Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Okullarda Markalar Konuşuyor... / Psikolojik Sorunlar

Okullarda Markalar Konuşuyor...

Marka düşkünlüğü çocukların dünyasında ciddi bir fenomene dönüşmüş durumda. Anaokuluna giden çocuklar bile markalı çantalar, ayakkabılar istiyor. Ayakkabı, mont ve saat en popüler farklılık objesi. Çocuklar, kendilerini özel hissettiklerini, ilgi çekmek için marka tercih ettiklerini söylüyor. Özel okullarda ise Blackbery, iPhone gibi pahalı telefonlar dikkat çekiyor.

Marka tutkusu, sadece genç ve yetişkinleri değil çocukları da etkiliyor. Özellikle de gençlerin daha fazla önem verdiği 'marka giyinme' merakı artık 4-5 yaşlarındaki çocukların da ilgi alanında. "Çocuğum en iyisine layık, ona her şeyin en iyisini almalıyım" düşüncesiyle büyütülen çocuk, en iyinin ölçüsünü marka olarak görmeye başladı. Küçük çocukların tokaları, çantaları, oyuncakları dahi 'markalı' olmaya başladı. Bu durum okullarda zirveye çıkmakta ve aşikâr bir şekilde görülmekte.

İlk durağımız İstanbul Avcılar'da bir devlet okulu. Dersin bitiş müjdesini veren zil sesi ile birlikte öğrenciler kendilerini bahçeye atıyor. Pembe tokalı, en güzel şekilde giydirilmiş, süslü ayakkabıları ile 'küçük hanımlar' gözümüzü alıyor. Küçük beyler ise adeta prens görünümünde. Kareli veya çizgili gömlek üzerine baklava desenli süveterler, altlarında ise son derece göz alıcı kot pantolon ve ayakkabılar. Hemen her konuştuğumuz öğrencinin kıyafeti bir marka. 'Kıyafetlerini sen mi seçtin?', 'nereden satın aldın?' sorularına genelinin cevabı 'Annem mağazaya götürdü, beğendiğimi aldım' oluyor. İlköğretim okulu öğrencilerinde ise marka spor tarzı ayakkabı ve montlar dikkatleri çekiyor. 6. sınıftan bir öğrenci özellikle okulda ayakkabılarının marka ve en son moda olmasına önem verdiğini söylüyor. 'Niçin?' sorusuna karşılık ise bu şekilde kendisini daha farklı hissettiğini belirtiyor.

8. sınıfa giden bir başka öğrenci de son çıkan ürünleri takip etmeye özen gösterdiğini ifade ediyor. Ayakkabı ve kıyafetlerde trendi yakalamaya çalıştığını söylüyor : "Okulda ayakkabılarımızla, dışarıda ise elbiselerimizle fark edilebiliriz. Anne ve babamı bir şekilde ikna ederek yeni çıkan bir ayakkabı veya elbiseyi hemen satın alıyorum. Yeni bir şey aldığımda hemen dikkatler benim üzerimde toplanıyor. Bakıyorlar, 'Aaa çok güzelmiş. Nereden aldın? Kaça aldın?' gibi sorular yöneltiyorlar. O gün ve birkaç hafta içerisinde gözler hep benim üstümde oluyor."

İkinci okulumuz Zeytinburnu'nda bir devlet okulu. Manzara burada da çok farklı değil. Marka ve trendayakkabılar hemen göze çarpıyor. Okulun rehberlik ve psikolojik danışman öğretmeni, anasınıfı öğrencileri arasında dahi güzel ve marka giyinmenin önemli olduğunu belirtiyor. Küçük çocukların dış görünüşe göre arkadaş seçtiklerini söyleyen rehber öğretmen, en güzel ve marka giyinen öğrencinin sınıfta popüler olduğunu belirtiyor. Rehber öğretmen, "Güzel ve iyi giyimli bir öğrenci, derslerinde başarısız olsa dahi giyiminden dolayı arkadaşları ve sınıf içerisinde en gözde oluyor. Çocuklar dış görünüşlerine göre arkadaşlarını seçiyor veya gruba dâhil ediyor. Bir çocuk başarılı ancak iyi giyimli değilse arkadaşları tarafından dışlanıyor. Birçok anne baba çocuklarına marka ürünler giydiriyor. İster istemez çocuklar da neyin güzel ve daha kaliteli olduğunu fark ediyor ve arkadaşlarına da ona göre muamele ediyorlar." diyor.

Özellikle 6, 7 ve 8. sınıflarda marka düşkünlüğü çok daha fazla. Rehber öğretmen şöyle konuşuyor: "Bir sınıfımızda öğrenciler, marka en son çıkan ayakkabı, saat ve montları takip etmede adeta birbirleriyle yarış halindeydi. Hiçbir öğrenci diğer arkadaşından aşağı kalmak istemiyordu. Zamanla bu durum velileri de rahatsız etmeye başladı. Bazı velilerin satın alma imkânı yoktu ve marka düşkünlüğü konusunda çocuklarına söz geçiremiyordu. Öğrenciler ve velileriyle konuşmamı istediler. Öğrencilere 'markaya niçin bu kadar düşkünsünüz' diye sorduğumda 'markayla değerli ve sınıfın en gözdesi oluyoruz' cevabını verdiler."

Son durağımız İstanbul Merter'de özel bir okul. Kolejde durum biraz daha farklı. Öğrenciler giyimde marka ve modayı takip etmelerinin yanı sıra iletişim aletlerinde de trendi yakalamaya çalışıyor. Okulun rehberlik ve psikolojik danışman öğretmeni ilköğretim öğrencilerinin Blacberry, iPhone gibi fiyatı bin-bin beş yüz TL'yi aşan telefonlar kullandıklarını söylüyor. Anne babaya çok fazla görev düştüğünü belirten rehber öğretmen velileri uyarıyor: Çocuklarınıza her istediğini almayın, güven aşılayın ve sevginizi gösterin.

Ön plana çıkaracak ürünlere ilgi duyuyorlar
İngiliz Ulusal Tüketiciler Birliği'nin yaptığı bir araştırmaya göre 10-19 yaşları arasındaki kızların yüzde 94'ü alışverişe çıkmanın bir tutku olduğunu söylüyor. 10 yaşına gelen çocuklar ünlü markaların cazibesine çoktan kapılmış oluyor. Markalar da kendilerine küçük yaşta sadık müşteri kitlesi oluşturmak için çocuk koleksiyonlarına büyük önem veriyor. Hem yetişkin hem de çocuk koleksiyonu üreten markaların çocuk tasarımları, kadın ve erkek koleksiyonlarının neredeyse aynısı. Bazıları spor ağırlıklı ürünler satarken diğerleri de kabarık etekler, pullu taşlı, dantelli bluzlar, simli ayakkabılardan oluşan abiye ve günlük giysiler sunuyor. Kızların favori rengi hâlâ pembe olsa da erkekler maviye eskisi kadar ilgi göstermiyor. Ayrıca kendilerini arkadaşları arasında öne çıkartacak ürünlere ilgi duyuyor ve modasını takip ediyorlar. En çok tercih ettikleri marka ürünler ise ayakkabı, cep telefonu, saat ve mont. Uzmanlara göre marka merakının bir tutkuya dönüşmesinin asıl sebebi özgüven eksikliği.

www.zaman.com.tr

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...