Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Ara

Ruhsal Zeka, Derin Merak Zekasıdır / Psikolojik Sorunlar

Ruhsal Zeka, Derin Merak Zekasıdır

İnsan anne yuvasından ilk ciddi uçuşunda ilkokula başlıyor, başka çocuklarla sosyalleşmeyi öğrenmenin yanı sıra okumayı, yazmayı, sayı saymayı öğreniyor. Ama iki şeyi daha da hızlı unutmaya başlıyor: Doğal olmayı ve merak etmeyi. Adım adım duygularını bastırmayı, yok saymayı, bazı duyguları iyi bazı duyguları kötü olarak algılamayı da öğreniyor. Her şeye isim koymayı öğreten eğitim sistemi, duygularımızı adlandırmayı, duyguların ne anlama geldiğini öğretmiyor bize.

Merakın ilk ifadesi olan cinsellik,çoğu toplumlarda ayıp, günah gibi kavramlar ve tabularla bastırılıyor. Bir insanın cinselliğini tabuların kıskacı altına alırsan onun merakını da öldürürsün. Cinselliğin ve merakın birbiriyle doğrudan bağlantısı vardır. Cinsellikle barışık olunduğu ve doğallığı içinde ifade edildiği ölçüde Duygusal Zeka ve Ruhsal Zeka gelişir. Bana göre ilk günah, merakın öldürülmesidir. Merak Zekasının katliamı.

Merak Zekası sadece dış dünyada olan biteni değil, iç dünyamızda olan biteni de merak eden, araştıran ve kendini tanımaya (yeniden kim olduğunu hatırlamaya) öncelik veren bir derin zeka türü. Ben'in Zekası.
Ben'in Zekası, Ben'in çağrısıdır.

Merak, insan ruhunun doğal yeteneğidir. Ben'imizi bastırdığımız ölçüde Merak Zekamızı da bastırıyoruz ve Ego'nun duvarları içine hapsediyoruz kendimizi.

Merak Zekası, özünde insanın kendisini ve varolma nedenini araştırmasıdır.

Amacı kişinin kendisini tanımasıdır.
İşte bu gerçek spiritüelliktir.
Spiritüellik, kişinin Ben'iyle içsel buluşması ve Yüksek Ben'ine uygun yaşamasıdır.

Kendini tanımak duygularımızı tanımaktan geçiyor. Duygularını tanımadığı için biyolojik yaş olarak 80 yaşında öldüğü halde, aslında 10 yaşında ölmüş nice insan var. Duygularımızı bastırdığımız, onlara yabancılaştığımız zaman yaşamda gelişmek yerine geriler ve sadece var oluruz.

??Kendin Olmak? workshopumuza katıldığını söylediği için yakınları tarafından ti'ye alınan, ?sen kendini tanımak için eğitime mi gidiyorsun?? diye alaylı sözlere maruz kalan katılımcılarımızın sayısı hiç de az değil.
Oysa kendini tanıma yolculuğu dünyanın en zor, ama ödülü YAŞAM kadar büyük ve derin olan yolculuğudur. Bu yolculuğun yol göstericileri duygularımızdır.

Çocukken duygularımızı dolu dolu hissediyor, dürüstlükle ifade ediyorduk. Büyüdükçe onları kaybettik. Şimdi onları yeniden keşfetme zamanı... ve bu kez bilinçlice.

Duyguların şifresini bilmediğimizde onları yanlış anlar ve yorumlarız. Bu da hayatımızda karmaşa ve acı olarak tezahür eder. Duyguların dilini anlayıp onları yönettiğimizde ani ve tepkisel karalar vermeyiz.

Duygularımızın dilini öğrenmeden, duygularımızın zekasına saygı duymayı bilmeden gelişmek ve olgunlaşmak im-kan-sız-dır!

Bireysel gelişim yolculuğu duygularımızı tanıma yolculuğudur. Amacı kişinin kendisini gerçekleştirmesidir.

Duygular nedir? Ne işe yarar? Her duygunun ardında olan bizi geliştirici mesajlar nelerdir? Duygular ruhun mesajlarıdır. Hislerimiz ise bu mesajları nasıl yorumladığımızdır. Örneğin korku duygusu doğal bir duygudur. Ama korku duygusuna verdiğimiz tepkiler bizi özgürleştirir de tutsak kılabilir de. Kızgınlık duygusu duygunun içindeyken yaşadığımız hislere göre yapıcı veya yıkıcı olabilir.

Duygularımızı tanımadığımız için, hislerimizi o duygunun tanımı sanıyoruz. Bu nedenle de bazı duygulara kötü, bazı duygulara iyi yaftasını asıyoruz.

Duygular BEN'in mesajlarıdır.

Hisler, EGO'nun yorumlarıdır.

Duygularımız İçimizdeki Şaman'ın mesajları.. Onlar iç dünyamızın hava raporu. İçeride ne oluyorsa dışarıda da o olur. Duyguların rehberliğinden yararlanmanın ön koşulu, duygularımızı doğru isimlendirme, dolu dolu hissetme, yorumlama konusunda dürüst olma cesaretini gösterebilmektir. Aksi takdirde duygularımızdan yararlanmak yerine onlardan korkmayı, onları bastırmayı öğreniyoruz. Duyguların bir süre bastırılsa da, onlardan kaçmaya çalışılsa da asla yok edilemeyeceğini ve kaçılamayacağını bilmeden. Kendimizden kaçamayız ki!

Duygularımızın dilini öğrendiğimizde onların bize verdiği mesajları da anlıyoruz. Sadece iç dünyamızın günlük hava raporunu değil, gelecek günlerin hava raporunu da bildiriyor bize. Hava raporu bize önümüzdeki günlerde büyük bir fırtına ya da seller yaratacak yağmur geleceğini söylediğinde elimizden gelen tedbiri alıyor, günlük yaşamımızı ona göre düzenlemeye çalışıyoruz değil mi? Örneğin; bir piknik ya da tatil planlıyorsak bunu iptal ediyoruz, yeni planlar yapıyoruz. Duygularımızın hava raporunu da bildiğimizde ona uygun önlemler alarak mümkün olduğunca zararı ortadan kaldırmaya ya da en aza indirmeye çalışma yetisine de sahip oluruz. Bir yabancı dil öğrendiğimizde nasıl yeni dünyalara açılıyorsak, duyguların dilini öğrenmek bize derin iç dünyamızın kapılarını açıyor.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 1
 

kalite 29.12.2009 04:48:32 Tarihinde yorumlamış

sağolunzaten bizi davranışlara iten duygusal fakültelerimiz değilmidirHani Rabbimiz buyuruyorya sizin içinizdekileri de dışınızdakileride bilirimaltta yatan niyetlerRabbim kendini ıslah edenlerden kılsın
Yöneticiye Bildir
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...