Mum dibine ışık vermez.
Ara

Merak Zekası Yaratıcı Zekadır / Psikolojik Sorunlar

Merak Zekası Yaratıcı Zekadır

Anne yuvasından ilk ciddi uçuşuna insan, ilkokulla birlikte başlıyor; okumanın, yazmanın ve sayı saymanın yanı sıra başka çocuklarla sosyalleşmeyi öğreniyor. Ama iki şeyi hızla unutmaya başlıyor: doğal olmak ve merak. Adım adım duygularını bastırmayı, yok saymayı, bazı duyguları iyi bazı duyguları kötü olarak algılamayı da öğreniyor. Her şeye isim koymayı belleten eğitim sistemi, duygularımızı adlandırmayı, duyguların ne anlama geldiğini öğretmiyor bize.
Merakın ilk ifadesi olan cinsellik, çoğu toplumda ayıp, günah gibi kavramlar ve tabularla bastırılıyor. Bir insanın cinselliğini tabuların kıskacı altına alırsan onun merakını da öldürürsün. Cinselliğin ve merakın birbiriyle doğrudan bağlantısı vardır. Cinsellikle barışık olunduğu ve doğallığı içinde ifade edildiği ölçüde Duygusal Zeka ve Ruhsal Zeka gelişir. Bana göre ilk günah, merakın öldürülmesidir; Merak Zekasının katliamı.
Merak Zekası sadece dış dünyada olan biteni değil, iç dünyamızda olan biteni de merak eden, araştıran ve kendini tanımaya (yeniden kim olduğunu hatırlamaya) öncelik veren bir derin zeka türüdür; Ben'in zekasıdır.
Ben'in zekası, Ben'in çağrısıdır.
Merak, insan ruhunun doğal yeteneğidir. Ben'imizi bastırdığımız ölçüde Merak Zekamızı da bastırıyoruz ve Ego'nun duvarları içine hapsediyoruz kendimizi.
Merak Zekası, özünde insanın kendisini ve varolma nedenini araştırmasıdır. Amacı kişinin kendisini tanımasıdır.
İşte bu, gerçek spiritüelliktir.
Spiritüellik, kişinin Ben'iyle içsel buluşması ve Yüksek Ben'ine uygun yaşamasıdır.
Kendini tanımak duygularımızı tanımaktan geçiyor. Duygularını tanımadığı için biyolojik yaş olarak sekseninde öldüğü halde, aslında on yaşında ölmüş nice insan var. Duygularımızı bastırdığımız, onlara yabancılaştığımız zaman yaşamda gelişmek yerine geriler ve sadece var oluruz.
?Kendinizle Yüzleşin? workshopumuza katıldığını söylediği için yakınları tarafından ?ti'ye alınan, ?Sen kendini tanımak için eğitime mi gidiyorsun?? diye alaylı sözlere maruz kalan katılımcılarımızın sayısı hiç de az değil.
Oysa kendini tanıma yolculuğu dünyanın en zor ama ödülü YAŞAM kadar büyük ve derin olan yolculuğudur. Bu yolculuğun yol göstericileri duygularımızdır.
Çocukken duygularımızı dolu dolu hissediyor, dürüstlükle ifade ediyorduk. Büyüdükçe onları kaybettik. Şimdi onları yeniden keşfetme zamanı... ve bu kez bilinçlice.
Duyguların şifresini bilmediğimizde onları yanlış anlar ve yorumlarız. Bu da hayatımızda karmaşa ve acı olarak tezahür eder. Duyguların dilini anlayıp onları yönettiğimizde ani ve tepkisel kararlar vermeyiz.
Duygularımızın dilini öğrenmeden, duygularımızın zekasına saygı duymayı bilmeden gelişmek ve olgunlaşmak im-kan-sız-dır!
Bireysel gelişim yolculuğu duygularımızı tanıma yolculuğudur. Amacı kişinin kendisini gerçekleştirmesidir.
Nil Gün

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...