Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz.
Ara

Zorluklarla Mücadele / Psikolojik Sorunlar

Zorluklarla Mücadele



İşte yeni bir kitabın özeti. Özellikle öğrencilerin rağbet ettiği bu özetler için kitapların orjinallerini almanızı tavsiye ediyoruz.

Kitabın özeti bir tık ileride.

Yazarin Adi : Prof. Herbert N.CASSON
Basim Evi : Hayat Yayinlari 1998
Sayfa Sayisi Ikinci basi, 126 sayfa
1910'lu yillarda bir çok sirketin danismanligini yapmis Ingiltere ekonomisine damgasini vuran bir kisidir.

KITABIN BÖLÜMLERI
1. BÖLÜM: Korkusuzca ilerlemek
2. BÖLÜM: Zorluklar niçin degerlidir.
3. BÖLÜM: Zorluklara karsi silahi ögrenmek
4. BÖLÜM: Gecikmis karar kaybettirir
5. BÖLÜM: Her seye ragmen sabret
6. BÖLÜM: Zorluklari nasil yenmeliyiz
7. BÖLÜM: Banka kredisini ne zaman almaliyiz
8. BÖLÜM: Isinizde yeniligi yakalayin

Amaç: Hayat bilgisi Casson is adami ve yöneticilere birde kendi isinin ve yasaminin yöneticisi olmak isteyen herkese altin degerinde ögütler sunuyor.
Zorluklari yenmek ve engelleri asmada asil gücün, kisinin kendisinde sakli oldugunu, mücadeleyle elde edilen hayatin daha anlamli ve degerli oldugunu belirtmek.
Kitabin Metodu: Örneklendirerek anlatim. Gerçek olaylarin, konuyla iç içe örnek verilerek yazilmasidir.

ÖZET
I.BÖLÜM
Korkusuzca Ilerlemek: Öncelikle yersiz kaygi ve kuskulardan kurtulmak gerektigi konusu üzerinde durmak istiyorum.
Böylesi korkular ruhsal yapinizla ilgilidir. Size sunacagim önerilerle, sorunmus gibi görünen ancak gerçekte tamamen yersiz olan korkularini pekala yenebileceksiniz.
Lütfen elinize bir kagit ve kalem alin ve her gün sizi sikintiya sokan, üzen ne kadar neden varsa hepsini siralayin ve olabildigince içtenlikle yazin. Sözgelimi yagmurlu bir havada semsiyenizi evde unutmussunuz ve buna çok içerlemistiniz; unutmayin, yazin haydi, yada çocugunuz yemegini örtüye dökmüstü ve siz çok kizmistiniz buna. Evet onu da yazin. Bir hafta boyunca içinde küçük büyük yasadiginiz bütün can sikici seyleri alt alta siralayin.
Yazdiktan sonra özenle saklayin ve tam bir hafta sonra kara listeye aldiginiz sikinti ve üzüntü veren durumlari bir bir gözden geçiriniz önemsiz gördüklerinizin üzerini çizin.
Bu isi soguk kanlilikla yaptiginizda listede bir sey kalmadigini göreceksiniz.
Hayat boyu basarili olmak istiyorsaniz her seyden önce kendi kendinize dert icat etmek hastaligindan kurtulmaya çalismalisiniz.
En zor durumlarda bile sogukkanliligini koruyan insanlar, hayatta her zaman basarili olmuslardir.
Yasam boyu üç tür kaygi tasiriz. Bunlar ciddi kaygilar, gündelik kaygilar ve gelecege ait kaygilardir. Ciddi kaygilar hepimiz için geçerlidir. Ama son iki tür kaygi için kendimizi mazur gösteremezsiniz.
Önemsiz seyler gereksiz yere kafa yoran insanlar, asla deger görmeyen hayatin kiyisinda ürkek bir halde yasamaya alisan insanlardir.
Bir firmanin yönetiminde en küçük seyleri bile sorun yapan, en küçük zorluk karsisinda düsünmekten yoksun yöneticiler tüm bir personele sinir krizleri yasatarak, firmanin gelecegini tehlikeye sokarlar.
Firma yöneticisi sabah ise gelir gelmez sekreterine ?Yine ne oldu bakalim ? diye kizgin bir ifadeyle sorar.
Kisim sefi, çalisanlara asagilayan sözlerle moralleri sifira indirerek ise baslar.
Bir gün önce tartisan iki bayan, birbirlerine yiyecekmis gibi bakis firlatir.
Sonuçta fabrikayi bir ceza evine, firmayi da kislaya dönüstürme basarisini göstermislerdir. Bu sekilde yönetilen kuruluslarin yüzlercesi batmistir. Bu yöntemi izleyen tüm kuruluslarda yok olmaya adaydir. Bu batan is yerlerinin kapisina, digerlerine örnek olsun diye su tabelayi asmak gerekiyor sanirim: ?Batisinin nedeni; kendi krizini yaratmak?
Büyük ve gerçek zorluklarla karsilasiyorsaniz küçük ve önemsiz olanlarla ugrasmayin, bütün gücünüzü büyük zorluklara yöneltin.
Bir zaman, bir davette, su anda aramizda olmayan Loral Leverhum ile tanismistim.
Loral çok yasli olmasina ragmen tam iki yüz sirketin basinda bulunuyordu ve bu sirketlerin sermaye toplami yaklasik 1 milyon Ingiliz Sterlini'ne ulasiyordu. Ingiltere de onu kadar neseli ve saglikli birine rastlamak imkansizdir.
Kuluçkaya yatmisçasina üzüntü, kusku ve kaygi üreten bir çok insan tanidim. Bu tür kisiler asla mutlu degildirler. Korku ve sikinti içinde bocalamaktan vazgeçin. Bir çok korku ve endise sizi bulabilecekken, onlarin daha fazlasini aramaya çikmaniza ne gerek var ki.
Kararlarinizi, üzüntü ve korku hallerinde almaya kalkismayin. Böyle durumlar insanin zayif halidir. Zayif halde bulunan insanlar zayif kararlar alirlar. Bu yüzden, çok etkilendiginiz problemler ve olaylar karsisinda kendinize mutlaka zaman taniyiniz. Bu zaman zarfinda zihinlerinizin etrafindaki sis bulutlari dagilarak meseleyi oldugu gibi görmeye baslarsiniz.
Kimi is adamlarinin kötümser çevresi ve danismanlari vardir. Bunlardan mutlaka kurtulmak gerekir. Her seye karamsar bakanlarin en büyük zarari yetenekli kisilerin cesaretini ve girisimlerini yok etmesidir.
Karamsar insanlar, bir kundakçi ve suikastçi gibi degerli fikirleri yok ederler. Her is yerinin kendine göre bir tarzi vardir. Kutuplar kadar soguk is yerleri oldugu gibi, ekvator kadar da sicak is yerleri vardir. Fakat bunlarin ikisi de normal degildir. Uygun olani ikisinin ortasidir.
Sunu unutmayin ki sirketlerin havasini çalisanlari belirler. Samimi bir ortami sahip is yerlerinin üretimi kaliteli, günlük hizmetleri de yüksek olur.
Insanlar nesesizligin kaynagini saglik problemlerinde arar. Bunun yani sira çalisma hayatini etkileyen diger bir hususta aile kavgalaridir.
Herkesin basarisinin yada yenilgisinin büyük bir kismi yasantisiyla orantilidir. Elbette is hayatinda, mücadele eden biri evinde de rahat edemezse çabuk yipranir ve hayat onun için çekilmez hale gelir.
Asla kendinize acimayiniz.
Kendinizi baskalarindan asagida ve degersiz olarak görmeyiniz. Kaybettiginiz seyler için gereginden fazla üzülmeyiniz. Darbelere karsi dayanmayi biliniz. Zeki kisiler, ?unutmasini bilir ve geçmiste kalan aci tatli anilarini esiri olmaz?
Hatirlama, hafizayi gelistirmek, elbette ki yararli ve gerekli bir seydir; ancak gereksiz seyleri unutmak kaydiyla.

Neleri mi unutmaliyiz?
1- Basarisizliklarinizi unutun!
2- Üzüntülerinizi unutun.
3- Yaptiklarinizi unutun.
4- Düsmanlarinizi unutun.
5- Kisaca size yük olan her seyi unutunuz!...
Bazi kimselerin ulasamama nedeni hafizalarinda gereksiz yere yasattiklari kötü ani ve duygularidir.
Her insanda gelistirilmek kaydiyla kendisini basariya götürecek kabiliyetler vardir. O halde yapmamiz gereken, basarisizlik olasiliklarini düsünerek mahvolmak degil kabiliyetleri gelistirmektir. Herkesin ruhunda uyandirilmayi bekleyen bir dev yatar. Bu dev, iyilige de yarar kötülügü de. Maharet bu devi iyi islerde kullanabilmektir.
II.BÖLÜM
Zorunluklar Niçin Degerlidir
Hayati yenmek için su iki gerçegi bilmeliyiz:
1- Engel ve zorluklar hayatimizin geregidir. Ilerleme ve basarma istegi içinde olan her insan zorluklarla kusatilmis bir adaya benzer.
2- Hayatta engel ve zorluklardan daha kötü olan bir sey vardir ki o da uyusukluk ve tembelliktir. Hayatin zorluklarindan kaçmaya çalisanlar kaçarken uyusukluk uçurumuna yuvarlanirlar.
Zorluklarla mücadele etmek hayatin ta kendisidir, yasamaktir. Bunlardan kaçmak ise yasamdan kaçmaktir, ölümdür. O halde hayati tercih etmek zorundayiz.
