Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Korkmaktan Korkmayın / Psikolojik Sorunlar

Korkmaktan Korkmayın

Hayatımız boyunca ne kadar çok ve çeşitli korkularla karşı karşıya kalıyoruz, hiç düşündünüz mü? Uzmanlar korkularımızı yenmek için önce onlarla yüzleşmemiz gerektiğini belirtiyor. Tabii, mutlaka profesyonel yardım alarak....

Uzmanlar, içinde bulunduğumuz çağda günlük yaşamımızda bizi etkileyen korkuların olmasını son derece normal buluyor. Onların tabiriyle korku, "Yirmi birinci yüzyılın" streslerinden doğan sosyal bir hastalık. Özellikle son yıllarda dünyanın birçok bölgesinde yaşanan deprem ve terör olayları başta depresyon ve panik atak olmak üzere, sokağa çıkma korkusu, karanlıkta uyumama, evde yalnız kalamama, kalabalık alışveriş merkezlerine girememe, yüksek seslerden irkilme gibi korkulara yol Uaçabiliyor.

Tıpta "fobi" olarak adlandırılan bu korkuların erken çocukluk döneminde başlamakla birlikte, herhangi bir yaşta da ortaya çıkabileceğine değinen Bahçelievler Hayat Hastanesi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Fikret Hacıosman, "patolojik" olarak nitelendirdiği korkuları dörde ayırıyor. Agorafobi, basit fobiler, sosyal fobiler ve hayvan fobileri. Dr. Fikret Hacıosman, söz konusu dört korku türünü ve özelliklerini açıkladı.

* Agorafobi: Tüm korkuların içinde en ciddi olanı. En sık görülen fobi olmasına karşılık, bu korkuyu taşıyanlarımızın sayısı başka fobik bozukluklar gösterenlerden daha az. Halka açık bir yerde panik kriziyle karşılaşmaktan korkan gerçek agorafobikler, evlerinden çıkma cesareti bile gösteremeyebiliyor çoğu zaman. Agorafobiye aynı zamanda "korkma korkusu" da deniliyor.

* Basit fobiler: Uzmanlar, belirli nesnelerden, faaliyetlerden ya da durumlardan sürekli ve mantıksız olarak korkmamızı "basit fobi" olarak adlandırıyor. Bu hastalar genellikle bir tek şeyden korkuyorlar. Çoğu durumda da o korktukları şeyle karşılaşıncaya kadar normal bir hayat sürerken, korkularıyla yüzleşince denetimlerini yitiriyorlar.

* Sosyal fobiler: Aslında çoğumuzun başına gelmiştir. Gülünç duruma düşme konusunda abartılı korkular besleyebiliriz. Kimisi topluluk karşısında konuşmaktan korktuğu gibi, kimisi de insanlarla bir arada bulunmaktan bile kaygı duyabiliyor. İşte uzmanlar bu duruma "sosyal fobi" adını veriyor.

* Hayvan fobileri: Bu hastalar genellikle bir hayvan türünden ya da böcekten korkuyor. Korktukları hayvanlardan uzak kalabildikleri sürece de tıbbi yardım almaya gerek duymuyorlar.

NELER TETİKLİYOR?
Tüm yaşantımız boyunca karşılaştığımız bu korkular hayatımızda neden var? Aslında korkulardan kurtulabilmek için, öncelikle bunların nedenlerini incelememiz gerekiyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Fikret Hacıosman, korku tepkisinin nereden kaynaklandığını bilmenin, korku sürecini daha başındayken durdurma fırsatı yarattığını, böylece oluşan paniğin yolunun nasıl tıkanacağının bilineceğini söylüyor.

Günümüzde korkuya yol açan etkenler arasında; geçirilen fiziksel rahatsızlıklar, çocuklukta anne babaların, aile büyüklerinin davranış, tutum ve sözleri, ani şoklar, çevresel felaketler (yangın, deprem, terör) gibi etkenlerin yer aldığını belirtiyor. Toplumda en sık görülen korkular arasında agorafobi yer alıyor. Dr. Hacıosman bakın bu konuda neler anlatıyor: "Bu hastaların ortak korkuları arasında evden çıkma, sokağa, dükkânlara, kalabalık yerlere gitme korkusu alıyor. Bu korkuyu düşünen hasta panik krizine girebiliyor. Kendi kişiliğinden uzaklaşarak kendisini şaşırtan tepkiler veriyor. Bu hastalar klostrofobi denilen kapalı yerde kalma korkusu da yaşıyor. Tüm bu yaşadıkları, hastaların depresyona girmesine yol açarken, krizlerinin başkalarının yanında ortaya çıkacağı korkusuyla yalnızlığa itiliyorlar."

Agorafobiklerin en sık karşılaştığı şikâyetler arasında; yorgunluk, gerilim, tutku sayılacak düşünceler, depresyon, yalnızlık, bayılma korkusu, tedirginlik, baş ağrısı, çarpıntı, ölüm korkusu, intihar düşünceleri, başka hastalıklara karşı korku duymak yer alıyor. Evden çıkma veya kapalı mekanlara girme korkusu duyan bu kişilerin profesyonel yardım almanın yanı sıra, çeşitli yöntemler de kendini geliştirebileceğini belirten Dr. Hacıosman, şöyle konuşuyor: "Önce korkunun nedenlerini bulmaya çalışıyoruz. Ardından gerekirse ilaç tedavisi ve psikoterapi uyguluyoruz."

ÇOCUKLARI KAYGILANDIRIYOR
Anne ve babaların en çok karşılaştıkları korkulardan biri de; çocuklarının "okul korkusu." Bu korkunun ortaya çıkmasında çocuğun bağımlı kişilik yapısı, sürekli anne, bakıcı veya anneanneyle zaman geçirmesi, yaşıtlarının arasında bulunmaması, yeni bir ortama girecek olmak gibi nedenler etkili oluyor. Peki anne-babalar bu korkuyu ortadan kaldırabilmek için ne yapabilir?

Her şeyden önce anne ve babanın çocukla iyi iletişim kurmasının yanı sıra, öğretmenin de çocuğun kaygılı durumunu fark etmesi gerekiyor. Çocuğun yanına hoşlanacağı bir arkadaşını oturtmak, derste sevdiği şeyleri yapmasına izin vermek, arkadaşlarıyla oynayacağı oyunlara katılımını sağlamak bu korkuyu unutturabilir. Ancak tüm bu çabalarınıza karşın çocuğunuzun korkusu devam ediyorsa, bir pedagoji uzmanına başvurarak profesyonel yardım alabilirsiniz.

sabah

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...