Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Kalıtım Mı Yoksa Çevre Mi Zihinsel Yetenekler Üzerinde Daha Etkili? / Psikolojik Sorunlar
Psikologlar, Birinci Dünya Savaşı sırasında askerlere zeka testleri uygularken çeşitli etnik gruplar arsında büyük farklılıklar olduğunu gördüler. Örneğin ataları İngiltere ve Almanya gibi Kuzey Avrupa kökenli olan askerlerin, ataları Yunanistan ve İtalya gibi Güney Avrupa kökenli olanlara göre daha yüksek puanlar elde ettikleri görüldü. Bazı psikologlar, bu farklılıkların bazı etnik grupların ABD'de daha uzun süreden beri bulunmasından kaynaklandığına inanıyorlardı. Diğerleri ise etnik gruplar arasındaki farkın genetik faktörlerden kaynaklandığını öne sürüyordu.
Birinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda ırk ve etnik köken ile zeka arasındaki bağlantılarla ilgili tartışmalar hızını kaybetti. Yıllar sonra bu tartışma, Arşur Jensen'in 1969'da yayınladığı bir makale üzerine yeniden alevlendi. Jensen bu makalede zeka puanlarındaki değişmenin %80'inin genetik faktörlerle açıklanabileceğini öne sürüyordu.
Bunu izleyen yıllarda zekanın kalıtımdan mı yoksa çevreden mi daha çok etkilendiği tartışması neredeyse ortadan kalktı. Fakat tümüyle yok olmadı. Ancak 1994'te Richard Hernstein ve Charles Muray tarafından yayınlanan ?Çan Eğrisi: Amerikan Toplumunda Zeka Ve Sınıf Yapısı? adlı kitap nedeniyle tartışma bir kez daha patladı. Bu araştırmacılar zekanın büyük ölçüde kalıtsal olduğunu, farklı insanların farklı zihinsel yetenekleri ?miras? aldığını, zeka düzeyinin etnik ve ırksal gruplara göre değişiklik gösterdiğini öne sürmekteydiler. Dahası Amerikan toplumunun katmanları arasında zeka bakımından giderek daha fazla farklılık oluştuğu; zihinsel ve bilişsel yetenekler yönünden seçkin bir grubun baskın olduğu belirtilmekteydi.
Bu tartışmadaki çatışan verileri ve görüşleri sınıflamak zordur; ancak tartışmaya katılanların tümü, zekanın hem kalıtımdan hem de çevreden etkilendiği konusunda birleşmektedir. Turkheimer'dan (1991) alınan aşağıdaki örneği ele alalım: Bir grup bitkiyi zenginleştirilmiş toprakta, aynı türden diğer bir grup bitkiyi ise fakir bir toprakta yetiştirdiğimizi varsayalım. Bu durumda bitkiler arasındaki farklılıklar tamamen çevresel nedenlerden kaynaklanacaktır. Ancak her grup içindeki bitkiler arasındaki bireysel farklılıklar kalımdan kaynaklanacaktır; çünkü tüm bitkiler esas olarak aynı çevreyi paylaşmaktadır. Yine de bir tek bitkinin büyüklüğü ve kuvveti hem kalıtsal hem de çevresel etkileri yansıtır. Benzer şekilde zeka puanlarındaki gruplar arası farklılıklar çevresel nedenlerle bağlanabilirken, aynı ırktan bir grubun bireyleri arasındaki farklılıklar kalıtıma bağlanabilir. Tek bir bireyin zekası ise hem kalıtsal hem de çevresel etkileri yansıtır.
Yukarıdaki örnekte elbette bitkilerin iki gruba seçkisiz olarak dağıldığı dolayısıyla gruplar arasındaki farklılıkların tamamen çevre kaynaklı olduğu varsayılmaktadır. Ancak farklı gruplara farklı genetik özellikte bitkiler atamak da mümkündür. Örneğin bir gruba uzun, diğer gruba kısa bitkiler atanabilir. Bu durumda iki grup arasındaki farklılıklar hem kalıtımdan hem de çevreden kaynaklanır. Bu örneklerden de görüldüğü gibi çevre etkilerini genetik etkilerden ayıklamak güçtür. Bu konudaki tartışmalar bundan sonra da sürüp gidecek gibi gözükmektedir.
Hem Humphreys (1992) hem de Jensen (1992) genel nüfustaki zeka düzeyinin yükseldiğini belirtmektedir. Bu araştırmacılar Flynn'in (1984,1987) verilerine de atıfta bulunarak 1932 ile 1978 yılları arasında zeka puanlarının her on yılda 3 puan arttığını bildirmektedir. Bu bulgu birkaç farklı şekilde açıklanmaktadır. Birincisi, insanların zamanla test alma alışkanlığı kazanmış olabilecekleridir. İkincisi, insanların zaman içinde beslenme, sağlık gibi çevresel koşullarının iyileşmiş olduğu, üçüncüsü ise bazı kuramcılara göre kültürün, öncesine oranla daha zenginleştiği ve daha çok uyarıcı içerdiğidir.
kaynak: "Understanding Psychology" kitabı.
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
1
yahya 16.10.2011 08:38:35 Tarihinde yorumlamış
yaa abi süper birşey senin sayende çevrecileri ezecem inşallah hahhadahihho hiihhodohihho
Yöneticiye Bildir
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi