Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Bir Sevgi Eylemiyle Harcanmamış Bir Gün Kaybedilmiş Bir Gündür / Psikolojik Sorunlar

Bir Sevgi Eylemiyle Harcanmamış Bir Gün Kaybedilmiş Bir Gündür

Sevmek için o kadar fırsatımız olmasına karşın dünyada o kadar az sevgi vardır ki. İnsanlar yalnız ağlamakta, yalnız ölmekteler. Çocuklara kötü muamele edilmekte, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçirmektedirler. Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç olan bir dünyada, yaşamımızdaki insanlara sadece sıcak bir kucaklama ya da uzatılan bir elden daha karmaşık olmayan bir hareketle yardım edecek büyük bir gücümüz olduğunu anlamak çok önemlidir. Avila'lı Teresa şöyle yalvarmaktadır: "Pek çok sevgi eylemine alıştırın kendinizi, çünkü bunlar ruhu tutuşturur ve eritir."

Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer yapmak için neler yaptığımızı düşünmek için en uygun zaman günün sonudur. Geceler boyunca aklımıza hiçbir şey gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi düşünmek için de uygun bir zamandır bu. Öyle çok büyük boyutlu şeyler yapmamıza da gerek yoktur; var olan basit şeyler üzerinde bir şeyler yapmak da yeterlidir: Etmediğimiz bir telefon, yazmayı ertelediğimiz o not, takdir etmediğimiz o iyilik. İş sevgiyi vermeye gelince fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz.

SEVGİ ANLAYIŞLA YAŞAR
Anlayış karşısındakinin görüşünü anlamaktır. Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran kuralı, anlayışın bir örneğidir. Bu, kişisel ilişkilerimizi güçlendirmeye yarayan çok kuvvetli bir insan huyudur.

Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir. Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir. Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız. Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz. Gerçek anlayış, ancak kendi dışımıza çıkabildiğimiz ve nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü anlamaya çalıştığımız zaman gelecektir.

Pek çok kere ilk görüşte kolaylıkla umursanmayacak ve unutulacak insanlara rastlamışımdır. Ancak, onlar hakkında daha çok bilgi edinmek için zaman ayırdığımda, hemen hemen her zaman onların davranışlarını kabul edilebilir bulmuşumdur. Bu da bana olumsuz önyargılarımın çoğu zaman ne kadar yanlış olabileceğini öğretmiştir.

Anlayış bir huy haline dönünce, artık o anın tutkusunun esiri değilizdir ve sevme yeteneğimiz sınırsıza ulaşacaktır.

GÜÇLÜKLERİ SEVGİYLE YENMEK
Karşılaştığımız güçlükler eylem gerektirir. Sevgi eylemi çözüm getirir. Sevgimizin gücü, sorunlarla ve düş kırıklıklarıyla nasıl başa çıktığımızda kendini gösterir. Yaşamımızda her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu olmak kolaydır. Ama yaşamın akışı değişip de geçici olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar.

Sevgi bize "Neden ben?" diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine, "Şimdi ne yapmalı?" demeyi öğretir. Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür, ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir. Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin nedeni değildir. Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...