Kaknüs Yayınları 2009’da öyle bir kitap yayınladı ki, bugün bile sindirmesi biraz zor.
Amerikalı psikolog ve aynı zamanda San Diego State Üniversitesi’nin psikoloji bölümünde doçent unvanıyla öğretim görevlisi olarak çalışan Jean Twenge, 1.3 milyon kişiyi kapsayan devasa istatistik çalışmalarını referans alarak ulaştığı sonuçları “Ben Nesli” adlı kitapta toplamış. Alanında en geniş çaplı çalışma olarak pisaya çıkan kitabın Türkçe çevirisini Esra Öztürk yapmış.
Bugünün Gençleri Niçin Bu Kadar Özgüvenli ve İddialı Fakat Bir O Kadar da Depresif ve Kaygılı alt başlığıyla sunulan kitabın tanıtım yazısından birkaç cümle okuyalım:
“Bugün 18 ile 35 yaşında olan yeni nesli mercek altına yatıran bu çalışma, Twenge’nin 14 yıl süren araştırmalarına dayanıyor. Özgüvenin başarıdan çok daha önemli olduğu prensibine göre yetiştirilen bu gençler, kendilerini her şeyin üzerinde konumlandırmaya şartlandırılmış. Her hayalin gerçekleşebileceğine yürekten inanıyorlar. Fakat aynı zamanda hayatın acı gerçeklerine henüz hazır değiller. Son 40 – 50 yılda 14 – 16 yaş ergenlerde ve lise öğrencilerinde Ben Değerliyim düşüncesindeki artış %86. Kaygı artış oranı ise %85. İntiharlar ise ikiye katlanmış durumda.”
Türkiye Benötesi Psikoloji Deneği Başkanı Psikiyatr Dr. N. Mustafa Merter’in sunuş yazısıyla açılan kitapta sadece istatistiki bilgilere yer verilmiyor, Türkiye’deki Ben Nesli’ne küçük çapta ışık tutuluyor ve bolca yer verilen yorum kısımlarında insan kendi ülkesini düşünmeden edemiyor.
2008 yılının Temmuz ayından beri aktif bir şekilde fahri Rehber Danışmanlık yaptığımdan mıdır bilemiyorum ama bu kitabın içeriği insanı derin düşüncelere sevkediyor. Sadece iki yılda toplamda 1000’e yakın öğrenci görüşmesi yaptım ve bunların neredeyse yarısı “ailelerine isyan eden, onlarla yaşamak istemeyen, ayrı bir eve çıkmak isteyen” 13 – 17 yaş arası öğrencilerden oluşuyordu. Onların ailelerinin yanıma gelip de konuşmak istedikleri, içinden çıkamadıkları konu ise: “Bu çocuk böyle değildi!”
Evet bütün aileler haklıydı, çocuklar böyle değildi. Ne oldu da çocuklar birden bire (!) bu hale gelebildi? Bu noktada hemen kitaptan bir alıntı yapalım: “Araştırmalara göre, doğduğunuz dönem karakterinizi, içinde yetiştiğiniz aileden daha çok etkiliyor. Ya da bu fikri öngörmüş bir atasözünün de dediği gibi: İnsan, içinde yaşadığı çağa, babasına benzediğinden daha çok benzer.”
Ben Nesli üyeleri onaylanmaya ihtiyaç duymayan, toplumsal kuralların çöküşünü hızlandıran bir gruptur. Neyle mutlu oluyorsan onu yap ve başkalarının ne düşüneceğini umursama. Önceki nesillerin kültürel değerlerinden oldukça farklı olan bu düşünce tarzı, Ben Nesli’nin sorgulamadan kabul ettiği bir yaşam felsefesi. “Kendime inandığım sürece, diğerlerinin ne düşündüğü umurumda değil” diyor 21 yaşındaki Rachel. (Sayfa:34)
Tek Kişilik Ordu: BEN!
Kitabın bu bölümünde Amerika’nın 2001 yılında kullandığı slogan başlık olarak atılmış: Tek Kişilik Ordu! Ben Nesli’nin gerçekçi tavırları bireyselliğin soyutluğunu içeren, ancak bunu çok yalın bir biçimde kullanan günlük dilimizde de kendini gösterdiği söylenmiş. Bireysellik dilini artık özümseyip ana dilimiz gibi konuştuğumuza örnekler verilmiş:
-Toplum içinde nasıl davransam diye mi endişeleniyorsun? “Sadece kendiniz olun”
- Alkolik, uyuşturucu bağımlısı ya da katil olmanızın iyi tarafı nedir? “Kendimle ilgili çok şey öğrendim”
- İşteki veriminiz yetersiz mi? “Kendinize inanın”
- Yeni bir çift ayakkabı mı alsanız yoksa burnunuzu mu deldirseniz? “Elbette ki, kendinizi ifade edin”
- Neden tatmin olmadığınız ilişkinizi bitirmeli, sıkıcı işinizden istifa etmeli ve de kayınvalidenize ağzının payını vermelisiniz? “Çünkü kendinize saygı duymak zorundasınız”
- Fikrinizi söylemeli misiniz? “Evet, Kendinizi savunmalısınız”
Kitap; “İstediğiniz Her Şey Olabilirsiniz”, “Endişe Çağı”, “Denemenin Faydası Yok İnancı”, “Cinsellik”, “Eşitlik Devrimi”, “İş Dünyasının Geleceği ve Gençlerin Geleceği” bölümleriyle devam ediyor. İlgi duyanların kaçırmaması ve araştırma sonuçlarına göre çok şey öğrenebileceğiniz bir kitap Ben Nesli.
