Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Çocuk Sağlığına Oyunun Katkıları / Psikolojik Sorunlar
Oyun, çocuğun fiziksel, zihinsel, dil ve sosyal kapasitesinin gelişmesine fırsat vererek toplum içindeki sosyal rolünün, özdeşiminin ve kendini diğer bireylerden ayıran özelliklerin farkına varmasını sağlar. Çocuk oyun sırasında kendisini ve çevresiyle ilgili bilgileri ifade etme olanağı bulur.
Oyun, çocuğa kurallara uymayı, sorumluluk almayı, işbirliğini ve diğer insanlara saygılı olmayı öğretir. Ayrıca girişimci olma, tehlikeyi göze alma, karar verme ve problem çözme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olan önemli bir unsurdur. Bunların yanı sıra, oyun sırasında çocuğun kendisine güvenini geliştirme, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamada, kendi kendine yeterli olabilme gibi nitelikler kazandırır.
Çocuğun benlik gelişiminde ve sosyalizasyonunda oyun etkili bir gelişimsel süreçtir.
Oyun, çocuğun dikkatinin yoğunlaştırılması ve bunun sürdürülmesine olanak sağlar. Oyun sırasında dikkatini bir noktaya toplama deneyimleri yapan çocuk bunu günlük yaşantısına da aktaracaktır.
Oyun oynayan çocuk, zaman ve mekan kavramlarına ait bilgileri çok doğal bir ortam içinde öğrenir. Grup oyunlarında bekleme, devam etme, başlama, bitirme, gibi durumlar zaman kavramının yaşam içinde özümlenmesini sağlar. Ayrıca, bahçede, sınıfta değişik köşelerde yapılan etkinlikler de mekan kavramının gelişimini destekleyici niteliktedir. Bunların yanı sıra, çocuk oyun içinde oyun materyallerini değişik durumlarda kullanarak, renkleri birbirine karıştırarak, nesneleri bir kaba doldurup boşaltarak materyallerin niteliksel ve niceliksel özellikleri hakkında bilgi edinir.
Oyun Tercihini Etkileyen Faktörler
Oyun gelişimini etkileyen faktörler( yaş, sosyoekonomik düzey) aynı zamanda oyun tercihini de etkilemektedir. Bunlardan başka çevre düzenlemesi, materyal seçimi, eğitimcinin fonksiyonu, çocuğun oyun tercihini etkileyen diğer faktörlerdir.
Çevre Düzenlemesi ve Materyal Seçimi
Oyun, doğal, planlanmamış ve açıkça yapılandırılmamış etkinliklerse de, oyun aracılığıyla rastlantısal ve planlanmış öğrenmenin oluşması için, çocuğun yararlanabileceği şekilde çevrenin organizasyonu ve uygun materyal seçimi içeren bir hazırlığın yapılması gereklidir.
Oyun ortamı çocuğun güven duyabileceği ve kolayca maniple edebileceği şekilde düzenlenmelidir. Çocuğun yetenekleri ilgileri ve gelişim düzeyi doğrultusunda, fizik ve zihin gücünü geliştirebilecek bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun kapasitesi gözönünde bulundurularak ne aşırı uyarıcı yüklü, ne de potansiyelini kullanabileceğinden az uyarıcılı olmalıdır.
2.Çocuğa Ait Özellikler
Çocuklar, kendi kendilerine oynarken ya da arkadaşlarıyla oynarken, YAŞ ve CİNSİYET' leriyle ilişkili olarak, zihin, fizik özelliklerine göre oyuncak seçerler. Çocuklar cinsel kimliklerinin bilincine vardıkları dört yaşından itibaren cinsiyet tipli oyuncakları seçerler.
Oyun gelişimini etkileyen faktörler;
1 - Yaş: Çocuğun yaşı, oynanan oyun tipini etkileyen en önemli faktördür. Oyun, dil, zihin, sosyal ve motor gelişim özelliklerinin yansıtıldığı bir aktivitedir. Dolayısıyla oyun, çocuğun yaşına paralel olarak bir değişim ve gelişim göstermektedir. Oyun oynama sürecinde çocuk, sosyal bir birey olarak tek başına oyundan, sosyalize olmuş oyuna doğru bir geçiş sergiler.
2 - Cinsiyet: Kız ve erkek çocukları aynı gelişimsel oyun aşamalarından geçmektedir. Kız ve erkek çocuklarının oyun davranışları arasındaki tek fark, cinsiyetlerine özgü oyun tipini daha fazla tercih etmeleridir. Örnek olarak, kız çocukları daha çok sembolik oyunu, erkek çocukları ise daha çok yapı-inşa oyunlarını tercih etmeleri verilebilir.
3 - Sosyo-ekonomik düzey: Çocukların oyunlarının gelişimi, sosyo ekonomik düzeylerinden etkilenmektedir. Oyun, iyi organize edilmiş zengin uyarıcılı çevresel koşullarda normal gelişimini gösterebilir. Aksi tekdirde, çocuğun gelişimine, dolayısıyla da oyunun gelişimine ket vurulmuş olur.
3. Materyale Ait Özellikler
Değişik amaçlar için kullanılabilecek çok fonksiyonlu olmalıdır.
Çocuğun ilgisini çekecek renk, boyut ve yapıda olmalıdır.
Dayanıklı, sağlam olmalıdır.
Çekici olmalıdır. Bu dikkati yoğunlaştırma ve hayal gücünü motive edici bir özelliktir.
Çeşitli gelişim alanlarını birden destekleyebilecek zengin uyarıcıları içermelidir.
Çocuğun farklı deneyimlerine fırsat vermek için, oyun materyalleri hem gerçek hem de bunların minyatürü olan iki boyutlu örneklerden seçilmelidir.
Materyalde yenilik özelliği de önemlidir. Sürekli aynı materyalde oynayan çocuk için materyal çok fonksiyonel olsa bile ilk cazibesini kaybeder. Bu nedenle materyallerin belirli zamanlarda değiştirilmesinde yarar vardır. Çocukların yararlanabilecekleri oyun materyallerini aşağıda belirtildiği gibi gruplandırmak mümkündür.
1- Büyük kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri;Tırmanma aletleri, itme ve çekme aletleri, büyük toplar, yuvarlanma minderleri, bloklar, bisiklet.
2- Küçük kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri; çeşitli renkli kağıtlar, makas, dikiş panoları, boncuk, ip, manupulatif oyuncaklar, boş kutular.
3- Duyu ve kasların gelişimini destekleyen oyun materyalleri; Farklı özelliklerdeki dokunma panoları, yıkanabilir, kırılmaz bebekler, ses çıkaran oyuncaklar
4- Belleği çalıştıran, problem çözme becerisini geliştiren oyun materyalleri; Yap-boz, takmalı, sökmeli oyuncaklar, ip ve boncuk, halka, anahtar, kilit, ayna, büyüteç, mıknatıs, boncuklu hesap tahtası, kitaplar.
5- Dramatizasyon materyalleri;Mesleklere özgü giysiler, takılar, mutfak malzemeleri, temizlik malzemeleri, kuklalar
6- Duyu ve düşünceyi açığa çıkaran yaratıcılığı geliştiren oyun materyalleri; boya kalemleri, tebeşir, fırça, kum, hamur, kil, tahta, çekiç, çivi, müzik aletleri, artık materyaller.
Çocuk yaşının özelliklerine uygun materyali kullanma eğilimindedir ve materyalin kullanılması da gelişimsel bir takım adımları kapsar.
Çocuk altı aydan itibaren tek bir nesneyle oynar, sonra farklı iki nesneyle ilişki kurar ya da iki nesneyi bütünleştirir. Daha sonra benzer objeler arasında ilişki kurar ve son olarak sembolik amaçlar için onu kullanabilir. Böylece çocuk kullandığı materyale farklı bakış açıları getirerek çevresiyle ilgili farklı bilgilerini yansıtabilir
Yedi aylık bebek, görme ve dokunmayla ilgili görsel ve dokunsal deneyimler ile objeleri manipule eder ve objeleri ağzına alarak tanımaya çalışır. Onüçüncü ayda materyalin fiziksel fonksiyonuyla ilgilenir, onsekizinci aya doğru iki obje ile basit fakat önemli zihinsel fonksiyonlu ilişkiler kurabilir. Nesnenin manipulasyonu zihinsel gelişimin bir göstergesidir. Ve erken çocukluk döneminden itibaren gözlenen bu manipulasyon davranışları, ilkel oyun davranışlarının temeli olarak düşünülmektedir.
Çocuk, bir nesneye göre gösterdiği tepkiyi, diğer bir nesneye de aktarabilmeyi başarmışsa materyalle sembolik düzeyde oynayabiliyor demektir.
Çocuğun materyali sembolik düzeyde kullanması, tasavvur yeteneğinin gelişmiş olmasını gerektirir. Bu, dış dünyadaki eylemlerin içte temsil edilmesidir. Çocuk iki yaşına kadar yeni durumlara deneme yanılmalarla uyum sağlar. İki yaşından sonra çocukta tasavvurlu düşüncenin ürünü olarak anlama gelişmeye başlar, olayları kendine göre zihninde canlandırabilir. Ancak bu zihinsel olgunlaşmayla birlikte herhangi bir nesneyi başka bir nesnenin yerine geçecek bir kullanım ortaya çıkar.
Sembolik oyun gelişiminin ilk dönemlerinde, asıl nesne ile nesnenin yerine geçecek nesne arasında fiziksel olarak benzerlik gözlenmektedir. İleri aşamalarda, iki nesne arasında bir benzerlik olmasa da çocuk hayal gücünü kullanarak, ilk defa karşılaştığı nesneyi zihnindeki eski şemalar içinde değerlendirir ve yeni bir durum içinde sembolik anlamda kullanabilir..
4. Oyun Sırasında Eğiticinin Rolü
Çocuklar arasında bireysel farklılıklar vardır, bazı çocuklar zaman zaman yetişkinin rehberliğine ihtiyaç duyabilir, çocuğun böyle bir anda eğitimcinin yanında olduğunu düşünmesi onu rahatlatacaktır. Oyun çocuklara deneme yanılma yolu ile problemlerine çözüm getirmelerine yardımcı olur ve çocukların belirli riskleri göze alma deneyimlerini arttırır. Eğitimcinin oyunun çocuğa bu katkıları göz önünde bulundurarak, çocuğa yapacağı rehberliği bir yöntemle belirlemelidir. Eğitimci ne aşırı aktif ne de aşırı pasif, geri planda bir tutum içine girmemelidir. İhtiyacı olduğu anda çocuğu gerçekten rahatlatacak ve onu bir ileri düzeye götürecek bir rol üstlenmelidir. Ancak çocuğa kendi problemini kendi çözebileceği kadar bir süre tanınması gerektiği de göz önünde tutulmalıdır.
Okula yeni başlayan yada çeşitli duygusal problemleri gözlenen bir çocuk için eğitimcinin yönlendirici rehberliğinin özel bir önemi vardır. Bu çocuklar kendilerini ifade etmede, oyuna ilk adımı atmada, başlanan bir oyunu bir düzen içinde sürdürmede ihtiyaç duydukları desteği eğitimcinin bu yöndeki yönlendirmelerinde bulacaklardır.
Çocuklarımıza Oyun ve Oyuncak Seçerken Dikkat Etmemiz Gereken Noktalar
Oyuncak kutusunda kilit olmamalı, ya da kendiliğinden kapanan ama çocuğunuza zarar vermeyecek bir mekanizma bulunmalı.
Oyuncaklar çocuğun yaşına uygun olmalı.
Kolayca kopup, çocuğun ağzına atacağı küçük parçaları olmamalı.
Sivri uçları, kesici kenarları olmamalı.
Parmaklarının sıkışabileceği ek yerleri olmamalı.
Gözlerine zarar verebilecek çıkıntıları olmamalı.
Çocuğunuza uygun büyüklükte ve ağırlıkta olmalı.
Zehirsiz boyalarla boyanmış olmalı.
Oyun değeri olmalı ve sadece yıkıcı deneyler yapmak için kullanılmamalı.
Oyuncaklar düzenli olarak gözden geçirilmeli, hasarlı ve kırık olanlar atılmalı.
Dış alanlarda:
Oyun alanının tabanı yumuşak, etrafı çitle kaplı olmalı.
Oyun alanından zehirli bitkiler temizlenmeli.
Oyun araç ve gereçleri yere güvenli bir şekilde sabitlenmeli.
Bozuk paralar, kibrit, çakmak, sigara izmariti oyun alanında olmamalı.
Mutfakta oyuncak bulunmamalı.
Hazırlayanlar: Dr. Hülya Ercan, Doç Dr. Songül Yalçın
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Okunma Sayısı:
8148
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi