaya zorlamak nasıl mümkün olur?
Bir taraftan erkek hanımına az ilgi gösterip kendi vahşi tohumlarını başka yerde ektiği bir atmosfer oluştururken bir taraftan da kanun zoruyla eşlerini kendilerini zorla kabul ettirmeye çalışmak istihza değilmi? Politika olarak, islam erkeğin sevebileceği bir kadın aramasını ister ve zorla bir kadını ona kabul ettirmeye çalışmaz.
Genel prensip olarak, sevgi, özveri ve samimiyetin bulundğu yerde kanuni cebir söz konusu olmaz. Bir erkek eşini sevmiyorsa, üzücü olabilir, fakat hiçbir kuvvet eşini sevmeye zorlayamaz.
Bunu bir örnekle açıklayalım. Toplu ibadetlerde ibadeti yaptıranın dindar olması ve onun dindarlığına followers'lerinin inanması şartı var. Bu durumda, lider ile cemaati arasındaki ilişki liderin dindarlığı, cemaatin de inanç ve sadakati üzerine kurulmuştur. Eğer cemaat, doğru veya yanlış, bir lidere olan inancını kaybederse bu ilişki kopar. Kanun bunun sürekliliğini garanti edemez. Bu bir duygu ve hassasiyet meselesidir... aynı şekilde hiçbir kimse başka birine güvenmeye zorlanamaz. bir ayininin lideri en takvalı dindar, en erdemli şahısta olsa başkalarını arkasında dua etmeye zorlayamaz. Bu açıdan mahkemede dava açmak çok saçma olacaktır. ??????????
Seçmen ile seçilenler arasındaki ilişki de aynıdır. İnsanlar güvendiği kimselere oy verirler. Ne kadar uygun da olsa bir kimseyi seçmediklerinden dolayı dava edilemezler.
Bu durumlarda yapılacak tek şey, insanları doğru bir şekilde eğitmek, eğitim seviyelerini yükseltmektir ki, dini vazifelerini ylerine getirsinler, bunun sonucunda belki takip edecekleri dürüst insanları bulurlar, sosyal görevlerini yerine getirirken de oylarına değecek insanı seçebilirler. Şans eseri ile olsa ????????????
Evlilikle ilgili vazifeler de yükarıda bahsedilen dini ve sosyal görevler gbidir. İslam aileyi tabii bir toplum kabul eder ve onun düzenli bir şekilde yürümesi için sıkıca takip edilecek belli bir prosedür önerir.
Bu prosedürü önermesi İslamın en büyük başarısıdır. Çünkü Batı şimdiye kadar ailevi proplemlerini halledemedi. Bu kadar da değil, proplemler katlanmakta her gün yeni proplemler eklenmekte. Allahtan ki, bilimsel araştırmalar sonucunda durum yavaş yavaş netleşmekte. Biz bir gün Batı dünyasının yavaş yavaş İslamın boşanmayla ilgili prensip ve anlayışını kabul edeceğine inanıyoruz. Fakat İslamın öğretilerinin bu gün uygulananlarla aynı olmadığına da inanıyoruz.

Conclusion
Bu zamana kadar yapılan tartışmalardan İslamın boyanmaya ve aile hayatının bitirilmesine karşı olduğu anlaşılır. O evlilik bağının dağılması tehlikesini önlemek için gerekli olan bütün ahlaki ve sosyal adımları atar, fakat ne zorlamaya ne de kanun gücünün kullanılmasına başvurur. Kanın gücünün erkeği, eşini boşamaktan vazgeçirmek ve hanımı da onunla birlikte yaşamaya zorlamak için kullanılmasına karşıdır. İslam butür adımların aile içindeki kadının konumuna uymadığını düşünür. Çünkü duygu ve hisler aile hayatının temel taşıdır.
Kocasının şefkat hislerinin sıcıklığını alan ve onu çocuklarına geçiren kadındır. Eğer koca eşine karşı ilgisini kaybederse, aile içi atmosfer soğuklaşır ve sönükleşir. Kadının çocuklarına karşı olan annelik hisleri büyük oranda kocasının kendisine olan yaklaşımına bağlıdır. Meşhur bir psikologa göre anne şefkati artma veya azalma anlamında bir güdü değildir. Kocasının hanımına karşı gösterdiği sevgi ve ilgi onun annelik duyguları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Kısacası, kadın, duygularını çocuğuna geçirebilmesi için erkeğin duygu ve şefkat hislerinden ilham alır.
Erkek dağa, kadın kaynağa çocuk ta bitkilere benzetilebilir. Kaynağın, çiçek ve bitkilerin sulanabilmesi için saf hayat veren su şekline soka bilmesi için dağdan yağmur alıp onu emmesi gerekir. Eğer dağa yağmur yağmaz veya toprak tarafında yağan yağmur emilmezse, kaynak kurur, bitkiler pörsür.
Yağmur toprağın bereketi ve bitkisel hayatın gelişmesi için hayati olduğu kadar, bir erkeğin eşine karşı olan his ve duyguları da enneleri kadar çocukların mutluluk ve refahı için gereklidir.
Kocanın his be duyguları aile hayatının baarısı için bu kadar önemliyken nasıl olurda kanun gücü ona karşı bir silah olarak kullanılabilir.
İslam, eski hanımını boşayıp ta yeni bir kadın almak isteyenlerin rezil hareketlerine şiddetle karşı çıkar. Fakat, İslama göre, unchivalrous man'i kendi isteğine karşın hanımıyla birlikte olmaya zorlamak ta çare değildir. Bu tür bir eylem tabii aile ahayatı hukukuyla bağdaşmaz.
Eğer bir kadın kanın zoruyla ve yürütmenin yardımıyla kendi kocasının evine dönmeye çalışırsa, onun eve yerleşmesiyle askeri işgal aynıdır. Bu durumda o evin hanımı olamayacağı gibi kocası ve çocukları arasındaki duygusal bağda olamaz ve sevgi ve ilgiye olan kendi duygusal ihtiyacını da karşılayamaz.
İslam boşanma vakalarının engellemek için gerekli adımları atmıştır, fakat bir kanun koyucu olarak aile sistemeninn merkezi olan kadını, istemediği unchivalrous man'le birlikte yaşamaya zorlamaz.
İslam tarafından alınan önlemler Batının yaptığı ve yapmakta olduğundan tamamen farklıdır. İslam sadakatsizlik ve licentiousness'a götüren faktörlere karşı savaşırken kadını da sadakatsiz bir erkekle birlikte olmaya zorlamak istemez. Fakat Batı sadakatsizliğe sebep olan etmenleri körüklerken, aynı zamanda kadını da sadakatsiz ve licentious bir kocayla yaşamaya zorlar.
İslam insanlık ve chivalry ruhunu ayakta canlı tutmak için bütün çabalarını severber eder ve bir unchilvalrous erkeği eşiyle birlikte yaşamaya zorlamasa da kısmen unchivalrous divarce'lerde engellenmesinde önemli ölçüde başarılı olmuştur. diğerleri bu noktaya dikkat etmeyerek, mutluluğu kanun gücünde ve süngüde arıyorlar ve nadiren başarılı oluyorlar.
Kadınların, uyuşmazlık ve Newsweek tarafından belirtildiği gibi zevek aşkından dolayı Batıda kadınlar tarafından boşanma davaları bir yana, orada vaki olan ve vaki olmakta olan ve kocanın licentiousness'endan dolayı vaki olan vakaların sayısı Doğudaki benzeri vakialardan çok daha fazladır.

Boşanmak Hakkı
Anti-İslami unsurlar tarafından yapılan propagandanın değerini kolayca tahmin edebilirsin. İslamın boşanmak hakkını, kadının özgür iradesini, hiçbir arzu ve özleme sahip olabileceğini tanımadığı için boşanma hakkının sadece erkeğe veriildiğini iddia ederler. Onların İslamın kadınları cansız nesneler kategorisine dahil ettiğini, canlı insanlar--------- söylerler. Bundan dolayı erkeğe kadın üzerinde mülkiyet hakkı vermiştir. Tabiatıyla bu tür haklar azat hakkını da içerir.
Biz İslam aile hukukunun erkeğin efendiliği, kadınında köleliği üzerine kurulmadığını açıkladık. İslamın felsefesi çok ince ve bu yazarların anlayacağı seviyeden çok yüksektir. İlahi ilhamla islam aile sisteminin structurene ve temelinin esasını kavramıştır. İlim İslamın 14 asır önce açtığı sırları daha yeni açıyor.