Basari veya basarisizlik, zorluklar karsisinda gösterecegimiz performansla orantilidir. Sorumluluk her insanin bulabilecegi, ancak hiçbir zaman degerini anlayamadigi bir dosttur.
Sorumluluk insani kudretli olma firsatini sunuyor.
Is sadece çalismak ve üretmek degil ayni zamanda savastir da. Her büyük basari büyük mücadelenin meyvesidir. Her zorlugu yenen kiside mücadelenin izlerini görürsünüz. Bütün bir yeryüzü üretken ve isini seven kisilere karsi birlik olmus gibidir. Basarili olmak kolaymis gibi görünür. Oysa asil kolay olan basarisizliktir. Basarili olanlar hayatta istedigini elde edenler, ancak birkaç yetenekli kisidir. Bunlarda çalisma azmi ve gücü herkesten çoktur.
*Insanlar agaçlara benzerler. Binlerce agacin içersinde birkaç tanesi ulasabilecegi noktaya yükselir. Kalanlarda kimi kisa kalir kimisi de kurur...
Yükselen agaçlar, rüzgarin etkisiyle iyice kuvvetlenir. Seralarda yetistirilen bitki ve agaçlar ise tipki hastalikli ve zayif insanlar gibidir. Yasarlar ama dayanikli degillerdir.
Nasil ki kaslarimizin gelismesi için zor antremanlar yapiyorsak, zihnimizin gelismesi içinde zorluklarla bogusmaliyiz. Kuskusuz zorluklar insana akil vermez. Akil insanda zaten vardir. Fakat aklimi çalismaya kuvvetlenmeye mecbur eder.
Bu yüzden zengin çocuklarinin genellikle zayif kalmalarini sebebi, üstesinden gelecekleri, çabalayacaklari zorluklarin olmamasidir. Zira bunlar agizlarinda altin kasikla dogmuslardir.
Bizler kasirgalarla, sellerle, vahsi hayvanlarla ve açlikla mücadeleye mecbur degiliz buna karsilik ilkel kabilelerde vergilerle, iflaslarla, çevre kirliligi ile, çöplerle, altyapi ve teknolojik atiklarla ugrasmaz. Biz hala bu yüz yilda ve uygarlik çaginda, alemin ahini çekici altinda dövülerek sekil alan bir alemin parçasi gibiyiz. Bize sekil verecek çekiçin darbeleri ise hayatin dayattigi zorluklardir.
Yarim ada halkindan birisi su öyküyü anlatmisti bana:
?Yarim adada sesal denilen bir tür kenevire benzeyen ve elyafi bol oldugundan tekstil sanayisinde kullanilan bir bitki yetisir. Bu bitki tasli sert topraklarda yetisir.?
Bu isi karli bulan Amerikalilar Florida da sisal üretmeye karar vermisler. Iyi bakilmis olan araziye ekim yapilmis. Vakti gelmis bitki büyümüs.
Amerikalilar;
Hurra sisal ticaretini adadakilerin elinden aldik! demisler. Ürettikleri mahsulü bitirdiklerinde bir de ne görsünler. Yapraklarin içinde bulunmasi gereken elyaf yok. O zaman meseleyi anlamislar. Hayatinin kolaylasmasi ve mükemmel bir topraga ekilmesi bu bitkiyi mahvediyor. Nasil ki sisal in kiymetli cevheri elyafi ise insanin cevheri de karakteridir.
Insan zorluklarla gelisir. Geçmisteki zorluklardan ibret alip faydalanmaliyiz. Geçmis için aglamaya hayir, gidecegimiz yer ilerisidir. Artik mazide kalan 19.yy'in ölmüs nesillerini birakarak kendi çagimizin nesli ile iletisim kurmaliyiz. Zeki ve gözü pek is adamlari masalarina ?bakalim bu gün hangi zorluklari yenmeliyiz? diye oturanlardir.
Büyük insanlar büyük zorluklarin üstelerinden gelenlerdir. Eger karsiniza büyük zorluklar çikarsa, karsi koydugunuzda basarmaniz %100 dür. Bu durumda Allah'a bu firsati verdigi için sükretmelisiniz.
Insani 6 sinifa ayiriyorum:
1- Baskalarinin çalismasina muhtaç olanlar.
2- Kendileri için çalisanlar.
3- Kendileri ve aileleri için çalisanlar.
4- Kendileri, aileleri ve isleri için çalisanlar.
5- Kendileri, aileleri, isleri ve uzmanlik alanlari için çalisanlar.
6- Tehlike aninda Vatanlari için çalisanlar.
Nedense 5. ve 6. gruptan olanlar çok azdirlar.
