Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Korkuyu Yenmek İçin Çaba Gösterin / Psikolojik Sorunlar

Korkuyu Yenmek İçin Çaba Gösterin

Kişinin toplum içinde kendisini yeterince anlatamamasına neden olan rahatsızlığı yenmek için "Başkaları ne der?" anlayışını bırakmanız gerekiyor
Sosyal fobisi olan kişilerin özellikleri arasında başkalarının görüşlerine fazla önem verme, kendini açıkça ortaya koyamama, hayır diyememe yer alır. Kendilerini acımasızca eleştirirler. Sosyal fobi tanısı alanların, kendisini sevilmeye ve beğenilmeye layık bulmamaları önde gelen yanlarıdır. Sevilmek ve beğenilmek için kusursuz olmaları, mükemmel olmaları gerektiğini düşünürler. Bu nedenle hayatları çok zor geçer. Daha ileri durumlarda insan ilişkileri giderek azalır. Herkesten ve kendini güvende hissetmediği her yerden uzaklaşırlar.
Sosyal fobiye neden olan etkenler arasında aile de sayılıyor. Ancak bu etki genetik olmaktan çok eğitimsel olarak ortaya çıkıyor. Çocuk, anne ve babanın davranışlarından etkilenerek mahçubiyet ya da utanma duygusunu ediniyor. Kendisini değersiz ve yetersiz gören ebeveyn, kendisinin bir parçası olan çocuğu da değersizlik duygusuyla besliyor. Sürekli aşağılanan, küçük görülen, alay edilen çocuk kendisini değersiz hissediyor ve kendisini sevilmeye layık bulmuyor. Utandırma ve korku içeren bir disiplinle büyütülen çocuklarda ilerleyen zamanlarda sosyal fobi gelişebiliyor.
BEDELİ AğIR
İleri yaşlara kadar devam eden çekingenliğin insanın hayatını ne kadar bozduğunu, yaşam kalitesini ne kadar düşürdüğünü gördüğümüzde sosyal fobinin önemi daha da artar. Sosyal fobik kişiler kendilerince "utanılacak bir durumdan kaçınmak için" çok ağır bedeller ödemek zorunda kalıyorlar. Söz gelimi sınavlara giremiyorlar, konuşmaları gereken durumlarda içlerindeki korku yüzünden susuyorlar, hayat boyu pek çok alanda kendilerini doğru bir şekilde ifade edemiyorlar.
Sosyal fobisi olan bir kişi genellikle kendisi ile ilgili "Rezil olacağım", "Komik duruma düşeceğim", gibi olumsuz düşünce ve yargılara sahiptir. Sosyal fobinin bedensel belirtileri ise genellikle yüz kızarması, çarpıntı, terleme, titreme, gerginlik, midede rahatsızlık, ağız kuruluğu, nefes almada güçlük, bayılma hissi, baş dönmesi ve kulak çınlaması şeklinde kendini gösterir.
KÖKENİ BULUNMALI
Tedavide bütün bu davranışların kökeni olan duygusal kaynakları araştırmak gerekir. Kişiler mutlaka kendilerine güvenmeyi ve sevmeyi öğrenmeli. Başkalarının düşüncelerinin o kadar önemli olmadığını dahası başkaları için o kadar önemli olmadıklarını öğrenmeli. Mükemmellik yerine iyi olmayı başarı saymalı. Bütün bunlar için bir terapistin yardımına başvurmak gerekli. Bu duygulardan sıyrılmak, kurtulmayı şiddetle istemeden, çevrenin etkilerini azaltmadan, başkalarının onayından ve mükemmellikten vazgeçmeden mümkün olmaz. Kişi bunları kabul ettiğinde terapinin iyileştirici yolları kendiliğinden açılıyor. Psikoterapi sosyal fobiyi besleyen akıldışı ve hayatı zorlaştırıcı duygu, düşünce ve inanç kalıplarının tamamen değiştirilmesini sağlıyor.
Sosyal fobinin sebeplerinin ne olduğuna dair çeşitli araştırmalar mevcut olmakla birlikte kesin olarak gösterilmiş tek bir neden yoktur. Daha çok biyolojik, genetik, yetiştiğimiz aile çevresi gibi birçok faktörün muhtemelen hep birlikte etkisi sonucu ortaya çıkıyor. Sosyal anksiyetenin gelişmesindeki en önemli faktör, arkadaşlar tarafından alay edilme ya da ebeveyn tarafından reddedilme hissi... Bu durum, çocuklarda utangaçlığın gelişmesine sebep oluyor ve ergenlikte sosyal anksiyeteye dönüşüyor. Öte yandan, sosyal çekingenliğe biyolojik bir zayıflığın neden olabileceğini öne süren araştırmalar da bulunuyor.
Sosyal fobi ile savaşta terapinin rolü büyük. Ancak tek başına yeterli değil. Sizin de iyilişmek için çaba göstermeniz, belirtileri en aza indirmek içen bireysel olarak mücadele vermeniz gerekiyor. Bunun için her şeyden önce kendinize karşı anlayışlı olun. İyi yaptığınız işlerin ve yeteneklerinizin bir listesini çıkarın. Başkalarının sizde takdir ettiği özellikleri öğrenmeye çalışın. Bunun için güvendiğiniz yakınlarınıza soru sormaktan çekinmeyin. Herkesin görünmese de korkuları ve güvensizlikleri olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Nasıl hissettiğiniz hakkında güvendiğiniz biriyle konuşmayı deneyin. Benzer korkuları karşınızdakinin de yaşadığını bilmek kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir. Endişelendiğinizi hissettiğiniz anda üç kere derin nefes alın. Endişelerinizi büyütmeyin.
Sosyal fobi, tedavi edilmediği takdirde; depresyon, panik atak, obsesif kompülsif, çekingen kişilik bozukluğu, alkol-madde bağımlılığı ve somatoform bozukluklar gibi önemli psikolojik rahatsızlıklara yol açabiliyor.
"Hastalık ağır bedeller ödetir"
Psikolog Süreyya Coşkuner "Sosyal fobik kişiler kendilerince utanılacak bir durumdan kaçınmak için çok ağır bedeller ödemek zorunda kalıyorlar. Söz gelimi sınavlara giremiyorlar. Hayat boyu pek çok alanda kendilerini doğru bir şekilde ifade edemiyorlar" diyor.
Bireylerin korkulan toplumsal ortamlarda ya da bir eylemi gerçekleştirdikleri durumlarda belirgin ve sürekli bir korku duymalarıdır. Sosyal fobi; utanç verici duruma düşmekten, alay edilmekten, reddedilmekten korkmak olarak da tanımlanabilir. Bir tür sıkıntı bozukluğudur.
Tehlike sınırında mısınız?
Aşağıdaki şıklardan size uygun olanları işaretleyin. Eğer "Bu belirtilerden çoğu bende var" diyorsanız, bir uzmana danışmanızda fayda var.
* Başkalarının yanında utangaçım.
* Sosyal ortamlarda insanların beni izlediğini, bana baktığını ya da beni yargıladıklarını hissediyorum.
* Başkalarının sinirli olduğumu görmelerinden endişe duyuyorum.
* Başka insanlar etrafımdayken asla kendimi rahat hissetmiyorum.
* Topluluk içinde utanmaktan, küçük düşmekten, aptalca bir şey söylemekten korkuyorum.
* Genellikle korkumun aşırı ve gereksiz olduğunu biliyorum ama engelleyemiyorum.
* Sosyal ortamlardan ya uzak duruyorum ya da mecbur kaldığımda büyük sıkıntı içinde tahammül ediyorum.
* Böyle durumlarda vücudum terleme, titreme, hızlı kalp atışı, nefes darlığı, kızarma, ağız kuruluğu, karıncalanma hissi gibi belirtiler veriyor.

Yeni Asır

Okunma Sayısı: 18639  / Yorum Sayısı: 1
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...