Delegation of şe right of divorce to wife
Şimdiye kadar sadece erkeğe ait olan tabii boşanma hakkını açıklamaya çalıştık. Fakat o kadın üzerindeki boşanma gücünden feragatte bulunabilir. Bu yetki devri bazı özel durumlar için umumi veya sınırlı olabilir. ??????????????//
Eski zamanlardan beri her hangi bir şekilde kocalarının davranışlarından endişe eden kadınların, böyle bir cümlenin evlilik sözleşmesinde yer alması ve kendilerine verilen gücün gerekirse kullanılması için ısrar ettikleri gelenek haline gelmiştir.
Böylece İslam hukukuna göre, kadın boşanmak hakkına doğal olarak sahip olmasa da evlilik birliğinin sözleşmeyle sona erdirilme hakkına sahip olabilir.
Bundan dolayı boşanma hakkının tek taraflı olduğunu ve islamın bunu sadece erkeğe verdiğini söylemek doğru olmaz.

Judical divorce
Mahkeme kararıyla boşanma evlilik birliğinin koca tarafından değilde hakim tarafından sona erdirilmesini ifade eder. ülkelerin büyük bir çoğunda boşanmayı ve elilik birliğini sona erdirmeye sadece mahkemeler yetkilidir. Bu sisteme göre her boşanma mahkeme kararıyla boşanmadır. ?????????????
Şimdi de İslam açasından yargıcın boşamaya karar verme veya bazı durumlarda ne kadar da istisnai olsa da boşanmaya karar verme hakkına sahip olup olmadığını açıklayalım.
Boşanma, hanımıyla olan ilişkisinin normal seyrinde devam etmesi için verilmiş, erkeğin tabii hakkıdır. Normal olarak, hanımıyla yaşamak isterse, kendisine ait olan bütün hakları bir darafa bırakarak, ona şefkatle muamele etmeli. Koca eğer düzgün bir şekilde hanımıyla yaşamayı imkansız görürüse, bütün üzerine düşenleri yerine getirerek ayrılır. Onun haklarının yanında ?????????????. Yüce Kuran şunları beyan eder: ??????????????? (2:236)
Fakat evlilik hayatının normal seyrinde devam edemeyeceği durumlar olabileceği gibi eşiyle birlikte mutlu bir şekilde yaşamayı istemediği gibi onu boşamayı da kabul etmeyen erkekler de olabilir.
Tabii boşanmanormal seyrinde devam eden tabii çocuk doğumuna benzetilebilir. ??????????