En iyi dostlariniz sorumluluklarinidir. Ancak bunu çok az insan anlar. Bu nedenle memnunluk insan karakteri ve tesebbüs kabiliyeti için zorunludur. Bir memur hiçbir zaman kendini daha fazla güçlü kilmaya azmetmez buna gerek duymaz. Odasina, kurulusuna ve kurumuna güvenir. Kendisi sürekli ikinci planda sayilir. Oysaki bütün isverenlere bakin, onlar hep çevrelerinin en kudretli insanlaridir. Niçin? Çünkü büyük sorumluluklar tasirlar. Sorumluluklar insana daha fazla güç verir.
Hayata atilacak genç bir adama bir tek cümle söyleyecek olsaydim sunu derdim:
?Yasamin sana yükleyecegi bütün zorluklari sevinerek kabul et. Çünkü bir insanin karakterini olusturan, onu mutluluga ve basariya götüren enerjiyi veren bu zorunluluklardir.
Dünyasina, insanliga, ülkesine yararli olmus, her gerçek büyük adamin hayati bir bir mücadele, zorluk ve engellerle doludur.

III.BÖLÜM
Zorluklara Karsi Silah: Ögrenmek
Genç bir insan, bir zamanlar sunu sormustu bana!
Dilimizin en yararli kelimesi hangisidir?
Aninda cevap verdim!
Ögrenmek!...
Ögrenmek yasam mücadelemizde bizim kalkanimizdir. Ögrenmenin en ekonomik ve pratik yolu ise okumaktir.
Bazen birkaç dolarlik bir kitap, size yüksek makamlar kazandiracak bir hizmette bulunabilir.
Büyük bir kimya firmasi, bir deney için 13.000 dolar harcamisti. Ama sonradan aradiklari bilginin 5 dolarlik bir kitapta oldugunu ögrenmislerdi. O kitaptan haberdar olmus olsalardi bu faturayi ödemis olmayacaklardi.
Uçagi bulan Wright kardesleri düsünün mesela. Bunlarin buluslarinin gelismesinin kaynagi yine bir kitaptir.
Elektrik alaninda buluslariyla ünlenmis Foraday da bir kitaptan esinlenmistir. Henry Ford, otomobil yapma düsüncesini, Fransizca yayinlanan bir tanim dergisinde yer alan bir makaleden almistir. Okuyun ama aceleyle heveslenmeden. Sabirli olun.
Görevinizi gereken çabuklukta yapin. Çogu kisi tanirim ari gibidirler. Bürosuna girer girmez saga sola kosturur, çirpinir. Tabii bunlar bosunadir. Eger bu kisi isinin basina sükunetle geçip, dikkatlice ertesi gün yapacaklarini planlasaydi, çirpindigi zamanin yarisiyla bütün islerini yapabilirdi.
Yapacak isiniz ne kadar çok ise, okumak ve ögrenmek için ayiracaginiz zamanda o denli çok olmalidir.
Çagimizda korkunç bir rekabet var dayanmak ve mücadele etmek içinse mesleginin gerçekten bütün inceliklerini iyi bilmek gerekir. Buda ancak ögrenmekle olur. Bilgili insan bilir ki, ne kadar çok ögrenirse, o oranda ilerler ve ilerledikçe de bilginin degerini kavrar. Convertyn De Herbert'in sirketlerini geziyordum. Bir ara bir mühendisin odasina girdim. Kütüphane, dolaplar, sehpa ve masanin üzeri kitaplar ve dergilerle doluydu. Anlasilan o mühendis okumaktan bikmamis hala ögrenmekle mesguldü.
Birde siradan bir memurun odasina girdim. Tamamen tersi bir durumla karsilastim. Hiçbir yerde birkaç dosyadan baska tek bir kitap dahi görünmüyordu. Genç memur kitaplara çoktan sirtini dönmüstü.
Bunun yaninda birde çevrenize bakiniz isterseniz. Vapurda, metroda ve otobüslerde kitap okuyan kaç kisi görüyorsunuz? Tabii ki cevabiniz olumsuz olacaktir. ABD'nin dev is adamlarindan Jhon Wenemaker'in çok iyi bildigi bir sey vardi: Hayat çok kisa, ögrenmek uzun ve zahmetliydi. Bu yüzden sürekli bulunmus olan gençlerle donanir ve bunlarin yardimiyla kendisi de bir çok sey kesfederdi. Baskalari bizden önce nesiller boyu çalismislar ve binlerce yil dünyamiz içinde yasadigimiz duruma gelmisken, simdi siz yüzyillarin birikiminden yararlanmak üzere onlari yok sayarak kendi deneyimlerinizle tüm bunlari elde edeceksiniz öyle mi? Bu ne düsüncesizlik ya Rabbi!... Önünüzde çözüme kavusmus cevaplar varken, bunlari tekrar bulmaya çalismak zekanin kabul edecegi bir sey degildir.
Amaciniza ulasmak için ve mutlaka basarili olmak istiyorsaniz ögrenmeyi terk etmeyin ve ögrenmekten usanmayin.
Buna göre en bahtiyar insanlar isleri, kendileri yükseldikçe yükselen ve büyüyen insanlardir. Islerinden daha fazla büyüyenler ise basarili olanlardir.
Görevinizi ve isinizi can sikici bir durum olarak görürseniz; mutlaka ondan kurtulayim derken onun esiri olursunuz.
Ama görevini, hayatini iyilestirmek, gücünü artirmak, dost kazanmak, uygarliga katkida bulunmak ugruna firsatlari degerlendirenler, konumlarina oranla yükselirler.
Dünyada her seyden büyük her servetten daha kiymetli bir servet vardir: Sahsiyet!... Nasil bir kisi oldugumuzu gösteren ayna, kisiligimizdir.
Sans, firsat, para ve benzeri basari yolunda kisiligimizden sonra gelir. Insan sadece bedenden ibaret degildir. Ayni zamanda düsünce, iç güdü ve duygulara da sahiptir. Eger isinizi gelistirmek istiyorsaniz, kisiliginizi gelistirin. Bir çogumuz ?can çikar, huy çikmaz? ben böyleyim iste der geçistirir. Ancak böyle insanlar sunu bilmelidirler ki, bir insanin kendi kisiligini yeniden olusturmasi ve daha uyumlu bir hale getirmesi kendi elindedir.
?Sizin en degerli hazineniz nerededir?? diye sorarlarsa, hiç tereddütsüz cevap verin.
Kendi içimizde!....
Hiçbir insan çok çalistigini sanmamali, ?çok çalistim, artik zihnim duracak hale geldi? diyenlere aldirmayiniz.
Meshur filozof William Cames ?zihin ne kadar çalisirsa, o oranda verimi de artar? demektedir.
Sunu da unutmayalim ki her konuda kesin olmak, sanmaktan iyidir. ?Her seyi ben bilirim? iddiasinda olmakta çok kötüdür. Hatalarda israr etmek kötüdür. Ama düzeltmek ve ögrenmek istemek iyidir.
Hata yapabiliriz, çünkü hepimiz çok basit ve siradan insanlariz.
IV.BÖLÜM
Gecikmis Karar Kaybettirir
Günümüz is dünyasinda kötü bir kural var:
Beklemek! Sözde uygun zamani beklemek.
Is adamlari sürekli beklerler, fiyatlarin yükselmesini, hammeddelerin ucuzlamasini, ücretlerin azalmasini beklerler. Dilimizin en büyük facialar doguran kelimesi
?Zamani gelinceye kadar beklemek...?
Asiklarin dillerine doladiklari bu konu ne yazik ki gelismeyi, ticareti olumsuz etkilemektedir.
Ömürlerini büyük ve esasli bir firsat beklemekle geçirenler, o firsati karsilarinda bulduklari zaman ondan yararlanacak gücü kendilerinde bulamazlar.
Çünkü o zamana kadar islemeyen irade ve düsünceleri onlara engel olur. Bu zihniyetteki kisileri rekabet ezip geçer.
Is dünyasini zarara sokan bir diger kelimede
Ertelemek!...
Ertelemek bize yüz milyonlarca zarara mal olur. Bu kararsiz insanlarin yillardir bildikleri bir tek kavram vardir:
Garanti!..., riskten kaçmak.
Her seyde garanti arayan, riskten korkan, emin olun ki bu güne kadar hiçbir sey ortaya koymamistir. Çünkü hayatta hiçbir seyde tam bir garanti yoktur.
Böyle islerinde garanti arayan ve beklemekten yana olan insanlarla karsilasirsaniz onlara sunu söyleyin:
Eger firtinanin geçmesini bekliyorsaniz, uzun sürecek ve sizde geç kalacaksiniz. Yarini bekleyinceye kadar bu günü yasamayi deneyin. Bu günü yasamayan yarini hiç yasayamaz.
Londra'da bir çok dev sirketin sahibi olan Seltridgen'in söyle dedigini hatirliyorum:
Her yönetim kurulu önce ?Hayir? der. Çünkü ?hayir? ?evet? den kolaydir.
Insan olmaniz geregiyle su dört yoldan birini seçmek ve o yolda yürümek zorundasiniz.
1- Ilerleyeceksiniz veya gerileyeceksiniz.
2- Çok veya az kazanacaksiniz.
3- Çalisacaksiniz veya duragan kalacaksiniz.
4- Olumlu veya olumsuz bir davranis biçiminiz olacak.
Bir insana o iste basari ve sans gülmüyorsa, yilmamali bir baska iste kendini denemeli.
Çözüm: Yilmadan çalismaktir!...
Ilerleyin!... adim atmaktan çekinmeyin. Ama uygun olani bulacagim diye beklemeyin, yol almak ve amaciniza ulasmak için çaba sarf edin.
