Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

İkna Etmek / Psikolojik Sorunlar

İkna Etmek

Kimi ?geyik muhabbeti' der, ben ?avare mantık' demeyi severim, oradan buradan öylesine konuşmalara. Önünü sonunu düşünmeden, söylediğinden çıkabilecek sonuçların sorumluluğunu taşımadan, bir daldan öteki dala fikir değiştirerek atlamanın keyfi insanlık halidir. Kuşkusuz bu keyfi, keyfini kaçırmadan ve de keyfin kaçmadan yaşayabilmenin asla gözardı edilmemesi gereken bir sırrı vardır : Avare mantık konuşmaya dalanlar arasında ucu iktidar sorununa dayanan bir ilişki biçimi, örneğin sevgililik, olmaması. Sevdiğini sahiplenme içgüdüsü sevgilinin nasıl düşünüp, nasıl davranması gerektiğini belirleyen bir özdeşlemeyi getirir ki, tenlerin kucaklaşmasındaki heyecan, coşku ve sessiz derinlik düşüncelerin ve davranışların aynılaşması gereği belirdiği anda fırtınaya kapılır, kaybolup gider.
İnsanoğlu üstesinden geleceğine iktidar üstünlüğünü türlü biçimlerde yeniden yaratır, gündelik yaşamının neredeyse her anında bir daha, bir daha üretir ve kurduğu ilişkilerin dümenini ona bağlamanın yolunu bulur.
Oturmuş, avare mantık lâflıyoruz. Rahatız, ağzımızdan çıkanı kulağımızın duymasını gerektirecek bir durum yok. Bir toplum tasarımı tutturmuşuz ; hayal kurmanın sınırlarını iktidar engellerine takılmaksızın, yasaklar alemindeki tuzakları umursamaksızın zorlamanın keyfini, birbirimizin keyfini kaçırmadan, keyfimiz kaçmadan yaşıyoruz. Sınırlar aşıldıkça, o an düşündüğünü o an söyleyebilmenin özgürlüğü bizi uçurur olmuş, mantık tam avare !
Saatler ilerledi, sohbet koyulaştı, yeni toplumu kurduk, her türlü iktidar ilişkisini yüzyıllar geride bıraktığımız toplum yapısıyla birlikte gömdük, sıra bireyler arasında doğabilecek ihtilafların çözümlenmesine geldi. Hayal sınırlarını aşmışız; devlet sönmüş, iktidar gücü yaratan ilişki biçimlerinin tüm kaynakları kurutulmuş, yeni insan yeşermiş, demokrasi söz olmaktan çıkmış sözlüklerde bile yer almıyor, özgürlük hava olmuş nefes aldıkça sonsuzluğa pupa yelken açılıyoruz, tutmayın bizi...
Birden, avarelikte bile tutarlılığa inanmaya mı başladık ne, mantığı yönlendiren nereden çıktığı bilinmez rüzgara kapılıveriyoruz. Kurduğumuz toplumda, bireyler arasındaki türlü çeşitli ilişkilerden doğacak ihtilâflar nasıl çözümlenecek ? Devleti söndürmüşüz, kurumları, doğal ki yargıyı, tarihin bir yerinde bırakmışız, iktidar kaynaklarının köküne kibrit suyu dökmüşüz, ancak ihtilâf var ! Aldı mı bizi bir tedirginlik ; çöz bakalım kendi yarattığın toplumdaki insan ilişkilerinden doğan ihtilâfları...
Birimiz, ?o toplumda insanlar arasında ihtilâf niye doğsun ki ?' deyiverdi. Her kafadan avare bir düşünce, sonunda milyonlarca, milyarlarca insanın aynı düşünüp aynı biçimde davrandığı ihtilâftan yoksun bir toplumun çekilmezliğine karar verdik.
Bir başkası, ?ona bugün anladığımız anlamda ihtilâf denmez, bugünün anlayışıyla yaklaşamayız, o günün olası koşullarında düşünelim' dedi. Düşündük, daha doğrusu tasarladığımız toplumun olası koşullarını kurgulayamadığımızdan düşünemedik ; bugünkü ihtilâfın o günün nesi olabileceğine karar veremedik, kısacası böyle bakınca çözümsüz kaldık.
Bir diğerimiz, ?yeni toplumumuzda ihtilâflar ikna yöntemi kullanılarak çözümlenmeli' önerisini getirdi. Ne olduysa bu öneri üzerine oldu. ?Nasıl yani ? Kim kimi ikna edecek ?', ?Yöntem ikna etmek ise, ikna edecek bir kurum, bir bilge mi olacak ?', ?İhtilâf taraflarından hangisi ikna olursa ihtilâf çözümlenmiş sayılacak ?', ?İhtilâf birden fazla kişi arasındaysa ikna yöntemi nasıl işleyecek ?', ?Taraflar ikna olmak zorundalar mı ? İkna olmazlarsa ne olacak ? İkna olmamanın müeyyidesi olacak mı?' Avare mantık derken yolda kalıverdik ; tutarlı mantığa geçtik, bu kez apışıp kaldık. Avare düşünüp, avare konuşurken hayal sınırlarını aştık, yeni toplumu yarattık : iktidar ilişkilerinin tüm kaynaklarını rahatlıkla ve keyifle yok ettik. Sonra, yarattığımız yeni toplumun olası koşullarını avare düşünüp avare konuşarak, hayal sınırlarımızın önünde engel olmamasına rağmen canlandıramadık. İkna dedik, tutarlı düşünüp tutarlı konuşmaya başladık, bir de görelim ki ihtilâfları çözmek için iktidar gücü yaratıyoruz.
İşte acı olan da bu : İnsanın, insanlığın önüne dikilmiş en uğursuz engelleri yıkmak amacıyla kendi tasarladığı yeni toplumda, üstelik daha düşünce aşamasında bu uğursuz engellerden birini herkesten önce ve bizzat yaratması...

Yücel SAYMAN

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 1
 

02.10.2007 05:34:12 Tarihinde yorumlamış

merhaba arkadaşım yorumunda avare kelimesini çok kullanmışsın.hoş olmamış bence kusura bakma
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...