Are certain cases of marriage incurable like cancer?
Bu durumlarda boşanma kocanın isteği ve keyfine göre değildir.eğer bir adam boşanmaya razı olmazsa, kadın çaresiz, ıstırap çekmeye terkedilemez. Böyle vakalarda islam sessiz bir seyirci rolü oynamaz.
Bir çok kimse, islam açısından böyle bir durumun çaresinin olmadğını düşünmekle hata içindedir. Onlar bunu talihsiz insanları etkileyen kanser gibi düşünürler. Fakat, bu hastalıngın tedavisi ve alternatifi olmadğı için kadının ölünceye kadar acıya tahammül etmesi.......
Bize göre bu düşünce tarzı İslamın ilkelerine zıttır. İslam daima hakkı savunan bir dindir. Adil bir toplumun teşkili bütün peygamberlerin temel amacıdır. Yüce Kuran:? 57:25. And olsun ki peygamberlerimizi belgelerle gönderdik; insanların doğru hareket etmeleri için peygamberlere kitap ve ölçü indirdik; pek sert olan ve insanlara birçok faydası bulunan demiri var ettik? buyurur İslam dini böyle pervasız bir adalate müsaade etmediği gibi, onun cansere denk bir illete neden olacak bir kanun tesis etmesi de düşünülemez.
İslamın hakkaniyet dini olduğunu kabul ede bazı kimselerin bu tür görüşlere sahip olmaları esef vericidir. Eğer bir (blacak law' İslama yamanır ve kanser olarak kabul edilirse, diğer bazı ?crule' kanunları tetanoz, tüberküloz ve parlysis olarak düşünmenin haklı gerekçeleri olmasa gerek.
Bu tür iddialar İslam fıkhının temel prensibi adalet prensibine terstir.
Dahası, eğer basit bir operasyonla, kanseri yok etmek mümkünken, çabuk hareket edip hastayı bu hastalıktan kurtarmak akıllıca bir iş değil mi?
Bir kadın düşün... hayat arkadışı olarak bütün vakarıyla, erkekle birleşen bir kadın... fakat zamanla erkek ona ilgi duymayı kesiyor. Erkek onunla birlikte yaşamak istediği için değil, uygun bir koca bulmasını önlemek için,kendi gücünü kötüye kullanıp onu boşamıyor ve Kuranın ifadesiyle ?askıda' beklediyor... bu adam gerçekten kansere yakalanmıştır. Fakat bu kanser kolayca tedavi edilebilir ve bir operasyondan sonra hastanın tamamen iyileşmesi umulur. Bu operasyon ancak nitelikli bir hakim tarafından uygulanabilir.
Öncedende ifade edildiği gibi, bazı duyarsız kocaların hanımlarını boşamayarak bekletmesi ve böylelikle büyük bir haksızlığı neden olması toplumumuzun büyük proqlemlerinden biridir. ???????
Konu çok teknik olmasına rağmen bazı şeytan fikirli kimselerin şüphelerini izale etmek ve İslamın öğretilerini bu açıdan izah etmek içn meseleyi kısaca tartışmayı uygun gördük.

Deatlocks-çıkmaz-çözülemeyen problemler
Bazı çıkmazlar evlilik ve boşanma meselesine özgü değildir. Bu çıkmazlar mali problemlerle ilgili alanlarda da çıkabilir. Biz önce İslamın bu sahalardaki çıkmazlarla nasıl üstesinden geldiğine bakalım. Onları ortadan kaldırdı mı, yoksa tedavizi olgu olarak kabul mü etti?
İki kişi düşün.. miras veya başka bir şekilde mücevvher, yüzük, araç veya tablo gibi bölünmez bir şeye malik oluyorlar ve onlardan hiç birisi onu beraber ve sırayla kullanmayı istemediği gibi kendi hissesini diğer ortağına satmaya da hazır değil ve hiçbir formül üzerinde de uzlaşamıyorlar. Bu madde, diğerinin izni olmadan kullanamadıklarından dolayı bu madde israf oluyor. Bu durumda yapılaması gereken nedir? Böyle bir açmazdan İslamın çıkış yolu varmıdır?
İslam hukuku bu tür meseleleri çözülemez olarak düşünmez ve sahipliğin her hangi bir malın istifade edilmemesine gödürebileceğini kabul etmez. bu türvakalara müdahale ve her şey yerliy yerine koyması için mahkemeleri izin verir. Hüküm verilmek için meselenin arzedilmesini ilgili taraflar kabul etmeseler bile, mahkeme söz konusu malın kiraya verilmesini yada satılmasını emredebilir. Elbette ki kira veya satış ücrdi sahipler arasında paylaştırılır, fakat mahkeme onların rızası olsun veya olmasın bu kararı alabilir.
Bu tür vakalarda, israfı önleme prensibinin karışmasından dolayı mülküyet hakkı göz önünde bulundurulmaz. ??????????
Elmas, kılıç veya benzeri bir şeye sahip olan iki kişi düşün... onlardan hiç birisi kendi hakkını başkasına satmak istemiyor, fakat ikiye bölüp kendi haklarını almak üzere anlaşıyorlar. Gerçekten de elmas, kılıç veya araba parçalara ayrıldığı zaman kullanışsız olur ve değerini kaybeder. İslam böyle bir israfa müsaade etmez.....

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...