Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Konuşma / Psikolojik Sorunlar
İnsan konuşma yetisi ile doğar.Bu temel yeti ile içine doğduğu toplumun dilini öğrenir.
İnsan oğlu var oluşundan beri konuşmaktadır. Bu onbinlerce yıl
demektir. Oysa yazının kullanımı ancak son on bin yıllık bir süre içinde gerçekleşmiştir.Yazı, konuşmanın yetersiz bir fotoğrafıdır.Çünki yazı, konuşma karşısında eksiktir, fludur.
Yeryüzünde hiç bir dil yazıldığı gibi okunmaz,okunduğu gibi yazılamaz.(Hiyelogrif alfabe dışında)
Asıl olan konuşmadır.Konuşma olgusu çok karmaşık bir yapıdadır.Diksiyon denilen bilim dışı faaliyet konuşmayı açıklayamaz, uygulatamaz. Bir takım yapay,artistikmiş gibi faaliyetler, tamamen uydurmadır ve doğal dile zarar vermektedir. Diksiyon, Aristokrasiye öznen Fransız burjuvazisinin bir fantazisidir.Fransız tiyatrosu zengin müşterileri çekebilmek için bu fantaziyi sahne konuşması olarak kullanmıştır.Moliére dar bir sınıfa özgü bu konuşma tarzını "Kibarlık Budalası" adlı oyununda mizah konusu yapmıştır.
Fonoloji'nin saptadığı standart Türkçe konuşmanın dışında her türlü tonlama(!)çalışması saçma ve abestir.
Türkiye'deki bu gayretlerin kökeninde yüzyıl önce İstanbul'a gelip, Pera' da temsiller veren üçüncü sınıf Fransız tiyatrolarının öğretileri vardır ve tamamen yapay ve uydurmadır.Sahne konuşması olarak edinilen bu yanlış bilgi, hevesli Ermeni vatandaşlarımız tarafından Türkçe'ye uygulanmış,daha sonra aynı yanlış tavrı Türk sanatçıları sahnelerde sürdürmüştür.Güllü Agop,Tomas Fasulyeciyan,Kınar hanım, Ahmet Fehim ve Muhsin Ertuğrulun hocası Burhanettin Tepsi bu sanat heveslilerinden bazılarıdır.Geleneksel Ortaoyununun horlanıp yok edilmesiyle İstanbul ağzı gösteri sanatlarından silinmiştir. Şehir tiyatrolarının sahne konuşmalarında bu iz bir gelenek gibi derinden derine sürmektedir.O güzelim siyah beyaz Yeşilçam filmlerindeki düblaj rezaletinin altında üçüncü sınıf Fransız turne tiyatroları ve onlara özenen Ermeni ve Türk tiyatro heveslilerinin izlerinin olması ironiktir. Cumhuriyetle birlikte kurulan Devlet Konservatuarı'na konuşma konusunda umutlar bağlandığını yazışmalardan biliyoruz.Ama gösteri bölümünün kurucusu Carl Ebert yanı sıra Phung adında bir ses eğitimi hocası getirmiş, o da Alman dilinin uydurma sahne entonasyonunu Türkçe'ye uygulama garabetine girmiştir.
Üçüncü sınıf şair, yazar ve edebiyat hocalarından oluşan Türk Dil Kurumu ise dünyada bir benzeri olmayan arı dil yaratma gafletine düştüğü için olup bitenlerden habersizdir.
Bu sırada yine de olumlu bir girişim olmuştur. Standart konuşma biçimi olarak kabul edilen İstanbul ağzını iyi bilen Nurettin Sevin adında iyi niyetli bir yabancı diller hocası, durumu düzeltmek için Konservatuarda dersler vermeye başlamıştır, Bu gün bile geçerliğini koruyan bir Türkçe fonetik dersleri kitabını yayınlamışsa da, çok az basılan bu kitap ortalıkta bulunmamaktadırtır. Dünyada zaten çok genç olan Lenguistik bilimine ve fonetik çalışmalarına dayanan Nurettin Sevin'in bu gayreti anlaşılamamış, büyük direnişlerle karşılaşmıştır.Daha yakın zamanlarda Türkçe'nin ses yapısı üzerine çok değerli çalışmalar yayınlayan Prf.Ömer Demircan, Türk Dil Kurumunda benzer direnişle karşılaşacaktır.
Şu an çeşitli konservatuarların oyunculuk bölümlerinde ve özel konuşma
kurslarında diksiyon adı altında yürütülen derslerin alt yapısı ve geçmişi budur.Üniversite çatısı altında böyle bir faaliyet ve içerik tek kelimeyle skandaldır.
Son zamanlarda linguistik, fonoloji ve fonetik bilgileriyle donanımlı bir kaç öğretmenin gayretleri görülmekteyse de,bu öğretmenlerin uygulamalardaki konuşma becerisizlikleri öğrencide kuşkular yaratmakta ve öğrencinin kulağını yine piyasaya dikmesine neden
olmaktadır.
Etkili konuşma adı altında verilen dersler, hocanın standart Türkçey'e hakkıyla vakıf olmasına ve üstün konuşma becerisine bağlı olmak şartıyla olumlu sonuçlar verebilir.Ama verili bir oyunculuk çalışmasında metni doğal konuşmaya çevirmek, sağlam bir fonetik bilgisi ve uygulama becerisi ile mümkündür.
Çare:En başta bilimsel ciddiyettir. Bu gün Türkiye'de özellikle İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde, Boğaziçi Üniversitesi'nde,Dil Tarih ve Coğrafya
Fakültesi'nde dil bilim ve onun bir kolu olan ses bilim üzerine seçkin
çalışmalar yapılmaktadır. Bu konu da bilgi ve birikim konuşma dersleri
verecekler için mevcuttur.Bu bilgiler derin bir mesai ile edinildikten sonra,konuşma becerisi yüksek kişiler tarafından uygulamalı konuşma dersi olarak işlenebilir.
Diksiyon teriminin kullanılmaması ve tonlama adı altında gariplikler yapılmaması bile bu gün çare yolunda ilk adım olabilir.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi