Mum dibine ışık vermez.
Ara

Peki Ya Zekanın Sınırları Nedir? / Psikolojik Sorunlar

Peki Ya Zekanın Sınırları Nedir?

Zeka testlerinde ortalama ZB, genel olarak 100'dür. İnsanların yaklaşık %70'inin ZB'si 85 ile 115, %95'inin ZB'si ise 70 ile 130 arasındadır. Bu yazıda zekanın uç noktalarındaki insanlar üzerine eğileceğiz. Bunlar zeka geriliği ya da üstünlüğü olan kişilerdir.

Zeka Geriliği
Zeka geriliği çeşitli alanlara yayılmış birçok farklı zihinsel eksiklik ya da yetersizliği belirtmek için kullandığımız bir kavramdır. Amerikan Psikoloji Birliği zeka geriliğini ?genel zihinsel işlevlerde önemli ölçüde ortalamanın gerisinde ve buna bağlı olarak uyumsal işlevlerde önemli engelleri bulunma durumu? olarak tanımlamaktadır. Buna ek olarak bu durum kişi 18 yaşına gelmeden önce ortaya çıkmış olmalıdır. Düşük ZB puanı bir kişide zeka geriliği bulunduğunu söylemek için yeterli değildir. Buna ek olarak kişi, bağımsız olarak yaşayabilecek şekilde gündelik yaşam becerilerinden de yoksun olmalıdır. ?Hafif zeka geriliği? tanımına sokulan kişilerin ZB puanları 50-70 arasındadır ve bu kişiler toplum içinde kendine yetebilir, 6. sınıf düzeyinde akademik beceriler elde edebilirler. ZB'leri 30 ile 50 arasında bulunan kişiler ?orta dereceli gerilik? sınırındadırlar. Bu kişiler 2. sınıf düzeyinde bilgiler elde edebilir ve korunaklı bir iş ortamında beceri gerektiren işleri yapabilirler. ZB'nin 20 ile 30 arasında olması ise ?ağır gerilik? olarak sınıflandırılır. Bu kişiler gözetim ve yönlendirme altında basit işleri yapabilir; ancak beceri gerektiren illeri öğrenemezler. ?Çok ağır gerilik? sınıfında ise ZB'leri 20-25'in altında olan kişiler vardır. Bu kişilerin sürekli bakım ve gözetime gereksinimleri vardır.

Zeka geriliğinin nedeni nedir ve üstesinden nasıl gelinir?
Çoğu durumda zeka geriliğinin nedeni bilinmemektedir. Özellikle zeka geriliğinin yaklaşık %90'ını oluşturan ?hafif gerilik? durumunun nedeni genellikle bilinmemektedir. Nedenlerin belirlenebildiği durumlarda ise bu nedenler çoğunlukla biyolojik olmayan nedenlerdir: Çevresel, sosyal, beslenme ya da risk faktörlerinin değişen derecelerde zeka geriliğine yol açtığı gösterilmiştir. (Scott ve Carran, 1987)
Vakaların yaklaşık %25'inin genetik ya da biyolojik nedenleri vardır. Örneğin fenilketonuri(PKU) olarak bilinen genetik temelli bir hastalık zeka geriliğine yol açmaktadır. PKU olan bir kişinin karaciğeri beyin gelişimi için gerekli bir tür enzimi üretmemektedir. PKU 25.000 de bir görülmektedir (Minton ve Schneider, 1980). Ağır zeka geriliğinin diğer bir nedeni Down sendromu, bir kromozom anomalisidir. Bu sendrom 600 de bir bebeği etkilemektedir. Bu kişiler 21. kromozomun bir bölümünde bir hasarla doğmaktadır. Down sendromu ilk kez 19. yüzyılda yaşamış İngiliz doktor Langdon Down tarafından tanımlanmıştır. Down sendromunda ağır zeka geriliği ile birlikte el, ayak ve göz kapaklarında deri kıvrımları gibi belirgin fiziksel şekil bozuklukları görülür. Down sendromu vakarlının büyük çoğunluğuna bebeğin geliştiği yumurtanın annenin doğumunda hasarlı olması ya da yumurtlama zamanında hasar oluşması neden olur. Vakarlın yaklaşık %5'inde ise hasarın spermden kaynaklandığı sanılmaktadır. (Antonarakis, 1991)

