Kendi kusurlarını affetmeyen adamın bütün kusurları affedilebilir.
Ara

Gestalt Ekolü / Psikolojik Sorunlar

Gestalt Ekolü

Gestalt ekolü, zihin ile duyusal deneyimler arasındaki ilişkin incelemek üzere, diğer bütün psikolog gruplarından daha çok teknik geliştirmiştir. Gestaltçılar bedenin bireysel duyularının bütünleşmiş, anlamlı deneyimlere nasıl dönüştüğünü sorguladılar Örneğin kırmızı, sarı ve yeşilin karışımı, bir kâsedeki meyve görünümüne nasıl dönüşüyor? Bu, Aristoteles'in de sorduğu çok eski bir felsefi sorudur. Daha yakın zamanlarda ise, bizim basit gibi görünen bu dönüşümü açıklayamamamız bilgisayarlara sağduyu verilmesine önemli bir engel oluşturmuştur. Bilgisayarlar simgelerle işlem yapmakta usta olabilirler; ancak, sağduyu mantık değil algılama kullanır. Algılama nasıl işler?

Bünyamin Ergün
Gestalt psikologları bu soruya deneysel olarak yaklaştılar ve bilgisayar çağının çok öncesinde algılamanın metafizik bir bilmeceden ibaret olmadığını ortaya koydular. Gestalt psikologları, bilimciler olarak, sorularının, bizzat bilimsel bilginin nasıl olanaklı olduğunu ve bilimsel hayal gücünün nasıl çalıştığını anlamadaki önemini gördüler. Çünkü bilimciler bilgiden yoksun olan merakla yola çıkıp genel anlayışa ulaşmak için duyusal deneyimleri kullanırlar. Gestalt psikolojisi, Galileo'nun başarısının, sadece, mahallesinde teleskopa gökyüzüne çeviren ilk kişi olmasından kaynaklanmadığını anlamıştır. O, topladığı verilerin anlamını şöyle ya da böyle fark etmişti. Verinin anlama dönüşmesi nasıl gerçekleşmişti?

Ölçümlerinde bir tuhaflık olduğunu fark eden Marie Curie, üzerinde çalıştığı maddeler arasında bilinmeyen bir element olduğunu anlamaya nasıl geçmişti? Kendinden önce birçoklarının yaptığı gibi, Alfred Wegener de küre şeklinde bir haritaya bakmış ancak, Afrika ve Güney Amerika'nın biçimlerinin birbirine çok iyi uyduğunu nasıl fark etmişti? Bu sorular, tıpkı bu kitabın düzenlenmesinde olduğu gibi, Gestalt araştırmasının ta kalbindeydi. Gestalt psikolojisi konusundaki -kendi yazdığım- bu makaleyi, bilimin öyküsünü bilimsel havai gücü konusuyla birleştirdiği için seçtim. Edmund Blair Bolles (1942) -yani ?ben?- kendim/kendisi bir gestalt psikologu değildir ve bu yazı başka bir şekilde düzenlenmiş ünlü bilim yazılarını içeren herhangi başka bir kitapta yer almaz. Ancak bu antoloji duyusal meraktan açık seçik iradeye giden yolu izliyor; bu makale de bu değişim hakkındadır.



Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...