Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Doğrucu Beden Dili / Psikolojik Sorunlar

Doğrucu Beden Dili

-?Ona kanım hiç kaynamadı?
-?Görüşmemizin daha ilk dakikasında ona verdim notumu?
-?Onda beni iten birşeyler var?
-?Ne yalan söyliim adam bana pek güvenilir gelmedi?
-?Size kanım okadar kaynadıki anlatamam. Sanki yıllardır sizi tanıyor gibiyim?.......v.s. şeklindeki sözleri mutlak duymuşsuzdur ya da bizlerde kullanımışsızdır. Eveeet buyrun beden dili. Siz ne kadar saklasanız da, beden diliniz doğrucu davut.. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar beden diline dur sen kal demişler. Neden mi? Sözlerini beden dilleri kdara yeterince inandırıcı bulmamış olsalar gerek. Çünkü ağzınızla kuş ta tutsanız sözcüklerin karşınızdaki kişiyi etkileme gücü % 7 iken beden dilinin etkisi % 55. Hadi ses tonunuz da sözcüklerinize güç kattı % 45'lik bir etki yarattınız ama yine beden dili kadar etkileyici değil. 1960 ?lı yıllarda Prof.Dr.Albert Mehribian yaptığı ve ileriki yıllarda da iletişim uzmanlarınca desteklenen bu veri de şu anlatılıyor. İnsanlar ne söylediğinizden çok onu beden diliniz ile nasıl söylediğinize, ne kadar doğruladığınıza bakıyorlar. Sözcüklerin beden ile orantılı olması sizi iletişimi güçlü, anlaşılabilir, duygularını her yönden verebilen bir insan yapıyorken, aradaki zıtlık sizi güvenilmez, itibar edilmez bir kişilik olduğunuza yönelik mesajlar veriyor. İnsan vücudu müşiş bir biyolojik mühendistlik örneği. Beden dilini doğru kullanamayan insanlar için beden dili bir iletişim kara kutusu ve ancak o kara kutuyu bulup çözebilen insanlar iletişim bilgisine layıkıyla ulaşabiliyor. Çünkü saçlarımızdan ayak parmaklarımıza kadar mesajlarla doluyuzdur. Her kare nerdeyse bir mesaj verir. Saçlarını omuzdan geriye atarak size bakan bir bayan çapkınca mesaj verirken, parmaklarıyla kafanın yanlarını veya arkasını kaşıyan kişi dalgınlık, düşünce durumuyla ilgili mesajlar veriyordur.. .

Yurtdışında beden dilinin önemini ve gücünü bilen kurumlar, üniversiteler, politikacılar, emniyet teşkilatı beden dili eğitimleri almaktalar ya da organize etmekteler. İlk izlenimlerinin, ilk imajlarının 30 saniyede oluşacağını bilen bir kimse iş görüşmelerinde bu süreyi başarıyla kullanıp, görüşmenin ilerleyişinde daha rahat olmaktadırlar. Beden dilinin karşı cinste ve farklı kültürlerde farklı yansımaları olacağını bilen bir kimse davranışları o kıstaslarda değerlendirir. Kolejli bayanların kitap taşırken kitaplarını gögüz bölgesinde iki avucuyla çarpraz şekilde tutarak taşıması normal bir davranışken, bunu bir erkeğin yapması yanlış mesajlar verecektir. Avrupa, Amerika ve ülkemizde küçük ve sevimli şeyleri severken başını okşamak normal bir davranışken bunun Sri Lanka, Hindistan gibi ülkelerde yapılması kıyametin kopmasına neden olur. Çünkü ruhun başta olduğuna inanılan bir kültürde bu inanılmaz yasak ve yanlış bir davranıştır. Bizde bacak bacak üzerine atma normal iken bir çok arap kültüründe bu karşısındaki kişiye hakarettir. Bizde hala güneydoğu da toprağa bereket gelsin, yağmur yağsın diye köyün imamıyla, şıhıyla yağmur duasına çıkılırken, Günet Etiyopya ve Bali tarlalara cinsel organa benzeyen heykeller dikilir. Ekranlarda izlediğimiz üzere bizde kurban bayramında kaçan inekleri ateş ederek vurmak nerdeyse normal karşılanırken, bunu Hindistan da yapıyor olmak kıyametlerin kopmasına sebep olur. İster beden dili olsun ister konuşmak olsun herşey daha anlaşılır olmak daha çok bir birimizi, kendimizi tanımaya yönelik iletişim şekilleridir. Çünkü beden dili kendimizi ifade etmemizi, karşımızdakini anlamamızı, kendi iç dünyamızı gözlemlememizi gibi v.s şeyleri yorumlamamıza yardımcı olur. Keşfetmek bir serüvendir ve beden dili de bu serüvenin önemli, keyifli bir bölümüdür. Doğrucu Beden dili kitabımda bu seyahate çıktım sizlerle. Seyahat bitti mi hayır daha yeni başladı, seminerlerle de devam. Bitecek mi? Nerdeee daha çok devam. Yunus Emrenin dediği gibi ?Bir ben varki benden içeri?. İnsanın kendi içine seyahatine, kendini çözmesine ömrü yetmiyorki. İşimizi gücümüzü bırakıp kendimizi kendimize versek bile enaz 100 yıl sürer bu seyahat.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...