Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Bilim Aşka El Attı / Psikolojik Sorunlar
Bilim, bunca gelişmenin arasında aşka kayıtsız kalamazdı elbette! Bilim adamları aşkı da laboratuara soktular ve bakın neler buldular! Fiziksel olarak neden ve nasıl aşık oluyoruz, hiç düşündün mü?
Öncelikle aşağıdaki belirtilere göz at. Ve aşık olup olmadığı öğren!
- Onu görünce kalbin çok fazla çarpmaya başlıyor.
- Son günlerde, içindeki sevinç, mutluluk duygusu arttı.
- Hayata, olaylara daha umursamaz bakıyorsun.
- Arkadaşların gözlerinin pırıl pırıl baktığını ve son günlerde yüzüne bir canlılık geldiğini söylüyorlar.
Eğer bu belirtileri taşıyorsan, aşık olduğun şüphe götürmez bir gerçek! Aşık olduğumuzda hepimiz benzer duygular yaşarız; ayaklarımız yerden kesilir, aklımız başımızdan gider, hep onu düşünür, hep onun hakkında konuşmak isteriz. Bunlar aşık olan herkesin bildiği ve binlerce yıldır yaşanan süregelen duygular. Farklı olan ise, artık tüm bunların sebebinin biliniyor olması! Aşık olunca insanların neden ?tuhaflaştığı?, bilimsel gerçeklerle kanıtlandı! Üstelik suçlu, kalbimiz değil beynimiz çıktı!
Neden?
Aşkı, duygularımızın, düşüncelerimizin, alışkanlıklarımızın, yetişme tarzımızın ve daha birçok şeyin etkilediğini zaten biliyorduk ama hormonlarla olan ilişkisini yeni öğrendik. Ve hemen Tanı İletişim ve Danışmanlık Hizmetleri'nden Psikolog Işın Akı ile görüştük. Işın Hanım, özellikle son birkaç yıldır aşk araştırmalarını yakından takip ediyor. Bakın bize neler anlattı.
? Vücuda çeşitli maddeleri salgılayarak bizim sağlıklı, mutlu yaşamamızı sağlayan salgılara, hormon deniyor.
? Aşık olduğumuzda gösterdiğimiz dengesiz davranışlarımızın sebebi, vücudumuzun salgıladığı feronom maddesiymiş! Aşk, vücutta feronom maddesinin salgılanmasıyla başlıyormuş. Aşkın kokusu olarak tanımlanan bu madde, beynin ilgili bölümlerini uyarıyor ve aşk doğuyor!
? Feronom, vücudumuzun salgıladığı hormonlardan sadece biri. Feronom'a ?aşk hormonu? da deniliyor. Aşıkların, her dakika aşık oldukları kişiden söz etmeleri bu hormondan kaynaklanıyor. Aşık olunduğunda vücudun fazla feronom salgılamasıyla kişilerin fiziksel yapılarında ve davranışlarında değişiklikler oluşmaya başlıyor. Kalp çarpıntısı, gözlerin parlaması gibi değişiklikler oluyor ve ?O da beni seviyor mudur?, ?Acaba şimdi nerededir? gibi sorular artmaya başlıyor. Obssesive yani takıntılı kişi davranışları gözlemleniyor.
? Aşkın yerini sevgiye bırakması da hormonlarla ilgili. Zamanla serotoninin azalması, oksitoksinin artmasıyla, aşk yerini zamanla sevgi ve şefkate bırakıyor.
? Yaz aylarında insanların daha sık aşık olmasının da bilimsel bazı sebepleri var. Özellikle bahar ve yaz aylarında, güneş ışınları insanların hormonel sistemini etkiliyor ve bu durumda aşk daha yoğun hissediliyor. Melanosit denen vücuda renk veren hücreler de, bu aylarda artıyor.
? Tanı İletişim ve Danışmanlık Hizmetleri, aşk acısını gidermekte de yardımcı oluyor. Aşk acısını gidermek için yararlanılan teknikler ise NLP (Neuro Linguistic Programming - Sinir Dili Programı), Neurofeedback ve Bilişsel Terapi.
Aşk acısını dindir
Işın Hanım, şu sıralar mevsimin de etkisiyle kendilerine en çok aşk acısı çekenlerin başvurduğunu söylüyor ve bu acının nedenlerini, uyguladıkları yöntemleri şöyle özetliyor: ?Aşk acısı çeken biri, sevgilisini unutamamıştır, her gördüğü şeyde, her olayda ondan bir parça bulur. Bir yandan yaşadıklarına inanamaz. ?Gerçekten bu aşk bitti mi', ?Onsuz ne yaparım' gibi duygulara kapılır. Bizim yaptığımız, bunun altında yatan nedenleri analiz etmek. Kişinin kendine güvensizliği mi var, ailesinin ona yüklediği baskılar mı var, hayata mı güvenmiyor?.. Önce sorunun nedenlerini bulup sonra NLP veya Bilişsel Terapi ile bunu ortadan kaldırıyoruz. Olaya bakış açınızı değiştirdiğiniz zaman olaylar daha farklı gelişiyor. Mesela vapurdan denize baktığınızı düşünün. Denizde çöp görüyorsunuz. Aynı çöpe bir kaptan kamarasından, bir sahilden bir de uzaydan bakın. Hepsinde gözünüze ne kadar farklı görünür. İşte, biz danışmaya gelen kişilere de o olaya kuşbakışı bakmalarını sağlıyoruz. Bu çok kolay olmuyor. Çünkü doğru ya da yanlış öğrendiğimiz her şey, tecrübelerimizi oluşturur. Çocukluğunuzdan itibaren, ?Hayır, yapamazsın', ?Kahvaltını etmezsen derslerin iyi geçmez' gibi, günde 10 olumsuz ileti aldığınızı düşünün. Bir yılın sonunda 3600 olumsuz iletiyle dolu oluyorsunuz! 14 yaşına geldiğinizi düşünürsek kafanızda 48-50.000 tane olumsuz ileti olur. Bunları değiştirmek tabii ki güç oluyor.
Öğrendiğimiz olumsuz şeylerin yerine olumlularını koymak çok önemli. Bizim danışmalarda uyguladığımız yöntem, kişinin geçmişle ilgili iç engellerini, önyargılarını, olumsuz düşüncelerini ortadan kaldırmak. NLP'de de, Bilişsel Terapi'de de bunu yapıyoR, %85-90 olumlu sonuç alıyoruz Eğer kişi çok patolojik durumdaysa ilaca da başvuruyoruz. Öyle kişiler oluyor ki, mesela çayında eski sevgilisinin resmini görüyor, eve giremiyor.?
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
1
cinar 24.11.2008 11:48:40 Tarihinde yorumlamış
AŞK ATEŞ GİBİ YAKACAĞINI BİLE BİLE BULUNCA İÇİNE ATLIYOR, BULAMAZSAK SÜREKLİ ONU ARIYORUZYANIYORUZ FAKAT VAZGEÇMİYORUZ, ANLAMAK ZOR İNSANOĞLUNU
Yöneticiye Bildir
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi