Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Çocuklarda Uyum Ve Davranış Bozuklukları / Psikolojik Sorunlar

Çocuklarda Uyum Ve Davranış Bozuklukları

Gelişim sürekli kuşaklar boyunca devam eden bir oluşumdur. Her kuşak olgunlaştıkça gelecek kuşağı büyütür. Devam eden, birbirini izleyen bu gelişim dönemlerinin neden bir sıra ile meydana geldiği, ne kadarının biyolojik, ne kadarının psikolojik veya ne kadarının toplumsal olarak ortaya çıktığını ortaya koyabilen bir kuram bulunmamaktadır. Yalnız ifade etmemiz gereken nokta gelişim dönemlerinin tüm hayatımızı kapsayacak şekilde birbirini izleyerek devam ettiğidir.

Çocuklar gelişim süreci içerisinde, her yeni döneme geçtiklerinde yeni beceriler de kazanırlar. Her yeni beceri ise beraberinde çözülmesi gereken sorunları da beraberinde getirebilir. Bilinmelidir ki çocukların gelişim dönemlerinde karşılaşılan sorunlar olağan ve geçicidir. Ancak çocuklar bu gelişim dönemlerinde, anne ve babaları ile çevresindeki yetişkinlerin yanlış tutumları ile karşı karşıya kalabilirler. Bu yeni dönemdeki sorunların çözümünde çocuklar engellemelerle karşılaşırsa, olağan olarak nitelendirilen bu sorunların çözümü yeni gelişim dönemlerine ve ileriki yaşlarına ertelenir. Bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar uyum ve davranış bozuklukları olarak adlandırılır.

Her davranışın bir nedeni vardır. Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozukluklarının da belirli sebepleri olduğu muhakkaktır. Bunlar 5 kategoride ifade edilebilirler :
1. Kalıtım

2. Fiziksel Nedenler ( İç salgı bezleri, travmatik olaylar, özürler, beyin hasarları, süreğen hastalıklar vb . )

3. Temel ihtiyaçlarda yoksunluk
a) Biyolojik-Fizyolojik Temel ihtiyaçlar ( yeme, içme, barınma vb.)
b) Psiko-sosyal temel ihtiyaçlar ( sevme-sevilme, kabul, güven, toplumsal üyelik-kabul vb ).

4. Çevresel, sosyo-ekonomik etkenler ( aile çevresi, okul vb. )

5. Çocuk eğitimindeki yanlışlar
Görüldüğü gibi çocuklardaki uyum ve davranış bozukluklarının bir çok nedeni bulunmaktadır. Biz daha çok anne-babaların sebep oldukları davranışlar üzerinde duracağız.

Çocuk, sosyal-duygusal gelişimi gereği yaşıtlarıyla oyun oynaması gereken bir yaşta, sürekli yalnız kalırsa, ileride içine kapanık bir çocuk ve yetişkin olabilir.Çocuk gelişimsel olarak kendi kendine üstünü giyinme ve yemek yeme davranışlarını yapabilecek becerilere sahipken, ailesi tarafından sürekli bu becerilerini sergilemesi engellenir yada anne, baba çocuğun yapması gerekenleri kendileri yaparsa, çocuğun bu alandaki gelişimini fark etmesi ileriki yaşlara kalacağı için yeni gelişim dönemlerinde ortaya çıkacak sorunlarla baş etmesi zor olabilecektir. Baskıcı, aşırı disiplinli, aşırı koruyucu ve aşağılayıcı aile tutumları da uyum ve davranış bozukluklarına yol açabilecektir.

Uyum ve davranış bozuklukları yalnızca ailenin yanlış tutumlarına bağlı olarak gelişmez, çevresel faktörlere bağlı olarak da gelişebilir. Trafik kazaları, yangın, deprem, boşanma, her türlü şiddet , aile içi sorunlar, bir yakının ölümü , boşanma nedeniyle anne-babadan uzak kalma gibi travmatik olaylar da uyum ve davranış bozukluklarına yol açan çevresel faktörlere örnek olarak verilebilir.

Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozukluklarından bazıları şunlardır :

- Altını ıslatma ve dışkı kaçırma

- Psikolojik kökenli kekemelik

- Parmak emme

- Tırnak yeme

- Fobiler ve korkular

- Uyku bozuklukları

- İçe kapanıklık

- Çalma

- Yalan söyleme

- Aşırı hareketlilik

- Saldırganlık

- Uyur gezerlik

- Bağımlılık

- Aşırı inatçılık

Uyum Bozukluğu ile Normal Davranışın Farkı Nedir ?
Aileler için, çocukların gelişim dönemine bağlı olarak yaşadığı olağan sorunlarla, uyum bozukluğu olarak kabul edilen davranışlar arasında ayırım yapmak zor olabilir. Anne ve babalar ile öğretmenler çocukların gelişim dönemlerine bağlı davranışlar konusunda bilgi olurlar ise bu ayrımı yapmak kolaylaşacaktır. Şüphe duyulan gelişim dönemi davranışları tespit edildiğin de ise bir uzmana ( psikolojik danışman, psikolog, psikiyatrist ) başvurmaları gereklidir. Örnek verecek olursak ;
Yalan söylemede çocuğun hangi yaş grubunda olduğu önemlidir. Beş yaşına kadar yalan söylemenin fazla bir önemi yoktur. Hatta çocuklarımızın bu yaşa kadar söylediklerine yalan bile denemez. Bu yaşta çocuklarımızın yanlışlarından bahsedilebilir. Doğruyu veya yanlışı bile tam olarak ayırt edemediklerinden söz edebilir. Altı yedi yaşına kadar ise çocuklar bir konuyu tam olarak açıklayamazlar. Çoğunlukla konuyu büyütürler veya abartırlar. Örneğin televizyonda izlediği bir fili ilk defa görmüş bir çocuk apartman kadar büyüktü diye açıklayabilir. Bu çocuktaki az, çok, küçük, büyük kavramlarının henüz tam olarak öğrenilmediğinden ileri gelebilmektedir. Yine eğitimsel yanlışlıklar, sosyal ve moral anlam verme, kınama, üzüntüyle karşılama bu tür yalanların doğurur. Çocuklardaki 7-8 yaş itibarı ile belli, bir amacı olan, kasıtlı, aldatmaya yönelik yalanlar ise bir davranış bozukluğu olarak algılanmalıdır.
Alt ıslatma davranışını ele alalım. İki yaşında tuvalet eğitimi almış bir çocuğun, ilk 1-1,5 sene zaman zaman altına kaçırması normaldir. İlk zamanlar çocuk kaslarını kontrol etmekte güçlük çekebileceği için tuvalet eğitimini takiben gece ve gündüz görülebilen alt ıslatma davranışı normal kabul edilmelidir. Çocuk 3,5-4 yaşından sonra da alt ıslatma davranışına devam ediyorsa bu davranış uyum bozukluğu olarak kabul edilebilir; çünkü artık yeni bir beceriyi (tuvalet eğitimi) kazanmak için gerekli olan adaptasyon süreci aşılmıştır.

Bebeklik dönemindeki parmak emme davranışı normal kabul edilirken, 1 yaşından sonraki parmak emme davranışı uyum ve davranış bozukluğuna işaret edebilir.

Anne-babaların çocuğun hangi yaşta karşılaştığı sorunların normal, kısa süreli ve geçici olduğunu tespit edebilmesi için bu konularda bilinçli ve bilgili olması gerekmektedir. Çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda çok okuyan bilinçli aileler bile bu tip sorunları fark etmekte güçlük çekmektedirler. Bu nedenle tüm anne-babaları insanın kişilik gelişiminde çok önemli olan 0-6 yaş döneminde, 6 ayda bir bile olsa, çocuklarının gelişimlerini kontrol ettirmek, anne-babanın farkına varamadığı bir sorun olup olmadığını öğrenmek ve ortaya çıkabilecek olası uyum ve davranış bozukluklarına karşı önlem almak için bir uzmanlara başvurmalarında fayda olacaktır.