Ağır zeka geriliğine neden olan biyolojik hasarı geri döndürmek için pek bir şey yapılamamaktadır. Ancak geriliğin etkileri eğitim ve yetiştirme uygulamalarıyla azaltılabilir. Günümüzde fiziksel özürlü öğrencilerin büyük çoğunluğu, kaynaştırma adı verilen bir yöntemle kendi bölgelerindeki okullara gitmekte böylece özürlü olmayan akranlarıyla etkileşim fırsatı bulmaktadırlar. Benzer bir çaba da zeka geriliği bulunanları büyük ölçekli görece yalıtılmış kurumlardan alarak daha küçük ölçekteki toplum evlerine yerleştirmek için sarf edilmektedir. Bu tür evlerde kişiler normal yaşantıya daha yakındırlar ve gelişimleri için gereken fırsatlar daha fazladır. Ayrıca toplum evlerinde insanlar iş bulmalarını kolaylaştıracak eğitimleri alabilmektedir.
Zeka gerişliği basit kategorilerle ele alınamayacak kadar karmaşık bir konudur. Zeka testleri sanat yeteneği gibi bazı becerileri ölçememekte ve zeka geriliği sınıflandırılması içinde yer alan kişiler de bazen genel yetenek alanları dışındaki alanlarda olağan üstü bir başarı gösterebilmektedirler. Bu örneklerin en çarpıcı olanları dahi performansı olarak bilinir: Zeka geriliği olan ya da zihinsel olarak özürlü ya da beyin hasarlı bazı kişiler bazı özel alanlarda olağanüstü yetenekler gösterebilirler. Bu alanlar aritmetik hesaplama, bellek, sanat ya da müzik olabilir. Dahi performansı, büyük sayılarla akıldan işlem yapma, herhangi bir tarihin hangi güne denk geldiğini bulma ya da sadece bir kez dinlenen müzik parçasını aynen tekrar etme gibi faaliyetleri içerir. Kaynağı ne olursa olsun dahi performansı, zeka geriliğinin ilginç bir parçası olmaya devam etmektedir.

Üstün Zeka
Zeka ölçeğinin diğer ucunda üstün zekalılar (yetenekliler) vardır. Zeka geriliği gibi üstün zekanın da nedenleri büyük ölçüde bilinmemektedir. Lewis Terman ve çalışma arkadaşları 1920'lerin başında ilk (ve artık klasik) üstün zeka çalışmasını yaptılar. Bu çalışmada üstün zeka akademik yetenek olarak ele alınmış ve zeka testinin en üst 2 yüzdelik dilimine giren kişiler üstün zekalı olarak tanımlanmışlardır. Daha yakın zamanlarda araştırmacılar, üstün zekanın sadece yüksek bir ZB değerinden ibaret olmayan, daha kapsamlı bir tanıma ulaşmaya çalışmışlardır. Örneğin Renzulli (1978) üstün zekayı, ortalamanın üstünde genel zeka, olağanüstü yaratıcılık ve yüksek düzeyde bir iradenin etkileşimi olarak görmektedir. Sternberg ve Davidson (1985) üstün zekayı, zekayı oluşturan bileşenlerin etkili kullanımı olarak tanımlamaktadır. Bu bileşenler; planlama, kaynak dağıtımı, yeni bilgi edinme ve etkili iş yapma bileşenleridir. ABD Kongresi 1971 yılında üstün zekanın önemli ölçüde genişletilmiş bir tanımı yapmıştır. Üstün zekalı çocuklar şu özelliklerin bir yada birden fazlasını taşıyan ya da taşıma potansiyeli gösteren kişiler olarak tanımlanmıştır: (1) genel zihinsel yetenek, (2) özel akademik yetenek, (3) yaratıcı ya da üretken düşünce, (4) liderlik yeteneği, (5) güzel sanatlar.

kayank: "Understanding Psychology"

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...