Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Başarının Düşmanı Sinirlilik / Psikolojik Sorunlar

Başarının Düşmanı Sinirlilik

Sinirlilik halinin bazı psikiyatrik bozuklukların belirtisi olabileceğini belirten Uzman psikiyatrist Dr. Oğuz Tan, stresli iş hayatı, mutsuz aile ortamı, alkol ve madde kullanımının sinirliliği arttırdığını söylüyor.
Çok çabuk sinirlenen bir yapıya sahipseniz dikkat. Çünkü sinirlilik tek başına ruhsal bir hastalık olmasa da önemli bazı psikiyatrik bozuklukların habercisi olabiliyor. Stresli iş hayatı, mutsuz aile ortamı, alkol ve madde kullanımının sinirliliği arttırdığını söyleyen Uzman Psikiyatrist Dr. Oğuz Tan, kişilik yapılarıyla sinirlilik hali arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu belirtiyor. Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Uzman Psikiyatristi Dr. Oğuz Tan, depresyon geçiren, takıntılı, mükemmeliyetçi tiplerin, şüphecilerin ve duygularında aşırı iniş çıkış yaşayanların sinirlerine kolay kolay hakim olamadıklarını anlatıyor.Tan, sinirlilik halinin kişiyi evlilikten iş yaşantısına kadar pek çok alanda başarısızlığa götüreceğine dikkat çekiyor.

Sivrisineğe tüfekle ateş ederler

Sinirli kişilerden bazılarının öfkelerine hakim olmayı çok istemelerine rağmen başarılı olamadıklarını anlatan Tan, bu yüzden öfke nöbetinin ardından büyük pişmanlık yaşadıklarını belirtiyor. Bazı tiplerin ise öfkeleri karşısında kendilerini haklı çıkarmaya çalıştıklarını söyleyen Tan şu bilgileri veriyor: "Bu kişiler 'böyle bir olaya da kızmamak olmaz ki', 'beni tahrik ediyorlar, hiç alttan almıyorlar' gibi mazeretler üretirler. Çevrelerine zarar verdikleri, insanları kırıp incittikleri halde anlaşılmayı beklerler. Başkalarının duygularını anlamakta zorlanırlar. Bazen durumlarda haklı bile olsalar, tepkileri aşırıdır. Sivrisinek herkesi rahatsız eder, ama asabi kişiler sivrisineğe tüfekle ateş ederler."

Evlilik sarsılır

Sinirli insanların evlilikleriyle de ilgili sorunlar yaşadıklarını anlatan Tan, "Sık öfkelenen bir eşe katlansanız bile, ona sevginizi sürdürebilir misiniz?" diye soruyor. Sinirli ebeveynle büyüyen çocukların da ruh sağlığının etkilendiğini söyleyen Tan, "Çocuğun küçük dünyasında en büyük hedefi anne-baba tarafından sevilmek, onlara kendini beğendirmektir. Sinirli ebeveyn 'Ben çocuklarımı çok seviyorum' dese de, önemli olan duyguların çocuk tarafından nasıl anlaşıldığıdır" diyor.

Sinirli kişilerin iş veriminin de düşük olduğunu ifade eden Tan sözlerini şöyle sürdürüyor: "Sinirlilik iş verimini azaltır. Gereksiz yere strese kapılan, çarçabuk huzuru kaçan, insanların kalbini kıran birinin iş hayatında doğru adımlar atması zordur. Öte yandan pek çok başarılı iş adamı ve yönetici de sinirliliği ile meşhurdur. Bunun sebebi şudur: İş hayatında insanı başarılı kılan titizlik, mükemmeliyetçilik, hata kabul etmeme, hırs, yenilgiyi kabullenememe gibi kişilik özellikleri aynı zamanda sinir sahibi yapar."

Ruhsal soruna yol açar

Bazı ruhsal hastalıkların ve kişilik yapılarının kişiyi sinirli yaptığını anlatan Tan, şu bilgileri veriyor: "Depresyon geçiren kişiler genellikle sinirli olurlar. Kaygı bozuklukları da çoğu hastayı sinir sahibi yapar. Yine takıntılı, titiz, mükemmeliyetçi kişiler çoğunlukla sinirlidirler. Bunlar kılı kırk yaran, her şeye dikkat eden, en küçük hatayı gören insanlardır. Sabit fikirlidirler. Yine şüpheci insanlar sinirlidirler. Bunlar her sözün, her bakışın ardında bir kötü niyet ararlar. Bu kişilere göre insan insanın kurdudur. Kardeşe, anneye-babaya bile güvenmek ahmaklıktır. Başkalarıyla fazla saf oldukları için alay ederler. Ayrıca duygularında aşırı ve hızlı iniş çıkış yaşayanlar, 'dengesiz' kişiler asabidirler. Sizi birgün göklere çıkarır ertesi gün yerin dibine batırırlar. Birgün çılgınca aşık olur ertesi gün aldatırlar. Antisosyal yani psikopatlar da yine şiddetli öfke patlamaları geçirirler. Küçük sebepler yüzünden yok yere cinayet işleyip sonra cezaevlerinde sürünenler genellikle bu kişilerdir. Cezaevlerinde yatanların önemli bir bölümünü bu insanlar oluştururlar. "

Sinirlilik hali eğer ruhsal sebeplerden dolayıysa tedavi ile ortadan kalkacağını söyleyen Tan, kişilik yapısından kaynaklananın geçmesinin mümkün olamayacağını belirtiyor.
(21-3-2005/Yenişafak)

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...