Hatalı Anne-Baba Tutumları
Uyum ve davranış bozuklukları, yukarıda sözünü ettiğimiz gibi hatalı anne-baba tutumlarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazen de, davranış bozukluğu başka bir faktöre bağlı olarak ortaya çıkar, ancak hatalı anne-baba tutumları nedeniyle;
- Tırmanarak artabilir,

- Yeni uyum ve davranış bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olabilir,

- Özgüven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı kaygılı olma gibi sorunların ortaya çıkmasına katkıda bulunarak kişilik gelişimini olumsuz etkileyebilir.

Anne-babalar, çocuklarının bilinçli olarak belirli davranışları yaptıklarını düşünerek sorunu görmezden gelebilir veya davranışı kontrol altına almaya çalışırken çocuğu baskı altına almaya çalışabilir. Bilinmelidir ki, çocukların çok büyük bir çoğunluğu, bilinçli olarak bu davranışları sergilemez. Yakınlarına bir mesaj vermek için, yani rahatsız oldukları durumları ifade etmek için bunu yaparlar.

Anne-babalar sorunu gidermek için, davranışı yapan çocuğu küçük düşürücü, aşağılayıcı ve suçlayıcı tavırlar sergilerler. Bazı aileler sorunu gidermek için çeşitli ceza yöntemlerine, hatta şiddete bile başvurmaktadırlar. Parmağını emen çocuğun ağzına biber sürmek ve altını ıslatan çocuğu deşifre etmek bu tip tutumlara örnek olarak verilebilir. Ailelerin, cezadan ve suçlayıcı tavırlardan uzak durmaları gerekir. Bu tip baskıcı tutumlar sorunu artırmaktan başka bir işe yaramaz.

Bazı aileler ise, sorunu kendi haline bırakıp, kendiliğinden geçmesini beklerler. Oysa, uyum ve davranış bozuklukları kendiliğinden geçmez, mutlaka bu bozukluğun altında yatan sebepler ortadan kaldırıldıktan sonra geçer. Zaman içinde kendiliğinden geçen inatlaşma, parmak emme, alt ıslatma vb. Sorunlar yukarıda sözünü ettiğimiz normal dönemsel sorunlardır. Uyum bozukluğu olarak ortaya çıkan davranışlar ise ileriki yaşlarda ortadan kalkmış gibi gözükse bile ya yeni bir sorun olarak, ya da tekrarlanarak karşımıza çıkar. Örneğin, parmak emme davranışı okul yıllarında tırnak yeme veya özgüven eksikliği olarak yeniden ortaya çıkabilir.

Uyum ve Davranış Bozukluklarının Tedavisi
Davranış bozukluklarını oluşturan sebeplerin büyük bir kısmı önceden alınan veya alınabilecek tedbirlerle önlenebilir.Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri davranış bozukluklarının erken teşhisidir. Çünkü davranışlar tekrarlandıkça pekişebilir ve derinleşebilir. Bu da davranışların ortadan kaldırılmasını daha da zorlaştıracaktır.

Ailelerin uyum ve davranış bozuklukları konusunda çok bilinçli ve dikkatli olmaları, böyle bir sorundan şüphelendiklerinde bir uzmana başvurmaktan çekinmemeleri gerekir. Anne-baba ve çocukla yapılan ayrı ayrı görüşmelerle sorunun sebeplerini tespit edebilir. Çocuğun yaş dönemine, sorunun çeşidine ve şiddetine göre aileye gerekli önerilerde bulunur ve gerek görürlerse çocukla belirli bir süre düzenli olarak görüşerek sorunun ortadan kalkması sağlanabilir.

Uyum ve davranış bozukluklarının çözümünde ailelerin amacı uzmanların amacıyla paralel olmalıdır; amaç, davranış bozukluğunu ortadan kaldırmak değil, bu bozukluğu ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak olmalıdır.

H. Fikri Ulusoy

Okunma Sayısı: 2594  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...