Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Obsesif Kompulsif Bozukluk 2 / Psikolojik Sorunlar

Obsesif Kompulsif Bozukluk 2

Obsesyon bir başka deyişle takıntı, saplantı, zorlantı gibi sözcüklerle açıklanabilir. En sık görülen şekli ise "titizlik" takıntısıdır. Bir başka deyişle bu hastalığı, "el yıkama takıntısı" olarak da adlandırabiliriz. Bu durum sık sık el yıkma isteği ile görülebilir.

Burda biz iki ayrı durumdan bahsetmekteyiz. Birinci durum obsesyon , ikinci durum ise kompulsiyondur . Obsesyon bir türlü akıldan çıkmayan, tekrarlayıcı, rahatsız edici, korkutucu dürtü ya da düşüncelerdir. Kompulsiyon kişinin bu rahatsız edici düşüncelerden kurtulabilmek için yaptığı davranışlardır. Örneğin çok basit birkaç saplantıdan bahsedelim. Bunlar daha hastalık haline gelmemiş basit düşünce ve eylemlerdir.

"Yataktan sağ ayağımla kalkmazsam o gün kötü bir şey olacaktır. Bismillah demeden bir işe başlarsam benim veya sevdiklerimin başına kötü bir şey gelir" gibi bu tür düşünceler biraz daha ileri gider. Hastalık haline dönebilir. Hastalık mikrobu bulaşacağı korkusu veya saplantısına karşı koyabilmek için kişi sürekli yıkanma ve temizlenme davranışı ile uğraşmaya başlar. Bu uğraşı gittikçe arttırır. Yavaş yavaş bu uğraşın dışında kendine ayıracağı vakti kalmaz veya çok azalır. Bu düşünce kendisini gittikçe daha fazşla rahatsız etmeye başlar. Kendisi de bu fazla rahatsızlığı durdurabilmek için yıkanmasının veya el yıkamasının sayısını veya süresini arttırır. Bu kısır döngü böylece artarak devam edip gider. Yapmazsan kendine veya sevdiklerine çok kötü bir şey olacak düşüncesi o kadar acıtıcı ve ürkütücüdür ki kişi bu düşünceyi zihninden kovabilmek için gittikçe daha fazla zaman harcar. Kişi her seferinde ne kadar uzun kopulsiyonlar yapsa da bu düşüncenin yeniden geleceğini bilir ama bu zinciri kırmaya korkar, çekinir. Bir süre sonra bu zincirin kırılabileceğine olan inancı tamamen kaybolur. Artık kendisini bu çarkın bir dişlisi gibi hisseder. Bu durumun bir hastalık olduğunu, bu el yıkamaların bu hastalığın belirtileri, semptomları olduğunu, bu hastalığın tedavisi olduğunu düşünemez hale gelir. Kişi gittikçe yorulur, tükenir. Bu osesyon tablosunun üzerine büyük ve ağır bir depresyon çöreklenip oturur. Bütün bunlara rağmen kişi kendisini fedakar bir kurtarıcı olarak görmeye başlar. Kendisini, ailesini, çocuklarını kötülüklerden koruyan bir ebeveyn olarak kabul etmeye başlar. Ve kendisine bunları yapacaksın der. Yine saplantıların içinde hastalık bulaşacağı korkuları en sık görülenleridir. Bulaşacak olan hastalık her dönem değişiklik gösterir. Bu hastalık önceki yüzyılda verem bulaşır saplantısı yerini bu yüzyılda kanser ve AİDS'e bırakmıştır.

Yine başka saplantılar zarar verme veya zarar görme şeklinde görülebilir. Araba ile birine vurursam saplantısı bir süre sonra ya vurduysama dönüşür. Ve kişi araba kullandığı yola dönüp birine vurup vurmadığını kontrol eder. Bir süre sonra bu kontroller de kendisine yetmez, hatta hastaneleri de kontrol etmeye başlar. Bir süre sonra arabasını kullanamaz, bir süre sonra arabalara binemez, bir süre sonra evinden çıkamaz, bir süre sonra odasından, yatağından çıkamaz hale gelir. Çünkü kaçındığı durumla karşı karşıya gelmemek ister. Böyle bir durumla karşı karşıya gelmemenin en iyi yolu ise hiçbir şey yapmamaktır. Hiçbir şey yapmamak onu hem depresyona iter hem de daha fazla mutsuz ve izole eder.

Yine bir başka sık görülen saplantılar gurubu da cinsel ve dini saplantılardır. Kişi bu rahatsız edici saplantılardan kurtulmak için sayı sayma, kontrol etme, tekrarlama davranışlarını gösterir. Örneğin hastalığın başında elini on defa yıkayan kişi bir süre sonra bu sayıyı yirmiye, elliye, yüze kadar çıkarabilir hatta bu sayıyı fazlasıyla da aşabilir. Bazen kişiler veya yakınları "banyoda bir saat kalıyordu şimdi saatlerce banyodan çıkmıyor, bir banyo üç dört saat sürüyor. Hatta bazen gün boyu banyodan çıkamıyor" demektedirler. Kişi ise bu durumu şöyle açıklamaktadır. Önce sağ elimi kırk beş defa yıkamakla işe başlıyorum. Sonra son elimi aynı sayıda yıkamakla devam ediyorum. Daha sonra sağ ayağımı aynı sayıda yıkıyorum. Ve böylece vücudumun her bir uzvunu sırasıyla aynı sayıda yıkamam gerekiyor. Bu durumdan dolayı banyodan çıkamıyorum. Ama en zoru ise sayı saymamı hep arttırmak zorunda olmam. Ve bir başka zorluk ise sayı arttıkça ben kaçta kaldığımı karıştırıyorum. Ve çoğunlukla saymaya dönüp baştan başlamak zorunda kalıyorum demektedirler. Kişi zihnini sürekli olarak meşgul ediyor ki ürkütücü düşünceler zihnine gelip onu mutsuz etmesin diye. Bir yandan kendi yorulmakta, hatta helak olmaktadır. Bir yandan da ne sevdiklerine ne de ailesine verecek vakti kalmaktadır. Bu durumda kendisini sevilmeyen, aranmayan, istenmeyen, değersiz bir kişi gibi hissetmektedir. Bu tür hisler de kendisine çok yoğun acı vermektedir.

Obsesif bozukluklar, devamlılığı olan ve inatçı hastalıklardır. Bu durumlar kişinin kontrolü dışında artar. Bu artışlar kişiyi işini yapamaz hale getirir.
Bu rahatsızlık sıklık olarak depresyon ve panik ataktan sonra üçüncü sırada görülür. Bu rahatsızlık genellikle kadınlarda daha sık görülmektedir.
Tedavide psikoterapi ile ilaç tedavisi birlikte kullanılır. Bu tür hastalıklar tedaviden oldukça yarar görmektedirler.

www.alopsikolog.net

Okunma Sayısı: 6037  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...