Bu günün isini, bu gün bitirin. Bu günün zorlugunu, bu gün giderin. Çünkü yarin karsiniza baska isler ve zorluklar çikacaktir. Hemen alinmis bir karar, kuskusuz baskalarini kararsiz bir sekilde bekletmekten daha iyidir. En kötü karar bile, kararsizliktan daha iyidir.
Çok zor olmasina ragmen, kararliliginizi daha da arttirabilirisiniz.
Nasil mi?
Her gün size zor görünen bir seyi mutlaka yaparak. Sibirya'yi ilk kesfeden, gezgin George Cannan, sinirli ve çok korkak biriydi. Buna ragmen düzenli egzersizlerle korkakligini ve sinirli halini yenmeyi basardi. Cesur biri oldu.
Kararli olmayan biri saglikli düsünemez. Kararliligin düsmani ise korkudur. 10 kisi ayni konuda uzmandir ama, bu 10 kisi ayni seyi yapamaz. Ancak birisi kararliligini kullanir ve yapar.
1942'de Kristof Kolomb'un bildigini, yüzlerce denizcide biliyordu. Fakat bildigi seyi uygulayan sadece Kolomb oldu.
Degerlendirilmeyen düsünce yenmeyen yemek gibidir. Hiçbir yarari yoktur. Daha net ifadeyle, bir litre benzini bir tasa koyun, bir süre sonra benzin uçar. Oysa bir litre benzini bir arabaya koysaniz, benzin yakit olur ve arabayi hareket ettirir. Düsüncelerde iste böyledir.
Ünlü bir is adami sunlari söylüyor:
Basarili olan gençleri inceledim ve su 5 özelligi kesfettim:
1- Hizli karar vermek.
2- Is ve aile çevresinde uyum içersinde olmak.
3- Görevlerini basarirken disaridan gelen elestiri ve yergilere aldirmamak.
4- konusabildigi kadar karsisindakini de dikkatle dinlemek ve ögrenmek.
5- Basladiklari bir isi mutlaka bitirmek. Sonuca ulasmaktan vazgeçmemek.
Elemana ihtiyacim oldugunda su özellikleri ararim:
1- Vaktinde karar verebilir mi?
2- Yapacagi isi seviyor mu?
3- Okumak. Arastirmak, ögrenmek istegi var mi?
Eger bu sorularin cevabi olumlu ise bu kisi ise uygundur derim.
Atilimi siz yaparsaniz, mutlaka kazanirsiniz. Size sunu söyleyeyim ki, en iyi savunma saldiridir. Eger bir avukata ihtiyaç duyarsaniz, en atilgan ve ikna gücü yüksek bir avukati tercih edin.
Atilim yaparken kendinize güvenin! Korkaklik insani yok eder. Dünyayi ise cesaret yönetir. Korku hayatin zehridir. Sayisiz insani basarisizliga ugratir. Basarili olmak için kesinlikle makul bir oranda zarari göze almalisiniz.
Korkunun yoldasi pismanliktir. Insanin ondanda kurtulmasi gerekir. Eylemlilik ve devrim içinde olanlar, korkuyu ve pismanlik duygusunu kendilerinden uzaklastirmis sayilirlar.
Kimi insanlar fiziksel olarak güçsüzdür ama iradeleri güçlüdür. Zaten cesareti korkmak, ama her zaman dayanmasini bilmek ileri yürümek degil midir?
V.BÖLÜM
Her Seye Ragmen Sabret
ABD Baskani Abraham Linkoln'ün yasamini incelerseniz bir basarisizlik manzumesi oldugunu görürsünüz.
? Ilk siyasi mücadelesinde Lincoln yenildi.
? Is hayatina atildi ama basarili olamadi.
? Sevdigi kiz yasamini yitirdi.
? Evlendigi kadin hayatini zehir etti.
? Devlet memuru olmak istiyordu ama olamadi.
? Senatör olmak istiyordu, ama senato seçimlerini kaybetti.
? Baskan yardimciligi adayligini da kaybetti.
Ama bütün bunlara ragmen ABD'nin baskani oldu.
Lincoln yasami bize sunlari ögretiyor:
Basarisizlik: Hiç
Basari için: Sabret.
Hiçbir insan, soluk aldigi ve kalbi çalistigi sürece hayattan ve basarili olmaktan ümidini yitirmemelidir. Hayat bir yaristir. Yarista iki nokta vardir, baslangiç ve bitis. Baslangiç kötü olabilir ama yarisi iyi bir derece ile bitirebilirsiniz.
Ünlü bir kisinin söyle dedigi anlatilir:
?Hayata atildigim zaman en gerekli seyin güç oldugunu sanirdim. 40 yillik is hayatimdan sonra en gerekli seyin sabir oldugunu anladim.?
Ben bir insanda hem sabir, hem güç isterim. Bu gün için ikisi de gereklidir.
