Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
Ara

Erwin Schrödinger (1887- 1961) / Psikolojik Sorunlar

Erwin Schrödinger (1887- 1961)

Erwin Schrödinger 12 ağustos 1887'de doğdu. Kimya eğitimini bitirdikten sonra uzun yıllar ressamlığa ilgi duydu. Bundan sonra bir süre botanik ile uğraştı. Schrödinger'in bu geniş ilgi yelpazesi onun Gymnasium yıllarında başladı. Burada sadece bilimsel konularla değil, eski yunan dilleri ve Alman şiiriyle de ilgilendi. 1906'dan 1910'a kadar Vienna Universitesinde okudu.

Bu sürede Boltzman'ın halefi Fritz Hasenöhrl'in derin etkisinde kaldı. Fiziğin o zaman en çok ilgi duyduğu alanlardan biri olan Eigenvalue probleminin gizemini keşfetti. Böylece gelecekteki üstün çalışmalarına zemin hazırlamış oldu.

Bundan sonra Franz Exner ' in asistanı olarak, o ve arkadaşı K. W. F. Kohlrausch ile birlikte, öğrenciler için uygulamalı fizik alanında rehberlik etti. Daha sonra I. dünya savaşında topcu subayı olarak görev yaptı.

1920'de Max Wien'in asistanı olarak akademik görev aldı. Stuttgart (extraordinary professor), Breslau ( professor), ve altı yıl kalacağı Zurih Universite'sinde (von Laue yerine) görev yaptı. Sonraki yıllarda Schrödinger burada Hermann Weyl ve Peter Debye'un da aralarında bulunduğu arkadaşlarıyla olan çalışmalarını büyük bir keyifle anar.

Burada Schödinger teorik fiziğin değişik alanlarında yaptığı çalışmalarla en verimli dönemini yaşadı.Bu dönemde katıların özgül ısıları, şermodinamik problemleri(o bu konuda Boltzman'ın olasılık teorisi ile oldukça ilgilendi), atomik spectrum, renklerin fizyolojisi üzerine yoğunlaştı. Onun en büyük keşfi Schrödinger dalga denklemleridir.
Schrödinger dalga denklemi, onun Bohr'un Orbit Teorisi'ndeki quantum koşulundan tatmin olmamasından ve atomik spectranın eigenvalue problemiyle belirlenmesi inancıyla ortaya çıktı. Bu çalışmasıyla Dirac'la birlikte 1933'te Nobel fizik ödülünü aldı.

1927'de Schrödinger Planck'ın halefi olarak, Berlin'e gitti. Bundan sonra Berlin büyük bir activite merkezi oldu. Ondan daha ünlü ve yaşca daha fazla olan meslektaşlarıyla haftalık sohbetlere büyük bir zevkle katılıyordu.Hitlerin 1933'te güç kazanmasıyla Schrödinger Almanya'da yapamayacağını anladı. Ingiltere'ye geldi. 1936'da Graz'dan gelen teklifi memleketine duyduğu özlem dolayısıyla çok düşündükten sonra kabul etti. 1938'deki Avusturya'nın istilasıyla zor duruma düştü. Çünkü 1933'teki Almanya'dan ayrılışı iyi karşılanmamıştı. Hemen sonra, Princeton Universite' sinde devam edeceği Italya' ya kaçmayı başardı. Kısa bir süre sonra teorik fizik direktörü olacağı Dublin'deki Institute for Advanced Studies' gitti. 1955'teki emekliliğine kadar Dublin'de kaldı.
Bu süre zarfında Gravitation ve Elektromagnetism'in birleştirilmesi problemi de dahil birçok araştırma yaptı ve yazı yayımladı. O atomik fiziğin temlleriyle derinden ilgilenmeyi sürdürdü. Schrödinger genel olarak, atomun, dalga ve parçacık olarak açıklanmasından hiç hoşnut olmadı. Ve dalganın istatistiksel gösterimiyle yalnızca dalgalardan oluşan bir teori oluşturmaya çalıştı. Bu onu diğer önde gelen fizikcilerle uzlaşmazlığa düşürdü.

Schrödinger bilimsel ve özel yaşamı boyunca hiçbir zaman kişisel bir amaç veya bir proje için çalışmadı. O her zaman öğrencileri de dahil başkaları ile çalışmayı zor buldu. Onun bu uzlaşmaz tutumunu belki de en iyi Brüksel konferansına dahi eşyalarını istasyondan otele sadece bir sırt çantasıyla taşıması anlatabilir.Emekliliğnden sonra Viyana'ya geri döndü. 4 ocak 1961'de uzun bir hastalık döneminden sonra öldü.

Okunma Sayısı: 0  / Yorum Sayısı: 0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Üye olmak için tıklayınız...