Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Karar Anı.. / Psikolojik Sorunlar

Karar Anı..

Karar vermekle ilgili büyük düşünürlerin ve ya büyük olmasalar da ?popüler? insanların söylediği çok söz vardır. Her türlü özlü sözler kitabında, gazetede, kitapların kapaklarında, arkadaki yorumlarda, sokaktaki herkesin ayaküstü sohbetlerinde konuyla ilgili birşeyler bulabilirsiniz. ?En kötü karar kararsızlıktan daha iyidir? bunlardan en popüler olanı belki de. Ama bütün o özlü sözler çoğu zaman kendi içinde çelişir aslında. Karar vermek kişiden kişiye ve durumdan duruma göre kolaydan zora doğru değişen bir aktivitedir. Hayatımızın her anında bir karar versek ya da vermek zorunda bırakılsak da bunun çoğu zaman farkına bile varmayız. Restoranda yemek seçmek, yanındaki içeceği belirlemek kişisel bir zevktir ve bir seçimdir. Ancak bu seçim kendimizden başka kimseyi etkilemez. Etki boyutu zamanda kısıtlıdır -tabi eğer bir zehirlenme durumu olmadıysa. Televizyonun karşısında otururken karar vermek bazıları için yemek seçmekten daha zordur, özellikle sadece siz izlemiyorsanız. Her ne kadar bu da birkaç saatlik -belki de daha kısa- bir zaman dilimini etkileyecek bir karar olsa da, sürekli kanal değiştirrip uzunca bir süre istediği bir programı bulamayan ve aynı kanallar arasında dolanıp zapping hastalığına yakalananlar az değildir. Bu ve benzeri durumlarda karar verirken bazen zorlansak da bunların çok önemli olmadığını biliriz.
İlk gelen otobüse binmek de bir karardır aslında. Şimdi düşününce çok mantıklı geliyor hepimize. ?Bir sonraki otobüse binmek sadece zaman kaybettirir' diye düşünüyoruz. Belki de öyle değil? İlk gelen otobüsün kaza yapma olasılığıyla ilgili bir fikrimiz olsa ve bu kazada bize gelecek zararla ilgili öceden bilgilendirilsek durum daha farklı olabilir, değil mi? ?Sliding Doors? ya da ?Run Lola Run? ya da bunlara taklit olarak çekildiğini düşündüğüm ?Butterfly Effect? filmlerindeki gibi verdiğimiz çok basit kararların hayatlarımızı ciddi şekilde farklı yöne götüreceğini bilmiş olsak herhangi bir karar alma evresinden önce o kadar rahat olur muyduk acaba? 5 saniyeyle kaçırılan bir metroya küfrederken yetişseydik bizde ciddi yaralar açacağını bilsek acaba o kadar küfreder miydik?
Bir de günlük hayatımızda her zaman verdiğimiz kararlardan daha zor kararlar var. Hayatta birkaç kez yapılan ya da birkez yapılmasını umduğunuz kararlar var. Evlilik, ev almak, iş değişiklikleri, üniversite, meslek seçimi, araba almak çocuk yapmak vs. Bu ve benzeri durumlarda insan karar verirken oldukça sancılı bir süreçten geçiyor çoğu zaman. Evet, eğer birini seviyorsanız ve evlenmek her ikiniz için de kaçınılmazsa bu uzun bir süreçten sonraki bir karar ve vermek o kadar da zor değil, hatta bu bir karar olmaktan çok uzak. Ama bazıları için sevgi olsa da evlilik ciddi bir karar. Başka yerlerden bakalım bir de. Üniversite ve meslek seçimi mesela. Ne kadar da zor geçiyor çoğu insan için özellkle de Türkiye gibi bir ülkede. Açıkçası ben 17 yaşındaki birinin meslek ve üniversite için birlinçli bir tercih yapabileceğine inanmıyorum. Çünkü kişiliğinin oturma evresine girdiği bir bünyenin hiçbir tecrübesinin olmadığı, kulaktan dolma bilgilerinin olduğu bir mesleği bilerek seçmesi pek akla uygun gelmiyor. Mesela ben endüstri mühendisi olmak için okumaya başladığımda çok da mesleğimle ilgili bir fikrim yoktu. Belki doktor olsam benim kişiliğimle daha uyumlu olacaktı. Belki de sahne sanatları okumalıydım, belki de bir psikolog olmak bana daha çok huzur verecekti. Bunu bilemezdim ki, değil mi?
Bugün, yarın sabaha kadar bir karar vermem lazım. Hayatımı ciddi anlamda değiştirecek. Ne yapmam ya da yapmamam gerektiğini, neyin iyi neyin kötü olduğunu teraziye koyup ölçecek durumda değilim. Çünkü herşey soyut. Uzun zamandır düşünüyorum, her yönüyle düşündüm. Her tarafından baktım ve en iyisine karar veremedim. Peki ne mi yapacağım? Hiçbirşey düşünmeyeceğim, Sabah kalkıp telefon edeceğim ve kararımı bildireceğim. O an içimden ne gelirse onu söyleyeceğim. Hepimize hayırlı olsun...

'Ben de hemen söyleyeyim ki, ağır ve kesin bir kararın doğruluğuna inanmak için her köşesinden durum üzerinde düşünmek gerekir. ağır ve kesin bir karar uygulamaya başlandıktan sonra ?keşke şu tarafını, bu tarafını da düşünseydim... belki bir çıkar yol bulurduk, yeniden bunca kan dökmeye, bunca can yakmaya gerek kalmazdı? gibi duraksama, karar sahibinin vicdanında kanayan bir nokta olur ve onu yaptığının doğruluğundan kuşkuya düşürür.' M. Kemal Atatürk

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...