Ünlü Fransiz kadin sanatçisi Bernard her zaman zorluklarla mücadele etmek zorundayiz. Öyle ki kimi zaman kendisiyle mücadele ediyor; 60 yasindayken 6 yasindaki bir kiz çocugu rolünü oynamasi gerekiyordu.
Bernard'in ilkesi: ?Her seye ragmen? di.
Bu gerçek bir kahramanliktir.
Demir yolu yapilirken dag, akarsu, uçurum dinlenmez. Köprüler yapilir, tüneller açilir ve sürekli ileriye gidilir. Hayatta da karsimiza çikacak engellerin üzerinden, altindan veya çevresinden geçip asmaya, her seye ragmen ilerlemeye mecburuz.
Hayat, armagani sabredene, ne pahasina olursa olsun amacindan dönmeyene verir.



VI.BÖLÜM
Zorluklari Nasil Yenmeliyiz?
Karsilastiginiz zorluklarin yenilebilecegine inaniyorsaniz, yapacaginiz ilk is, dogrudan ataga geçmek ve bütün gücünüzü zorluklara karsi yöneltmenizdir.
Bu konuda alacaginiz tedbirler pek çoktur. Size bazi önlemler sunacagim. Bunlar zararin asgariye indirilmesi için denenmis yöntemlerdir.
1- Zarari azaltmaya çalismalisiniz.
2- Israfin her türlüsünden kaçinin.
3- Kasa dengesini düzenleyin.
4- Yeteneksiz ve yararsiz elemanlari isten uzaklastirin.
5- Bütüb gücünüzü ve gayretinizi size en uygun ve en kârli is alani üzerinde yogunlastiriniz.
6- Bir denetleme kurulu olusturun.
7- Elemanlarinizdan projeler isteyin.
8- Uzmanlarin uyarilarina ve önerilerine önem verin.
9- Firmaniz için yararli olabilecek bir sey varsa mutlaka yapin.
Elemanlarinizi layik olduklari is ve konuma yerlestiriniz. Uygun olmayan konuma getirilen bir eleman, gereksiz yere isin aksamasina ve gerilemesine neden olur.
Basarili olmak isteyen bir yöneticide öncelikle bulunmasi gereken özellik, ?Organizasyon yetenegi? dir. Onun birinci planda ki isi odur. Ayrintilarla ugrasmak onun isi degildir.
Üç yil boyunca isletme kâra geçmemisse veya düsük bir kâr elde edilmisse, o zaman kadar izlenen yöntemlerin degismesi gerekmektedir. Bu degisim kökten olmalidir.
Zorluklar karsisinda yilmadan, sabir ve dayaniklilikla, bütün gücünüzle çalisin ve her seyden yararlanmaya çalisin. Paranizdan, kendinizden, konumunuzdan, mallarinizdan, adamlarinizdan, yetenek ve deneyimlerinizden ve diger önerdigim önerilerden yararlanin. Kisaca elinizde mücadele için ise yarayacak hangi araç varsa hepsinden yararlanmalisiniz.
Zorluklara karsi savas açin, bütün güç ve yeteneginizi seferber edin. Hayret edeceksiniz!... Çünkü kendinizde o ana kadar duymadiginiz güç ve kudretler göreceksiniz.
Geçmisi bir kenara birakarak, gözlerinizi gelecege çeviriniz. Ileri, ileri sürekli cesaretle ileri yürüyün.
Zafer geride degil, ileridedir. Ilerledikçe zorluklar yok olacak, adeta eriyecektir!...
Buna bir mucize diyebilirsiniz... Fakat bu mucizeyi gerçeklestiren sizsiniz, sizin ön gücünüz ve kudretiniz.
VII.BÖLÜM
Banka Kredisini Ne Zaman Almaliyiz
Is verenler genellikle zorluklardan dogan yükümlülükleri bankalara ve finans kuruluslarina yüklerler. Oysaki aslinda banka ve finans kuruluslari sorumlu degildir. Yükümlülük kredi almak için bankayla çalisanlardir.
Krediyi alanlar 3 gruba ayrilirlar.
1- Bunlardan bir kismi borç para bulamayan, ama yine arayan insanlardir. Bütün insanlar borç almaya ehil degillerdir.
2- Borç almaya ehildir ve nasil alacagini bilir.
3- Borca ehil olmalarina ragmen nasil borç alacagini bilmeyenlerdir. Bunlardan bir kismi banka veya finans kuruluslarina giderek eger kredi alamazlarsa müesseselerini kapatacaklarini söylerle.
Bu demektir, unutmayin ki ne banka, nede banker hiçbir zaman bir yardim sandigi veya yardim kurulusu degildir.
Bir keresinde bana bir genç geldi ve benden is istiyordu:
Evliyim, issizim, geçimimi temin etmek için bana is verir misiniz?
