UÇAN AYAKKABILAR / Psikolojik Sorunlar
Delikanlı, ayakkabı fabrikasında bölüm şefi olmuş ve aylığına yüklü bir zam yapıldığı için, evlilik hazırlıklarında bulunmak üzere yeni bir daireye taşınmıştı. İki aydır burada oturmasına ve bazı günler defalarca içeri girip çıkmasına rağmen, komşular onu görmezden gelmişti. Ama zemin katta rastladığı çocuk farklıydı. Delikanlı, evden her çıkışında onu aynı pencerede buluyor ve gülümseyen gözlerle el sallayan çocuğa, avuç dolusu öpücükler gönderiyordu.
İlkbahar geldiğinde, delikanlı o güne kadar hep buğulu bir cam arkasından görebildiği küçük arkadaşıyla sohbet etme imkanı buldu. Artık havalar ısındığı için pencereler açılmış ve evler çiçek kokusuyla dolmuştu. Anlattığına göre, küçük çocuk annesiyle birlikte yaşıyordu. Almanya'da çalıştığı söylenen babası da, bir gün mutlaka dönecekti.
Delikanlı, yaklaşan bayram için çocuğa bir hediye vermek istediğinde, ona hangi tür ayakkabılardan hoşlandığını sordu. Çocuk böyle bir hediye beklemiyordu. Gözlerini uzaklara çevirip:
- Uçan ayakkabılardan isterim!. dedi. Dilediğim yerlere uçmalıyım onlarla.
Delikanlıya göre, çocuğun bir hayal dünyasında yaşadığı kesindi. Ama bütün küçükler hep böyleydi. Ayak üstü yaptığı sohbetlerde, o tür ayakkabıların sadece filmlerde olabileceğini söylediyse de, çocuk bu istediğinden vazgeçmedi.
Bayram günü geldiğinde, delikanlı birkaç değişik ayakkabı alarak onu görmeye gitti. Küçük çocuk, gelenin kim olduğunu çok iyi biliyor ve hediyesine kavuşmak için can atıyordu. Kapıyı büyük bir heyecanla açarak onu karşıladı ve tekerlekli iskemle üzerindeki felçli vücudunu dik tutmaya çalışarak:
- Uçan ayakkabılarından isteyip sizi masrafa soktuğum için özür dilerim!. diye gülümsedi. Ama babama, başka türlü kavuşmam mümkün değil ki!.
Okunma Sayısı: 0 / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?