Tuna BAHAR
Pamukkale Üniversitesi Sosyoloji
***
Yazdıklarıyla hep manşet olan psikolog ve toplum yorumcu Dr. Jean M. Twenge, 1970, 1980 ve 1990’larda doğan “Ben Nesli” mensubu gençlerin hoşgörülü, özgüvenli, açık fikirli ve hırslı fakat bir o kadar da sinik, depresif, yalnız ve kaygılı olduğunu, kışkırtıcı bir kitapla ortaya koyuyor.
Kendisi de bir Ben Nesli mensubu olan Dr. Twenge, bugüne kadar yapılmış en geniş çaplı nesiller arası araştırmada, 60 yıllık bir süreç içinde yaşamış 1.3 milyon kişiyi mercek altına yatırarak bugünün gençlerinin ayırıcı özelliklerini tespit etti. Bulduğu şok edici gerçekler arasında, cinsel davranışlarda dramatik farklılıklar ile gelecek günlerin bu nesil için nasıl olacağına dair tartışmalı öngörüler de var. Twenge’nin gerçek kişiler hakkında anlattığı esprili olduğu kadar şaşırtıcı hikayeler Ben Nesli’nin hayallerini, hayal kırıklıklarını ve mücadele etmesi gereken zorlukları ortaya koyuyor.
“Ben Nesli”, gençliğin genel karakterini büyük ölçüde değiştirerek günümüz toplumunda birey olma kavramına bambaşka bir bakış açısı getirdi. Bir yanda bu neslin iddialı ben-merkezciliği, diğer yanda ise rekabet içindeki dünya pazarları, yüzyılımızın başlıca meselelerinden birini oluşturmaktadır. Tartışmalı, eğlenceli ve çözüm önerici kitap, bir önceki nesle çocukları hakkında fikir vermekle kalmayıp 10’lu, 20’li ve 30’lu yaşlardakilerin kendilerini daha iyi anlamalarına da yardımcı oluyor. İşte kitaptan bir alıntı:
Günümüzde çok az insan “mükemmel” hayat” amacına ulaşabiliyor. İnsanların çoğu, endişeli ve depresif. Martin Seligman, “Sanki bir salak çıkmış da normal insan olmanın çıtasını yükseltmiş gibi” diye yazıyor. Ben Nesli’nin yükselen beklentilerinin kökeni, kendine odaklanmaya dayanıyor. Yaşamımız boyunca kulağımıza çok özel olduğumuz fısıldandı, zengin ve ünlü olmayı hak ediyoruz. Ayrıca iş ve aşk gibi hayatın her alanında tatmin olmayı bekliyoruz. Oysa herkes görkemli evlerde yaşamıyor, çoğu kişinin işi, ekonomik zorluklar yüzünden heyecan verici değil. Mükemmel bir adamla evlenebilirsiniz ama o, her zaman sizin ruh ikiziniz olmayacaktır. Bireysel arzularımıza fazlasıyla odaklanıyor fakat içimizde büyük bir boşluk hissediyoruz ve bu durum genelde depresyonla sonuçlanıyor.
Ancak tatminsizliğimizi sadece bireyciliği suçlayarak açıklayamayız.
Depresyon sadece hayattan çok şey beklediğimiz için değil, aynı zamanda yaşam şartları zor ve hayat çok pahalı olduğu için gerçekleşiyor. Bir şeyin en azına bile ulaşmanın çok zor olduğu bu devirde, Ben Nesli, hep daha fazlasını istiyor. Filmler, ihtişamlı meslekleri olan kişilerle dolu, ancak iyi bir üniversiteye girmek günden güne zorlaşıyor. Küçücük evler bile insanların alım gücünü zorlarken, diziler köşklerde çekiliyor. Sanki biri bizimle dalga geçiyor. Zengin olacağımızı umarak yetiştiriliyoruz ama cebimizdeki para, kötü bir apartman dairesinin kirasını ödemeye bile yetmiyor.
"BEN" NESLİ
Yazar: Jean M. Twenge
Özgün Adı: Generation Me
Sayfa Sayısı: 384
Baskı: Kaknüs Yayınevi