Çok zekiydi. Ama yinede reddettim. Çünkü o sürekli kendisinden bahsetti. Hep isteyip durdu, ama bana ne verecegini, nasil bir kisilik ve yetenek sahibi oldugundan bahsetmedi. Ben bir hayir kurulusu degilim.
Bankanin kredi vermek için tek sarti güvendir. Banka verecegi kredinin geri dönmesini ister. Bankalar uzun vadeli kredilere sicak bakmazlar.
Alman bankalari uzun vadeli kredi verirler, ancak buna karsilik isletmenizi denetim altina alirlar.
Ingiliz bankalari ise 6 ay zamanla kredi verirler.
Alacaginiz borç, iyi zamanlarinizda bir dosttur, zor zamanlarinizda ise bir düsmandir, tehlikedir.
Onlarin güvenini kazanmak içi gereken özellikler sunlardir:
Çalisma, yetenek, dürüstlük.
Borcunuzu vadesinden bir gün sonra ödediginizde artik güvenlerini kaybetmissiniz demektir.
Sunu unutmayin çogu zaman bankalar sizden maddi teminattan çok manevi teminat isterler. Bu teminat kisiliginizdir. Is adaminin en kutsal vaadi, borcunun vadesi geldiginde hemen ödeyecegini taahhüt etmesidir.
VIII.BÖLÜM
Isinizde Yeniligi Yakalayin
Hangi is adami, satis teknikleri, reklamcilik, üretim ve pazarlama yöntemleri ile ilgili kitaplari okuyarak, onlardan ögrendikleriyle islerini düzenlemek yoluna gidebilmistir.
Ingiltere prensi ders alinacak su sözleri söylemistir:
?Dikkat ediniz, çoga uyunuz ve islerinizi ona göre düzenleyiniz. Idareciler veya yöneticiler devamli su sorulari sorarlar:
Neden ve Niçin?
?Neden reklama giriseyim ki? Arayan beni bulur, müsteriler buluyor zaten...?
?Neden okuyup bir seyler ögreneyim, ögrenenler ne yapmis ki??iste hastaliklarini görüyorsunuz.
Düsecekseniz bile, hiç olmazsa biraz direnerek düsmeyi ögrenin.
Müsteriler sizi tercih etmiyorsa bunun nedenlerini düsünün. Disa karsi böyle davranirken, kendi isinizde ve içinizde degisime gidin.
Yapacaginiz birkaç tedbir.
? Magazanizin dekorasyonunu yenileyin.
? Hangi müsteriye hangi mali satacaginizi bilin.
? Magazanizin içine ve vitrinine dekorlarla süsleyin
? Özetle sürekli yenilik pesinde olun.
Günümüz ticaret dünyasinda basarili olmak isteyen herkes yenilikçi olmalidir.
Günümüzde is adamlari zorluklara karsi su yöntemleri kullanmalidirlar.
a) Teknolojik yöntemler
b) Yeni düsünceye ve modaya uygun organizasyon
c) Reklama önem vermek
d) Elemanlarin hizmetçi egitim seminerleri ile verimini artirmak
e) Yeni formüller denemek
f) Ise göre ücret
g) Üretim ve sorumluluklari paylasin
Insanligini yitirmis bir insanlik, zalimce sömürerek ve bilinçsizce üretmek, insanlari, bir makine gibi görmek düsüncelerinin yanlis oldugunu tüm insanlik anlamistir.
Isverenle isçi kardesçe bir arada olmalidir.
Müsteriyi en az kendin kadar sevecek ve sayacaksin
Yeni ?çalisma stratejisine? taraftar olanlar, çok geçmeden kendi zorluklarini yenecekler. Sonrada ülkeler arasinda dostluga engel olan zorluklari yeneceklerdir.
Zorluklari yenmek ve yok etmek
Asirlardir yaptigimiz bundan baska nedir ki?

DEGERLENDIRME
Yeniliklere ve gelismelere ayak uydurmaya çalisan, yaptigi iste basariyi hedefleyen, zorluklar karsisinda nasil davranmasi gerektigini merak edenlerin mutlaka okumasi gereken kitaplardan birisidir. Çünkü; yasadigi dönemde dünyaca meshur bir çok sirketin danismanligini yapan ve Ingiltere ekonomisine damgasini vuran Hayat Bilgesi Herbert Casson, hem is adami ve yöneticilere, hem de kendi isinin ve hayatinin yöneticisi olmak isteyen herkese altin degerinde ögütler sunmaktadir.
Zorluklari yenmede ve engelleri asmada asil gücün, kisinin kendisinde sakli oldugunu vurguluyor. Mücadele ile elde edilen basarinin daha anlamli ve degerli oldugunu kendi hayat pratiginden ve gözlemlerinden yola çikarak ispat etmektedir.

Hazirlayan: Mustafa Seyhan

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...