Anasayfa
Hakkımızda
Danışmanlıklarımız
Bireysel Danışmanlıklarımız
Kurumsal Danışmanlıklarımız
Eğitimlerimiz
Bireysel Eğitimlerimiz
Kurumsal Eğitimlerimiz
İletişim
Mail
:
Şifre
:
Giriş Yap
|
Şifremi Unuttum
|
Üye Ol
Bütün insanlar üç sınıfa ayrılmıştır: Hareket ettirilemeyenler, hareket ettirilebilenler ve hareket edenler.
Seçiniz
Merak Ettiklerinizde
Psiko Keyf | Psiko Bilgite
Köşe Yazılarında
Haberlerde
Psiko Faydande
Psikolojik Sorunlarda
Ara
Stres'in mi var 'Reflü'n var! / Psikolojik Sorunlar
Adı sanı bilinmeyen ama her 100 kişiden 20'sinde görülecek kadar yaygın olan reflü, ülseri bile sollayan sinsi bir mide hastalığı. Stresli ortamda çalışan yönetici, üst düzey bürokrat ve politikacılar dikkat....
ÇOğUMUZUN adını bile duymadığı sinsi reflü hastalığı ortalığı kasıp kavuruyor. Midenin başdüşmanı ülseri bir sollayan reflü aslında bir yetişkin hastalığı olmasına rağmen çocuklar bile yakalanıyor. Strese bağlı olduğu için 'medeniyetin bedeli' olarak nitelendirilen reflü, her 100 kişiden 15-20'sinde görülüyor. Tedavi edilmediği taktirde, hastaların hayat kalitelerini olumsuz yönde etkileyen midenin adı duyulmamış yeni düşmanı reflü, daha çok stresli ortamda çalışan üst düzey yönetici, bürokrat ve politikacılarda görülüyor. Yakalanma oranı, bu meslek gruplarında yüzde 50'ye kadar çıkıyor. Hastalık, midenin giriş kapısının fonksiyonunun bozularak, mide asitinin yukarıya doğru geri kaçmasıyla ortaya çıkıyor. Zaten Reflü adı da buradan geliyor. Reflü'nün kelime anlamı, geri kaçış demek. Reflü ile kolkola giren ve hastalığı tetikleyen 3 hastalık var. Mide fıtığı, gastrit ve ülserler yolaçan Helicobacter Pylori'nin bulunmasıyla birlikte, en sık rastlanan mide hastalığı sıralamasında ülseri de geride bırakarak, ilk sırayı aldı.
STRESTEN KAYNAKLANIYOR
Reflü hastalığının böylesine sık görülmesinin en önemli nedeni, moda tabiriyle stres. Stresten yoğun mesleklerde çalışanlar, risk grubunda yer alıyorlar. Yaşam biçimine dikkat etmeyenler,alkol, çay ve sigaradan vazgeçemeyenler ile kilolu kişiler, reflü adayı olarak tanımlanıyor. Reflü tanısının konulabilmesi için belirtilere dikkat etmek önem kazanıyor. Tedavinin ilk basamağında diyet, yaşam biçiminin düzeltilmesi ve daha sonra da ilaç tedavisi geliyor. İkinci basamak tedavide ise, eğer reflü sonucu hasta, çok fazla ilaç kullanıyor ve şikayetleri bir türlü geçmiyorsa, son olarak ameliyata başvuruluyor. Reflü'nün ilaçla tedavisi, en az sekiz hafta sürüyor. Reflü'nün teşhis edilebilmesi için endoskopi, en doğru yöntem. Reflü konusunda doğru adres ise, gastroentorologlar yani sindirim sistemi hastalıkları uzmanları. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroentoroloji (Sindirim Sistemi) Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Bal, hastalığın başlama sürecini ve tedavi aşamalarını şöyle anlatıyor:
KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
"Bu hastalığın başlangıcında, çoğunlukla hastalar, kulak burun boğaz uzmanlarına gidiyor. Çünkü, önceleri, göğüs kemiği arkasında yanma ve ağrı, ses kısıklığı, kuru bir öksürük, kronik faranjit belirtileri veriyor. Bunun nedeni, mide asitinin yemek borusu, yutak ve gırtlağa kadar çıkması. Stres, mide fıtığı, yanlış beslenme, bazı hormon ve kalp ilaçları, sigara ve alkol mide giriş kapısının fonksiyonunu bozuyor. Yüksek yastıkta yatmak önemli. Reflü hastaları, yüzebilirler ama dalmaları yasak. Bir de, yemek borusu alt kısmında yani mide geçiş kapısı civarında kanser riski artıyor." Reflü bir mide hastalığı olsa bile, hastalar, belirtilerle birlikte, özelikle de grip olduklarını zannederek kulak burun boğaz uzmanlarına başvuruyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgün Enver, bu tabloyu şöyle tarif ediyor: "Eğer reflü, yutak kısmını etkiliyorsa, hastada faranjit tablosu gelişiyor. Gırtlağı etkiliyorsa, ses kısıklığı yapıyor. Eğer erişkinlerde, gırtlaktan daha da aşağılara giderse, akciğerlere kaçar ise, astım krizlerine benzer tabloya yolaçıyor. Bize daha çok gırtlak ile ilgili şikayetleri olanlar başvuruyor.
Sabah
Okunma Sayısı:
0
/ Yorum Sayısı:
0
Bu yazıya daha önce yorum yapılmamış ?
Yorum
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
Üye olmak için tıklayınız...
Buluşun Öncüleri
Psiko - Sağlık
İlişki Problemleri
Merak Ettikleriniz
Psiko Kefy
Sosyal Fobi
Kadın - Erkek
Başarı Hikayeleri
Seçkin Öyküler
Kişisel Gelişim
Depresyon
Sağlık Psikolojisi
Psikolojik Sorunlar
Okul Problemleri
Business Psikoloji
Kaliteli Sözler
Bilişsel Terapi
Tebessüm
Psiko - Siyaset
Panik Atak
Diger Fobiler
Psiko - Eğitim
Paradokslar
Gestalt Terapi
Neuro Psikoloji
İlginç Bilgiler
Psiko - Spor
Psiko - Aile
Hiper Aktivite
Hazır Cevaplar
Psiko - Analiz
Davranışsal Terapi
Psiko - Kitaplık
Obsesif - Kompulsif
Psiko - Çocuk
Kilo Sorunlari
Psiko - Kitap
Psikoloji Nedir?
Çocuk Psikolojisi
Dikkat Eksikligi
Psikoloji Tarihi
Kognetif Terapi
Psiko - Dinamik
Psikoterapi Nedir?
Bagimlilik Problemleri
Konusma Bozuklugu
Psikiyatri İlaçları
Sinema Terapisi
Duygusal Zeka
Psiko Biyografi
Ergen Psikolojisi
Kompleksler
Psikoloji Ekolleri
Psikolojinin Alt Dalları
Psikoloji Etiği
IQ
Araştırma Yöntemleri
Savunma Mekanizması
Psiko - Drama
Ruhsal Zeka
Andropoz Psikolojisi
Asabiyet
Beden Dili
Bilinçaltı
Değişim
Diksiyon
Empati
İkna
İletişim
İnsan Tanıma
Karar Vermek
Korku
Menopoz Psikolojisi
Mutluluk
Özgüven
Sabır
Stres
Şiddet
© donusumkonagi.net Psikoloji Portalı
Tüm Hakları Saklıdır - Dönüşüm Konağı Psikoloji Enstitüsü - Kullanım Sözleşmesi