Her şeyden önce çok güçlü olan “hayır” kelimesi kontrolsüz kullanıldığında tüm gücünü yitirir. Eğer ebeveynler kendilerine uygun olmayan durumlar için “hayır”ı kullanıyorlarsa çocuk bunu keşfettikten bir süre sonra anne- babayı zorlamaya başlar.
Bu nedenle ilk önce “hayır”ı hangi durumlarda kullanacağımız önemlidir. “Hayır” kelimesini sadece çocuğa uygun olmayan durumlar için kullanmak birinci basamaktır. Böylelikle çocuğa “senin iyiliğin-güvenliğin için bunu yapmana-almana izin veremem” gibi bir mesaj verilmiş olur.
“Hayır” kelimesinin gücünü korumak için zaman, zaman farklı jestlerde tercih edilebilir. Çünkü çok fazla “hayır” kelimesi çocukta engellenmişliğe ve öfkeye neden olabilir. Ailelerin bir davranış, tutum karşısında “hayır” demeden önce düşünmeleri önemlidir. Çünkü düşünmeden “hayır” dedikten sonra yasaklanan, yapılması istenmeyen davranışın yapılması çocukta kavram karmaşasına neden olur. Çocuk her durum için böyle bir değişimin olabileceğini düşünür ve istenmeyen davranışlar karşısında daha da inatçı tutum sergiler. Yarım “hayır” diye bir şey olmadığını unutmamak gerekir.
Çocuğa neden hayır denildiği açıklanmalıdır. Bu açıklamalar kısa ve net bir şekilde yapılmalıdır. Çünkü aksi takdirde çocuk karmaşık ve uzun açıklamalarda anne-babasını ikna edebilecek ayrıntıları yakalar ve bu sefer ısrarcılık beraberinde kaçınılmaz olur. Bazı durumlarda ise “ben senin annenim-babanım ve senin için bunun daha iyi olacağını düşünüyorum” şeklinde daha basit bir açıklama da verilebilir. Çünkü ısrarlar karşısında değişen ebeveynin tutumu çocuk için “ yeterince ısrar edersem onu ikna edebilirim” mesajı taşır.
Daha sonraki aşamada ise ebeveynlerin çelik gibi sinirlere sahip olması gereken, sabır aşaması gelir. Çocuğunuz sizin onun için daha iyi olacağını düşündüğünüz için hayır dediğiniz durum karşısında, sizi ikna çabalarına hatta “çileden çıkarma operasyonlarına” girişecektir. Sizin sakinliğinizi koruyarak ona neden hayır dediğinizi açıklamanız gereken süreç başlar. Bu süreçte siz konuşmaya başlayınca onların bağırmaları artabilir, davranışları hırçınlaşabilir ama ona sakinleşmesi için yer ve süre verin. Eğer markette, gezmekte aşırı davranışlar gösterirse ona seçenek verin “eve gidip sakinleşme ya da hemen sakinleşme” gibi ve zaman, zaman sizi de rahatsız edecek olan eve dönüşleri yapmanız gerekiyorsa da bunu bir dahaki sefere ertelemeyin. Önemli olan tüm bunlar olup biterken öfke, yorgunlukla baş edebilmek ve çaresiz olduğunuzu düşünmemektir. Çünkü ebeveynlerin birbirleri ile tutarlı ve kararlı bir tutum sergilemeleri çocuklara “ailesinin
onun iyiliği için yapmasını istemediği şeyleri” öğretir. Ailelerin burada dikkat etmesi gereken en önemli husus tutarlı ve kararlı davranışlarınız bir inatlaşmaya dönüşmemelidir. Çünkü inatlaşma çocuğa öğretebileceğiniz ileri boyutları tehlikeli bir tutumdur. Çocukla inatlaşma yerine çocuğun dikkatini dağıtıp, ısrarını azaltın. Tüm bunları yapabilmek hayal değil. Çünkü kimi çocuklar ebeveynlerinin dediklerini biraz zorlayıp, daha sonra kabul edebiliyorlarsa ve sizin çocuğunuz hayır dediğinizde kendini yerden yere atıyorsa davranışlarınızı, kendinizi sorgulamanız gerekir. Umutsuzluğa düşmeyin, bir uzman yardımı ile davranış programı hazırlanıp çocuğunuza “hayır”ı öğretmek mümkün...
http://www.egokisiseldanismanlik.com/cozumler-detay.aspx?id=21