• Anasayfa
• Hakkımızda
• Danışmanlıklarımız
  • Bireysel Danışmanlıklarımız
  • Kurumsal Danışmanlıklarımız
• Eğitimlerimiz
  • Bireysel Eğitimlerimiz
  • Kurumsal Eğitimlerimiz
• İletişim

Konsantrasyon, yapılan işe odaklanmadır. Bütün benliğinizle kendinizi eyleme yöneltmenizdir. Sadece futbol için geçerli bir kavram değildir bu. Balık tutmanın, yürüyüş yapmanın, kazma kürek sallamanın, hatta insan ilişkilerinin bile kosantrasyon boyutu vardır. Zaten gerekli yoğunlaşmayı yapamadığınızda mutlak bir iş kazasına uğrarsınız. Futbolda bu iş kazasının karşılığıdır konsantrasyon eksikliği.
Konsantrasyonda doğru dozu ayarlamak da önemlidir elbette. Fazlası kaygı ve korku yaratır, azı gamsızlık ve gayretsizlik getirir. Her iki süreç de tehlikelidir. Bu yüzdendir ki doğru konsantre olma eşiğini yakalamak çok güç bir durumdur. Takım sporu yapılıyorsa her bir oyuncunun ilgi düzeyine göre bir uyaran kullanmak, psikolojik yaklaşım sergilemek gerekmektedir. Bu da konunun daha zor bir boyutu. Bu yüzden futbolda söylenen her şey motivasyon sayılamaz. Bu konuda bilimsel olanaklardan yararlanılmalı, hatta konunun uzmanları etkin olmalıdır. ?Yürü koçum'larla motivasyon olmayacağını da geçtiğimiz dönemdeki İsviçre karşılaşmasında açık biçimde gördük.
Amatörlerde bu durum daha zor. İşi profesyonel bir yaşam düzeyi içerisinde uygulamayan amatörlerin konsantrasyon eşikleri çok karmaşık olmaktadır. Üst düzey müsabaka ilgisini yakalamak için öncelikle futbolun amatör olarak içinden gelmek gerekiyor. Algılama, yoğunlaşma ve hırslanma düzeylerinin çok karmaşık ve belirsiz olması, işi zorlaştıran temel etkenler. Temel kişilik yapılarının doğrudan oyuna etken olduğunu görürüz amatörlerde. Oysa profesyonel sporcu bunu bir iş olarak yapmakta ve temel iş ahlakı doğrultusunda eyleme odaklanmaktadır. Ama amatör bir futbolcunun, sevgilisiyle tartışarak geldiği bir müsabakada kafası tamamen karışık olmakta, temel psikolojik rahatsızlığını direkt sahaya yansıtabilmektedir. Her bir oyuncunun yaşam düzeyleri içinde karşılaştıkları zorlukları düşündüğünüzde bunların bir müsabakaya taşınmasını engellemek zor olmaktadır. Çünkü amatör futbol bir iş alanı değildir ve içeriğinde az da olsa zevk unsuru yer alır.
Tabii burada amatör futbolda kendini yetkin gören iyi oyuncu sıfatındaki kişinin, biraz da diğer oyunculardan yüksek bir ücretle futbol oynuyorsa davranışları değişebilmektedir. Hem sportmen bir kimlik taşıyan, hem de kişilik ölçeğiyle örnek bir insan figürü taşıyan sporcu oranı çok düşüktür. Ukalalıkla iyi futbolculuk yan yana ilerlemektedir ülkemiz futbolunda. Bu yönelme yüzünden gelişim durmakta, yeni bilgi ve davranış öğrenme olanağı elden kaçırılmaktadır. Sonuçta da biz çalıştırıcıların işi her geçen gün daha fazla zorlaşmaktadır. Yaşam koşullarının insana dayattığı geçim sorununu direkt yaşıyoruz aslında. Kendine bir direnç ve geliştirme çizgisi belirleyememiş sporcuların amatör olarak kalmasının sıkıntısıdır yaşadığımız temel sorun. Bu nedenle genç ve hedef koyan bir ekiple çalışmanın önemi daha büyük. Çünkü bir yaşam formatı olarak onların yaşam çizgisinde bilişsel açıdan temel değiştirme, geliştirme ve dönüştürme süreci yakalama olanağımız vardır. İşte konsantrasyon derken asıl bu temel yaşam düzeyi konusunda bir sıçrama hareketi hedeflenmelidir.
Sonuç olarak sadece bir maç kazanmaktan söz etmiyorum bu kavram altında. İnsanın yaşama düzeyinin değiştirilmesi ve bu yöndeki odaklanmadan söz ediyorum. Bu yapılmadan kültürel bataklık yaşayan ülke sporumuzun gelişim yakalaması olanaksızdır!...

Hakan Keysan ( www.evrensel.net)